• kritik der statistichen vernunft (istatistik aklın elestirisi).

    immanuel kant’ın 1761’de kaleme aldığı tahmin edilen bir makalesi. daha iyi bilinen kritik üçlemesinden [kritik der reinen vernunft (saf aklın eleştirisi), kritik der pratischen vernunft (pratik aklın eleştirisi) ve kritik der urteilkraft (yargı gücünün eleştirisi)] den önce yazıldıgı filozofun yazısmalarından anlasılmıştır. ayrıca yayınlanmamıs olması, bu makalede yürütülen fikirlerin büyük bir ölçüde diger kritik lerde kullanılmıs olmasına baglanmaktadır. kant’in bayes’in kendisine sundugu bir makaleye (essay towards solving a problem in the doctrine of chances) cevap olarak acele ile yazdıgı tahmin edilmekteyse de bayes’in kütüphanesinde rastlanmamıstır bu yazıya.

    kant’in bu makalede ne demek istedigini, neyi elestirdigi anlamak için öncelikle “bayes teoremi” olarak tanınan teoremi bilmek gerekir kısaca. bu konu sözlük’te islenmis oldugundan öncelikle oraya* bakılmasında yarar var. hatta “ben bu teoremi biliyorum” diyenlerin bir de sözlük’teki örnege* bakmalarında ayrıca yarar var zira, her ne kadar açıkca belirtilmemişse de sözlük’te verilen örnek, bayes’in makalesinde verdigi örnege çok benzemektedir ve anlasılacagı üzere kant’ı bu makaleyi yazmaya zorlayan bayes teoreminin teknik yanlarından çok, bayes’in, teoremini açıklamak için kullandıgı örnek olmustur. bayes teoremine teknik olarak ve bayes’in örnegini kullanarak bakarsak “birader zaten muradına ermişsin, isini görmüssün. sarısınla beraber olmus(1) olmanın ihtimalini sonradan hesaplamanın ne anlamı var ?” sorusunu sormak yeterlidir aslında, teoremin geçerlilik sınırlarını belirtmek için. konuya gözlemsel (ampirik) bir açıdan bakıldıgı zaman da, olustugu a posteriori bilinen bir olayın a priori nedenlerini arastırmaya kalkmak, üstelik asıl nedeni (prima facie neden) kesinlikle tanımlamak yerine degisik ama birbirlerini dıştalayan nedenlerin olasılıklarını hesaplamak, kant’a göre, önemi olmayan bir konudur. üstad teknik konulardan çok ahlaki konularla ilgilendigi için bir kadına yaklasmanın once ahlaki temelini sorgulamıs, « cinsel iliskiye girmek bir kisisel çıkar mıdır ? » sorusuna cevap aramıstır. kant’in cevabı, « eger cinsel hayattan anlasılan bir erkegin bir kadına sadece cinsel iliski amacı ile yaklasması ise, evet »tir ve üstad böyle bir yaklaşımın dinin ve ahlakın akılcılığına uygun olmadığını, zira insanda aklın omuzlar üzerinde duran bir organda(2) yoğunlastıgını kendi hayatından esinlenerek (2) söyle açıklar « akılcı yaklasım prostatistik ve prostatik(3)(4) yaklaşımlarla bağdasmaz » ve yine bayes’in örnegini kullanarak, hangi kadınla beraber olundugunun bilinmesi için a posteriori hesaplar yapmanın gereksiz oldugunu, deneyim sırasında ve hemen akabinde a priori bilginin a posteriori bilgiye dönüsecebilecegini akılcı bir sekilde açıklar. üstad bu deneysel dönüsümün gerçeklesmesine bir istisna oldugunu descartes’ın koordinatlar sistemine bir de zaman boyutu ekleyerek açıklar ve şu örnegi vermekle yetinir : “ bayes’in örnegindeki bir olasılık hesabı bundan ancak iki yüzyıl kadar sonra, 41° kuzey enlem ve 29° dogu boylamı çevresinde, özellikle siddetli yagmur yagan günlerde, bir anlam kazanabilecektir”*. kant neye dayanarak böyle bir sey öngörebilmistir ? –ki haklı çıktıgını biliyoruz- bu sorunun cevabı kant’ın tahminleri frekanslara baglı olasılık hesaplarına dayanarak degil de, kendisinin ortaya attıgı, akla dayanan inanç (“rationaler glaube”) kavramı ile bulabiliriz sadece. idealist filozofun “forschung” ya da “voraussage” yerine “glaube” kavramını kullanması şasırtıcı degildir, doğal olarak(5).

    kant’in bu elestirileri göz önünde tutuldugunda, bayes’in, teoremini sağlığında yayınlamaktan neden kaçındıgı kolaylıkla anlaşılabilir.
    _____________________________
    (1) farkedildigi üzere, burada bayes’in örneğinde kullandığı terimleri degil, daha çok kantçı terimleri kullanmaktayım. bayes gerçi din adami idi ama ne de olsa protestan oldugu için “dünya nimetlerinden yararlanmayı” da kendisine amaç edinmis, o arada ağzını da bozmustu. ben kantçı terimleri tercih ediyorum ama bu, ne a priori, ne de a posteriori, sapına kadar kantçı oldugum anlamına gelmez. [bkz. dipnot (2)].
    (2) bilindigi gibi üstadın cinsel yasami bir hayli incelikler içerir ve bunlar ayrı bir araştırma konusu olmustur (bkz: la vie sexuelle d’emmanuel kant).
    (3) burada üstadın felsefeye anatomi deyimleri de soktuğunu görüyoruz. daha sonraları hegel, idealist felsefeyi diyalektikle birlestirebilmek için yogadan esinlenip felsefeye yeni bir anatomik yaklasım getirmeye çalısacak ve marx tarafindan eleştirilecektir. (bkz: georg wilhelm friedrich hegel/#2109425)
    (4) her ne kadar zamanında ölüm nedeni yaşlılığa baglanmışsa da, günümüzde kant’ın prostat kanserinden öldügü tahmin edilmektedir ki bu da kanserin çok kullanılan organlarda görülebilecegi gibi hiç kullanılmayan organlarda da ortaya çıkabilecegi tezini doğrulamaktadır.
    (5) 19. yy’da bu kavram, zayi paşa ismiyle tanınan cenabettin ziyanettin tarafından bir ihtimal daha var adlı eserde “âkil iman” ismi altinda geliştirilecektir.
hesabın var mı? giriş yap