kudsi erguner
-
dünyaca ünlü ney üstadı. ney çalmak erguner ailesinde baba mesleği. dedesi babası daha sonra kendisi bu işin üstadı olmuşlar. yıllar önce paris e taşınıp orda ney okulu açmış ve bu olaylarıyla türkiyeyi süper gururlandırmaktadır, bütün yabancı sanatçılar kendisiyle çalışmak ister. istanbul jazz festivalinde fazil say ile birlikte kaçırılmayacak bir konsere imza attılar. süperdi gerçekten..
-
albümleri : (kudsi erguner ensemble, ulvi erguner ensemble ve erguner brothers albümlerini de içerir.)
1978 - meditation on ney
1982 - conference des roseaux
1987 - turquie musique soufi
1988 - ceremonie des derviches halveti
1988 - the mystic flutes of sufi : preludes to ceremonies of the whirling derviches
1989 - ceremonie des derviches kadiri zikr-i
1989 - art of the ottoman tanbur
1990 - turkish ney
1990 - sufi music of turkey
1990 - les janissaires
1991 - ilahi et nefes
1991 - sharki - love songs of istanbul
1991 - whirling dervishes from turkey
1992 - conte de l incroyable amour
1992 - oslobodenje
1993 - makam
1994 - peshrev & semai of tanburi djemil bey
1994 - oriental dreams
1994 - gazel: classical sufi music of the ottoman empire
1994 - derviches tourneurs de turquie: le cérémonie des mevlevî musique soufi, vol. 2
1995 - l' orient de l'occident: flamenco & ottoman sufi music
1995 - the turkish ney
1995 - enderun
1995 - chants du harem
1995 - ottoman classical music
1996 - the sacred flute of the whirling dervishes
1996 - vocal masterpieces of kemani tatyos efendi
1996 - works of kemani tatyos efendi
1997 - chemins
1997 - sufi flutes
1997 - psalms of yunus emre
1998 - le concert de nanterre
1999 - music from the arabian nights
1999 - ottomania
2000 - osmanlı davulları
2000 - hu
2000 - the erguner brothers
2001 - taj mahal
2001 - la banda alla turka
2001 - rembetiko from istanbul
2001 - islam blues
2001 - ferahfeza mevlevi ayini
2002 - şair cenazesi
2002 - ceremonie soufie : mevlana
2003 - gazing point
2003 - les passions d'istanbul
2004 - beyzade prens kantemir ali ufki kulliyatindan eserler
2004 - müzeyyen senar ve kudsi erguner grubu
2005 - the ottoman heritage
2005 - journeys of a sufi musician
2007 - ney-zen
2008 - no matter
---?-- - sufi music - unrecorded songs of the 15.th century
---?-- - the sacred koran / recitations by muezzins of istanbul
katkıda bulunduğu albümler :
1988 - revolutions [uk] / jean-michel jarre
1988 - destination docklands / jean michel jarre
1989 - passion / peter gabriel
1989 - il sole nella pioggia / alice
1989 - jarre live / jean michel jarre
1990 - iraq - iqa´at - traditional rhythmic structures - collection, musiques traditionnelles d'aujourd'hui / various artists
1990 - the mahabharata /soundtrack
1991 - sud / jean marc padovani
1991 - the sheltering sky / soundtrack
1991 - turquie, asik (turkey, asik): chants d'amour et de sagesse d'anatolie (anatolian songs) / various artists
1991 - tresors du pakistan / various artists
1992 - whirling dervishes / various artists
1992 - conte de l'incroyable amour / anouar brahem
1992 - tzigane: gypsy music of turkey / the erkose ensemble
1992 - global meditation, vol. 4: music from the heart / various artists
1992 - cmpler, vol. 1 3000 series - various artists
1993 - plus from us / various artists
1993 - passion sources / various artists
1994 - voices of the spirit / various artists
1994 - dervishes of turkey / various artists
1994 - sufi dervish chants / various artists
1995 - nazım türküleri - kerem gibi / fuat saka
1995 - arcane / various artists
1995 - ottoman empire music / various artists
