• kore savasi sirasinda 3 gun suren turk askerleri ile cinliler arasinda gecen savas. cok buyuk kayiplar verip geri cekilmek zorunda kalmamiza ragmen 3 gun sureyle cinlilerin ilerlemesini engelledigimiz icin efsane olmusuzdur. bize number one unvani verilmisti bu savastan sonra
  • cephenin en riskli ve tehlikeli yerine saf anadolu çocuklarının,mehmetçiklerin sürülüp ,sapır sapır vurularak yerlere hiç uğruna ,sırf abd istedi diye cesetler olarak dökülüp, bu sayede abd li conilerin ölümden ve kurşunlardan kurtulduğu,karşılık olarak aferin siz bir numarasınız number one oldunuz siz heh heh heh ücreti aldığımız savaş.
  • kore savasi sirasinda cin ordusunun bizim tugayimizi kistirarak agir kayiplar verdirdigi muharebe.
  • muhabere eksikliğinin faciaya yol açtığı muharebe; kunuri meydan savaşı tipli afilli bi isim verilebilse de, bizim için kuniridir, yeterlidir.

    tabii aynı zamanda günümüzde kuzey kore'de kalan bir kent-kasaba hatta köy irisi.
  • türk askerlerinin inanılmaz yalnız bırakıldığı, adeta gözden çıkarıldığı savaş. türkler amerikalıların ve ingilizlerin hatasından dolayı 3 gün boyunca yüzlerce kilometre yolda hiç bir zırhlı desteği olmadan, yürüyerek çekilmek durumunda kalmışlardır. yıllar sonra açıklanan ingiliz belgelerinde, 'türkler onları orada yalnız ve techizatsız bırakmamızdan dolayı bize çok sinirlenecekler diye düşünmüştük. ama hiç bir tepki vermediler' şeklinde geçmiştir bu olay.
    türkler ise bugün bile sözde müttefiklerinin kendilerini sik gibi ortada bırakmış olmalarını tartışmazlar da nasıl kahramalık yaptık, çok kaybımız oldu ama tarih yazdık zihniyetindedirler.
    zaten batı için türkler bu nedenle vardır, asker diye koy bi yere ölsün, sonra kendini kahraman sansın... biz kendi insanımıza ve hayatına değer vermedikçe kimse de bize vermeyecektir değer. ileri olmak ve geri kalmak'ın arasındaki ayrım burada sanırım.
  • bu savaş esnasındaki muhabere ve koordinasyon konusundaki eksiklik, abd birliklerindeki türkçe bilen tercümanlardan kaynaklanmaktadır. yapılan yanlış tercümeler, türklerin kaybının fazla olmasında bir etkendir.

    öyle olmuştur ki, türk birlikleri yazışmalarda takviye isterken, bu yazışmalar "iyiyiz, rahatız" v.b gibi anlamlara çevrilmiş ve türk askerleri bu hatalı tercümelerin kurbanı olmuştur.

    amerikan ordusu, o kadar türkçe bilen personeli türklerden bulmamış, bilakis abd'deki türkçe bilen ermenilerden faydalandığı için bu aksilikler yaşanmıştır. hatta bizzat savaşı yaşayan canlı tanıklar yani türk askerleri, koreli askerler bile bu hatanın tercümanların eksik türkçe bilmesinden kaynaklanmadığını bilakis ermenilerin kasıtlı olarak tercümeleri hatalı şekilde yaptıklarını iddia etmektedirler.

    http://w9.gazetevatan.com/…sid=237855&categoryid=30
  • türk askerlerinin; yeteri kadar kamyon olmadan, gerilla taraması yapılmamış ve istihbaratı eksik bir bölgeye sürülmesi sonucu gerçekleşen muharebedir.
    olayın gelişimine baktığımızda; türk birliklerinin "genel çin yürüyüşü"nü yavaşlatmak için, bir taktik saldırı olarak feda edildiği açıktır. çin ordusunun durumu hakkında yeteri kadar bilgilendirilmeyen birliğimiz, ihtiyatlı çin generallerinin bu çıkıntıyı halletmeden ilerlemek istememesi (veya ilerlemeyi yavaşlatması) sebebiyle gereken zamanı kazandırmış ve müttefik birlikler -donsuz- kaçarken, savaşmak suretiyle orduyu imhadan/çözülmekten kurtarmışlardır.
    (hatta bu konuda bir beyan vardı;"... olunca hiç düşünmeden türkleri savaşa sürdüm" gibi...)

    şimdi bütün bunların üstüne yok ermeniler yanlış çevirmişler, yok bilmem ne... arkadaş; ordu komutanı kendi askerleri kaçabilsin, yeni savunma hattına çekilebilsin diye vakit kazanmak için, bizim askerleri ateşe attı. olay bu. ermenilerin yanlış çevirisi -eğer gerçekse- olsa olsa bu olaya ancak tüy diker.
  • (bkz: #20892571)
  • konu hakkında ben yorum yazmadan önce defalarca belirtilmiştir: hakikat şu; abd ordusu geri çekilirken, kalabalık çin ordusu tarafından kuşatılmamak için türk tugayını piyon olarak kullanmış, vakit kazanmıştır.

    benim bahsetmek istediğim, sözlükte bugüne kadar değinilmemiş olan, bu savaş esnasındaki tercüme hatalarıdır. yoksa savaşın bizzat abd askerlerini kurtarmak için yapılmış bir manevradan ibaret olduğunu biliyoruz. kaldı ki, abdlilerin bir savaş esnasında yaptığı ilk piyon kullanma stratejisi de değildir. d day sonrasında normandiya'da benzer tutuma polonya tümeni maruz kalmış, wehrmacht'ın güçlü olduğu bölgelere polonyalı askerler gönderilmiştir.

    yapmak istediğim, konuya bir de korelilerin gözünden bakmak, bu tercüme hatalarını belirtmekti. defalarca değinilmiş bir gerçeği, tekrardan belirtsem çok şey kazanır mıydım? hayır tabii. şüphesiz bir kaybım olmazdı ancak ortada ermenilerin kasıtlı bir hareketi varsa bunu da değerlendirmek lazım olur.
  • rivayet odur ki turk askerleri bu cepheye gonderen amerikan kumandan askerlerimize "size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir." diye seslenmis.

    ben bana aktaran koreli arkadasin yalancisiyim. hatali tercume de olabilir tabi.
hesabın var mı? giriş yap