• halil cibran kitabi.
  • bu kıyılarda yürüyorum daima
    kumla köpük arasında.
    yok edecek ayak izlerimi med-cezir
    uçuracak köpüğü rüzgar.
    oysa var olacak deniz ve kıyı sonsuza kadar.
  • diyor ki;
    ben hakikati bilmiyorum.ama cehaletimin önünde tevazuyla eğiliyorum.övüncümde bundandır,kazancım da.

    ekliyor;
    hiçbir zaman ikinci benliğimle tam olarak uyuşamadım.bana öyle geliyor ki varlık probleminin sırrı,ikimizin arasında bir yerde.

    hem de durmadan ekliyor;
    erkeğin eli kadının eline dokunduğunda ikisi birlikte sonsuzluğun yüreğine dokunurlar.

    bana ne zor şeyler söylüyor;
    saf bir ayna olarak senin önünde durduğumda,uzun süre içime baktın ve kendi yansımanı gördün.
    sonra bana ,"seni seviyorum"dedin.oysa sen,benim içimdeki kendini sevdin.

    ve durmuyor;
    belirli ölçü ve ağırlık kavramlarımız olmasaydı,güneşin önünde olduğu gibi,ateş böceğinin önünde de hayranlık duyardık.

    ve anlatıyor;
    insanların cenaze töreni,belki de meleklerin düğünüdür.

    asla durmuyor;
    veriyor,ama verirken verdiğin kimsenin utancını görmemek için yüzünü çeviriyorsan,o zaman gerçekten merhametlisindir.
    öyle şeyler diyor ki bana fazla,bana ağır:
    konuğumu eşikte durdurup dedim ki,"lütfen ayağını içeri girerken silme,dışarı çıkarken silersin"

    ve ağlıyordum;
    cennet hep orada duruyor,şu kapının ardında,hemen yandaki odada;ama ben kapının anahtarını yitirdim.
    belki de yitirmedim,sadece farklı bir yere koydum.

    inanamıyordum;
    kuş tüyünde uyuyanların gördükleri düşlerin toprak üstünde uyuyanların düşlerinden daha güzel olmadığını bildiğim halde,hayatın adaletine olan inancım nasıl azalır.

    ve ona hakverdim;
    bugüne kadar,"sen kimsin?"diye sorana ne cevap vereceğimi bilemedim.
    çünkü bu bendim....
  • allah düşündü: ilk düşüncesi melekti.
    allah konuştu: ilk konuşması insandı.
    hayatın adaletine duyduğum inancı nasıl kaybedebilirim ki!
    ben biliyorum ki kuş tüyünde uyuyanların düşleri toprak üstünde uyuyanlarınkinden daha güzel değil.
    söylediklerimin yarısının anlamı yok. ancak bunları sana, diğer yarısının anlamı tamamlansın diye söylüyorum.
    bir kadını anlamak ya da bir dahiyi çözmek ya da suskunluğun sırrını bulmak isteyen kimse kahvaltı yapmak için muhteşem bir uykudan uyanan adama ne kadar da benziyor!
    bilgin ile şair arasında yemyeşil bir ova uzanır. bu ovayı bilgin katettiğinde bilge olur, şair ise peygamber.
    evet,
    nirvana gerçekten var. yemyeşil meralara kuzuları götürüşünde, uyuması için çocuğunu yatağa yatırışında, şiirinin son mısraını yazışında.
  • eğer kış, "bahar yüreğimdedir", deseydi, ona kim inanırdı?

    içinde böylesine güzel bir cümleyi barındıran halil cibran kitabıdır.
  • halil cibran ın en sevdiğim ve bugüne kadar en çok hediye ettiğim kitabıdır. defalarca okumuşumdur, yaşım ilerledikçe, farklı deneyimler kazandıkça daha derinini anlayabilip beni kendine daha çok bağlamıştır.

    hiçbir şekilde mantıklı anlam çıkaramadığım aforizması da şudur;

    "solucanlar dönüşecek, fakat fillerin bile teslim olacak olması garip değil mi?"

    çeviri yetersiz diye kendimi avutur dururum yıllardır, anlayan varsa bir zahmet anlatsın.
  • halil cibrana hayran olmamanın mümkünsüz olduğu kitap.
    bir adam böylesine olmuş olsun, böylesine olgun. böylesine yüce gönüllü.
    mevlana, yunus emre, şems... ve de halil cibran bence kare as.
  • modern çağların büyük dervişi gibi gördüğüm büyük bir adamın, halil cibran'ın türkiye iş bankası kültür yayınları'nın modern klasikler dizisinin 83 sayfalık5. baskısından okudum.

    kitapta benim gözümde fosforlu olan cümleler ise şöyle;

    "hatırlama, bir buluşma biçimidir
    unutkanlık, bir özgürlük biçimidir" (syf.6)

    "kimse gecenin yolunu yürümeden şafağa ulaşamaz" (syf. 8)

    "insanın anlamı ulaştığı şeyde değil, daha çok ulaşmak için yanıp tutuştuğu şeydedir" ( syf. 10)

    "başka insanın hakikati, onun sana açıkladığı şeyde değil, açıklamadığı şeydedir. bu yüzden, onu anlamak istersen söylediğine değil, söylemediğine kulak ver" (syf. 12)

    "utangaç bir başarısızlık küstah bir başarıdan daha soyludur" (syf. 59)

    "kaplumbağaların yol hikayeleri tavşanlarınkinden daha çoktur" (syf.70)

    "birlikte güldüğün kişiyi unutabilirsin, ama birlikte ağladığın kişiyi asla" (syf. 77)
  • "beni kıskanan biri bilmeden beni övüyor demektir."
  • halil cibran'dan;

    "eğer yüreğiniz bir volkansa ellerinizin çiçekler açmasını nasıl beklersiniz?"

    "yalnızca güzeli keşfetmek için yaşarız. geri kalan her şey bir bekleyiştir, o kadar.

    "mutlak gerçek hakkında cahilim. ama cahilliğim karşısında boynum bükük ve orada şerefim ve mükafatım vardır."

    "bir insanın kıymeti yaptıklarında değil, daha çok yapmak istediklerine duyduğu büyük arzudadır."

    "sevdiğinizin kölesisinizdir sevdiğiniz için ve yine onun kölesisinizdir o sizi sevdiği için."

    "benim yalnızlığım, insanlar geveze yanlışlarımı alkışladıklarında ve suskunca dürüstlüklerimi kötülediklerinde ortaya çıkmıştır."

    "sırlarınızı rüzgara açarsanız, sakın sırlarınızı ağaçlara açtı diye ona kızmayın."

    "hadi gel saklambaç oynayalım. yüreğime gizlenecek olursan seni bulmam zor olmayacaktır. ama kendi kabuğunun arkasına gizlenecek olursan, seni kim ararsa arasın bulamaz."
hesabın var mı? giriş yap