• kredi kartı ekstresi gelir, cepte asgarisini yatıracak para olmadığında, ikea nın yolu tutulur. ödenecek miktar değerinde bir ürün seçildikten sonra kasaya gelinir ve yine kredi kartınızla isteğinize göre taksitlendirerek satın alınır. hemen akabinde müşteri hizmetlerine gidilip ürünü iade etmek istediğiniz söylenir, size ürünün bedelini nakit olarak öderler. eve dönerken atm ye ugrayıp parayı yatırırsınız. böylece borcunuzu borçla ödemekle kalmayıp üstüne taksitlendirirsiniz bir de bunu.

    2020 editi;

    sakın gidip mal mal yukarıda yazılanları yapmayın, kartın limitini dolduruğunuzla kalırsınız. eskidenmiş yukarıdaki yazılanlar.
  • pek sevgili matematiğin işe yaramadığı nanedir efenim, zira insan dediğin hatalarından ders almayan bir hayvandır (zaten ders alsaydı adam gibi evrim geçirirdi, ne o öyle hala yiyen, içen üstüne üstlük de sıçan bir şey. neyse, konumuz bu değil).

    efenim, bildik müyendiz açısı ile, yani madde madde inceleyelim vakamızı:

    (giriş)
    sevgili tüketimsever insanımız bol kepçeden dağıtılan kredi kartları ile huınharca harcamalar yapmış, borcu boyunu ve maaşını aşmış durumdadır. doğal olarak da kredi kartının faizi kepçe kepçe sevgili kıçına duhul etmektedir. bir süre harcamaları kısıp, asgari miktarı ödeyerek idare eden kahramanımız döngüden dolayı delirince farklı çözüm yolları aramaya başlar.

    (gelişme)
    excel ya da bir kalem/kağıt/hesap makinesi ya da hayalgücü ile sevgili kahramanımız danalar gibi kredi kartı faizi ödeyip, hala borçlu kalmaktansa bankadan tüketici kredisi alarak bu borçları kapatmanın çok daha mantıklı olduğunu keşfeder. biraz bordro sabunlaması, biraz da bankacı arkadaşların yardımı ile tüm borçları kapatacak bir tüketici kredisi sağlanır. kahramanız mutludur, zira daha düşük kredi ile borç kapattığı için kendini akılı zannetmektedir.

    tez elden tüm kredi borçları kapatılır ve "kullanılabilir limitler" eski seviyesine çekilir. kahramanımız artık hayata karşı dimdik durmaktadır, zira tek bir borcu vardır, tek bir bankaya domalmaktadır. o domalma işini de 36 aya yaydığı için şemsiyenin verdiği acı çok da acıtmamaktadır. hayat yine pembe gözlükleri, yalancı baharları sunmuştur.

    (masalın bittiği yer)
    insan hatalarından ders almayan hayvandır demiştik değil mi? evet, hayvanımız "eheheh bütün borçlarımı kapattım, kredi kartları limitlerim de tepede, var mı lan benden zengin sabancı" edası ile gezmektedir. doğal olarak "kemer sıkma" politikası bir anda unutulur ve alınan kredinin ilk taksidi ödenmeden yeniden hunharca harcamalar başlar (malum kredi kartımızda yeterince limit var).

    o mağaza senin, bu market benim, şu bar da amcaoğlunun diyerekten hunharca slipler çekilir. limit yavaş yavaş aşağı inmektedir ama kimin umurunda ey sevgili okuyucu? arada bir "ulan daha ilk taksidi ödemedik" diye içinden geçirir ama vitrinde gördüğü yeni sezon indirimleri bu kötü niyetli düşünceleri silip atar.

    yavaş yavaş ay sonu gelmekte, yalancı bahar, hafiften sararmaktadır. telefon acı acı çalar (yok lan, bu burada yoktu)

    (sonuç)
    ay sonu, hesap kesimleri, kira ödemesi, elektrik, su, doğalgaz, cep telefonu, ev telefonu, incik boncuk.. dın dın dın dınınıının.. evet, nerede kalmıştık. yine maaş yetmiyor hiçbirine. bir yerde tercih yapmak lazım. ya ev sahibi aranacak, herifin ağız kokusu çekilecek; ya kredi kartlarından birkaç tanesi tam olarak ödenmeyecek. yine excel, kalem/kağıt/hesap makinesi piyasaya çıkar. "şunu suraya versem, şunu accık az ödesem" der kahramanımız (arada kafasını duvara, olmazsa masaya vurmayı ihmal etmez).

    (şair burada yorgana seslenmiş)
    tüketim çağında (utanmadan hala tüketim çağı diyorsun be adam) insanoğlu ayağını yorganına göre uzatmaz sevgili okuyucu. yorganı ayağına uydurmak için çekiştirip yırtar. sonrasında ne yorgan kalır, ne de başka bir şey. ve hatta ders almadığı için iki senede bir aynı döngüyü yaşar. yine kredi alır, yine bilmeden harcar, yine kafasını duvarlara vurur. değişen tek şey çektiği kredinin miktarıdır (o da her seferinde yükselir)..

    (gökten üç elma düşer, bir tanesi kredi kartı faizine, bir tanesi tüketici kredisi taksidine gider. son elma da hala ders almayan kahramanımızın kafasına düşer, belki akıllanır diye. o da akıllanmaz, entry yazar).
  • bunu yapa yapa çıkılmaz bir bataklığa girdim , geçen yıl 300 bin olan borcumu bu yıl 400 bine çıkardım her ay taksitleride ödeyerek .tüm maaşım faizlere gidiyor artık yetmiyor bile uykularım kaçıyor uyuyamıyorum ne olacak böyle bilmiyorum. bu işlere bulaşmayan biri varsa sakın bulaşmasın tüm düzeni bozulur hayatı kayar . almayın , beklesin nakit parayla alın
  • yeni kullanılan kredinin faizinin daha düşük olması şartıyla mantıklıdır. daha yüksek ise mantıksızdır.
  • sonucun götte patladığı kesin olarak tübitak'ta yapılan çalışmalarda da kanıtlanmıştır.
  • kredi kartı borcunu kapatmak için kullanılan kredinin taksitlerini kredi kartından nakit avans çekerek ödemeyle sonuçlanma ihtimali de olan bir uygulamadır.. (bkz: kendimden biliyorum)

    ps: bu entry'ye şukela vermeyiniz.. şukelalarınızı nakit olarak ekteki hesap numarama havale ediniz.. )

    esbank (ekşi sözlük bankası) entryne şubesi hesap no : 666-3169
  • dış borçlarımız için, türkiye cumhuriyeti iktidarlarının hepsinin yaptıkları şeyin bireylere indirilmiş versiyonudur. eee, armut dibine düşer.
  • bankanin sayenizde am ustunde got sikmesini saglar.
  • sabit ama geliri dar olan insanların sıklıkla yaptığı şey. yalnız her çekilen kredide (mevcut borç+ihtiyaç) şeklinde çekilir ve taksit sayısı arttırılır. kısır bir döngüdür eğer gerekli önlemleri almazsanız.
hesabın var mı? giriş yap