• haruki murakami'nin 25 yili askin suredir devam eden kosu hayati uzerine yazdiklarini topladigi kitabi. kitabin ismi raymond carver'in what we talk about when we talk about love'ina bir gonderme.

    kitap tam da isminde belirtildigi gibi, murakami'nin kosu hayatindan bahsederken bahsettikleri hakkinda. bunlarin arasinda nasil bir jazz cafe acip, yazmak icin bunu kapattigi, yazarliga hangi anda basladigi gibi seyler de yer aliyor. bunun gibi, katildigi maratonlardan ve triathlon'lardan da bahsediyor murakami.

    okumasi keyifli ve eglenceli bir kitap. murakami'nin dingin yazilarindan hoslananlar icin.
  • "you talk about writing" diye cevaplanası haruki murakami sorusu.

    "sometimes ı run fast when ı feel like it, but if ı increase the pace ı shorten the amount of the time ı run, the point being to let exhilaration ı feel at the end of each run carry over for the next day. this is the same sort of tack ı find necessary when writing a novel. ı stop every day right at the point where ı feel ı can write more. do that, and next day's work goes suprisingly smoothly. ı think ernest hemingway did something like that. to keep on going, you have to keep up the rhytm." * *
  • mükemmel bir murakami eseri daha. insanın nasıl kendi yaşamını şekillendirebileceğine, öz disiplinin önemine dair bir manifesto. hayatı kendisi için zorlaştıran insanların düşünce ve algı sistematiğini kavrayamayanlar için bir rehber. sınırlar nasıl belirlenir, kararlar nasıl alınır, her gün neden bir mücadeledir sorularının ve daha nicelerinin cevapları. kendini zorlamak ve tanımak üstüne bir deneme. ingilizce çevirisi mükemmel ve arı, murakami dili. çok keyifli. bir hayat hikayesi. neden bazılarının koştuğunu neden bazılarının hareketsiz kaldığı anlamak lazım.
  • ilk 50 sayfasindan sonra spor ayakkabılarımı giyip koşmaya çıkmamı sağlamış kitap.

    tabi ilk gun sadece 1 km kosup sonra 30 dakika yurudum. ikinci gun ise bacaklarım o kadar agriyordu ki aslinda hic koşmaya gidecek halim yoktu ama yine de ciktim ve 500m bile kostugumu sanmıyorum, 30 dakika yuruyup eve dondum. ancak bu iki pek başarılı olmayan koşma girişimi bile bana tartıya göre 2 kilo kaybettirmiş.

    ayrıca deneysel bir çalışmaya başlamamı sağlamış kitaptır. arastirma soruları da sunlar:
    kitabı okurken kaç km koşacağım? edit: 1,5 km koşu. 5 km yuruyuş
    kitapla birlikte başladığım koşma hevesim kitap bitince bitecek mi? edit: belli değil
    koşmaktan vaz geçince kitabı okumaktan da vaz geçecek miyim? edit: kitap bitti
  • run haruki run diye icimden geçirerek okuduğum kitap

    yazmak ve koşmak arasında yapılan benzerlik harikadır. analoji nasıl yapılıra "işte böyle yapılır" diyen kitaptır.
  • kitabi okudukca kosucu ne kadar kosarsa kossun mutlaka bir tatminsizlik icinde olacaktir fikri oturuyor insanin zihnine.

    belki de insan bu sebeple kosucudur.
  • kitabin bir bolumunde murakami, japonyada kostugu parkta senelerce karsilasmakta oldugu ve hic tanismadigi. senelerce gulumseyip selamlasmalari disinda bir iliski kurmadiklarini anlatir. mevzu platonik ask in oykulenmis hali gibidir.
  • ingilizce tercümesi 11 ağustos 2009'da yayınlanan bu anlatı, ne yazık kî hâlâ türkçe'ye tercüme edilmemiştir. ziyâdesiyle kurak, kupkuru bir basım-yayın sektörümüz var ne yazık kî...

    şimdiden değerli tanıl bora bu kitabın türkçe başlığını "koşmaktan söz ettiğimde sözünü ettiklerim" koymuş. gâyet de münâsip olmuş.
  • haruki murakami'nin ingilizceye what i talk about when i talk about running şeklinde çevrilmiş olan (japonca başlığın anlamı da aynı: `hashiru koto ni tsuite kataru toki ni boku no kataru koto`) denemelerinin doğan kitap'ın halt yemesiyle türkçeye kazandırılmış hali! herhalde doğan kitap, türk okurun metnin orijinal adındaki raymond carver göndermesini anlamayacağını düşünmüş olmalı ki böyle bir şey yapmış.

    p.s. idefix'te kitabın orijinal dili ingilizce olarak yazılı. acaba kitabı gerçekten japonca yerine ingilizceden çevirme yolunu mu tercih ettiler yoksa bu da doğan grubunun aldığı idefix'in bir halt yemesi mi bilemedim.

    edit: sir gawain uyardı. kitabın çevirmeni, japoncadan çeviriler yapan hüseyin can erkinmiş. yani kitap japoncadan çevrilmiş ama idefix kitabın orijinal dilini ingilizce yazmış.
  • doğan kitap tarafından koşmasaydım yazamazdım adıyla türkçeye kazandırılan kitap! herhalde doğan kitap türk okurlarını raymond carver göndermesini anlamaycaklarını düşünmüş. (sırf bu okur/izleyici vb. anlamaz zihniyeti yüzünden yıllarca türk sinemasında flaşbek tekniği uygulanmadı) bir de idefix'te kitabın orijinal dili olarak ingilizce yazıyor. wikipedia'ya göre kitabın orijinal dili japonca. bu durumda ya idefix halt etmekte ya da doğan kitap, murakami'yi ingilizceden çevirttirmiş.

    edit: sir gawain uyardı. kitabın çevirmeni, japoncadan çeviriler yapan hüseyin can erkin'miş. yani kitap japoncadan çevrilmiş ama idefix kitabın orijinal dilini ingilizce yazmış.
hesabın var mı? giriş yap