1995 - chants du harem - ensemble de femmes d'istanbul / various artists
1995 - yopla / bojan zulfikarpasic quartet
1995 - musical sources: musicales - a unesco sampler / various artists
1996 - flutes of the world / various artists
1996 - istanbul kanatlarımın altında / soundtrack
1996 - bektashi music ashik songs / ali ekber cicek
1996 - art of the turkish ud / vedad gencturk
1998 - que votre moi soit le bienvenue dans le monde. volume 1 / various artists
1998 - sympathy of nature: music on themes / various artists
1998 - one's & zero's / saro cosentino
1998 - koreni / bojan zulfikarpasic
1998 - music of the south / various artists
1999 - vengo / soundtrack
1999 - wonderful world / various artists
1999 - hideous kinky / soundtrack
1999 - odes de ney / turning dervishes of konya
1999 - mediterranee / various artists
1999 - fasl musique de l'empire ottoman / various artists
1999 - chants & danses de turquie / various artists
2000 - la danse cosmique des derviches tourneurs / various artists
2000 - ovo: millennium show / peter gabriel
2000 - ovo: millennium show [limited edition] / peter gabriel
2000 - around the world in 80 songs / various artists
2001 - turkish tzigane music / the erkose ensemble
2001 - global magic / various artists
2001 - paris concert, vol. 1 / nusrat fateh ali khan
2002 - the sound of the soul, vol. 2 / various artists
2002 - v.i.p. lounge 2 / various artists
2002 - us(remastered) (ltd ed) / peter gabriel
2002 - temple of sound / various artists
2002 - window on the world sampler [box set] / various artists
2002 - operatica shine / various artists
2002 - isula / corsica / jacky micaelli
2003 - the rough guide to the music of turkey / various artists
2003 - destination dockland / jean michel jarre
2003 - afro melt / various artists
2004 - ottomanic colors / various artists
2004 - the rhythm of speech / various artists
2004 - bakida / nguyên lê
2004 - musical silk road / various artists
2004 - rhythm of speech / keyvan chemirani
2005 - las músicas de turquía / various artists
2005 - la mar de músicas 2005 cartagena / various artists
2006 - sufi's secret / various artists
2008 - sound of the soul: the fez festival of world sacred music - dvd / various artists
---?-- - songs of rabindtranath / various artists
* -
üstadla 24 nisan 2015 cuma günü sohbet etme, birlikte yayin yapma imkanim oldu. cok hanimefendi bir de esi var. huzur veren bir birliktelik… selam olsun.
hoca anlattikca popüler kültürün bir kölesi, farkinda olmadan bu dandik sistemin bir migferi haline gelmis oldugumu anladim. bana hic icinde adim gecmeden anlattiklari ile "kendine gel evlat tuttugun yol yol degil" dedi. farkinda olarak ya da olmadan beni bir uykudan uyandirdi. özledigim sularda yüzdüm sayesinde hocanin.
derin sular güzel be erenler. derin sular güzel.
kamis nasil ney oluyorsa, insan da kamil olabilir dedi. dedi ve gitti. -
"- kudsi ergüner istanbul'da erguvan zamanı neler hissediyor?
'erguvan zamanı' konusunu bahar konseptiyle ele alıyorum. bahar, toprağın içindeki sırların dışarıya vurması, kurudu zannettiğimiz dalların çiçeklenmesi, kısaca bir yerde kalmış şeylerin açığa çıkmasıdır. bunu müzik ve tarih ilişkisine taşıdığımız vakit, istanbul'un kültürel ortamına çok uyuyor. toprağın altında gizli kalmış bir sürü güzellikler var. işte onlar yavaş yavaş açılıp saçılsın, insanlar bahar havası yaşasın gibi bir dilek benimkisi de. istanbul camilerinde okunan müzikle ortodoks kilisesinin biraraya gelmesi yıllardır düşündüğüm bir proje ve bunu gerçekleştirmek de benim için bir baharı yaşamak.
