• tamamen gostermelik bir zerafete ve asalete sahip olan at ozentisi.

    oyle su ustunde, kimseyi umursamiyormus gibi husu icinde yuzerken ve izleyenlerin gozlerini kamastirirken, ruhunun vucuduna yansimis tum cirkinligini o suyun altinda saklar, zaten kamasmis olan gozlerin bu gercegi gormelerini engeller. evet, ayaklarindan bahsediyorum tabii ki. o yalanci ace beyazi govdesini tasiyan ve kibiri, kendini begenmisligi ve tum diger gunahlarinin yukuyle kararmis olan ayaklarindan. suyun ustu dorian gray, bu ayaklarsa onun gunbegun cirkinlesen portresi adeta.

    bu ikiyuzlu hayvan, kalabalik dagildiktan, gunluk sov bittikten sonra o zerafet abidesi kiligini cikarir ve o cirkin paletleriyle adimini karaya atar atmaz kendi karakterine burunur. yalpalaya yalpalaya yurur, her adiminda hirsinin ve acgozlulugunun habercisi olan ve giderek yukselen lap lap sesler cikarir een sonunda da o kibirden buzusmus dudaklarini acar ve dunyanin en cirkin, en saygisiz sesiyle bagirarak onundeki diger hayvanlari kovalar.

    onun bu cirkin yuzune kugulu parkta taniklik etmis olanlar bilirler; nasil guvercinleri korkuttugunu, ordekleri nasil acimasizca gagaladigini ve yemeklerini caldigini, sonra da hicbirsey olmamis gibi burnu havada, sahne isiklarinin altina geri dondugunu..

    halbuki at oyle midir ya? zerafet desen zerafet, asalet desen asalet, sadakat desen o da var. saklayacak bir seyi de yok. onun toynaklari gunahtan degil, dostu olan insanlara yaptigi karsiliksiz hizmetlerden kararmistir ama bunun gururuyla sallanan yeleleri hep isil isildir. evet, atlari sevelim sayalim, kugulara ise mumkun mertebe mesafeli duralim; mazallah medusa gibiler, aklinizi celiverirler.
  • ay ışığında yüzen kuğulardık biz
    gece nilüferler koklardık
    ateş-i aşka müptela yüreğimiz
    sırr-ı aşkı gayrdan saklardık

    gece nurlar yağardı üzerimize
    biz seninle o denizin kuğusuyduk
    yakamozlar çakardı denizimizde
    suyun hem kokusu hem buğusuyduk
    (isnetus 2019)
  • genellikle bir kadına benzetme olarak söylendiğinde onun havalara uçmasına sebep olan hayvan.

    uzun ömürlü (çoğunlukla yüz seneden fazla) olmasına rağmen, sadece tek bir kuğuyu sonsuza dek eşi olarak seçer ve bir kez seçtikten sonra değiştirmez denir. karşılıklı duran kuğular, boyunlarının şekli yüzünden kalbe benzer bir görüntü oluştururlar. bilmem bundan mıdır, rüyada ya da kahve falında görülmesi mutlu bir aşk olarak yorumlanır.
  • adeta dinginligin zerafetin ve asilligin birlesiminin estetik anlamda bir hayvana yansimasinin en ust seviyede olusumunun ornegi.ona hayvan demenin kaba ve kulaga hos gelmeyen bir sedasi var.sanki konusmamayi secmis,icinde turlu gizler barindiran bir hapsedilmis prenses o..
  • hayvan olarak zaten güzel, zarif, narin ve bilimum sempatik duyguları uyandırıyor. bir de nüfus cüzdanında taşınan versiyonları var ki o şahsiyetlere ben ayrıca saygı duyarım, sever-sayarım.
  • bir kadın ismi. çoğu zaman yanlış anlaşıldığı için kişiler arasında söyle kör diyaloglar yaratır:
    -mrb kuğu ben
    -ne ku mu?
    -kuğu kuğu
    -k ve u yani hımm ilginç...
    -evet cok ilginç.
  • "dengesizin önde gidenisin ama bütün bunları zarif, üstelik yaralı bir kuğu kadar hassas oluşuna veriyorum" tandanslı onor bumbum şarkısı.
  • “the swan floats double—swan and shadow.” (wordsworth)

    özel yaşamla kamusal yaşam içindeki iki farklı varlığımız gibi. tersi ve yüzü.
  • o güzel görüntüsüne inat eti lezzetli değildir.. seneler evvel bir aile dostumuz kaz sanıp vurmuş birini fakat yanına gidince tabii bin pişman.. ama iş işten geçmiş (zavallı kazın canı can değilse demek)

    bari demiş yiyelim de ziyan olmasın hayvan.. ve fakat olmamış.. olamamış.. kayış gibi ve lezzetsizmiş..

    tam tersine dair rivayetler gördüm sağda solda, yok yağlı ve lezizmiş, şöyleymiş böyleymiş.. not olarak bu hatıramı ekleyeyim buraya.. vurmayın şu güzelim hayvanları, hele yemek için asla..

    (bkz: avcılık/#30529939)
  • ''phaethon güneşin arabasını sürmeye kalkışınca çok yükseklere çıkarak yıldızları karıştırmış, zeus da onu durdurabilmek için yıldırımlarıyla çarpmak zorunda kalmıştı. phaethon'un yakın arkadaşı olan liguria kralı kyknos arkadaşının ölümüne çok üzülüyordu ve bu yüzden kendisini harap ediyordu. apollon ona acıyarak onu bir kuğuya dönüştürdü ve ona ahenkli ses çıkarma yeteneği verdi. işte bu efsaneden ötürü kuğuların ölürken şarkı söylediklerine inanılmaktaydı.'' **

    (bkz: hayvan mitosları)
    (bkz: deniz gezgin)
hesabın var mı? giriş yap