• çocukluğumun tatil beldesi.
    şimdi nasıldır bilmiyorum ama o vakitler denize girilebiliyordu hala. bir lunaparkı (ah o eskimiş tilt makinelerindeki hüzün) ve yan yana sıralanmış siteleri vardı. serhat sitesi, gonca sitesi, balıkadam sitesi, site 501... her sitenin gençleri kendi takımını kurardı ve son derece haşın sitelerarası futbol ve basket maçları yapılırdı. sonra bir oğlan bir kız yüzünden kavga eder, kız yatağa düşer mumlar gibi erirdi...
  • site 501 vardı neden 501'di kim koymuştu adını bilinmez erçag erdem siteleri ve daha bir sürüü
  • atilla atalayın uyuyamadigim kitabında yer alan 1992'nin çocukları adlı öykücükte çocuklar arası dialogda ''kumbung bene... kumbung sene...'' şeklinde miras olarak paylaşılmaya çalışılan yazlığın bulunduğu beldemiz.
  • iskinin borularıyla yıllar sonra gecen sene tanışabilen semt. tankerle su istemek, kuyu motoru, su hortumu, kanalizasyon olmadıgı için vidanjörle çekim, otlat, yılanlar, lunapark, siteler, sinekli bakkal, büyükçekmece koop. otobüsleri, silivri birlik ve benzeri daha bircok kavramı hayatıma kazandıran, 5 yaşımdan beri hemen hemen her yaz gittigimiz yazlık semt.
  • bir vakitler cok meshurdu burasi. kumburgaz'da yazlik sahibi olmak mühim hadiseydi kimileri icin. tatil köyleri ve bilumum siteler vardi denize nazir. eskiden canakkale, edirne, tekirdag tarafinda giden otobüsler de kumburgaz yolunu kullanirdi. sonrasinda su sorunu cikinca kumburgaz popülerligini yitirdi. insanlar sahip olduklari yazliklari satamadilar bile. simdi akibeti nedir acep bilmiyorum
  • avrupa yakası adlı guzide dizide humeyra hanımefendi tarafından canlandırılan iffet hanım karakterinin her seferinde "kumburgazı" diye niteledigi yarılmama sebebiyet veren bir yerdir.
  • sanilanin aksine denizi, rüzgarlardan poyraz oldugunda gayet temiz ve berrak olan, gecmi$te gece hayati ce$itli mekanlarla renkli gecen ve ortalama olarak istanbula en yakin tatil beldesi
  • bünyesinde* çocukluğumu, mutluluğumu, yaz tatillerimi, ilk denize girişimi, ilk aşık oluşumu, ilk öpüşmemi, ilk bisiklete binişimi, ilk araba sürüşümü, ilk tekne sürüşümü, ilk kavga edişimi, ilk kanayışımı kısaca 99 yılına kadar hayatımın pek çok ilkini barındıran, bizim eski sarı saman kağıtlarımızın üzerine şimdilerde gıcır gıcır kuşe kağıt çeken bir anı defteri. o muhteşem kumsalların, gündüzün kavurucu sıcağından mı yoksa gece sizin sıcağınızdan mı cayır cayır yandığını bilemezdiniz. marmara'ya inat çoğu zaman* temiz kalan denizine girdiniz mi çıkmak istemezdiniz. değişik arkadaşlar edinmek istediğinizde sahilden marine'e ya da ters istikametten postaneye doğru bir yürüyüş yapmanız yeterliydi. hep ya akşam yemeğinize ya sabah kahvaltınıza denk gelen vidanjörler, banyoya girecekken biten su, sabahları balkonunuzun altından sizi çağıran arkadaşlar, ingiltere stadlarının senkronizasyonunda "aaaaahhhhh" eşliği ile giden "oleeey" eşliği ile gelen elektrikler, yazın bitmesine yakın bozan havalarda balığa çıkmalar, sevgili ile sağanağa yakalanmalar... çocukluğumu ve gençliğimin başlarını gömdüğüm kumsallara sahip olan, 80'lerin çocukları için çok şey ifade eden bir yerdi kumburgaz.
  • deniz sitesindeki günlerimi ilk günkü gibi hafzalamda taze tutan, sohbetleri ve kızları gözümden gitmeyen güzel mi güzel tatil beldesi. dergi bitiminde saat gecenin kaçı olursa olsun soluğu bi çırpıda almama sebep, site girişinde kırmızı halının eksik olduğu ilginin hat safhaya ulaştığı ayran gönüllü olmama sebep denizde yüzdükçe sığ noktalara ulaşabileceğin alt geçidi, doğum günlerinin vazgeçilmezi hamit çay bahçesi ve 501'deki güzel kızlarıyla unutamayacağım 96-97 yazı
  • jandarma genel komutanlığı'na bağlı bir askeri kampın bulunduğu belde.
hesabın var mı? giriş yap