- müezzinleri de bir nevi müzisyen olarak görebiliriz miyiz ?
projede yer alanların büyük bir kısmı istanbul'un büyük camilerinde müezzin ve imam olarak görev yapan iyi müzisyenler tabii ki. hem kulakları itibariyle hem meslekleri itibariyle bir müzik eğitimi görmüş kimseler; ama, klasik osmanlı mirası olan repertuvara sahip değiller; dini repertuvara sahip değiller. ezan okuyor, mevlüt okuyor ama itri'yi koysan önüne okuyamıyor. türkiye'de, bizim hafız sesi dediğimiz bir teknik var. düşünün ki, eskiden süleymaniye gibi bir camide mikrofon yoktu. namaz kıldıran, kuran okuyan insan sesini içeridekilere nasıl duyuracak? işte hafız sesi denilen okuma tekniği ve kafa sesi dediğimiz bu sesler sayesinde o koca kubbeleri doldurmuş adamlar. sonra mikrofon çıkmış ve içine kapanık bir okuma başlamış. ben bu içe kapanık okuma tekniğini çözmeyi hep arzu ettim ve şu anda yaşayan genç hafızlarımıza bu repertuvarı öğretsem, onlar okusalar nasıl olur diye yirmi sene uğraştım.
- türkiye'de islam'ı da pek anlamıyoruz biz değil mi?
bugün islam dünyasının genel bir problemi var ki, bu da islamiyet'in kendi içindeki birtakım mezheplerinden ortaya çıkan bir şey. her dinin olduğu gibi islamiyet'in de bir geçmişi, kültürel birikimi var. osmanlı, özellikle de istanbul, bunun en rafine olmuş şekli. ancak, vahabilik ile ortaya çıkan bir kuranıkerim müslümanlığı var. bir de türkiye'nin özel bir problemi var. büyük şehir müslümanlığı değil, göçmen kültürü müslümanlığı hakim. oysa istanbul'da aşk şiiri yazmış, edebiyata sahip, musikiden anlayan şeyhülislamlar da oldu. bu ortaya çıkartıyor ki, istanbul'da gelişen islam kültürü çok rafine bir noktaya gelmiş. medeniyet değiştirip de batılı olduğumuzdan itibaren istanbul'un aydını avrupalılaşmış. anadolu'dan gelen insanlar ise ayrı bir islam boyutu getirmişler. bu islam boyutu ile büyük şehir müslümanlığı arasında büyük bir fark var. bizim müslüman insanlarımız için islamiyet kapıcının dini. bu tabii yanlış bir tutum. bugün ortada tasavvuf müziği olarak dolaşan o arabesk kültür de tamamen bunun sonucudur. aşağılamak için söylemiyorum. insani ve sanatsal malzeme orada da var; ama bir de geleneğin içerisinde devam etmesi gereken gelenekler var ki, onlar devam edemiyor. en göz önünde bulunan mevlevi kültürü. o da konya folklörü olmuş. avrupalılar, eskiden, dönen mevlevi kıyafetli adamları tarikat mensubu sanıyordu. adam "ver elli lira döneyim" deyince onun da balonu söndü.
- siz son albümünüzün adı gibi bir "beyzade" özlemi içinde misiniz?
benim demek istediğim bir nostalji değil. bugünü de çok seviyorum ama bugüne aktarılması gereken birtakım değerler var ve bu değerlerin olmaması bugünün insanını çok hafifletiyor; çok kişiliksiz, fikirsiz, zikirsiz bırakıyor. bir sanat ve düşünce adamı olarak ben bunun ihtiyacını hissediyorum ve kendi yaşadığım sıkıntıyı başkalarına yaşatmamak için üstüme düşeni yapmak istiyorum. halbuki, bunu devletin yapması gerekir. bugüne kadar bizim kültür bakanlığı'mız, unkapanı gibi muazzez abacı'ya plak yaptı.
- halbuki, akp gibi bir iktidarın tam tersini yapması gerekmez miydi?
yok efendim! yeni iktidar o göçmen kültürünün siyasi hayata katılmasıdır.
