• ankara üniversitesi iletişim fakültesi kantini, üniversitenin öğrencileri arasında "kulis" olarak anılır... kulis ayrıca yine aynı okulda kısa bir süre faaliyet gösteren mizahi bir dergidir... bakalım erkekler kuliste ne geyikler döndürür ve her kantinde varolan "guru" abiler negibi "anonim tavsiyeler"de bulunur:

    - uygun kızı bulmak için uygun erkek olun (hödük olmayın).
    - her kadın iltifatı sever ama iltifatlar bile onları anlatmaya yetmez.
    - kadın, yaratılmışların en güzelidir.
    - hatunkişileri analiz etmeyin... yaşayın...
    - kadın denilen mükemmel varlıkların yüzde doksanı kendini beğenmez.
    - gözünüzde çok büyüttüğünüz bir kız büyük ihtimalle bu yüzde doksanın içindedir.
    - çünkü güzel kadınlar ya buna inanmazlar ya da güzelliklerini erkekleri süründürmek için kullanırlar.
    - 90 yaşında bir kadının bile gençlik fotoğraflarına bakarken, o gün üzerinde ne olduğunu sorduğunu unutmayın.
    - kızlar üniversitenin ilk yıllarında dörtlü-beşli kız kolonileri halinde dolaşırlar.
    - sonraki yıllarda iç savaş nedeniyle "koloni" bölünür.
    - kesiştiğiniz kızın mutlaka hiç ayrılmadığı bir arkadaşı vardır.
    - bu arkadaş da size çekici geliyorsa ayvayı yediniz.
    - arkadaşları size kızdan çok bakar (casusluk durumları).
    - pis bir durum: siz kıza o size bakıyor mu diye bakıyorsunuz, o da size aynı nedenle.
    - tanıştığınız zaman ilk onun baktığını kabul etmezler.
    - pis durum 2: kız dalmış boş boş bakarken baktığı yerde sizin olmanız.
    - okul dışında başka yerlerde de sık sık karşılaşıyorsanız, ilahi güç size bir kader yazıyordur.
    - böyle tanıştığınız bir kızla ilişkiniz genelde uzun sürmez. sayılı günlerin tadını çıkartın.
    - pis durum 3: (iğrenç durum) bakıştığınız kızın erkek arkadaşını okula getirip size pis pis sırıtması.
    - kesiştiğiniz zamanların tadını çıkarın, sonra birbirinize anlatıp bol bol gülersiniz.
    - mümkünse bir arkadaşınızın sizi tanıştırmasına izin vermeyin, tadı kaçıyor.
    - esas zevk "dann" diye tanışmakta (cesaretiniz varsa).
    - diyelim ki 'dann'ı seçtiniz. ilk sözü söylemek imkansız gibidir, sonra sizi susturmak da.
    - çıkmaya başlarsınız... büyük ihtimalle k.k.b.i.s.s.s.b.s. durumunu yaşarsınız (bak alt satır)
    - konuşacak konu bulunamadığı için susup sağa sola bakma sendromu
    - 'şu an konuşacak konu bulamıyoruz galiba, o zaman susup birbirimizin varlığının tadını çıkaralım' diyebilir misiniz?
    - illa konuşacağım diye kendinizi zorlarsanız, biraz sonra saçmalamaya başladığınızı fark edersiniz.
    - unutmayın: insanlar aşkı yaşayamadıkları için aşkı aşktan başka herşeyla tarif etmeye çalışırlar.
    - aşk aşktır.
    - aşk herşeyi değiştirir.
    - herşey dengededir. o yüzden çok mutlu başlayan bir ilişki, çok mutsuz biter.
    - çünkü siz ilişki başlangıcında şöyle dediğiniz için dengeyi bozarsınız: "yaşasın, ben de sevilmeye layıkmışım"
    - sevilmek mükemmeldir. ama kendinizi başkalarının sizi sevmesine bağımlarsanız, rüzgarda uçuşan kuru yapraklara benzemez misiniz? bir rüzgar sizi bir tarafa atar, öbürü diğer tarafa...
    - siz herşeyin mükemmeline layıksınız.
    - siz sevgisiniz.
    - sevdikleriniz arasına kendinizi de katın.
    - birisini gözünüzde çok büyütüyorsanız, yazarın gözünde tanrıca değerini almış eski kız arkadaşının lafını unutmayın; "sen beni sevmedin, bende gördüğün seni sevdin"
    - bir kızla yaşamı deneyimlemek mükemmel bir olaydır. ama neyi seviyorsunuz? kızı mı, kendinizi mi, ilişkiyi mi?
    - cevap 'bunların hepsi' ise lütfen katılın:
    - "tanrım, seviyorum, yiiiippppppppeeeeeeaaaaaaaaaa!!!"
  • önemli şeyler konuşulan yer. mesela bi transfer olucak hemen kulislerde konuşulur. bi olay açıklanacak ilk önce kulislerde dile getirilir bu açıklama.
  • bursa'da bir cafe/bar. kendisi biramania olarak da bilinmektedir. altıparmak arap şükrü sokağında mık'ın karşısı dendiği taktirde koordinatları rahatlıkla tespit edilebilecek mekandır.

    an itibariyle güzeldir, nezihtir, nasipse önümüzdeki günlerde de bir zirveye ev sahipliği yapacaktır.

    yepyeni edit: dumansız hava sahası geyiğiyle misafirlerini köhne bir arka bahçede ağırlayan, oturma düzenini değiştirerek ortamın da değişeceğini uman, kalite konusunda akıl almaz bir hızla deformasyona uğramış, garip garip tiplerin ve genelde aynı silik yüzlerin takıldığı bir mekan oldu -ki bu silik yüzlerin çoğu mık menşeilidir-.

    kısa lafın özü burasını da kaybettik, çek dört bira, evde takılmaya devam.
  • bildiğim, tanıdığım, hep içinde yaşamak istediğim bir kokusu var. iki yıl önce bir heves ve heyecanla içime çektiğim kokuyla aynı. biraz fondöten, biraz göz kalemi *, bolca sigara ve ütü buharıyla karışık heyecan kokusu…

    uzak kalmak, pişmanlıklara dolu keşkeler savurmak, kopmak zor olmasın diye sevilen arkadaşlarla arayı açmak kokusunu hiç değiştirmemiş. hala sevgi dolu, hala amatör ama kendinden emin, hala midede sancı, hala biraz sigara pek çok duman ve benim için tüm ışıltısına rağmen hala gri…*
  • - leman'a mı gidelim yani ?
    şantajıyla girmek zorunda kaldığım bursa arapşükrü sokağındaki mekan.
    ki bence leman dan hiçbir farkı kalmamıştır. aynı masada oturanlar müzik sesinden birbirlerini duyamazlar ve ne söylediğini anlamadığınız garsonlar size elinde shot bardaklarıyla bişeyler satmaya çalışır.
  • dedikoducularin ana vatani gibi bir yer burasi, insani cileden cikartiyor, hic bir zaman tam lokasyonu belli olmayan, orada kimlerin bulundugunu bilemediginiz bir yer. ornitorenk ciftligi.
    -abi hayrolsun ihaleden cekiliyormu$sun*
    +oha artik, yuh, yahu tuvalette du$undum ben bunu daha bismillah.. kim soyledi?
    -abi kulislerde konu$uluyor..
    e yuh.
  • sanatçının mahrem yeri
  • (bkz: kulisler)
  • (bkz: backstage)
  • rahmetli hagop ayvaz'ın kesintisiz 50 yıl çıkarttığı tiyatro dergisi.
hesabın var mı? giriş yap