• geçen yıl içerken piyango geyiği yapıyoruz arkadaşlarla, sarhoşuz da ziyadesiyle; biri diyor "bana çıksa liv tyler'la yatarım", sanki kapısında vizite 5 trilyon yazıyor hatunun, diğeri diyor "bana çıksa ibne olurum" sanki parası yok diye sikmiyoruz herifi, sonra bi arkadaş çıktı "bornova'dan 200 tane ev alırım" dedi, oraya kadar mantıklıydı "eee ?" dedim, "sonra da emlakçı açar kendi evlerimi kiralayıp komisyonu kaparım hacı" dedi. al sana küçük hesap, "200 evin var komisyon peşinde koşturuyorsun sefil herif" dedik, hoşuna gitti, güldü.
  • cep telefonuyla birini aradıkları zaman bir parmakları kapatma tuşunun üzerinde durur.
  • bu tip adamlar, küçük esnaf arasında sık görülebildiği gibi, büyük işletmelerin sahipleri ya da yöneticileri arasında da sık sık rastlanılır bunlara. misal bizim organize sanayi böyle adamlarla dolu. adama siparişi üzerine bir imalat yaparsın. oldukça da uygun fiyat vermişsindir. iş biter ve adamımız malzemeyi teslim almaya gelir:

    - eline sağlık usta, nedir borcumuz şimdi?
    + valla daha evvel konuşmuştuk işte. kdv dahil 1835 lira yapıyor.
    - kdv'yi kaçtan kestin*?
    + yüzde 18 abi. kaçtan olacak?! devlet benden öyle alıyor sonuçta.
    - ya onu yarı kdv yapsaydın keşke. fatura kesmeseydin.
    + abi bizim girişlerimizin tamamı faturalıdır. öyle bir imkanımız yok ne yazık ki.
    - neyse o zaman. ne kadar demiştin, 1800 mü?
    + 1835 abi ama önemli değil, 1800 ver sen.
    - ne zamana yazıyoruz çeki*?
    + abi nakit olarak konuşmuştuk bunu.
    - hadi yaa! olsun fark etmez. 1 aylık çek vereyim. o da nakit sayılır bizim piyasada!
    + valla abi varsa nakit versen iyi olur. malzemeciyle nakit konuştum ben. adam ister cumaya parasını.
    - bişey olmaz ya. verirsin sen çeki. *al buyur. makbuzu yollarsın çocukla sonra.
    + abi yollarım da, çeki 1700 yazmışsın sen! hem vade de 45 güne geliyor. zaten çok uygun yazmıştık fiyatı.
    - bu seferlik böyle olsun. bi dahakine nakit veririm, ödeşiriz...
    + * neyse, bereket versin abicim.
    - bereketini gör...

