• sınıfları, meslek gruplarını bir organizmanın her biri kendi işlevini görerek birlikte bütüne hizmet eden organları sayan ekonomik sistem. sınıfların varlığını reddetmese de sınıf çatışmasını reddeder, kol kola ülkeyi kalkındıralım der. faşist italya örneği olduğu gibi demokratik korporatizm, neokorporatizm gibi adlarla sosyal demokrat yorumları da mevcut. **
  • herkes yerini bilecek diyen platon'u hatırlatır. muhafazakâr düşüncenin faşizme kayabileceği noktalardan biri.
    (bkz: ayaklar baş olursa kıyamet kopar)
  • tüm toplumun dernekler üzerinden örgütlendiği bir politik sistemdir. ülkedeki her ekonomik ve sosyal faaliyetin bir bütün şekilde, istikrarlı ve dakikçe işlemesi prensibine dayanır. bu da tabandan, tepeye kadar mutlak bir itaat ve muhalefetsizlikle sağlanır.
    bireylerin günlük rutinlerinin tamamı iş, öğrenim ve dernek faaliyetlerinden oluşur. bağlı bulundukları dernek bir federasyona, federasyon konfederasyona bağlıdır. konfederasyon devlet bünyesinde temsil görevi görür. yönetici kadroya raporları ve talepleri sunar, fakat karar mekanizmasında yer almaz. konfederasyona dikte edilen emirler sırayla en alttaki bireye kadar ulaşır. birey de bağlı bulunduğu ve hizmet aldığı dernekle herhangi bir fikir ayrılığında olamadığı için toplumsal ahenk ve mutlak itaat sağlanmış olur.
  • çıkarların temsili, kamu politikalarının oluşturulması ve uygulanmasına, işçi ve işveren örgütlerinin katılımının sağlanması, iktisadi bir işleyişin, devletin işçi sınıfını kontrol altında tutmak için uyguladığı bir strateji, bir sosyal kontrol mekanizması, çatışmaların yönetimi ve bir devlet biçimidir.
  • (bkz: alfredo rocco)
  • fasizmin resmi sosyal ogretisidir.
  • türkiye örneği için taha parla'nın "ziya gökalp, kemalizm ve türkiye'de korporatizm" adlı eserini tavsiye ettiğim anlayış biçimi.

    http://www.kitapyurdu.com/…ap/default.asp?id=448167
  • ilk meclisten itibaren, bize tarih derslerinde yutturulan cumhuriyet rejiminin aksine, çok partili sisteme geçene kadar türkiye'nin yönetildiği rejimdir.
    korporatizm, ideolojik olarak sağın da sağında bulunur, en sert, ırkçı ve otoriter rejimdir kendileri örnek olarak, ekonomiye katkıda bulunmayanların oy verememesi, loncaların temsilcilerinin meclis milletvekili olarak belirli iş grubu adına konuşması gibi saçma sapan, emin olmamakla beraber benito tarafından ilk ve tam olarak uygulanmış hede
  • politikaların büyük şirketlerin yoğun tesir ve baskısı altında belirlendiği yönetimleri ifade eden 'korporatokrasi' kavramı ile karıştırılsa da, bu terim korporatokrasiden epey farklı bir anlam ifade ediyor.
    korporatizm, halkın farklı kesimlerinin, liderleri aracılığıyla devletle ilişki kurmaları esasına dayanıyor.

    korporatist yapılarda, farklı kesimler (işçiler, imalatçılar, çiftçiler, bankalar, ...) adına sözcülük yapan liderler, devletle aynı masaya oturarak uygulanacak politikaları belirliyorlar. neyin ne kadar üretileceği, işçilere ne kadar ücret ödeneceği, sosyal güvenlik gibi konular hep birlikte karara bağlanıyor.

    korporatizm konusunda iki farklı uygulama söz konusu: 'devlet korporatizmi' ve 'sosyal korporatizm'.
    devlet korporatizmi ve sosyal korporatizm

    devlet korporatizmi, herkesin aynı masaya oturmasına ve karar alma sürecine katılıyor olmasına rağmen, son sözü devletin söylediği, ' eşitler arasında birinci' olan devletin kararını diğer temsilcilerin veto hakkının olmadığı bir sistem.

    sosyal korporatizm anlayışında ise, her temsilcinin veto hakkı söz konusu. yani herkesi (ya da daha doğru bir ifadeyle, 'her temsilciyi') memnun eden bir noktada uzlaşılmadıkça karar alınması mümkün değil.
    bu tanımlardan da anlaşılabileceği gibi, devlet korporatizmi faşizme, sosyal korporatizm ise sosyalizme daha yakın.

    http://www.derinsular.com/…007/01/korporatizm_3.php
hesabın var mı? giriş yap