• izmir, şirinyer yöresinde muçi adını alan; çocukluğumuzun efsane oyunlarından biridir. saklambacın topla oynanan versiyonu da diyebiliriz. ayrıca hem topla hem de yedi adet küçük kiremit parçasıyla oynanan bir versiyonu daha vardı. yedi adet kiremit parçası binbir ihtimamla üst üste dizilir, akabinde çocuklardan biri bu kiremitleri bir top vasıtası ile devirir hemen ardından ebe bu kiremitleri tekrar dikene kadar bütün çocuklar saklanırdı. ebe etrafı araştırırken bir çocuğu görürse o çocuk oyundan çıkar lakin çocuk ebeye görünmeden topa tekrar vurup kiremitleri dağıtırsa aynı prosedür tekrar edilirdi. çocukluk günlerimiz... şimdi o günleri özlemle ve acı bir tebessümle yâd ediyoruz...
  • kirmizi plastik topla oynanan saklambac. oyundakilerden biri kirmizi topa vuruyor, ebe olan kimse de topu alip geri geri ayni yere geliyor ve burdan itibaren normal saklambac kurallari devreye giriyor. canak comlek patlamasi, kuru fasulye olmak oyunun bonus olaylaridir.
  • kuka kesinlikle top olmamalıdır. bir kere toptan kuka yaparsanız hiçbir tangırtı sesi olmayacağından kukaya vurmanın güzelliği ortadan kalkar. ayrıca top çok uzak bir yere gideceğinden oyunculara saklanmaları için gereğinden çok fazla süre kalır. yazılı olmayan resmi kurallara göre kukanın kesinlikle silindir şeklinde teneke bir konserve ya da boya kutusu olması gerekir.
  • çocukluk döneminden kalma bir oyundur.kukanin top oldugu bu saklambac turunde dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

    ebe kukadan belli bir mesafe uzaklasmis ve sizin kukaya vurma mesafenizden daha uzak olan ebenin caresiz bakislari arasinda hareketlendiginiz anda gazi alip "benim olucak kuka abanacam ona fezaya yollayacam" mode on aktif halde topa vurmaya calisirsaniz;

    1)tum gucunuzu kosmaya verdiginiz icin topa yeteri kadar sert vuramayacaksiniz
    2)cok hizli geldiginiz icin topun ortasina gelmesi gereken burun vurusunu saglikli gerceklestiremeyeceksiniz (top olan kukaya burun vurulur. fifa talimnamesi 127/25)
    3)topu iskalayip yere duseceksiniz (en kotusu budur kukaya vurma asamasina gelene kadar izleyicilerin beklentisi üst düzeye varacak, aradigimiz 10 numarayi bulduk derken bir anda tinsel bosluga duseceklerdir)
  • 9-10 yaşlarındayım.
    doğum günümde bana gerçek futbol topu alındı.
    o zaman büyük sevmiştim. dandik bi futbol topuydu üstelik.
    ama o zaman herkeste meşin top olmazdı.

    öyle ki topu dışarı çıkarmıyorum eskimesin diye.
    daha top bir haftalık, alt komşunun torunu gelmiş benim yaşımda aşağıda oynayalım mı dedi.
    olur dedim, tam çıkıyorum, futbol topunu gördü.
    topu da alsana dedi.
    şöyle bir topa baktım, yutkundum, birkaç saniye duraladım.
    annem de alın oğlum topu diye uzatınca tamam dedim ama içim de gidiyor.

    indik aşağıya, topa daha vurmamışız, ben nasıl vurayım zaten yepyeni meşin futbol topu, 3 tane çocuk geldi. daha önce hiç oralarda görmemişim. bizim mahallenin tipleri de değil.
    hadi kukalı saklambaç oynayalım dediler.
    topa fazla vurma da yok ya oyunda, kabul ettim.
    ikinize üçümüz dedi biri.
    topa vurduk saklandık ikimiz.

    topa ben vurdum mu onu bile hatırlayamıyorum.
    topa bir kez olsun vurabildim mi bilemiyorum.
    topu son görüşümdü.

    5 dakika duvarın arkasında bekleyip ses çıkmayınca önce kafayı uzattık, sonra jetonu getiren paraşüt indi mi diye göğe bakmış da olabilirim.

    sokak sokak ağlaya ağlaya çocukları aradım. biri şu tarafa koşuyorlardı gördüm dedi.
    sanırım çingene çocuklarıydı.

    kukalı saklambaç denince onun için hayatımın en büyük mallığı gelir hep aklıma.
  • çocukluğumdan hatırımda kalan nadir şeylerden biridir.
    ankara'da, çocukluğumun geçtiği site, dışarıya kapalı, kendi içinde yeşillik alanları olan çok güzel bir yerdi.
    yaş 10-12 civarları…
    gündüzleri dükkanda dururdum. siparişlere gider, kasaya bakar, dükkanı temizlerdim. millet dışarda oynardı, katılamazdım.
    babam akşam dükkanı kapatınca, onlarla eve gitmez oyuna geçerdim.
    sitenin zengin bebeleriyle kukalı saklambaç oynardık. ağaçlık bir yer olduğu için çok keyifli geçerdi. saklanacak yer çoktu.
    ama en keyifli yeri oyunun sonuydu. ritüel haline gelmişti sonu.
    oyuna 9 gibi başlanır 11 gibi falan dağılırdık.
    o sona kalan ebe için oyun baya sıkıntı oluyordu.
    beraber saklandığımız 3-4 kişi evlere dağılırdık.
    ebe olan saatlerce arar, bulamayınca evine giderdi. tabi ertesi gün, sona kalan ebe ile dalga geçerdik. o da kuyruğu dik tutardı.” ben zaten aramadım sizi,eve gittim” derdi .
    90'larda çocuk olmak güzeldi vesselam.
  • afili saklambaç.
  • topa vurulma hadisesinden sonra ebelenenler çil yavrusu gibi dağılır ve tekrar milleti bulmaya uğraşırsınız.
    bu sebeplerden ötürü,ebenin dışında kalan oyuncu sayısı tek ise;ebe oyuncuların yarısından bir fazla oyuncuyu ebelerse olayı bitirmiş demektir,geri kalanları kurt yapar,kurtlar birer kişiyi kurtarır,geriye kalan sevilmeyen mal şahsiyet ise ebe olur mecburen.
    tabi,parmak çekişmecede kara kedi hadisesi yok ise..
  • istanbul saklambacı olarak oynardık.
    çocukken uzun bir sokaktaydı evimiz. çok severdim bu oyunu.
    oynanışı :
    - sıra ile top sektirilir.
    - en az sektiren ebe olur, en çok sektiren de topa vuracak kişi olur.
    - topu sokağın ortasında bir yere koyar etrafını beyaz taş ile falan çizerdik. şuttan sonra ebe topu gittiği yerden alacak, geri geri gelecek ve o dairenin içine koyacaktır. diğerleri de bu arada saklanır. -bu arada ebe geri geri gelirken araba çarpmasın diye onu gözleriz.-
    - gerisi bildiğin saklambaç gibi ebe birisini görürse gelir topun üstüne onu sobeler. ufak fark ise şu;
    ebe saklananları ararken topun başında olmadığı bir anda henüz sobelenmemiş birisi koşup topu şut ile taa uzaklara gönderebilir. ancak ebe saklananları ararken bir yandan da sürekli topu gözetlediği için topa vurmak isteyen kişi koşuya başladığında ebe büyük ihtimal onu görür ve o da koşucuyu sobelemek için topa doğru koşmaya başlar. heyecan burada tavan yapar, zaten sırf bu an için topa vurabilecek kadar yakına saklanmak ister insan ve yakalanma riski artar.
    koşucu, ebeden önce topa vurursa ortalık şenlik yeri olur o esnada. sobelenmişler gol atan santraforu tebrik eder gibi topa vuranın etrafında toplanır. ebe de canı sıkkın şekilde koşa koşa topu almaya gider.
    - oyun başa döner, sobelenenler yeniden saklanır, ebe topu almaya gider ve geri geri gelmeye başlar.

    şimdi düşündüm de ayağımız iyi ki çap değilmiş, sokağın kenarında arabalar dizili olurdu da onlara çarpmayacak şekilde iyi gönderirmişiz topu.
hesabın var mı? giriş yap