• 6 temmuz'da yani bugün "havalar neden bu kadar sıcak? yapacak birşey kalmadı mı?" başlıklı forum düzenleyecek grup.

    program şudur;

    avi haligua
    modaratör

    roksan kohen - küresel eylem grubu
    küresel ısınma nedir? başımıza neler geldi? neler gelir?

    taner öngür - barışarock, moğollar
    festivaller, küresel ısınma, neler yapıldı? barışarock küresel ısınmaya
    karşı!

    pelin batu
    kyoto'yu imzala! mecliste ezberi bozmaya!

    özgür gürbüz - gazeteci, çevre ve enerji analisti
    türkiye, yenilenebilir enerjiler, kullanım olanakları ve gelecek

    doğan tarkan - devrimci sosyalist işçi partisi
    küresel ısınma ve büyük şirketler

    roni margulies
    kıtlık, kuraklık, savaşlar, petrol ve küresel ısınma.

    ömer madra - açık radyo
    tüketim kültürü ve iklim değişikliği

    ümit şahin - yeşiller
    küresel ısınmaya karşı yerel hareketler

    aslıhan timur - greenpeace
    iklim değişikliğinin çevre sorununa yansımaları

    forum saat:19:00'da ipek sokaktaki makina mühendisleri odasında
  • bu eylem grubunun okuduğum bildirisinde denenleri bir defa daha özetlemem gerekirse, melih gökçek belediyecilik anşlayışı ile arabalı ulaşımı ve pet şişeden su içmeyi teşvik ederek tüm dünyadaki iklimi değiştirmiş ve sonuçta ankara susuz kalmıştır. ve büyük puntolarla bildirinin kapağında "melih gökçek iklim değişikliğinin baş nedenidir" denmiştir.
    (not: ankara'nın fazladan sera gazı emisyonu sadece ankara semalarındaki iklimi değiştirmez, genel küresel ısınma sürecine katkıda bulunur, ve bu genel süreç sonucunda ankarayı sel götürür ya da kuraklık yaşanır; tersini küresel eylem grubu bile savunmuyordur sanırım)

    benim bildiğim türkiye'nin sera gazı emisyonu dünyadaki toplam emisyonun %1'inden biraz fazla, tüm dünya 20 milyar ton yıllık sera gazı üretiyorken (mesela abd 7 milyar ton), türkiye 300 milyon ton üretmektedir. bu türkiyenin nüfusunun dünya nüfusuna oranına göre biraz fazladır sebebi de türkiyeden fakir epey bir nüfus sahibi ülke olmasıdır. peki bunun içinde ankara'nın katkısı nedir, buna dair rakam bulamıyorum, ama ankara'nın türkiye nüfusuna oranını alsak bu 20 milyon ton olur, her ihtimale karşı bu rakamın iki katı bile 40 milyon ton eder ki bu dünya sera gazı emisyonunun binde biri/ikisi olur biz binde 2 diyelim(wikipedia'ki türkiye rakamına göre hesap yapınca binde birin altında kalıyor). bunda yani binde ikilik pay içinde melih gökçek'in politikalarının oluşturacağı fark nedir, yani ankaranın sera gazı emisyonunda otomobillerin katkısı nedir, melih gökçek toplu taşımayı teşvik etse bu emisyon oranı ne ölçüde değişirdi bunlarla ilgili hiçbir bilgi yok. tamamen atıyorum ama sanayi tesislerinin ve ısınmak için fosil yakıt kullanımının, toplu taşıma için kullanılan motorlu taşıtların payı yanında otomobillerinkine çok büyük bir oran verip %20 desek, melih gökçek kavşak ve otoyol yaptı diye ankarada trafiğe çıkan otomobil sayısı %20 artsa bile (çünkü melih gökçek greepeace gönüllüsü olup ona göre politika yapsa bile insanların bir kısmı illaki otomobil alacaklardı) bunun etkisi onbinde bir'e düşer, ki belki de benim kaale almadığım bilmediğim tonla şey var mesela tüm dünyanın, abd'nin çin'in(insan kaynaklı) sera gazı emisyonu dışında doğal yollarla serbest kalan sera gazlarının oranı gibi. başka tonla şey var, mesela belediyenin kontrolü dışında sanayileşme gibi konuların gaz emisyonuna katkı oranı, ya da otomobil meselesine gelecek olursak fakirlik/ekonomik büyüme nedeniyle otomobillenme oranının ulaşım politikalarından etklienmeyerek bağımsız şekilde başka ekonomik sebeplerden az veya çok miktarda artmış olması gibi.

