• kudus ün mistisizmin dibine vurmuş atmosferinin sonuçlarından biri. üç çeşit de görülmekteymiş.
    1- kendini büyük bir dini lider olarak görenler.
    2- turist olarak gelip (özellikle yalnız) kendilerini kudüs e kaptırıp "aydınlandım" diyip insanlara doğru yolu göstermeyi amaçlayanlar.
    3- bir dine veya sınıfa mensup olup bulundukları dini ya da sınıfı kurtarmaya ömrünü adayanlar.

    ortak özellikleri beyaz giyinmeleri ve sürekli temizlenmeleriymiş. kudüs akıl hastanesinde bu hastalar için ayrı bir bölüm de varmış. hristiyan inanışa göre kudüse gelecek mesihin bir gün bu hastanede kendine yer edinmesi işten bile değildir.
    "-bırakın yaw ben vallahi isa yım.
    -hı hı, gel seni başka isalarla tanıştıralım."
  • kudüs’ü ziyaret eden hacı ve turistlerin şehrin kutsal atmosferinde arınarak kendilerini kitab-ı mukaddes’de zikredilen merhumlardan – özellikle hz. isa ya da hz. musa oluyor bunlar- biri olduklarına inanmalarına yol açan ve yılda yüzelli kişinin maruz kaldığı, bunlardan kırkının klinik müdahale görmesini gerektiren sendrom.

    hastalığa tutulanlar beyazlara bürünerek yoldan geçenlere vaazlar vererek ve yahut ilahiler söyleyerek umumi düzende sıkıntı –tutuklanmanlarına varacak kadar- yaratır. kendilerini derileri soyulacak raddede yıkamaları da bir başka belirtidir.
  • artik kuduse bir akil hastaliklari hastanesi yapilmasi gerektigini animsatan sendrom ki o hastane bugun degil de bundan 21-22 yy once yapilsaydi fevkalade bir sey olurdu dunya tarihi acisindan.
  • orta çağdan beri varlığı bilinen dinsel psikoz. 1930 yılında, israilli psikiyatrların resmi olarak kabul ettiği garip rahatsızlığın gelişimi şöyle efendim:
    kudüsü ziyaret eden bir takım turist kişilerin kendilerini kutsal kitaptaki karakterler sanmaları ve kutsal yerlerin ortasında garip nutuklar atmaları neticesinde ortaya çıkıyor. 2000 yılında british journal of psychiatry'de yayınlanan bir makalenin belirttiğine göre 1980 ve 1993 yılları arasında 1200 kişi bu sendroma tutulmuş ve netice olarak akıl hastanesine kaldırılmışlardır. bu turistlerden bir kısmı daha önce zaten ruh hastası oldukları bilinse de geriye kalanların kudüs'e gelmeden önce, akli selim, radikal dincilikle ilgisi olmayan, sonra derece normal ve şirin insanlar oldukları bilinmekte.
  • kudüs sendromu, dünyanın bu coğrafyasında turistlerin kapıldığı bir tür yerel mental rahatsızlıktır. bu turistler kudüs sendromu ile başka bir varoluş boyutuna geçerler. yılda 50-200 arası turist bu sendroma kapılır. aniden kutsal kitaplardaki özellikle de incildeki kişilerden biri olduklarına ya da zamanı geldiğinde isanın geleceğine veya tanrının yeni emirlerini onlar aracılığıyla yollamış olduğuna inanırlar. kadınlar arasında popüler olan meryem ana rolünü üstlenir. erkeklerin ise alabilecekleri roller daha çeşitlidir. en revaçta olanları isa ve vaftizci yahyadır.
  • kudus'un tarihi sehirde kendini o kadar agirlikla hissettiriyor ki, oraya gidene kadar 'deli lan bunlar' diyen benim gibi bazi kendinibilmezler bile anlayabiliyor bu olayi.
  • bu sendromda dinsel sanrılar, ritüeller, yıkanma, saç/sakal/tırnak kesme kompulsiyonları, kutsal yerlerdeki seromoniler belirgin özelliklerdir. bölgeyi terkettikten sonra düzelen bir durumdur.
  • yalan amk bildiğin başa güneş geçmesi olayı bu.
  • ekim 2021'de hac ibadeti için kudüs'e gittim.

    (bkz: hacca gitmiş sözlük yazarları)

    kudüs kutsal, tarihi ve cennetsel bir duyguyu çağrıştıran olağanüstü bir şehir. yahudi, hıristiyan, müslüman her türlü dinden insanlar için eşsiz bir çekiciliğe sahip. o kadar büyüleyici bir mekan ki anlatabilecek kelime bulamıyorum. burada biraz bahsetmiştim (bkz: #133002805)

    gitmeden önce bir psikiyatrist arkadaşımla konuştuğumuzda bana hacca giden insanların psişik dengesinin bozulduğunu, kısa süreli de olsa psikopatolojik bir takım olaylar yaşadıkları konusunda beni uyardı. ben de gitmeden önce biraz araştırdım, okudum; kudüs'ü ziyaret eden insanlar, kendilerini bu deneyime o kadar kaptırıyorlarmış ki, dinsel güdümlü halüsinasyonlar görmeye ya da psikozlar sergilemeye başlıyorlarmış. bazılarının, peygamberler gibi, çöllerde gezdiği falan rapor edilmiş.

    tanımımızı da yapalım;

    kudüs sendromu, dini temalı obsesyonların varlığını içeren zihinsel fenomendir. kısa psikotik epizod, yoğun bir dini tema ile karakterizedir ve tipik olarak, birkaç hafta sonra veya bölgeden çıkarıldıktan sonra tamamen iyileşir. dini mekanlara yapılan bir ziyaretin tetiklediği psişik deneyimler ve histeri tek bir dine veya mezhebe özgü değildir. kudüs sendromunun en yaygın olmasa da en iyi bilinen tezahürü, önceden dengeli görünen ve herhangi bir psikopatoloji belirtisinden göstermeyen bir kişinin tabiri caizse delirip kendini peygamber, mesih falan sanması olayı. benzer davranışlar mekke gibi dini öneme sahip diğer yerlerde de kaydedilmiş.

    neyse ben hacdan geleli dokuz ay oldu, ne oradayken ne de dönünce kendimi mesih sandım. etkilendim tabii bir süre mevlit okumuş teyzelerin ses tonuyla falan konuştum insanlarla, sevgi pıtırcığına dönüştüm. kısa bir süre :)
    sonra aşık oldum. (bkz: #129700472) hayran oldum. (bkz: #129781101) en sonunda da ben oldum.
  • "tıp bilimi birçok turistin kudüs'te yakalandığı hastalığa kudüs
    sendromu diyor.

    üç dinin başkenti olan bu kutsal şehrin ziyaretçileri aniden ilahi bir ilham hissediyorlar: bir anda incil' den karakterlere dönüşüyor ve sokağın ortasında, herhangi bir sandalyenin ya da bankın üzerine çıkarak tanrı tarafından dikte edilmiş ve itaat etmeyenlerin sonsuza dek cehennem ateşinde cezalandırılacağını haber veren incil vaazlarını haykırıyorlar.

    benzer bir hastalık, kudüs'ten uzaklarda, beyaz saray'ın
    mevcut sakinlerine ve günahların kökünü kazıma emrini doğrudan
    gökten almış diğer başkanlara da durmadan musallat oluyor."

    eduardo galeano - hikaye avcısı
hesabın var mı? giriş yap