• sirayla zenginliklerini digerinden gizleyen ayhan ışık ve belgin doruk'un kucuk hanim serisinde bu sefer zenginligini gizleme isi yine belgin doruk'a gelmistir.

    sirket patronunun kizi oldugu halde kendini terzi diye yutturan neriman, babasinin sirketine ait gemiyle yolculuga cikar, ne tesaduf ki omer (ayhan ışık) ve bulent (sadri alisik) de o gemide calismaktadir.

    daha onceki filmlerde hep birbirine rakip olan omer ve bulent bu filmde kader birligi edip talihsizlikler ve fellah diye cagirdiklari arap prensine karsi olurlar.

    zaten bu arap prensi denen tipitip niye filmde vardir, filme ne katmistir orasi muamma.

    daha sonra "yurtdisi" diye yutturulup yalova/cinarcik/adalar vesaire yurtici yerlerde cekilen filmlerin aksine bu film icin ekip ciddi ciddi yurtdisina gitmis ve cekimler yapmistir.

    zaten gercek hayatta da bahriyeli olan hulusi kentmen (evrensel tonton dede) suvari roluyle karizmasini konusturmus, ayhan ışık ve sadri alışık'a da bahriyeli kiyafetleri ayri bir yakismistir.

    bu filmle beraber hakki yenen agzi bozuk mazlum avaretarzini iyice oturtan sadri alisik daha sonra da uzun sure bu rollerine devam etmistir.

    vahi öz performansinin doruklarindadir.

    uzun olaylar sonunda butun yalanlar ortaya cikar vesaire vesaire.

    kisacasi cok neseli serinin cok neseli son filmidir, artik boyle kaliteli kadrolarla bu denli neseli ve belli bir seviyeyi koruyan komedi filmleri yapilmiyor ne yazik ki.

    not: yunanistan bolumunde cok guzel bir yunan ezgisi calar. eger gelecekte bir gun su entry'yi okuyan ve bu melodinin ne oldugunu bilen bir allahin kulu cikarsa beni de bilgilendirsin bir zahmet.

    ek: bir mucize gerceklesti ve sayin marikaki sayesinde yillarca aradigim yunanistan bolumunde calan sarkiyi ogrendim; stelios kazantzidis'in soyledigi afti i nyhta menei adli sarkiymis. filmde sadece enstrumental olarak caliyor. bu vesileyle sayin marikaki'ye bir kez daha tesekkur ederim.

    https://www.youtube.com/watch?v=e3e1dg6w0dq (sarki)

    evet bunu da ogrendim ve artik bu dunyada benim icin manali birsey kalmadi, ben gidiyorum(adam kompile dellenmiş lan).
  • film iyi, hoş ve ayıca proleter suna pekuysal'ın, güzel ve esas küçük hanım'ın gölgesi altındaki kendine has güzelliği ve üslubuyla etdiği şu özgüven dolu kelam, kulaklarımdan silinmedi gitdi: "grace kelly de kim oluyormuş? annesi bizim mahallede çamaşıra giderdi!".
  • ayhan isik roma'da havuzlu cesmeye para atarken belgin doruk'un soyle seslendigi film :
    "dövizlerinizi boşuna harcamayınız. biliyorsunuz ki men-i israfat kanunu var"

    (bkz: men-i israfat kanunu)
  • ömer şahinoğlu'nun 2. kaptan olduğu filmde, bülent soysal'ı 2. çarkçı yaparak neriman'ın aşkını kazanma yolundaki mücadelesinde önceki filmlere göre çok daha geriden başlatmışlardır.
    suna pekuysal çok daha ön plandadır, hulusi kentmen kadroya katılmıştır. sadri alışık varlıklı sterilliğinden uzaklaşıp her sinirlendiğinde hürmetlerini sunmaktadır *.
    bir zamanların denizcilik bankası'nın destekleriyle yunanistan, italya ve fransa sahneleri olan oldukça büyük bir prodüksiyon ortaya çıkarılmıştır. fındıkçı ve men-i israfat kanunu gibi kavramlar da bu filmden öğrendiklerimiz arasında yerini almıştır.
  • bu sabah bir kez daha izleme zevkine erdiğim türk filmi. filmin yapımcısı, belgin doruk'un eşi özdemir birsel. filmde dikkati çeken; ilk sahnelerde alışık, ışık ve doruk üçü kolkola avrupanın ünlü meydanlarında kameraya doğru yürüyorlar... ve ilk açılış sahnesinde ekranda şu yazı görünür: istanbul 1962

    doruk'un gerçek hayatta büyük bir aşkla bağlanıp ilk kocasını * terkettiği nüzhet özdemir birsel de, eşinin bu en şaşaalı döneminde sürekli senaryo yazıp, filmlerinin yapımcılığını yapmıştır ki, bu film de o filmlerden biridir.

    kadroya bakıyorum da, ne kadar çok giden olmuş

    (bkz: ayhan ışık)
    (bkz: sadri alışık)
    (bkz: belgin doruk)
    (bkz: hulusi kentmen)
    (bkz: şaziye moral)
    (bkz: nubar terziyan)
    (bkz: suna pekuysal)
    (bkz: avni dilligil)
    (bkz: vahi öz)

    hazine gibi bu filmler.
  • 1962 yapımı siyah -beyaz bir nejat saydam filmi. başrollerinde ayhan ışık, belgin doruk, sadri alışık ve hulusi kentmen oynar.
  • serinin görselliği güzel filmi. pire, napoli, paris, marsilya gibi şehirleri dolaşan bir gemi ve o şehirlerdeki bir hikaye... hikaye serinin diğer filmlerindeki gibi belgin doruk'un şımarık zengin kızı olarak sadri alışık'ı ve kral ayhan ışık'ı pabucunda sallamasını konu alıyor. süpriz olmayan bir şekilde sonunda kral ve belgin birbirlerine aşık oluyor.
  • bana "zamanında ne gemilerimiz varmış, onlarla seferler yaparmışız. şimdi gemimizin olmamasını bırak, istanbul'a herhangi bir yolcu gemisi yanaşmıyor. ne hallere geldik..." dedirten filmdir.

    salıpazarı rıhtımından kalkan türk gemileri klasik istanbul-pire-napoli-cenova-marsilya-barselona seferini yapar o yıllarda. bu filmde de "karadeniz" gemimiz ile yapılan bu yolculuğun sadece pire, napoli ve marsilya ayakları gösterilmiştir. serinin bir önceki filminde(bkz: küçük hanımın kısmeti) ise ayhan ışık "ege" gemimizle istanbul'dan samsun'a gider.
hesabın var mı? giriş yap