- biraz önce bahsettiğiniz şu hafifleme meselesi artık bütün dünyanın sorunu değil mi? hiç kimsenin ağırlığa tahamülü yok gibi artık?
bu kitle kültürü ve orada müzikal değeri olmayan bir ses sanatçısının plağı bir milyon satabilir; ama benim bahsetiğim müziğin de ötesinde bir olay. tüm bunların yanında klasik malzemenin de korunması. ben bugün bir orkestra kurup 16.yy'dan çalacağım desem fransız kültür bakanlığı'ndan bütçe alabiliyorum; ama, burada kültür bakanlığı'na gidip farklı okuma teknikleriyle bir fasıl heyeti kuracağım desem, "güzel fikir, güle güle" derler. ama, "viyana konservatuvarında piyano öğrendim, nazım hikmet'i besteleyeceğim" deseniz beş bin dolar verirler. tabii verecekler, bu rahatsız etmiyor; ama yeni ürünün bir şeye benzemesi için geçmişteki değerleri de bu adamın bilmesi lazım. o zaman o buraya has bir şey olmuyor. ha viyana'daki adam bestelemiş, ha buradaki.
- yeni albümünüz beyzade'de ali ufki külliyatından kantemir külliyatı'na bayağı bir külliyat var. tüm bunların içinde kudsi ergüner nerede?
ben bir eseri çaldığım vakit orada besteliyormuş gibi olmalıyım. beni ilgilendiren yaşayan bir kesim. ben konservatuvarlı değilim, akademisyen de değilim. nasıl olması gerektiği beni ilgilendirmiyor. ben yaşadığım şekliyle olmasını istiyorum. onu dinleyip bendeki etkisini anlatmak istiyorum. kendi müziğimizin de böyle bir yapısı var ki ben ona patoloji diyorum. mesela batı müziği, yazısından yorumuna entelektüel yapıya sahip bir müzik. bizimkisi ise patolojik.
bu durumda ikisinin biraraya gelmesi ve o dengeyi tutturmak lazım.
- bahsettiğiniz patoloji, nasıl bir patoloji?
müslüm gürses, ibrahim tatlıses, arabesk... bu patolojik bir şey. doğu'nun buna ihtiyacı var. müzikten bir heyecan duyup ağlamak sızlamak ihtiyacı...
- paris'te yaşamak da sizin için bir avantaj olsa gerek. bu arada paris'teki diğer göçmenlerle nasıl aranız. mesela cezayir ve rai?
onlar sanatsal konular değil. bir sosyal durum ve şartın sonucu olarak ortaya çıkan dışavurumlar. bir isyan ve bunun sosyal bir realitesi var.
- 21. yy göçmenlerin dünyası değil mi biraz da, her alanda böyle gibi?
göçmen konusu değil; ben buna 19. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar yaşanmış avrupa merkeziyetçiliği diyorum. bütün dünyadaki batı'cı insanların, batı'dan da sert bir biçimde bağlı kaldıkları bir görüş. medeniyet sadece batı'ydı onlar için; başka bir şey yoktu. ama bir paradoks olarak, batı'nın kendisinden bunun tersi bir durum çıktı. sahip çıkmaya kalktıklarında baktılar ki, bütün sahip çıkacaklarını yok etmişler. çin'in, japonya'nın, iran'ın , hindistan'ın, osmanlı'nın ve arap dünyasının kendine göre medeniyetleri var ve layık oldukları bir konumda değiller. kendi ülkelerinde de öyle.
- son durum itibariyle, peter gabriel hikayesi kültürleri birleşiyor ama?
kültürler birleşmez. birleşmesine de lüzum yok. "dinler birleşiyor" diyorlar örneğin. din niye birleşsin kardeşim! biri diğerinin tanrı'sına peygamberine inanmıyor ki... ama bu dinlerin aynı coğrafya içinde geliştirdikleri kültürler var. orada da bir birleşme var zaten. bir rum'a "yarın gelir misin?^" dediğinde, "inşallah gelirim" diyor adam. bu verdiğim örnek kültürel paylaşım. müziklerde de aynı şey. neden birleşsin? doğu müziği batı müziği ile birleşemez.
- doğu-batı birleşimi çok moda ama. herkes bunu yapıyor.
biri kişiliğini kaybetmeden öteki ile birleşemez. batı'nın kişiliğini kaybetmesi teknik olarak imkansız. katı aralıkları var. piyanonun neyle birleşmesi imkansız. ben bunu yaptım fransa'da, ama ben ona uymak zorunda kaldım. benim bastığım sesleri onun basması mümkün değil. birlikte olunabilir ama birleşmek olmaz."
