• sadece kronik hastalığı olan bireyi değil aynı zamanda aile üyelerini de etkileyen hastalık türüdür. örnek verecek olursak eğer kaçınız dedeniz ya da nenenizin tansiyonu yüzünden tuzsuz yemeye alışmadı. ya da anneannenizin diyabeti yüzünden evde tatlı yiyemez oldu.
    ağzımın tadı kalmadı yav.
  • uzun süreli ya da zaman zaman ortaya çıkıp tekrarlayan hastalıklar..
    hangi hastalıklardır bunlar ayırım yapmak çok zor. bazıları çok belirgin, ayırmak kolay. ama yine de çok karışık.
  • sik gibi hastalıklar. tedavisi yok! yavaşlatırsın en fazla, durduramazsın. her geçen gün kayıp gider hayat elinden, çaresiz. kanser olsa iyileşir, tedavi de edilir belki, tek korkun nüks olur.. ama kronik hastalık bırakmaz, yapışır orospu çoçuğu.
  • sülalenin yarısında var olan astıma sahiptim bende. yıllarımı şununla ve bir de bunun kahverengi olanıyla geçirdim. çocukluğumun en güzel yıllarını çoğunlukla tepemde gardiyan gibi annemle evde geçirmek zorunda kaldım. kadıncağız da haklıydı tabi kötü anlarımda bir köşede sudan çıkmış balık misali nefes almak için çırpınırdım. küçücük aklımla ölmek herhalde böyle bir şey diye düşünürdüm.

    şimdi daha iyiyim. erken teşhis ve düzenli ilaç kullanımıyla nefes darlığı kısmını atlattım ama hala daha toza karşı sağlıklı insanlara kıyasla daha hassasım.

    edit: tdk'ye saygılar...
  • bir tanesini edindiğin durumda yaşam kaliteni biraz düşüren hastalıklar
    iki tane edindiğinde ise daha fazla
    iki üç taneden sonra bir sıkıntı gelir artık ki
    dünyanın en muhteşem insanı olsanız bile kendi hayatınız kısıtlamalarla doludur.
    (bkz: canım abim)
    seni seviyorum abicim
  • herhangi birinden muzdaripseniz ve hayatınızı fazlaca etkiliyorsa yavaş yavaş çevrenizdeki herkesi kaybetmenize sebep olan hastalıklardır.

    uzun süre boğuşup yıpranıp yoruluyorsunuz. sonra bakmışsınız ki sabah kalkacak gücünüz bile kalmamış. ister istemez izole oluyorsunuz.

    işin başında size yardımcı olmak isteyen ve samimiyetsiz geçmiş olsun dileklerinden ibaret olmayan nadir insanların da hayatlarında yeriniz kalmadığında; sadece moral bozan ve keyif kaçıran bir tanıdığa dönüşmeye başladığınızı, ne kadar yalnız ve önemsiz olduğunuzu farkediyorsunuz.

    (bkz: düşenin dostu olmaz)
  • (bkz: kronik hastalığı olan sözlük yazarları/@la lykia)

    (bkz: polikistik over sendromu/@la lykia)

    yakınınızda biri kronik bir hastalıktan muzdaripse özellikle ilk aşamada yararlı olabilecek bazı bilgiler:

    1. kronik hastalıklar iyileşmez ancak kişinin şans seviyesine göre;

    - ilerlemeleri yavaşlatılabilir.
    - ilerlemeleri durdurulabilir ve semptomlar belli koşullar altında kontrol altında tutulur.
    - çok uzun süreler kişiye semptom bile yaşatmadan derin uykuya yatabilirler.

    2. kronik rahatsızlıklar çoğunlukla ataklar ile yaşanır. yani çok kötü olduğunuz 1 ay sonrasında birkaç ay çok iyi olabilirsiniz veya 2 gün kötü, 3 gün iyi olabilirsiniz.

    3. kişinin ataklarını neyin tetiklediğinin farkında olması, atak oluşumunu mümkün olduğunca engellemeye çalışması, tedaviye uyması, kontrollerini aksatmaması esastır ancak tüm bunları uygulamak hayatın olağan akışı içinde her zaman çok kolay değildir.

    4. kronik hastalıklar tamamen iyileşmediği için kişiye "geçmiş olsun, hay allah çok üzüldüm, acil şifalar" gibi akut hastalıklarda söylediğimiz sözleri söylemek çok anlamlı değildir. hatta kişi atak döneminde ise incitici dahi olabilir.

    5. kronik hastalığa sahip kişilerin çoğu en azından 30+ bir yaştaysa şimdiye kadar onlarca doktora gitmiş, farklı tedavileri denemişlerdir. onun için konunun detaylarına çok hakim olmadan "glutensiz beslenmeyi denesene, su içiyor musun" vb. yüzeysel yorum ve sorular çok sinir bozucu veya en azından yorucu olabilir. hastalık ve kişinin öyküsü ile ilgili en azından genel bilgi sahibi oluncaya kadar yorum yapmamak daha iyi olabilir.

    6. üstte bir yazarın dediği gibi;

    (bkz: kronik hastalıklar/@king of shit)

    eğer kişinin kronik hastalıkları sosyal hayatını yakından etkileyen bir durumdaysa kişi kendisini insanlardan izole etmeye meyillidir veya çoktan etmiştir. bu sizi şaşırtmasın veya kişinin depresyonda vs olduğunu düşündürtmesin.

    bunun çok farklı sebepleri olabilir:

    - kişi olası bir atağı engellemek için sağlıklı insanların kolaylıkla uyum sağladığı programlara uyamıyor olabilir.
    - sağlık sorunları yüzünden programlara geç kalıyor veya programları son dakikada iptal ediyor veya erken bitiriyor olabilir bundan çok rahatsızlık duyuyor olabilir. arada yeterli samimiyet yoksa bu durumu açıklayamıyor olabilir.
    - sağlık durumunu anlatmak istemiyor olabilir veya anlatmaktan yorulmuş olabilir.
    - bazılarının aşağılayan, ezen, dalga geçen vb. davranışları ile karşılaşmış ve incinmiş olabilir. (evet, acı ama gerçek, var böyleleleri)
    - hastalığı nedeniyle sevgilisi, eşi tarafından terk edilmiş olabilir veya kendisi ilişkisini bitirmiş olabilir.
    vs vs.

    naçizane, "ama olmaz ki böyle biraz dışarı çıksana" falan dememenizi tavsiye ederim.

    örnek olarak, ben mümkün olduğunca şunlardan uzak durmaya çalışıyorum:

    alkol, sigara dumanı, uykusuzluk, uzun süre çok soğuğa, çok sıcağa, rüzgara maruz kalmak, çok nemli hava, aşırı fiziksel yorgunluk, uzun süreli açlık, sadece bir günlüğüne de olsa öğün geçiştirmek, dengesiz ve kalitesiz beslenme

    sadece biri bile bir atağımı tetikleyebiliyor. bu da "normal" insanların yaptığı birçok programa katılmamam ile sonuçlanıyor.

    7. son olarak; kronik hastalık ile yaşamak genellikle tam zamanlı işin yanında ek iş yapmak kadar yorucu, mesai isteyen ve üzerine para harcatan bir durumdur. muzdarip kişinin duygularını, duygusal ve fiziksel dayanıklılığını, tahammül sınırlarını, bütçesini sonuna kadar zorluyor olabilir.

    muzdarip kişi yakınınız ise ilişkinizde bu gerçekleri de göz önünde bulundurmanız kıymetli olacaktır.

    imza: birden fazla kronik hastalık sahibi sözlük yazarı, 35, k.
  • "dünyada hiçbir kronik hastalığın tedavisi yoktur. ömür boyu ilaç alır, onu baskılarsınız ve tedavi edemezsiniz."
    hayat şunu öğretti ki beslenme, uyku, spor; okuma yazma, kültür sanat faaliyetlerinizi belli, üst bir standart dizgesine sabitlerseniz kronik hastalıklarınız "pufff!" sesi ile yok oluveriyor(?). yok olmuyor. stresörler kontrol altına alındığı için var olan hastalık deaktive biçimde ölene dek kalsa da bir derideki zararsız bir ben gibi varlığını sürdürüyor... "big pharma" da "supplement" sağlayıcılar da bunun bilinmesinden yana değil. hibrit ve sağlıksız tohumlarla üretilen sebze meyveler yüzünden de kısır döngüye giriliyor. sağlıklı, doğal sebze meyve ile ömür boyu beslenmek ve onlarla beslenen hayvanların etlerini yemek ilk seçenek. yoksa, mecburen 'supplement'ler. ilaçlarsa son çare(!).
  • tedaviye uyulduğu takdirde aslında hasta kişinin hasta olmayan kişilere göre daha uzun yaşamasını sağlayan hastalıklardır. ancak tansiyon hastası olupta ilacını almayan insanı hık diye götürebilirde.
hesabın var mı? giriş yap