• kablo uzunluğu.. iki hafta oldu kulaklığı alalı.. ses kalitesi falan eh işte, bi şekilde idare ediyoruz durumunda ama kablosu kısacık.. cebimden kulağıma ulaşmıyor diye uzatma kablosu mu neyse adı artık, onu taktım, bu defa da çok uzun.. her yanımdan kablo fışkırmış gibi görünüyorum..
    önemsiz sanırdım ama, çooooook önemliymiş hakkaten..
  • teee ne zamanlar yurduma walkman denen gavur icadi ilk geldiginde tek tip kulagin ustune oturan sungerli tiriskadan kulakliklarla tanismistik. simdi ise zrilyon cesit kulaklik var, secmesi zor. ben de bir turlu dogru kulakligi bulamayan ukteci arkadasim ve ayni sorundan muzdarip diger arkadaslarima biraz yardim etmeye calisacagim.

    yukarida bahsi gecen turde kulakliklari ancak havayollari ucakta muzik dinlemek/film izlemek icin verdiginde mecbur kalinca kullaniniz, onun disinda kafaya oturmayisi ve sesin cogunu kaybetmeye yolacisi sebebiyle tercih etmeyiniz.

    diger tur kulakliklari kulagin icine yerlestirilen ve kulagin disinda kalan diye ikiye ayirabiliriz.

    kulagin icine gecenler cok basit, iki ufak ustu ince sunger kapli parcayi kulak deliginize yerlestiriyorsunuz. bunlar -eger hareketli bir spor yapiyor, zip zip ziplamiyorsaniz, basasagi durmuyorsaniz- dusmezler zirt pirt. (bir de kulak arkasina gecen sabitleyicisi olanlar var, bunlar pek rahat olmuyor, kulagin ust kismini acitabiliyor. sabitleyicisi kafa uzerinden olanlar icin asagiya...)
    ses de direk kulak deliginize gelir kulak ici kulakliklarinda. mis gibidirler. yillardir kullandigim cesit budur. ama bunlarla ilgili sorun su: surekli kullanildiklari icin zaten incecik olan kablo bu kulak parcasi (earpiece) ile birlestigi yerde zayifliyor cekistire cekistire kullanildikca. once cizirti, sonra temassizlik, sonra da mefta oluyor. israrla sony kulakliklar alip bu sorunla karsilastim, sonunda bir phillips aldim ve onda kaldim. tepe tepe kullaniyorum kac yildir, bana misin demedi. oyle ozel bir kulaklik degil, siradan, o kadar siradan ki bir model numarasi falan da yazmiyor ustunde ki buraya yazayim. fazla para da bayilmadim, kesinlikle tavsiye ederim.

    bu kadar reklam tanitim pazarlama yapiyoruz, tuketici haklarini cignemeyelim, risklerden bahsedelim. kulak ici kulakliklarin diger kulakliklara nazaran daha fazla isitme kaybi riski tasidigi soyleniyor -kulagin icinde oldugu icin. ozellikle yuksek sesli muzik dinleyenlere "demedi deme!" demek istiyorum. gerisi size kalmis (ben pantera mantera dinledim, hala duyuyorum, 10 yil sonrasini bilemem.)

    gelelim kulak disi cesitlere. bunlarda daha bir cesitlilik var. cesitliligin ana sebebi ise kulagin disinda kalan bu kulak parcalarini nasil orada tutacagiz sorusunun pek cok cevabi olmasi. bazilari bas ustunden oluyor, digerleri enseden dolasan bir sekilde sabitleniyor. bu kulakliklarla ilgili sorun fazla yer kaplamalari --ve kulaklik dedigin sey gerektiginde cirt diye cebine sigabilmeli. enseden dolasan tipi bu yuzden hic tavsiye etmiyorum, cunku katlanir versiyonunu gormus degilim (ayrica da kulagin ustunden geliyorlar o yuzden yukaridaki acitma sorunu yasanabilir). kafanin uzerinden dolasan (saca tac takmis gibi oluyor hani) versiyonunun katlanabilirleri var, bayagi kuculuyorlar. durup durup kafadan alna veya arkaya dogru kaymasalar fena degiller aslinda. yalniz kafada sabit durabilme ve hacim(tasinabilirlik) ters orantli gibime geliyor.

    kulak disi cesitlerde favorim gurultu ekarte edici (noise cancelling) kulakliklar. bunlari pek cok marka uretiyor, pilotlarin kulakliklarina benziyorlar, kulaklari sanki yarim dairemsi bir kulak parcalarinin icine aliyorlar. bunlarda muzik dinlemek harika, ses kalitesi ve detay kulak ici kulakliklara gore cok daha iyi. ama iki sorun var: 1. iriler, maksimum katlanabilir versiyonlari bile cebinize sigmaz (belki palto cebine sigar). 2. gercekten dis gurultuyu izole ettikleri icin disarida kullanmamanizi tavsiye ederim, trafige ve etrafinizdaki insan guruhuna tepkilerinizi azaltacak cunku, tehlikeli olabilir. ben sahsen sadece ev/ofis'te kullaniyorum noise cancelling kulakligi. bunun icin birebir: gurultu yapan, devamli telefonda konusan ev/is arkadaslariniz varsa artik yoklar. (benim kullandigim panasonic, bir sure sonra kulaklarimin kizarmasi disinda sikayetim yok. tavsiye ederim ama piyasada daha iyileri de bulunabilir diye dusunuyorum.) bunlar biraz daha pahalica onu da belirtmek lazim.

