• çeşme kumrusunda kaşar eritilmez, eski kaşar kullanılır, kullanılan ekmek hafiften bayat olmalıdır. ve kumruya asla ve asla ketçap mayonez konulmaz diyen, bunu hakkıyla diyen, çünkü bu yemeğin mucidinin kendisinin olduğu kişi, kumrucu.

    kaşarı eriten, kumruya ketçap, mayonez, hatta ve hatta sosis koyan zihniyet, kumru yapmayı bilmeyen, sonradan gelme zihniyettir.
  • neredeyse otuz yıldır gittiğim, çeşme'nin tek kumru yapan kumrucusu.

    çocukluğundan beri otuz yıldır giden biri, böyle küçük bir işletmenin sahibi ile kanka olmalı, değil mi? hayır, değil. hüseyin amca o kadar nemrut, ters bir amcamızdır ki, baş selamının karşılığını ya da birkaç sözcüğü ağzından zor alırsın. yapısı bu adamın. lanet ihtiyar.

    gel gelelim, ben defalarca hem kedi köpeğin oralarda beslendiğine, hem de sıklıkla ılıca'nın garibanlarının orada çayını çorbasını ücretsiz yiyip içtiğine şahit oldum. kumrucu hüseyin mizaç olarak çok lanet olsa da, bilerek bir köpeğe çarpmasını, hele hele herkesin gözü önünde sistematik bir hayvan katliamına kalkışmış olmasını kendisine hiç konduramıyorum. mantıksız geliyor.

    muhemelen olan şu: hüseyin köpeğe yanlışlıkla çarptı. ama bir yandan da müşterinin köpeğe yemek verip sağı solu yağlamasına sinir oluyor. dediğim gibi, zaten her şeye sinir oluyor. o manzarayla karşılaşınca, erkekliğe bok sürdürmemek ve müşteriyi sinir olduğu konuda terslemek için, "bilerek çarptım noolmuş, köpekle insan aynı yerde yemek mi yer" diyor. yoksa bir kez daha yineliyorum, bile bile kedi köpek çiğneyecek bir insan olduğunu hiç düşünmüyorum.

    ama tabii böyle bir yanıttan sonra, bu durum gerçek olmasa bile, sosyal medyanın bu kadar hassas olduğu bir konuda lince açık hale gelirsin hüseyin amcam. kimse dönüp bakmaz nemrut musun, munis misin diye.

    şimdi buradan karlı çıkacak olan da, kumru diye millete o berbat karışık sandviçini kakalayan kumrucu şevki ya, yanarım yanarım ona yanarım.
  • eğer köpeği bilerek ezme olayı doğruysa -ki videodan gayet de öyle görünüyor- bilinçli insanlarca kapısından bir daha asla girilmeyerek boykot edilmesi gerekiyor.

    "bilinçli insanlarca" dedim çünkü 15 saniyelik videoda bile bir halttan haberi olmayan "tamam hadi git" diyen bir kadın var. kız gayet nazik bir şekilde "siz karışmayın" dediğinde de "nasıl karışmayın" diyor. yani şimdi ben bu kadına mal desem suçlu olacağım, o yüzden demiyorum.

    bir de sözlükte gereken ilgiliyi görmemiş ama umarım görülür. herifin umurunda bile değil zira. ama birazcık müşteri kaybetse yarın kucağında kediyle çıkar televizyonlara "buradaki hayvanlara hep biz yardım ediyoruz" diye. ciğerinizi biliyoruz amca sizin.
  • insanlıktan nasibini almamıs bir mahlukat tarafından isletilen mekandır. bu saatten sonra kesinlikle gidilmemeli ve gidenlerde engellenmelidir. sokak kopeğini arabayla bilerek ezmek ne demek ?
  • nemrut mu nemrut kumrucu huseyin tarafindan isletilen cesme'de kumru yenilebilecek tek mekan.

    umarim olay bize anlatildigi gibi degil de bir kazadir. zira 5 liraya orijinal ekmegi, kaliteli ege tire sucugu ve eski kasari/sayasiyla kumru yemek varken hemen yanindaki diger piyasa mekanlarda 10-12 liraya ne idugu belirsiz boktan bir sey yemek istemiyorum.
  • asagidaki linkte anlatilan olayin yasandigi "iddia edilen" isletme.
    https://instagram.com/p/bedpuffllx5/
    bir de şu video var:
    https://instagram.com/p/bedv7pvsytf/
  • asıl kumruyu kendisinin yaptığını iddia eder ve kanımca haklıdır da. kumrucu şevki ılıca'nın dört bir yanını istila etmeye başladığında, popüler olandan uzak durma refleksim gelişti ve kumrucu hüseyin'i denedim. iyi ki yapmışım; kaşarın eritilmediği, ketçap ve mayonezin bulaşmadığı kumrunun çok daha güzel olduğunu öğrendim sayesinde.

    ancaak... hıncal uluç'un mekanı övdüğü yazısı yıllardır asılıdır ve hüseyin amca nedense biraz asık suratlıdır. bunların değişmesini çok isterim.
  • esasında kumrucu hüseyin kumruyu icat eden adamdır. kendisi aynı zamanda izmir türk koleji'nin ilk mezunlarından da birisidir.