    özetle:
    1- melih gökçek ankara'nın sera gazı emisyonunu dünyadaki toplam emisyona göre, fazladan fazladan tahminde bulunarak onbinde bir oranında artırmıştır. yani ankara 10 binde 20 oranında gaz bırakıyorsa bu onbinde 21 olmustur. bunun bir yerlerde birilerince hesaplandığını sanmıyorum, ama bunu en başta iddia sahibi küresel eylem grubunun yapması gerekirdi. belki ankarada otomobillerin gaz emisyonu oranı %10, ulaşım politikalarının yaratacağı fark %5 ve belki de bu nihai oran yüz binde bir bile değil, bunları bilmesi ve vermesi gereken iddia sahipleri.

    2- bu onbinde 1'lik fark diyelim ki son 13 yıldaki küresel ısınmayı etkilemeyi doğrusal (miktarlar ile sonuçlar arasında doğru orantı içermeyen) olmayan bir nedensellik ilişkileri zinciri ile etkilemiş olsun, yani "melih gökçek küresel ısınmanın baş sorumlusu" olsun (evet kuresel eylem grubunun bildirisinde boyle deniyor) şu an ankara'da yaşanan kuraklığın küresel ısınmanın sonucu mu yoksa türkiye'de dünyada da her zaman, dönem dönem yaşanmış kuraklıklardan biri olup olmadığına dair bir bilgi de yok. küresel ısınmanın son yüz yılda neden olduğu ortalama sıcaklık artışı 0.7 santigrad derecedir, bu yaz ankara'daki sıcaklıklar muhtemelen mevsim normallerinin 5 derece üzerinde. yani melih gökçek yerine belediyeyi küresel eylem grubu da çalıştırsa, hatta global ısınma, sera etkisi falan hiç olmasa da geçmişte dönem dönem olduğu gibi bu kuraklığı yaşıyor olabilirdik. belediyenin suçu kuraklığa neden olmak değil (yok böyle bir şey), kuraklık halinde bile suyun akmasını sağlayacak alt yapı ve yedek kaynakların 13 yıldır hizmete sokmamış olmaktır.

    kısacası bildirideki sallamalar baştan beri ve hali hazırda melih gökçek'e antipati besleyen beni bile daha ikinci satırda insaf yahu dedirtecek noktaya getirmiştir.
    (bkz: nedensellik)
    küresel ısınma insanlığın 200 yıllık endüstrileşme tarihine ve tüm dünyaya yayılmış çok sayıda değişkenleri olan, bu konuyu çok bilmeyen benim gibi birinin az akıl mantık ve izanla ankara'nın ve belediye başkanının yaptıklarının devede kulak bile kalmayacağını görebildiği bir süreçtir.

    http://en.wikipedia.org/…y_carbon_dioxide_emissions
  • 26 nisanda, çernobilin yıldönümünde bir kez daha eylem yapacaklarmış. eylemin çağrı metnini birazdan vereceğim fakat ondan önce bir kelam daha etmek isterim; web sitelerini yenilemişler, her gün ortalama 2 adet yazı giriyorlar hepsi de birbirinden güzel yazılar. başlangıç sayfası yapmayın tamam ama bence gün içinde bi göz atmakta fayda var. buyrunuz efendim burdan: http://kureseleylem.org/index.php he bi de cumartesi günü istiklal caddesi bekar sokak girişinde müzikli, eğlenceli bildiri dağıtımı yapacaklarmış 16.00da.

    aha bu da çağrı metni:

    hükümet derhal nükleer enerjiden vazgeçtiğini açiklasin!

    nükleer santral kurulmasina izin vermeyelim

    japonya önce depremle ardından tsunami ile yerle bir oldu. bu iki felakette doğal afetti. bu doğal afetlerde ölenlerin, hala bulunamayanların sayılarını doğal afetin ne kadar maddi zarara yol açtığını bilebiliyoruz.

    japonya halkının yaşadığı bu felaket karşısında her birimiz büyük üzüntü duyduk. japonya’da bütün bu doğal felaketlerin ardından gelen nükleer kaza ise açık ve net olarak cinayettir. ve bu nükleer felaketin yaratacağı olumsuzlukları hiçbir zaman net olarak bilemiyeceğiz. bu yaşanan son facia, nükleer maceracılar için inanmak istedikleri masalın sonu oldu. fukuşima’da binlerce insan, yayılan radyasyondan etkilendi. etkilenmeye devam ediyor ve devam da edecek... fukuşima’da kullanılan yakıtın bir bölümünü plütonyum-239’du. bu maddenin yaydığı tehlike 24 bin yıl sürecek. tüm dünya üzerindeki canlılar, nesiller boyu bu nükleer maceracıların kâr hırsının bedelini yaşamlarıyla ödeyecek. daha çok kanser vakaları, daha çok mutasyona uğramış çocuklar, hayvanlar ve radrasyon nedeniyle girilmesi yasaklanan topraklar, içilemeyen sular, yenemeyen bitkiler….bunların her biri olacak. olacak çünkü 1986’da çernobil’de yaşanan nükleer kazanın yarattığı radyoaktif kirlenme nedeniyle ölü şehirlere girmek hala tehlikeli ve yasak.

    şimdi nükleer kazaları “tüp gazla”, “bilgisayar kullanmayla”, “ arabaya binmeyle” karşılaştıran hükümete, başbakana sesleniyoruz. yalan söylüyorsunuz! nükleer santrallerin risklerini, tehlikelerini kasden bilerek küçültmeye çalışıyorsunuz. nükleer santrallerin tarihlerinin yıllarca etkisini sürdüren ve ölümcü kazalarla dolu olduğunu, sadece sınırlı bir bölge ya da insan grubunu değil çok geniş bir bölgeyi ve milyarlarca insanı, canlıyı etkilediğini bilmenize rağmen nükleer lobilerin, şirketlerin çıkarlarını savunuyorsunuz. nükleer santrallerin ürettikleri tehlikeli radyoaktif atıklardan hiç bahsetmiyoruz. dünyanın hiçbir yerinde güvenli saklama koşulları bulunmayan bu atıkların yaratacağı riskler, kazaların yaratacağı riskler verdiğiniz örneklerle karşılaştırılamaz.

    bugün japonya’da yaşanan felaketin ardından tüm dünyada nükleer santrallerin hızla kapatılması, yenilenebilir enerji kaynakların daha yaygın kullanımı talebi için milyonlarca insan seferber olmuş durumda. sadece geçtiğimiz hafta sonu almanya’da 250bin kişi nükleer karşıtı gösteri yaptı. türkiye’nin her bir yanında nükleer karşıtı eylemler yapılmakta. başbakan bu gösteri yapanlara “aykırı, marjinal” tipler diyerek küçümse de biz doğru bildiklerimizi çocuklarımız için, geleceğimiz için söylemeye devam edeceğiz. 26 nisan’da 18:30’da galatasaray lisesi önünde bu sese ses katalım. nükleersiz bir dünya münkün!diyelim. akkuyu’da, sinop’ta, türkiye’de, dünyada nükleere izin vermeyeceğiz demek için buluşuyoruz.

    güneş, rüzgar bize yeter
    küresel eylem grubu
  • ipcc raporu üzerine böyle bir açıklama yapmışlar:
    biz %99'uz
  • türk ve türkiye düşmanı kürt faşisti dsip üyelerinin ağırlıkta olduğu grup. başka söze gerek yok.
  • 24 eylül'de tüm dünyayla birlikte bir kez daha eylem yapacak grup. facebook event

    edit: çağrı videosu

    çağrı metni:

    iklimi değil sistemi değiştirmek için 24 eylül’de harekete geçelim!

    iklim gözümüzün önünde değişiyor. 1990’lar bin yılın en sıcak on yılı, 1998 yılı ise bin yılın en sıcak yılı oldu. 2011’in ilk 6 ayı, şimdiye kadarki en sıcak dönem olarak kayıtlara geçti, 2010'un en sıcak yıl rekorunu kırmasından söz ediliyor.

    dünya gıda örgütü (fao) 2009’da dünyada açlığın rekor düzeye yükseleceğini ve her gün 1,02 milyar civarında insanın, yani toplam insan nüfusunun yedide birinin aç kalacağını açıkladı.

    bu süreci hızlandıran en önemli etken iklim değişikliği.

    dünyanın en büyük insani felaketlerinden biri şu an afrika'da yaşanıyor. ve bu felaket 3 günde oluşmadı. somali'de, etiyopya'da, kenya'da yaşanan kuraklık hep oradaydı. geçtiğimiz yüzyılda somali’de 10 yılda bir yaşanan kuraklık, son yıllarda 2 yılda bir yaşanmaya başlandı.

    somali'de yaşanan çölleşme ve kuraklığı arttıran etken iklim değişikliği.

    aşırı yoksulluk, artan seragazı emisyonları, gıda güvenliği ve açlık, savaş ve kriz, artan su kıtlığı, biyo-çeşitliliğin azalması ve göç, tüm dünyada her geçen gün büyük baskı oluşturuyor. şimdi dünya liderleri somali için acil alarm durumuna geçmiş olsalar da, çözümler yine kısa vadeli ve aslında yine etkisiz. bizlerin, iklim felaketi dediklerine hükümetler “doğal felaket” diyor. hükümetler konuyu görmezden gelip, harekete geçmeyerek hepimizin geleceği ile oynuyorlar.

    geleceğimizi ve yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışanlar, bir tek noktayı unutuyorlar. bizlerin yani sıradan insanların dünyayı değiştirme gücünü…

    2011 yılı, biz sıradan insanların yılı oluyor. on yıllardır süren diktatörlükler, sivillerin inançlı ve ısrarlı ayaklanmasıyla teker teker yıkılıyor. tunus’taki, mısır’daki ve orta doğu’nun çeşitli yerlerindeki dostlarımız bizlere değişimin çok çabuk gelebildiğini kanıtladılar. ülkelerinde kapalı durmaktan pas tutmuş her konunun üzerini açtılar. onlar bizim iklim mücadelemizin ilham kaynakları.

    24 eylül günü, her türlü değişimin mümkün olduğunu göstermek için tüm dünyadaki dostlarımız gibi biz de sokaklarda olacağız. geleceğimizi ve gezegenimizi kendi çıkarları uğruna yok sayanlara değişim istediğimizi; bu değişimi ellerimizle yapmaya hazır olduğumuzu göstereceğiz.

    hükümetlerden iklim değişikliğini arttıracak nükleer santral, kömürlü termik santral, 3.köprü ve sayısız hes’ler gibi çılgın projeler değil, iklim değişikliğini durduracak adımlar atmasını talep ediyoruz. bugün somali yarın dünyanın başka yerlerinde daha vahim dramların yaşanmaması için fosil yakıtlardan biran önce vazgeçmelerini, şirketlerin çıkarlarını değil, vatandaşların ve doğanın çıkarlarını savunmalarını talep ediyoruz.

    şimdi iklim değişimine, nükleer santrallara, savaşlara, hes’lere, çılgın projelere, 3.köprüye, türcülüğe, somali’de yaşanan trajediye, çevre felaketlerine karşı olanların güçlerini sokakta birleştirme zamanı!

    birlikte harekete geçelim! tüm dünyayla beraber!

    miting :24 eylül, cumartesi
    buluşma yeri: kadıköy, etbalık kurumu önü
    buluşma saati: 14:00
    konser başlangıç saati ve yeri: kadıköy meydanı, saat:16.00

    küresel eylem grubu

    www.kureseleylem.org
    kureseleylemgrubu@gmail.com
hesabın var mı? giriş yap