    böyle adamlar insanı yaptığı işten de, yaşadığı hayattan da soğutur. size iyice kaypak olmayı, müşteriye geçirebildiğin yerden geçirmeyi öğretirler. ondan sonra iş hayatını öğrendim zannedersiniz ancak öğrendiğiniz sadece ibneliklerdir. gene de mümkün mertebe temiz kalabilmek adına, kimi zaman zarar etmeyi göze alırsınız. insanlığınızı iyice öldürmemek için yapmanız gereken budur.
  • küçük hesap adamlarının en babaları mcdonald's, burger king ve muadili fast food zincirlerinin ta kendileridir. gider gözünüze bir menü kestirir siparişi yapıştırırsınız ve arkasından o klasik soruyla karşılaşırsınız; "patates için 0,50tl fark verip büyük boy almak istermisiniz? ya da 0,70tl fark verip büyük boy kola almak ister misiniz?". istemem lan hıyarto, istesem zaten ben sana söylerdim lavuk.
    bir dönem bu zincirlerde çalışan kardeşimin dediğine göre, bu arkadaşlar asıl parayı bu ufak farklardan kazanmaktalarmış. çünkü bardağa doldurulan kola, plastik bardağı ve pipeti ile zaten bir maliyet oluşturmuşken, bardağın bir boy büyük olması ve zaten premiksten basılan kolanın 50-100ml'lik fazla kısmı ek olarak çok çok az bir maliyete sebep olmaktayken 0,50tl'lik minik paralar gün sonlarında hayvani meblalara tekamül etmekte imiş. ulan gene zengini malı durduk yere dilimi, elimi yordu anasını satıyım...
  • bir gün çabasının ne kadar boş olduğunu anlayacak insandır. çok çalıştığı sandığı aklıyla herkesi parmağında oynatmaya çalışır. ama unuttuğu şey kimsenin ses çıkarmıyor olması aptal olduğu anlamına gelmemektedir.
  • - kankalarla playstation oynamak icin arkadasinin evine giderken normalde marlboro ictigi halde nasil olsa herkes otlanacak diye winston alir. (kazanc 1 tl)
    - uzak bir yerde oturan bir kizla bulusmaya giderken arabasini evde birakir. "trafik cekemem dedim simdi atladim taksiye geldim" der boylece kizi birakma derdinden kurtulur. (kazanc: degisken ama yok denebilecek kadar az)
    - kalabalik bir grupla yemege gidildiginde hesap nasil olsa esit bolunecek diye dusunerek aslinda pek de yemeyecegi pahali seyleri soyler. hesap odeme sirasinda herkes kendi payini verene kadar bekler, nakit parayi alir kredi kartiyla oder. icinden "oo iyi bonus kazandik" diye gecirir. (kazanc hesabin %0,5'i kadar bonus)
    - calistigi yere ait maksimum gec gelme toleransini bilir ve illaki de sonuna kadar kullanir. olur da trafik hesabini yanlis yapip erken gelmisse o saate kadar bos oturur. (kazanc gunde 5 dk)
    - evine dogru yururken 20 metre arkasindan baska bir apartman sakini yaklasiyorsa adimlarini hizlandirir boylece asansore yalniz biner. (kazanc 15-20 saniye)
    - 3 kisi taksiyle bir yere giderken, yaninda hep tam 100 tl olur ki taksi filan ona patlamasin. taksicinin ender gorulen "bozariz abi" repligi kabusudur.

    en ilginci de de bu kucuk hesap adamlari aslinda hep kaybeder. onlar kucuk hesaplar yaparlar. diger tarafta hic hesapci gorunmeyen saglam bir kurnaz, atiyorum, belki farkinad bile olmadan bunlara oyle bir hareketle oyle bir hesap gecirir ki, o kucuk hesaplarla kar ettigi rakamlarin hepsini alir goturur.
  • kol saatinin pili çabuk bitmesin diye kullanmadığı zamanlarda saatini durdurup kullanmaya başlayacağı zaman ayarlayıp tekrar çalıştıran adamdır.
  • ortalıktaki zengin adamların %90'ı üçün beşin hesabını yapan* adamlardır.
    gerçi bütün genellemeler yanlıştır ama küçük hesapların adamlarında paranın hesabı olmaz, o küçük küçük hesaplar sayesinde hamuduyla götürülür* paralar.

    zaten bu yüzden zengin olamıyorum ben*
  • "bana şu albümü çekermisin?" sorusuna "cd getir çekeyim abi" gibi ağzına dömi vole atma isteği uyandıran bir cevap verebilen adamcıklardır. adamın evinin verbatim deposu olduğunu bilmesem kötü niyetli düşünmezdim belki ama düşündüm...
  • ne hikmetse bu tip adamların arabaları hayvan gibi benzin yakan 2000 cc. ve üzeri motora sahiptirler. ottan boktan kıstıkları üç kuruşlarını gider benzine verirler ama o arabayla yine en ufak bir düzlükte boşa atıp yakıt tasarrufu sağlamaya çalışırlar.**

    ayrıca en favori cümleleri " 2 litrelik kola alalım, hepimiz içeriz" dir...
hesabın var mı? giriş yap