    kumrucu şevki kendisinin yıllarca yanında çalışmış ve daha sonra kendi şubelerini açmıştır. ancak şevki bey genç ve hırslı olduğu için bildiğin kumruculuk imparatorluğu kurmuştur. kumrucu hüseyin ise şubesini sempatik hale getirecek herhangi bir dekorasyon yapmamıştır. sadece zamanında bugünün yarısı olan dükkanın yanını da alarak kapasitesini iki katına çıkarmıştır. sahil şeridinde de kumrucular belirip, insanlar deniz kıyısında yemeği tercih ederlerken kumrucu hüseyin deniz kıyısına da taşınmayı veya başka bir şube açmak gibi bir hamlede de bulunmamıştır. bunların neticesinde son derece kötü bir dükkanda kumru satmaktadır ve bu durum müşteri sayısının az olmasında direk etkilidir.

    diğer yandan kumru olarak bu mekanın kumrusunu bir açıdan tercih ediyorum. yağ oranı burada daha az ve ekmekleri çıtır çıtır. müşteri sayısı daha az olduğu için kumru ekmekleri biraz bayatlıyor ve bu sayede kumru mangalda çıtır bir hal alıyor. mesela kumrucu şevki veya kumrucu erol'da yediğiniz zaman kumru ekmekleri yumuşak ve lezzetin önemli bir kısmı da eritilmiş kaşar peynirinden almakta. tahminimce kumruların içine koyulan yağlar da margarin. yani kumrucu hüseyin'deki kumrular kullandığı eski kaşar ve daha az yağ kullanmasıyla daha hafif. üstelik kumruların fiyatları daha makul.

    ancak mekanın çirkinliği, sahibi ve çalışanlarının suratsızlığı yüzünden buradan kumruyu sadece paketleyip evde yiyeceksem alıyorum. yoksa arkadaşlarla kumru yemeye gideceksem, kumrucu hüseyin'e gitmeyi teklif dahi etmiyorum. kumru da olsa bahsettiğimiz olay hizmet sektörü ve bu sektör için büyük eksikleri olan bir işletme.
  • 25 yıl önce, moda'nın tam orta yerinde küçük ama temiz bir mekanı vardı. kumru ile orada tanışmıştım. istanbul'dan tedarik edilen malzemeleri acı yeşil biber ve domatesti. kumru ekmeği çeşme'den, sayas peyniri izmir'den, sucuk tire'den, kaşar peyniri kars'tan geliyordu. tereyağını bilmiyorum. kumru ekmeklerinin iç yüzeylerine tereyağı sürüp güzelce kızartırlardı. sonra sucuk dilimleri cızırdar, kaşar peyniri eritilirdi. sandviçin içine doldurulup bir üçgen sayas peyniri de üstlerine sıvanırdı. domates dilimi ile sandviç tamamlanır, yanında çıtır çıtır bir acı yeşil biber ile sunulurdu. süzme yoğurttan yapılan bir açık ayran da vardı.

    birkaç yıl sonra kapandı. o zamandan beri ne istanbul'da ne ankara'da ne de bodrum'da üsulüne uygun bir kumruya rastlamadım. izmir'e her gidişimde hasret gideriyorum. çeşme'deki orijinal mekanlarında hiç yemedim. kemeraltı çarşısında güzel kumrucular buldum, moda'da yediğimle neredeyse aynı lezzetteler.
  • "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" cümlesini söyleyip meşhur eden ben olsaydım eğer, "bir de kumrucu hüseyin'in asık yüzüdür" diye eklerdim mutlaka...

    yıllar sonra gittiğim kumrucu hüseyin ılıca şubesi'nde gördüm ki artık ayakta dikilmiyor, arka masaların birinde sırtını duvara yaslayarak ve aynı asık suratını sergileyerek oturmayı tercih ediyor kumrucu hüseyin.

    fiyat-performans açısından memnun kalabileceğiniz tek kumru restoranı burasıdır bence çeşme'de; hüseyin amca'yı görmezden geldiğiniz takdirde benimle aynı memnuniyet oranına ulaşabilirsiniz siz de.

    benden önceki yazılarda hüseyin amca'ya defalarca teşekkür ettiği halde cevap alamadığını yazanlar ve serzenişte bulunanlar olmuş... dün hepinizin intikamını aldım arkadaşlar; hüseyin amca beni tanıdı ve "selam ver ya da teşekkür et" bakışı attı iki kez ve ben hiç siklemeksizin, "seni değil yengeni sevdik aga" anlamına gelen bir tavırla yürüyüp selamsız sabahsızca geçip gittim yanından. içinizin yağları erir umarım bu yazdığımı okurkene...

    son olarak demem o ki: çeşme'de kumru yiyecekseniz hüseyin'den yiyin ama kafanızı ondan başka tarafa çevirin. afiyet şeker olsun hadi.
hesabın var mı? giriş yap