    kulaklik alirken dikkat edilecek hususlardan en onemlisi rahatliginiz ve kulak sagliginiz konusunda ne derece pimpirikli oldugunuzdur. bunun disinda dogru kulakligi ararken 1. nerede kullanacaginiz, 2. ne tur muzik dinleyeceginiz, 3. butceniz, 4. kulaklarinizin buyuklugu(!), 5. hacim konusunda tercihiniz (ille de cebe mi girsin, yoksa cantama atarim mi), 6. muzik dinlerken ne kadar hareketli olacaginiz ve unutmus olabilecegim daha pek cok faktoru goz onunde bulundurmak gerekiyor. kolay gelsin!
  • bir-iki hafta oluyor sanırım, reddit'te bir kullanıcı terk edilmiş bir binada el yapımı elektrikli sandalye düzeneği bulmuş, fotoğrafını paylaşmış. sonra altta yorumlarda araba aküsünün bir insanı öldürecek ya da işkence edecek kadar akım üretebilip üretemeyeceği ile ilgili bir tartışma başlamış. internette sıkça rastladığımız çok bilmişlerden biri, saçmalamaya doyamamış, en son adamın hayalarına akım verirsen işkence edilebilir diye tutturmuş. tartıştığı adamlardan biri, elektrik mühendisi, adam en sonunda çıldırmış; lab type power supply'ı almış, 13.8 v-10 a'ya ayarlamış, önce bir güzel duşa girmiş sonra taşaklarına alligator clips'i bağlayıp akımı vermiş kendine, görüntülerle belgelemiş bir şey olmadığını.

    7 yaşımdan beri çağa göre walkman/discman/mp3 player/pmp gibi portatif müzik çalarlardan dinliyorum sadece. spectral analysis, signal analysis üzerine yıllarca çalıştım, ses teknisyenliği de yaptım. donanım yanını da yazılım yanını da iyi bildiğimi düşünüyorum, kendi çapımda, imkanlarım el verdiğince en iyi, en optimal ekipmanları kullanmaya çalışıyorum. "50 liralık kulaklıkla 1000 liralık kulaklıkla arasında pek fark yok gibi." diyebiliyor insanlar, inanamıyorum. kardeş, kulaklığı falan bırak, sen en yakın hastanede o kulaklarına bir baktır bence. vay anasını yav... şu sözlük'te bir gün ben de o hale gelip çükümü taşağımı ifşa edeceğim, diye çok korkuyorum.

    allah aşkına, sallamayın şurda. bilmiyorsanız, fikir belirtmek zorunda değilsiniz. komik duruma düşüyorsunuz.
  • dinlediginiz muzige gore kulaklik secin. sagda solda "aga super" "two thumbs up" tarzi yorumlara aldanip kulaklik almayin. boyle alacaginiz kulaklik cok kaliteli de olsa, size hizmet etmeyecektir.

    gencler teknik terimlerle aslinda guzel aciklamislar (bkz: #34837303) (bkz: #34837506) (bkz: #10409633) ama ben size olayi cok teknik kullanmadan anlatmaya calisacayim.

    - oncelikle marka takintisi yapmayin. sennheiser de bose de cok iyi markalardir. ancak sizin zevkinize uygun baska markalar var.

    - cok para verdikce kulakligin kalitesi de artar, dogru. ancak yanlis muzige o kadar verirseniz cok uzulursunuz. uhuhuhu :(

    - piyasadaki taninmis modellerin cogu gavurun "fun sounding" tabir ettigi kulaklilar. bunlara teknik terimle "dinamik" diyebilirsiniz. yani hepsi bass boost, solid bass , bass enhanced, dynamic bass vs. bayagi bi boombastic kulakliklar. eger elektronik, dans, hip-hop, pop falan tarzi muzik dinlemiyorsaniz bu kulakliklar size gore olmayabilir. ne kadar bas yogun, o kadar camur gibi ses elde edersiniz.

    - eger muzik zevkiniz rock, metal, klasik muzik vs. tarzindaysa daha dengeli kulakliklari tercih ediniz. dengeliden kasit bazi frekanslarin digerlerini golgelemedigi, mid range-low range'lerin de rahatlikla kendini belli edebildigi aletler. mesela solid bass bir kulaklikla iron maiden dinlerken vokal bogulup gidiyor, gitarlar cok arkada kaliyor, sarki bir camur deryasinda batiyor. ama ayni kulaklikla faithless dinlerken neredeyse sahnede karsinizda caliyor hissi gelebiliyor.

    - ses kalitesini etkileyen bir diger husus da kulakligin sekli. kulak ici mi, kafa ustu mu, acik mi, kapali mi? cevap: en iyi sesi kafa ustu acik kulakliktan elde edersiniz. ama sizinle birlikte butun otobus de dinler, siz de onlarin telefonda "yanimdaki lavuk da acmis sesi inletiyor otobuzu aga" seklindeki konusmalarini duyarsiniz. yani izolasyon sifir :/ kulak ici'ler hem yer kaplamaz, hem konforludur, hem de izolasyonu iyidir. ama direkt kulak zariniza ses verdigi icin dogal olarak ses kalitesi kafa ustu kulakliklar kadar olamaz. ben sahsen kapalisindan bir kafa ustu edindim. siz de mesrebinize gore takilin.

    kisa not'lar: empedans ne kadar dusukse sesin volumu o kadar artabilir. burada onemli olan ise sizin elinizdeki aletle ayni olmasi. gerisi icin desibele bakin, sesi cok acmayin, kulaklari patlatmayin.
    belli bir fiyatin altindaki* kulakliklarda illa ki bir frekans digerini golgeler, yani kisaca ya baslar patlar ya tizler.
    kulakligi bilgisayarda falan kullanacaksaniz kablosunun boyuna dikkat edin:/ kisacik kabloyla kambur kalabilirsiniz/
    mumkunse denemeden almayin.
    *viral reklam* elmasepeti.com kulaklikta bir numara en buyuk... magazalarinda deneme sansiniz da var, en azindan ankara'dakinde... *viral reklam* grado'nun, audio technica'nin, shure'nin dengeli modellerini de deneyin, baska markalarda zor bulunuyor gerci *viral son*
  • başkalarının tavsiyesi ile değil, kişisel tecrübe ile alınmasıdır.

    genel kanının aksine kulaklık işi çok öznel bir tecrübedir. bir kişinin bayıldığı bir ses karakteristiği, kulaklığın fiyatı ne olursa olsun, bir başkasına rezalet gelebilir. bu yüzden fırsatınız varsa müzikçalarınıza sevdiğiniz bir parçayı yükleyip almak istediğiniz kulaklığa takın, kulaklığın kendisini deneyin, öyle alın.

    bir de ne olursunuz, şu beats audio'ya, airpods'a para vermeyin, çok üzülüyorum ben onları görünce.
  • kulaklık konusu bir yolculuk gibidir, ilk adımları atar ve basamakları teker teker çıkarsınız. ekipman denedikçe ve kullandıkça aradaki nüans ve farkları da görmeniz kolaylaşır, böylece kendi müzik zevkinize uygun olana doğru bir yol haritası çizmiş olursunuz.

    türkiye’de teknolojinin hemen hemen her dalına olan ilgi ve bilgi birikimi yüksek iken, konu kulaklıklar olunca dinleyicilerin gerçekten minimum düzeyde bilgi sahibi olduğunu görüyoruz. kaliteli kulaklık denince insanların aklına belli başlı firmalar geliyor. halbuki böyle düşünmemize sebep olan şey, bu firmaların ana akım firmaları oluşu ve distribütörleri sayesinde teknoloji marketlerdeki yerini alıyor oluşudur. keşke birileri bize dünyanın dört bir yanında sadece bu konuya yönelmiş, işlerinde başarılı irili ufaklı, butik firmaların da var olduğunu anlatsa güzel olmaz mıydı? :) ve daha da önemlisi kulaklık alırken acaba nelere dikkat etmemiz gerektiğini de?

    öncelikle bu konunun bir uzmanı değil meraklısı olduğumu belirterek konuya başlayayım. bu konuda benden çok daha bilgili ve deneyimli yazarların olduğuna eminim. naçizane, kulaklık alırken hangi kriterlerin önemli olduğuna ve en önemlisi de insanlara "bakın böyle de bir dünya var" fikrini sunmayı istiyorum. başlamadan önce unutmayalım ki en iyi kulaklık diye bir şey yoktur, kişinin müzik zevkine uygun ve ekipmanıyla uyum sağlayabilecek kulaklık vardır. x kişisi için muhteşem çalan bir kulaklık, bir başkasının kulak zevkine hiç hitap etmeyebilir. dolayısıyla kişisel zevklerin ön planda olduğunu unutmadan ve ne istediğimizi çok iyi bilerek iyi bir tercih yapabiliiriz diyebilirim. kulaklık demişken bu arada müzikçalar ve dinlenilen kayıt kalitesinin de dinlediğiniz müziğin kalitesinde oldukça etkili olduğunu hemen belirteyim. zamanında techno-fi'de okuduğum ve oldukça hoşuma giden, müzikçalar-kulaklık tasvirine yönelik şu yorumu yazarak konuya başlayalım:

    "yeraltından, kaynaktan gelen suyun çeşmeden aktığını düşünelim. işte bu çeşme sizin müzikçalarınızdır. eğer çeşmeye giden borular pisse, suyun tadında bozulmalar olacaktır. işte bu borular da sizin kulaklığınızdır."

    kulaklık alma rehberi
    -------------------------

    öncelikle şu soruları soralım kendimize:

    - bütçemiz ne kadar?
    - hangi tür müzikleri dinliyoruz? aradığımız ses karakteri nasıl?
    - müziğimizi hangi kaynaktan/müzikçalardan dinliyoruz?
    - hangi kulaklık tipini tercih ediyoruz?
    - kulaklığın izolasyonu-fiti-konforu bizim için ne kadar önemlidir?
    - kulaklıktaki sürücü(driver) teknolojisi tercihimizde ne kadar önemlidir?
    - dinlediğimiz müziğin formatı/kayıt kalitesi nasıldır?
    - mikrofonlu-bluetooth'lu veya su geçirmez mi istiyoruz? (bu yazıda bu maddeye değinmeyeceğim)
    - istediğimiz kulaklığı nereden ve nasıl satın alabiliriz?

    görüldüğü gibi epey bir kriterimiz var, bu maddeler arttırılabilir de.

    1-) kulaklık tipleri:
    ---------------------

    bunlar terminolojide kulak içi(earbud), kanal içi(iem=in ear monitor) ve kafa üstü kulaklık olarak geçer. öncelikle hangi tipte almak istediğinize karar vermelisiniz. kanal içi kulaklıklar kulağınızı rahatsız ediyorsa, earbud(örn: apple earpods) tercih edebilirsiniz ama bu tip kulaklıklar, kulak yoluna girmediği için iyi bir izolasyon sağlamaz. ben şahsen rahatlık, konfor, yer kaplamama, pratiklik, izolasyon gibi sebeplerden ötürü iem tercih ediyorum. kanal içi kulaklıklara(iem), kulak içi dememizde de bu arada herhangi bir sorun yok, ki genellikle de kulak içi dendiğinde bunu iem olarak anlıyoruz.

    https://resmim.net/f/tp8kdw.png (soldaki kafa üstü, üstteki iem, alttaki earbud)

    2)- izolasyon-fit-konfor-malzeme kalitesi:
    ----------------------------------------------

    earbud alırsanız dışardan gelen sesleri/gürültüyü duymanızı engelleyecek bir izolasyon beklemeyin. kafa üstü alacaksanız toplum içindeyken dışarıya ses vermemesi açısından kapalı tip olanından almalısınız. iem alacaksanız gürültülü ortamlarda izolasyonu sağlayacak derecede kulak yolunda derinliğe giren bir kulaklık ve ona uygun silikon, köpük vb.. gibi ucu iyi seçmelisiniz. kısaca ses dışarıya gitse sorun olur mu, dışarıdan ses duymanız önemli mi değil mi? evde mi dinleyeceksiniz yoksa dışarıda/seyahat halindeyken mi gibi soruların cevabını belirleyin.

    mesela benim açımdan izolasyon çok çok önemli, yani kulaklık hem dışarıya ses vermemeli hem de dışarıdan ses almamalı. dışardan ses alınmaması için kulaklığın kulak yoluna iyi girmesi, ona uygun uç büyüklüğüne sahip kulak ucu(small, medium, large) veya uç çeşidi(silikon, köpük, spinfit, shure olive vb..) kullanmalısınız. bu uçlar izolasyonu değiştirdiği gibi kulaklığın ses karakterine de etki edebiliyorlar. tizleri parlak olan kulaklıklara bunu törpülemek için köpük uç kullanımı önerisi, sıklıkla karşılaşılır örneğin.

    bununla birlikte kulaklığınızın takılıyken sizi rahatsız edip etmemesi, fitinde-oturmasında bir problem olup olmaması da pekala önemlidir. kimi kulaklık kulağa girmesi için gerekli bir kulak yolu büyüklüğü isteyebilir örneğin. keza kablo kalitesi sağlam mıdır, her an kopmaya meyilli midir? kablonun mikrofonlu olması önemli midir? kabo yükseltmesi adına kulaklığın kablosu çıkarılabilir midir? bu soruları da ekleyebiliriz.

    son zamanlarda çıkan bazı kulaklıklarda filtre sistemini görüyoruz. burada firmalar kulaklığın ucuna takılan bir takım filtrelerle, müzik üzerinde oynama yapma şansı tanıyor. her bir filtrenin müzik üzerinde farklı bir etkisi oluyor. böylelikle bir kulaklık ile sadece belli bir müzik türüne hitap etmekten ziyade filtreler kullanılarak daha geniş bir havuzdaki müşterilere hitap edilmiş oluyor. örnek veriyorum kutudan 4 adet filtre çıkıyor. bunlar siyah, beyaz, mor ve altın sarısı olsun. siyah filtre kulaklığa takılı halde olan ve dengeli çalan bir filtre olsun. siyahı çıkarıp beyazı takarsanız bas miktarı artıyor, mor filtre ise tiz frekansları arttırıyor gibi. değiştirilebilir filtreleri olan bir kulaklık tercihi yapmak ister miydiniz?

    https://resmim.net/f/mcgsda.png

    3-) dinlediğiniz müzik türü, aradığınız ses karakteri:
    ----------------------------------------------------------

    en önemli konu desek herhalde yanılmayız. dinlediğiniz müzik türüne göre kulaklık tercihinin en önemli nokta olduğunu en başta belirterek bu bağlamda kulaklıkların frekans cevaplarından da biraz bahsedeyim. bildiğiniz üzere baslar düşük frekanstaki sesler, midler orta frekanstaki, tizler de yüksek frekanstaki seslerdir. kimi kulaklıklarda baslar öndedir, kimilerinde tizler, kimi kulaklıklar da dengelidir mesela. bu frekans eğrileri yüzde yüz kulaklığın karakterini verir diyemesek de kişinin istediği müzik türüne uygun olup olmayacağı hakkında güzel bir fikir verebilir. sennheiser, beats by dr. dre gibi üreticilerin kulaklıklarında çoğunlukla güçlü bas, parlak tiz görürüz, yani frekans cevabı olarak u cevabını. soldan sağa doğru baslar önde, midler biraz geride ve yine tizler önde gibi. eğri şeklinde düşünecek olursak u harfi gibi yani. midler daha da geride olursa bu sefer de v şekli olur frekans cevabı olarak. u cevabı:

    https://www.ecoustics.com/…ucts/articles/131067.jpg

    konuya devam edersek eğer, örneğin elektronik müzik/hip-hop/dans müzik dinleyen biri için baslar baskın olabilir, rock-metal müzik dinleyen biri için tizler ve midler(malum vokal ve gitarlar adına) arkada kalmamalıdır. midler'in önde olması vokalin ve enstrümanların önde olması demektir. bunlar hep kişinin istediği müzik türüyle alakalı durumlardır. bazı kulaklıklar rock için, bazıları klasik müzik için, bazıları da elektronik müzik için doğru niteliklere sahiplerdir. metal müzik dinleyen biri için tizlerin detayını iyi veren ve müziğin hızına yetişebilen bir kulaklık tercihi yapmak elzemdir. klasik müzik dinleyen birinin, sahnedeki sayıca fazla olan enstrümanların yerini kafasında canlandırabilecek derecede geniş sahneli ve enstrüman ayrımında başarılı bir kulaklık tercihi yapması oldukça önemlidir. dinlediğiniz müzik türüne göre hangi enstrümanın hangi frekanslara denk geldiğini bilirseniz eğer, dinlediğiniz kulaklığın sizi tatmin edip etmediğini veya dinlediğiniz müzikteki enstrümanların ve tonlarının tepkilerini az çok kestirebilirsiniz. hemen küçücük bir örnek verelim. eğer baterinin zilleri yeterince net değil ve uzamıyor, erken kesiliyorsa(roll off), ekipmanlarınızın ince tizlerde yeterince başarılı olmadığı sonucuna varabilirsiniz gibi. bazı enstrümanların frekans aralığını aşağıdaki resimden görebilirsiniz:

    https://i.pinimg.com/…d1cb830575979cdbb1c44d0e8.jpg

    aradığınız ses karakteri ise çok çok geniş bir konudur. kimi dinleyici mümkün mertebe enstrümanları en doğal, olduğu gibi, en gerçekçi haliyle duymak ister, kimi dinleyici de dinlediği kulaklığın biraz renkli ve eğlenceli çalmasını ister. tamamen kişisel zevk meselesi. kulaklık deneme ve dinleme sayınız arttıkça konu hakkında daha reel fikirlere sahip olabilirsiniz. bu arada dinlenilen müziği tarif etmek için, sesle ilgili pek çok terim kullanılır.

    örneğin: tonalite-tonlama, çözünürlük, enstrüman ayırımı, kulaklığın sahnesi(genişlik ve derinlik olarak), kontrol, denge, sıcak-soğuk çalma, sibilans, roll-off, midbas çukuru, perdeli ses, analitik çalma, referans çalma, gövdeli ses, karanlık(koyu)-parlak ses vb.. gibi.

    yine tekrarlayalım, kişinin dinlediği müziğe uygun bir tercih yapması konunu en kilit noktasıdır.

    4-) kulaklıktaki sürücü teknolojisi:
    --------------------------------------

    kullandığımız kulaklılardaki sesi üreten farklı sürücü teknolojileri vardır. örneğin üretim maliyetleri düşük olması sebebiyle bizdeki teknoloji marketlerindeki kulaklıkların neredeyse tamamı rahatlıkla "dinamik sürücülü kulaklıklar" olabilir. bir de armatür sürücülü kulaklıklar vardır. bunlar dinamik sürücülerden daha pahalı olup müzikte hızı ve detayı yakalamak isteyenlerce tercih edilebilir. örneğin ben çoğunlukla rock-metal müzik dinlediğim için tercihlerimde armatür sürücü olmasına önemle dikkat ediyorum. peki dinamik sürücülü olup da rock-metal'i iyi çalan bir kulaklık olamaz mı? tabii ki olabilir, örnek vermek gerekirse dinleyip/deneyimleyip beğendiğim hifiman re00.

    https://images-eu.ssl-images-amazon.com/…62607_.jpg (armatür sürücüyü bu grafikten görebilirsiniz: armature speaker denilen kısım)

    bu 2 tipin de kendine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. örneğin dinamik sürücülü kulaklıklar daha iyi bas yanıtı verirler. armatür sürücülü kulaklıkların bas frekansları az ilettiği malum olduğundan son yıllarda artık piyasada hem dinamik hem de armatür sürücüye sahip "hibrid sürücülü kulaklıklar" görmeye başladık. bir pazarlama stratejisi olarak telefonlardaki megapiksel savaşlarına benzer burada da sürücü savaşları olabiliyor. 3 sürücülü/5 sürücülü kulaklıklar görürseniz sakın şaşırmayın. çok sürücü en iyi anlamına gelmiyor bu arada, tek sürücülü olup da at gibi kulaklıklar da var. örneğin rock-metalcilerin gözdesi efsane etymotic er4s gibi. bir de son olarak dinamik ve armatürü birleştiren hareketli armatürler de bulunmaktadır. sürücü teknolojilerinin çalışma prensiplerini aşağıdaki sayfada daha detaylı görebilirsiniz:

    http://www.techno-fi.net/…-açık.2797/?_params=array

    https://www.youtube.com/watch?v=bkhs7x8rs74 (2'si de anlatılıyor)
    https://www.youtube.com/watch?v=10noamcvsno (dengeli armatür anlatılıyor burada da)

    5- dinlenilen müzik formatı/kayıt kalitesi:
    -----------------------------------------------

    esasında en tartışmalı konulardan bir tanesi de budur. 128 kpbs mp3 ile 320 kpbs mp3 arasında fark var mıdır? evet, vardır. peki flac ile 320 kpbs mp3 arasında gerçekten fark var mıdır? genelde, eğer aradaki nüansı/farkları hissettirecek ekipmanınız var ise flac ya da daha kaliteli müzik formatını dinlemeyi tercih ediniz derler. ben şahsen 16 bit/44.1 khz flac albüm dinlemeyi tercih ediyorum ve gerçekten de bu deneyimden keyif alıyorum. tabii ki flac albümler, diğer kayıplı formatlara göre haliyle daha fazla yer kaplıyor bellekte. örneğin bir mp3 dosyası 15 mb ise flac bir şarkı 45-50 mb olabiliyor. flac albümler korsan yoldan torrent sitelerinden, yasal olarak da pek çok ilgili siteden indirilebilir. flac yerine istek doğrultusunda daha yüksek bitrate’li, daha kaliteli formatlar olan "wav" veya "dsd" de tercih edilebilir. bu doğrultuda kullanılacak olan müzikçaların hangi formatları destekleyip desteklemediği de bilinmelidir. bir keresinde lottoo paw gold müzikçalar ve oriolus mk2 kulaklık ile dsd formatta eagles - hotel california ve metallica - sad but true dinlemiştim. bu hobinin üst noktalarını az buçuk da olsa görmek/deneyimlemek çok özeldi. (noble katana ve sennheiser hd800 gibi üst seviye kulaklıkları da dinleme şansım oldu bu arada)

    ülkemizde ve dünyada streaming servisler yaygın bir şekilde kullanılıyor. spotify, deezer, apple music gibi bilinenlerin yanında tidal gibi kayıpsız, hi-fi ses aktarımı sağlayan servisler de mevcuttur. aboneliğiniz dahilinde, ayarlardan en yüksek ses kalitesini tercih ediniz. streaming’den vazgeçemiyorsanız yine aynı şekilde bunu sağlayabilecek müzikçalar tercihini dikkate almalısınız.

    6- kulaklık-kaynak ilişkisi:
    -----------------------------

    kaynaktan kastedilen müziği dinlediğiniz araçtır. bu bir laptop da olabilir, bir taşınabilir müzik çalar da, pikap da. eğer konumuz taşınabilir müzik çalarlar ise, yani daplar(digital audio player) bu cihazın kulaklıkla uyumlu ve dengeli bir kombinasyon yapmasına özen gösterilmelidir. mesela tizleri yoğun ama basları eksik olan bir kulaklık, koyu(bas tarafa yakın çalan) bir dapla kombine edilebilir. veya midler'i önde olan bir dap, bas ve tizleri önde olan bir kulaklıkla. iyi bir kulaklık iyi bir müzikçalarla dinlenmelidir. örneğin 1000 liralık bir kulaklık cep telefonuyla dinlenirse istenen verim alınamaz tam olarak(yazının başındaki çeşme-boru örneğini hatırlayalım). kısaca kulaklğın yanına fiyat dahilinde iyi bir dap da almak lazım gelir, zira müzikçalarlar da bu işin önemli bir parçasıdır. nasıl ki telefonlar da fotoğraf çekmesine ragmen fotoğrafçılıkla ilgilenen kişilerin ayrıyeten fotoğraf makineleri varsa, bu hobide de telefondan müzik dinlemenin vereceği kalite belli bir yere kadar olacağı için müzikçalarlara sahip olmak da işin doğasında yer alır.

    https://resmim.net/f/ed7fgu.png

    daplar kısaca 3 öğeden oluşur. içindeki amfi, kullanıcı arayüzü(ui=user interface), ve dac(digital to analog converter). bu dac denen birim dijital verileri analoğa yani sese çevirir. kulaklığı kulaklık çıkışına taktığımızda bu dac'tan gelen seslerin amfiyle hacim kazanmış olan çıkışından sesi almış oluruz. bu arada kulaklığın kaynak tarafından sürülme/beslenme konusuna da değineyim. kimi kulaklıklar beslenmek için güçlü daplara ihtiyaç duyarlar, aksi halde cılız ve volume'süz bir ses verirler. bu bağlamda kulaklıkların empedans yani ohm değerlerini bilmeniz önemlidir. empedans, kulaklığın elektriksel yükü olan direnci tanımlamak için kullanılan değerdir. yüksek ohm’lu kulaklıklar çalışmak için daha yüksek voltaja gerek duyduklarından bazı dap-telefon gibi taşınabilir cihazların, düşük-kısıtlı güç kapasiteleri sebebiyle yüksek empedanslı kulaklıkları sürmeleri daha zor olabilir(özellikle kafaüstü kulaklıkları). tam da bu noktada “taşınabilir kulaklık amfisi” devreye girebilir. bu cihazlar, diğer adıyla yükselteçler, kulaklığa giden ses sinyallerini yükseltmek için kullanılırlar, bu sayede amfiyle daha güçlü ve detaylı sese ulaşırsınız. denkleme eklenen amfinin ses karakterini de bir kenara yazalım. amfinin transistörlü veya lambalı oluşu ses üzerinde etkili olur. genelde lambalı amfiler daha sıcak ve yumuşak çalar derler. yani sözün özü kulaklık alırken sürülme problemi olup olmadığına da dikkat etmemiz gerekiyor. aşağıdaki videoda kulaklık amfileri türkçe olarak gayet güzel bir şekilde anlatılmış:

    https://www.youtube.com/watch?v=a82td6xwaq8

    7- peki bu kulaklıklar nereden ve nasıl satın alınır?:
    ---------------------------------------------------------

    öncelikle şunu söylemek gerek. test etmek, dinlemek bu hobinin en önemli kısımlarından biridir. her ne kadar internet üzerinden okuyacağımız bilgiler/incelemeler bize fikir sahibi verecek olsa da ilgili kulaklıkları bizati kulağımıza takıp denemek, onları tanımak açısından en faydalı yol olacaktır. sennheiser ve astell & kern markaları düşünüyorsanız, sennheiser'ın istanbul'da deneyim merkezi bulunuyor. örneğin:

    https://sennheiser.com.tr/sayfa/iletisim

    bununla birlikte, bu hobiye gönül vermiş kişilerden oluşan site ve topluluklara üye olabilirsiniz. bu tarz sitelerde insanlar kendi ekipmanlarını getirerek buluşmalar düzenlerler. böylelikle çoğunluğu yurtdışında satılan bu ürünleri birebir görme şansı yakalamış olursunuz. belki almaya fırsatınız olmayacak bütçenizi aşan ürünleri de dinleyerek, hobiye olan genel perspektifinizi genişletebilirsiniz. bu tarz sitelere üye olursanız, forum bölümlerinden 2.el cihazları da uygun fiyatlara satın alma şansına erişmiş olursunuz. bu bağlamda benim bildiğim ve üyesi olduğum türkiye’deki en geniş topluluk http://www.techno-fi.net/ ‘tir. bu konularda daha fazla bilgi almak istiyorsanız siteye üye olabilir, sorular sorabilirsiniz. buradaki rehber konulara bakmanızda fayda var derim. arada bir sahibinden.com'da da güzel kulaklık ilanları olabiliyor, bir göz atmakta fayda var.

    görüldüğü üzere yurtiçi satın alım seçenekleri oldukça sınırlı. ne yazık ki bu hobideki/piyasadaki baba kulaklıkların yüzde 90'ı türkiye'de bulunmuyor, bu işe gönül verenler bu kulaklıkları yurtdışından getiriyorlar. yani iş dönüp dolaşıp yurtdışından alışveriş yapmak kısmına geliyor. gerçi son dönemlerde dolar kurundan ötürü bunun da epey azaldığını görüyoruz.

    yabancı kaynak olarak www.head-fi.org bu işin merkezidir desek heralde yanılmayız. hemen hemen her kulaklıkla ilgili inceleme ve yorum burada bulunmaktadır. bu sitenin 2. el bölümünden de ürün satın alabilirsiniz. https://www.headfonia.com/ keza var olan incelemeriyle benim beğendiğim bir sitedir. amazon, ebay, aliexpress gibi popüler sitelerin yanısıra https://penonaudio.com/ ve https://www.shenzhenaudio.com/ da güvenilir sitelerdir. bu sitelerin aliexpress sayfalarından da alışveriş yapabilirsiniz.

    ...

    bu arada sıfır kulaklık aldığınızda kulaklığın sesinin oturması için belli bir süre gerekiyor. buna burn-in deniyor. kabloların, sürücülerin zaman içinde hem elektrik sinyallerine hem de ses dalgalarına tepki verip değişim gösterdiği biliniyor. bazı kullanıcılar birkaç saat müzik çalarak kulaklığı pişmeye bırakıyorlar. kimisi özel pişme seslerini kullanıyor, kimisi de dinlediği şarkılarla yapıyor bunu. burn-in konusu tartışmalı bir konu olmakla birlikte konuya meraklı çoğu kişi bunun olduğuna inanmakla kalmayıp, bilimsel bir gerçek olduğunu da savunuyor.

    yeri gelmişken ekolayzır mevzusuna da kısaca değineyim. bu hobiye gönül verenler, ekolayzırın sesin genel çözünürlüğüne zarar verdiğini düşünür çoğunlukla ve tüm frekansların ortada olduğu düz çizgi şeklinde(flat) bir ekolayzır ayarını tercih ederler. ben de bu görüşe katılıyorum doğrusu ve ekolayzırda herhangi bir ayar yapmadan(off) müziğimi dinlemeyi tercih ediyorum. tabii ki eğer hoşunuza gidiyorsa minik oynamalar/ayarlamalar yapın ama ben şahsen dinlediğim müzikte oluşacak farkların kullandığım ekipmanlar tarafından belirlenmesini istiyorum. böylelikle ekolayzırsız bir şarkıyı farklı kulaklıklarla veya ekipmanlarla dinlediğimde aradaki farkları duymam daha kolay oluyor. yani müziğin kayıt aşamasındaki mastering/mix'e harcanan onca emeği ve zamanı düşündüğümüzde, bunu bizim bazı frekansları öne atarak istediğimiz yönde değiştirebileceğimiz fikri bana gerçekçi gelmiyor. değiştirsek bile seste kalite kaybına neden olduğumuzu düşünüyorum.

    yavaş yavaş son sözlere yaklaşıyoruz. bir kulaklık almadan önce şöyle bir dinlediğiniz müzikte kullanılan enstrümanları bir kafanızdan geçirin derim. hangi enstrümanlar kullanılıyor, bu enstrümanlar hangi frekans aralığında? hangi kriterler sizin açınızdan önemli? çalan müziği ne şekilde duymak istiyorsunuz? bunlar çok göreceli kavramlar olmakla birlikte, sizin neyi sevip sevemeyeceğiniz, kişisel deneyiminiz ve aldığınız haz her şeyin önünde yer alıyor. bu uzunca yazıyı okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim. son cümleler olarak kulaklık konusunda aceleci olmadan, basamakları teker teker sindirerek çıkmanızı öneririm. hem aradaki farkları anlamanız kolaylaşır hem de bu yolculuğa bir anlam katmış olursunuz.

    önemli not: arkadaşlar, kulaklık-taşınabilir müzikçalar vb.. gibi ekipmanların modelleri-performansları-fiyatları konusunda tavsiye alma amaçlı mesaj atmamanızı önemle rica ederim. "bu müziği dinliyorum, şu fiyata hangi kulaklığı önerirsin" sorusuna da verebileceğim hiç bir cevap yok inanın ki. yukarıda anlattığım gibi pek çok kriter var ve bunu belirleyecek olan kişi siz olmalısınız. kaldı ki satın alım konusunda size tavsiye verecek donanımda ve birikimde değilim. sadece işin teorik ve naçizane deneyimlediğim kısmı sizlerle paylaşmak istedim, umarım faydası olur bu bilgilerin.

    edit: bu arada kulaklık olarak etymotic er4s, müzikçalar olarak da hidizs ap100’ü kullanıyorum.
    bir sonraki kulaklık yükseltmem de etymotic er4xr olacak.

    herkese keyifle müzik dinlemeler. sevgiler, saygılar.
  • bir tekinin diğerinden önce bozulmayacagına dair söz vermesi. söz vermiyorsa almayın. ayrı gayrı olmaz.
  • otobüste filan volume abandığınızda milletin kafasını zikmeyecek bir model olmasına gayret ederseniz müteşekkir kalırız.
  • sennheiser mı değil mi ona dikkat edin. sennheiser'sa %95 ihtimalle memnun kalacaksınız demektir.

    alacağınız kulaklığın kulak içi mi kulak üstü mü olacağını iyi belirleyin. kulak üstü olacaksa kralın/kraliçenin tacı gibi duracak kulaklık almayın. kulaklığın size iyi performans sağlaması lazım, milletin size bakmasını sağlamanıza gerek yok. sennheiser'ın çok iyi kulak içi ve kulak üstü kulaklıkları mevcut.

    eğer sennheiser al(a)mıyorsanız, jbl bakabilirsiniz. yani önceliği ses ve ses sistemleri olan markaları tercih etmenizde fayda var. sennheiser bir dünya markasıdır ve şimdiye kadar kullandığım istisnasız hiçbir sennheiser kulaklıkta memnuniyetsizlik yaşamadım. neden? çünkü adamların derdi, "fiyat olarak pahalı ve görüntü olarak güzel kulaklık yapayım," değil. jbl de kısmen öyle. jbl'in portable hoparlörler de oldukça iyi.

    eğer tek derdiniz sadece müzik dinlemek ise phillips ve sony kulaklık alabilirsiniz, ancak bir süre sonra sıkıntı verebilir hem ses performansı açısından, hem de ürün kalitesi açısından. hele hele creative'in kulaklıklardan kesinlikle uzak durun! audio technica'nın bütün modellerini bilemem, ancak aldığım bir kulak içi modeli sürekli olarak malzeme açısından sıkıntı çıkardı. şu anda da bakır tel gibi bir kabloyla kullanmaya çalışıyorum.
  • kesinlikle hopörlör ve jak bağlantı noktalarının sağlam olmasıdır. yoksa bir iki ay sonra kulaklıklanızdan birinden ses gelmediğini fark edeceksiniz.

    ondan sonra uğraş dur, eğ bük ses gelsin diye o noktayı tutturmaya çalış.
hesabın var mı? giriş yap