(bkz: http://www.tempodergisi.com.tr/…glence/muzik/05584/) -
arkadaşımın amcası olan,çok şirin bir gülümsemeye sahip,3 çocuk babası,fransa'ya eğitime gittiğimiz de bize yardım sözü olan neyzen.ayrıca bu sene japonlarla yaptığı ney-zen konseri izlenmeye değerdi.
-
tony gatlif'in vengo filminde neyi ile başımızı döndüren, hatta filmde de kısa bir süre gözüken büyük neyzen. filmin müziğine, ve tabi ki filme de damgasıın vuran neyin kudsi ergüner'in müziği olduğunu sonradan öğrenmek daha da büyük bir keyifti.
-
ayrılık çeşmesi 'bir neyzenin yolculuğu', adlı otobiyografik hatıratın yazarı.
-
erguner ekolu'nun son temsilcilerinden ulvi erguner'in ogludur.ney uflemede niyazi sayın ın ekolu olan dudak vibratosu yerine nefes vibratosunu benimseyen neyzenlerdendir.(bkz: neyde tekke tavrı) 1952 yılında diyarbakır'da dogan bu zat 28 mayıs 1973'ten beri paris'te yasamaktadır.kendisinden duyduguma gore stockholm'den istanbul'a ucakla gelmek isterken kendisine ucak aktarması yapması gerektigi soylenir ve onune roma ya da paris olarak iki secenek sunulur.italyan lisesi nde okumus olan neyzen normalde roma'yı secmesi gerekirken,paris'teki arkadaslarını gorme arzusuyla paris'i secer.o zamandan bu zamana da orada yasamaktadır.gecen hafta cem mansurun organizasyonu istanbul'da erguvan zamanı isimli festivalde ilahinagme isimli bir konser verdi.simdiye kadar kendisiyle birkac kez gorusme sansı buldugum,paylasacak ve aktaracak cok seyi olan ,bircok sansasyonel ve paparazzimsi demece (bkz: mercan dede) adının malzeme olmasına sanıldıgı kadar takmayan ustadımız.
-
tasavvuf sanatçısı, euronews ile yaptığı röportajda ilginç tespitleri var;
türk dinleyici ile avrupalı dinleyici arasındaki farklar neler?
‘‘batı insanının dinleme kültürü var. yani bir konsere gittiği vakit oturup sessizce dinlemesi, ondan zevklenmeye çalışması bir kültür meselesi. türk insanının genelde, kaba tabiriyle böyle bir kültürü yok. müziğe merak saldığı vakit bir konserde bulunduğu vakit sıkılıyor çünkü dinlemeye alışkın değil. yani müzik bizim ülkemizde çok büyük bir kesim için düğünlerde eğlence arasında, konuşurken dinlenen bir şey, bir atmosfer. onun için biz müzisyenler batı’da verdiğimiz konserlerden büyük zevk alıyoruz. insanlar huşu içinde dinliyorlar. zevklenip zevklenmemeleri ayrı bir mesele."
"muhafazakar kesimimizin aklı da mirasımız olan kültürü batılılaştırma hevesinde. bu durum da ortaya arabesk gibi yozlaşmış bir şey çıkartıyor. öte yandan batılılaşan kesim de sadece batı kültüründen zevk alıyor. yani ortada kalmış değerlendirilmeyen, kimsenin asimile edemediği fakat sadece muhafaza etme heyecanıyla yaşadığı bir kültürel miras var ve bu miras çok zengin."
http://tr.euronews.com/…turkiye-cozulme-noktasinda/ -
unesco tarafindan baris sanatcisi * secilmistir. bu ödul unesco taraftindan; uluslararasi duzeyde taninan sanatcilara, karizmalarini, etkilerini ve prestijlerini, unesco'nun amacini ve programlarini anlatmak icin kullanan kisilere verilmekteymis.
http://www.unesco.org/…bassadors/artists-for-peace/
http://www.unesco.org/…rtist_for_peac/#.v4sqgfmlrhe
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap