• kürt bir baba ve türk bir anneden olan bir babam, arap anne ve babadan olan da bir annem var. kendimi hayatım boyunca ismimden başka herhangi bir şeyle tanımlamadım. bütün bu aidiyetlerin iyiliği ya da kötülüğüne dair herhangi bir bilinçle büyütülmedim.

    babam bir dönem milli takımda da görev alan profesyonel futbolcuydu. iyi bir eğitim aldım, küçük yaşta ingilizce öğrenmeye başladım, antalya'da büyüdüm, elektrik mühendisi oldum, istanbul'da yalnız yaşamam ailem tarafından desteklendi, çalıştığım şirkete ortak oldum, çok kıymetli insanlarla dolu bir arkadaş çevrem var, yurtdışına tatillere gidiyoruz, erkek kardeşlerim başarılı ve entelektüel, birisi iki dil bilen kariyeri parlak bir makine mühendisi, diğeri profesyonel olarak basketbol oynayıp burs alıyor.

    bütün bunları neden anlattım? çünkü o göğsünüzü gere gere, "benim de kürt arkadaşlarım var" dediğiniz o "kürt arkadaş" benim işte. tam da istediğiniz formdayım, adeta sizden biriyim, hiç de kürde benzemiyorum, şivem ne biçim düzgün, hiç öyle esmer, kavruk, ecüş bücüş bir tip değilim. hatta sizi üzmek istemem ama türkçeye pek çoğunuzdan daha hakimim. ilkokulda her sabah varlığımı türk varlığına sorunsuzca armağan etmişliğim var, onca hukukumuz var yani, allahınız var beni bağrınıza bastınız.

    bir yeri referans gösterirken, "ya oralar biraz karışık, (kısık sesle) kürtler var oralarda, hiç şeyapma istersen" diye kendinizce hırsızı, uğursuzu "kürt" olarak tanımladınız. "öyle mi ben de kürdüm" dediğim zaman, "ay vallahii hiç benzemiyorsun. arnavut desen belki :)))))))))))))" diye beni kürt olamayacak kadar arnavut'a benzemekle ödüllendirdiniz. ölen çocuk kürt olduğu zaman vicdanlarınızdaki boşluğu gördüm, görmemek için kafamı o beğenmediğiniz şivesi bozuk çocuklara çevirdim, belki bilmezsiniz gözleri çok güzel.

    diyeceğim o ki ben ailemden sadece insan olmayı, onurlu olmayı öğrenmiştim; beni siz kafama vura vura kürtleştirdiniz, ellerinize sağlık.
  • %80 ı pkk sempatizanıdır.

    eksileyin açılırsınız.
  • (bkz: #55481628)

    şu entrye öyle çok mesaj geldi ki, gerçekten bezdim. gelen mesajlarda da daha işin daha a b c'sinde takılıp kalıyoruz. "samimi değilsin, pkk de çocuk öldürdü onu niye yazmıyorsun, başka azınlıklar da var onlar niye ayaklanmıyor." en son da şey geldi, "size "kürt" dendiği için dağa çıkıyorsunuz, çerkes'e de çerkes deniyor ama dağa çıkmıyor."

    gerçekten meseleyi acayip özümsemiş ve şahane idrak etmiş olduğunuz için karşıma geçip hesap sorma hakkınız var. yani sizce adamların derdi gücü kendilerine "kürt" denmesi olabilir mi? mesele benim kendime kürt diyememem, yıllarca dilimi konuşamamam, kürtçe bir şarkı okuyacağım dediğim için sürgünde ölmem olamaz değil mi? evimde otururken açılan ateş yüzünden kardeşimin öldürülmesi, askeri araca koyulup götürülen babamın ölüsüne bile ulaşamamam falan olamaz derdim. derdim, başıma bütün bunlar geldiği halde, size sistematik şekilde yüklenmiş algıyla, kürt olmanın içini sizin zihninizde nasıl doldurduğunuz da olamaz. derdim olsa olsa kaçak elektrik kullanmak gibi şeyler olur değil mi?

    ya gerçekten çok özür dilerim ama elinizin altında bin tane enstrüman var, okumak için pek çok kaynak var. rica ederim yani, ortalama bir akıl şunu düşünebilir bence, akıl sağlığı yerinde herhangi bir insan "ben kürtüm ve bana kürt diyorlar. o halde şu silahı alayım da gidip dağda biraz çatışayım" demez. yani diğer azınlıkların eline silah alıp örgütlenmemesi argümanı o kadar çiğ ki, şu kadar yazı yazacağınıza gerçekten açıp iki satır farklı kaynak taraması yapsanız başka şeyler konuşuyor oluruz.

    hiçbirimiz eşsiz kar tanesi değiliz kardeşim, hepimiz insanız, insan dediğin varlık canını yeterince tehdit eden her durum karşısında savunmaya geçer. doğası budur. insan yaşamak için savaşır. kimse bana kürt dediler diye kalkıp dağda canı pahasına savaşın bir tarafı olmaz. açın 5 nolu diyarbakır cezaevi belgeselini izleyin, roboski belgeselini izleyin, açın ahmet kaya'nın kendi ağzından savunmasını izleyin. izleyin ki, devlet birinin adına "terörist" dediği zaman herkesin nasıl üçüncü sınıf holigana dönüştüğünü görün.

    size bir şey anlatmak için illa "anana bacına yapsalar" örneği mi vermemiz gerekiyor? yarın sabah uyansan ve burası kürdistan olsa... diye başlayan kürtlerin başına gelmiş şeyleri anlatıp biricik canının tehlikeyi düşmesi ihtimalini idrak ettimemiz mi gerekiyor? yoksa kendiliğinden "ya madem bu konuda kesecek ahkamım var dur hele üç tane bi şey okuyup, izleyip öyle konuşayım" demek çok mu zor?

    önce hele bir kürt meselesini doğru idrak edelim ondan sonra, "pkk savaşı neden şehirlere taşıdı" diye pkk suçlayalım. amacı neydi, bu amaç kime hizmet ediyordu konuşup daha iyi idrak edelim. ama siz diyorsanız ki, "ben ana akım medyanın yazdığından, çizdiğinden zerre şüphe duymuyorum, şimdiye bu teroristler irşad olsaydı bu ülke gülistan olurdu"; lütfen gerçekten yüreğim tükendi, bırakın birbirimize temas etmeyelim. neye inanıyorsanız onun aşkına bana mesaj atıp had bildirmek zorunda değilsiniz, zira sizin istediğiniz şekilde bir had sınırı bende yok.

    arkadaşlar hoşunuza gitmeyecek biliyorum ama ben samimi olmak zorunda değilim. sizin samimiyet ihtiyacınızı tatmin etmek zorunda değilim. ben lafa başlamadan evvel sizin "hdp doğuda silah zoruyla oy topladı" diye nereye dayandığı belli olmayan paranoyanızla uğraşmak zorunda değilim. ben "devlet burada katliam yapmış, yapıyor" demek için "ama pkk de teröristtir. önce o terörist başının icabına bakılsın, sonra ölen kürtleri konuşalım" demek zorunda değilim. değilim yani. birini lanetlemek için önce sizin daha hassas olduğunuz noktaya parmak basmam gerekmiyor.

    ya nusaybin izlenimlerinde izliyorum, kadın tandır başında ekmek pişiriyor. sizin var ya, şivesini, görüntüsünü her şeyini aşağıladığınız kadın; "bizim çok çocuğumuz var. birisi ölürse geriye 14 tane kalır. türklerin bir tane çocuğu var, onu kaybetmesinler. bize ellerini uzatsınlar, biz sadece barış istiyoruz. biz gerillanın da, polisin de, askerin de, sivilin de ölmesini istemiyoruz. erdoğan bizim hepimizi kıyma makinesine koyup katletse de o kıymalar yine birleşip kürt olacaklar. biz kürtlüğümüzden vazgeçmeyiz." diyor. dünyayı, kimlik sorununu senden benden on gömlek daha iyi idrak etmiş, evinde delik deşik olmadık duvarı kalmamış, cenazesini bile gömememiş kadın söylüyor bunu. sen de kolunu kavuşturup bunu izleyip diyosun ki, "yaaaani haklı olabileceği şeyler var ama gerilla dedi sonuçta, terörist başına terörist başı demediği için haksız bence. neden türklerin bir tane çocuğu ölecekmiş ki? bunlar terörist olmasa ölmez." gerçekten istediğiniz ne ya, bütün cizre halkı, cenazeleriyle uzaydan görülecek şekilde "terörist başı" mı yazsınlar, o zaman mı öldürülmemeleri gerektiğine ikna olacaksınız? ne istiyorsunuz? sizin devletiniz düşman icat etmeden yönetebilme kabiliyetine sahip değil kardeşim. yarın işine gelirse sen terörist olursun, bunu idrak etmek için illa başına gelmesi mi gerekiyor?

    aynı ortamda bulunduğum, bir tarafından bir şekilde hayatımın temas ettiği insanlar, "kaşlarını bölemeyenler mi bu ülkeyi bölecek zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa" diye paylaşımda bulunacak, ben bunun zekasını sorgulamayacağım ama ben kürt ölüyor derken, "asker de ölüyor" diye şerh düşme mecburiyetini yerine getirmediğim için samimiyetsiz olacağım. yani lütfen, rica edicem artık.

    zorundalık dersi mi istiyorsunuz? ağzınızı açmadan önce bu ülkenin caz dinlemeye giden aydın insanlarının aynur doğan'a yaptığı ayıbın hesabını vereceksiniz. yok öyle sadece pkk adam öldürüyor demek. önce bana ahmet kaya'yı protesto etmek için onuncu yıl marşı söyleyenlerden bugüne neden hiç ilerleme kaydetmediğinizin açıklamasını yapacaksınız sonra sizi belki dinlerim.

    https://youtu.be/8zadc1rp-ie?t=1m48s

    sizin iki gram arlanmanız olsa şu utanç size yüz yıl yeter be.
  • türkiye'dekiler için bu zamana kadar not ettiğim talepler, temenniler, emirler ve tehditler şunlar:

    * istanbul'a gelmesinler.

    * ankara ya da başka büyük kentlere de gelmesinler.

    * tatil bölgelerine de gitmesinler.

    * ırak'taki soydaşlarıyla gönül bağı kurmasınlar.

    * kendileri ait bir dilleri olduğunu öne sürmesinler.

    * hadep'e ya da dehap'a oy vermesinler.

    * işportacılık yapmasınlar.

    * tezgahtarlık da yapmasınlar.

    * biraraya gelmesinler.

    * sokaklarda çok dolaşmasınlar.

    * aralarında kürtçe dedikleri şeyi konuşarak alenen ortaklıkta olmasınlar.

    * yurtdışına filan gitmesinler. giderlere de biraya gelip dernek filan kurmasınlar.

    * mazallah ırak'a da gitmesinler.

    * oturdukları yerlerdeki ekonomik ve sosyal koşullardan şikayet etmesinler, dırdır yapmasınlar.

    * mümkünse tiplerini değiştirsinler sarışın ve yakışıklı olsunlar.

    şimdiye kadar not ettiklerim bunlar. önerim bu listeyi en baştaki "kürtler" yerine başka bir milletin ismini koyarak tekrar okumanız.
  • turkiyedeyken 'biz kendi dilimizde egitim,tv kanali hede hodo istiyoruz diye olay cikartan fakat nedense yurt disina iltica ettikten sonra pek de kurtce konusmayi tercih etmeyen enteresan bir grup insan.(bkz: bu ne perhiz bu ne lahana tursusu)
  • yüzyıllarca kendi feodal düzenlerinden dolayı yaşadıklarını türkiye cumhuriyetine ödetmeye çalışan ırk. aşiret sistemi yüzünden hiçbir zaman millet olamamalarının yanı sıra kendi benliklerini de yitirmişlerdir. ağa dediğimiz günümüzün postmodern derebeyleri, kendi çıkar sistemini kurmuş orda yaşayan insanları ezerken tutup da biz türkiye'nin unutulmuş tarafıyız demek buralardan komik görünüyor. sağlam aşiret olmanın temelini çocuk doğurmaktan (yani bir nevi iş gücü, arkası sağlamlık hissi) geçtiğini düşünüp habire çoğalıyorlar. istatistiklere bakın, söz konusu doğum oranlarına bakın dünyada eşi benzeri var mı?. hangi ülkenin bütçesi tam olarak buna yetişebilir acaba onu da merak etmiyor değilim. tabi ki; tecrit politikalarının büyük zararını görmüşlerdir. ancak "biz eziliyoruz" demek, hakkımızı verin azınlığız demek sadece ve sadece birilerinin uşağı olan örgütlenlemelerin kışkırtıcı hamleleridir.

    güney doğu'da derin bir otorite boşluğu var. ne oluyor biliyor musunuz? ilk olarak oraya bir kaymakam bir vali atanıyor. söz konusu valiyi kaymakamı bölgenin en güçlü kürt ağası yanına çağırıyor, "bizim yaptığımız hiçbir şeye sesini çıkarmayacaksın yoksa sesini keseriz" diye tehdit ediyor. daha sonra marabalarını uyuşturucu kaçakçılığından, katırcılığa her türlü illegal işte çalıştırılıyor. ağa zulmünden kaçmak isteyen marabalar ise şehirde vaadedilen olanaklara koşuyorlar. ama bu da son günlerde kapkaç, uyuşturucu, mafya çeteleriyle sağlandığı için bürük şehirlerdeki suç oranı giderek artıyor.(hatta bazıalrını yine bazı ağalar yönlendiriyor, bazı emniyet mensupları da yine bu dolaplara avantaları uğruna ses çıkarmıyorlar)

    hatta bu otorite boşluğu öyle bir hal almış ki; belediye başkanı insan öldüren örgüte övgüler yağdırıyor. nevruz kutlamalarında düpedüz katil bir adamın annesi çıkıp şov yapabiliyor. insanlar rahatlıkla "biji apo" diye bağırıp, insanları birbirine kırdıran adama kahraman sıfatını yapıştırmaktan imtina etmiyorlar. aslında gizliden gizliye "burası artık bizim" alt metniyle tvye çıkıyorlar. medya da yine yapacağını yapıp tüm dünyada salgın haline gelen içi boş şehirli milliyetçiliğini yükseltiyor. kanımca en büyük kışkırtıcı unsurlardan biri de budur.

    gelelim turizm bölgelerine. özellikle antalya yöresine gidin esnafla konuşun. hepsi her geçen gün palazlanan kürt mafyasına karşı elleri kolları bağlı şekilde isyan ediyor. "abi aldığımız üç kuruş para onu da bunlara yediriyoruz" diyorlar. aynı şey büyükşehirlerde de var. eskinin külhanbey tavırlı mafyalarına bile öykünüyor esnaf.

    pkk örgütü ise onun bunun uşağı olmuş. sam amca küçük yeğen israil, lübnan sorununu çözmekten aciz ama yıllardır hatay'ı kafayı takmış suriye'nin uşağı... kuzey ırak sınır boyunca hamam böcekleri misali saklanan onbinlerce militanla, yukardan, öteki kıtadan ne emir gelirse onu yapan komutanlar... ama bölemeyecekler ülkeyi. bunu levent kırca yaklaşımıyla söylemiyorum. çünkü pkk bir virüstür. sam amca ne zaman isterse ortaya çıkar veyahut susturulur. bu en yüksek değerli blöf kartıdır. oyuncular bu kartı atmak yerine habire ucundan gösterip bu virüsü ayakta tutuyorlar. şüphesiz ki; birini öldürmekten çok birini kullanıp işine gelmediği zaman dövmek çok daha akıllıca bir yöntem oluyor.

    sorunun yegane çözümü türk devletinin bir an önce tecrit politikasından vazgeçmesidir. pis ahlaksız medyanın yanlış yeri gösteren tutumu bitmelidir. ordaki her çocuk eğitilmelidir (tabi aşiret sistemi izin verirse), yatırımlar mutlak hızlandırılmalıdır (çeşitli yatırımları kesen gene pkk'dır). 12 eylül sendromunu yıllardır atamayan (atmak istemeyen) hükümetlerin oradaki "halk bizim düşmanımızdır" alt başlıklı tutumları bitmeli, basiretli politikacılarla doğru manevralarla bu sorun giderilmelidir.

    tarihin hiçbir evresinde devlet olamamış kürtler; şu an hayalini kurdukları kürdistanı kursalar dahi bu aşamada, bu görüntüde asla ve asla gerçek bir devlet olamayacaklardır. bağımsızlığı sadece üç dört devletin elinde olan, bir milletin geleceğine anlatacağı, bırakacağı ne olabilir... biz birilerinin uşağı olduk, terör örgütü kurduk, şehirde organize suç ekipleriyle insanlara hayatı zindan ettik demekle bir devlet olunuyorsa zaten olmuştur.

    diyeceğim şudur. kürtler yıllardır; fason entelektüellere kendilerini "azınlık" olarak göstermiş, bu ezilen edebiyatıyla türkiye cumhuriyetine büyük zararlar vermişlerdir. kendi suçlarını hatalarını hiçbir zaman görmemekte inatla türkiye cumhuriyeti'ne nefret duymaktadırlar. halbuki şimdiye kadar yaptıkları sadece "kürt sorunu" mefhumunu kullananlara yaramıştır. devletin yanlış, ayrımcı basiretsiz politikaları yanında, hainlikleri ve nefreti dinmeyen bir kısım kürtler yüzünden bir çok insan ölmüştür. hem de hakikaten anlamsız, boş, savaşan taraflar adına hiçbir faydası olmayan "gerilla savaşı" ile.
  • pkk ve terör olaylarına karışmamış olanların, insani seviyesi yüksek ve merhametlidir. hatta misafiri öyle ağırlar ve hizmet ederler ki, ağzınız açık kalır.

    kürt ve türk birleşse zaten bölge güllük gülistanlık olur.

    bende kendi yaşadığım kürtlerle bir anımı anlatayım size bari

    2009 yılında işten ayrılıp, mersinde çiftçilikle uğraşan 2 tane geçmişte tanıdığım kürt abilerimin yanına gittim. tam orada 3 gün boyunca kaldım. yedirdiler, içirdiler, gezdirdiler ve istanbula eve dönerken cebime o zamanın parasıyla asgari ücretin yarısı kadar para verdiler. ayrıca tam 8 yada 9 çuval erzak koydular. çok fazla dedim ama ikna edemedim. benim aklımda kürtler böyledir. insani seviyesi çok yüksek ve yardımseverdir. aç mısın git bir kürdün evine misafir ol seni doyursun ve ağırlasınlar.

    şimdi kürtüm diyenlerin soyuna bakın ya kürt değildir yada genç yaşta beyni sulanmış cahil gurühudur. kürt türkle beraber olursa yıkılmaz kaledir. yoksa ne türk kalır, nede kürt.

    batının kahbeliği o kadar büyük ki, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışıyor.
  • evvet, bir kez daha kadim sorularımızı sorduk, ve kürtlerden özeleştiri bekliyoruz. şu özeleştiriyi bir alsak rahatlayacaz, bir gece huzurlu uyuyacaz, niye çok görüyorsunuz arkadaşım bize?

    verin artık özeleştirinizi, siz de rahatlayın biz de. her şeyden önce, niye kürtsünüz arkadaşım? akıl var mantık var, insan niye kürt olur lan? şu dünyada nerden baksan binlerce etnik köken var, niye gidip mal gibi kürt oluyosunuz? bi kere her şeyden önce bunun cevabını vermelisiniz. (burda masaya vuruyorum, sonra arkama yaslanıyorum.)

    niye cahilsiniz? niçin kabasınız? neden kötü kokuyosunuz? niçin o anlamadığımız dili konuşmakta ısrar ediyosunuz? niye törörle aranıza mesafe koymuyosunuz? bak ben törörle arama nerden baksan 1500 kilometre mesafe koydum, atlıyosun otobüse gidebildiğin kadar batıya gidiyosun, bu kadar basit lan? yani nedir ki ben anlamıyorum arkadaş, koyun artık şu mesafeyi.

    neden okuyup, doğru düzgün parfüm sıkıp, giyiminize kuşamınıza dikkat ederek, modayı, zeki triko'nun yaz kreasyonlarını takip edip, kişisel gelişiminize özen gösterip, bize yakışır, bize layık insanlar olmuyosunuz? hadi yaptın bir hata kürt oldun, e bari hatanda ısrar etme? bak benim bir arkadaşım vardı diyarbakırlı, kürttü ama bir görsen, hiç kürde benzemiyordu, yani tanısan kürt olacağını hiç düşünmezsin, normal senin benim gibi insandı. kendisini bol bol eğitmişti, çift anadal üstüne iki master dört doktora yapmıştı, sporunu aksatmıyordu, özellikle pilates üstadıydı, devlet opera ve balesinin müdavimiydi. yani çocuk kürtlüğünden kurtulmak için fazlasıyla çaba sarfediyor, üstüne düşeni fazlasıyla yerine getiriyor, azmiyle, çabasıyla hepimizin takdirini kazanıyordu. ancak hala konuşulmamış şeyler vardı aramızda, yaşanmışlıklar vardı, sonuçta ne de olsa, kürt olduğunu biliyorduk, ve derinlerde bir yerimiz sızlıyordu hep. fazla yüzüne vurmuyorduk çocuğun, ama biliyorduk içten içe üzülüyordu o da, utanıyordu. derken bir gece içtik epey beraber, bu bir ağlamaya başladı, bir döküldü, bir özürler diledi, inanır mısın beni de ağlattı. sarıldık birbirimize epey ağladık, öylece uyuyakalmışız. sabah kalktığımızda ikimiz de çok rahatlamıştık ve kendimizi dinç hissediyorduk. üstümüzden büyük bir yük kalkmıştı adeta.

    evet, o da bir kürttü, ama kendisini eğitmiş, kürtlüğünü elden geldiğince törpülemişti. ve bu sayede, kürtlere saydırdığım zaman o işin içine dahil olmayabiliyordu.

    yani yapan yapıyor arkadaşım, sen niye yapamıyorsun? niye bir özrü çok görüyosunuz bizden?

    bunlar sorularımız, sorunlarımız. cevap bekliyoruz. her birinizden, tek tek cevap bekliyoruz. çünkü biliyoruz ki, her bir kürt, bütün kürtlerin temsilcisidir, hepsinin yaptıklarından gayrikabil-i rücu sorumludur, ve her biri ayrı ayrı hesap vermelidir.

    bize bir iyilik yapın ve verin artık şu özeleştirilerinizi. yarın o raporları masamda görmek istiyorum. şu törörle de aranıza artık duvar mı çekersiniz, pimapen mi takarsınız, bi izolasyon sağlayın artık, beni üzüyorsunuz. hadi selametle.
  • ırkından hiçbirzaman utanmayan ve aynı sağlıklı mantık sonucunda övünmeyen biri olarak diyebilirim ki : herhangi bir türkten lazdan çerkezden fransızdan veya kamboçyalıdan daha ........ diildir kürtler.
    noktalı yere istediğiniz kelimeyi koyun zeki veya gerzek, güzel veya çirkin.hiç farketmez
  • artık düşün yakamızdan dediğim ırktır.
    ya alın şu güneydoğu anadolu mu doğu anadolu mu, diyarbakır mı, şırnak mı, hakkari mi ne istiyorsanız verelim, özerklik değil ha tam bağımsızlık verelim size, sizinle mi uğraşacaz bir de, sonra çağırın istanbul'daki izmir'deki, ankara'daki, antalya'daki ve bunun gibi şehirlerdeki akrabalarınız, verelim size bir pasaport bundan sonra türkiye'ye girerken pasaportla girin, birbirinizi yiyin kendi topraklarınızda da düşün yakamızdan ya valla düşün.
    ne bu ya hep biz eziliyoruz muhabbeti, he bir tek siz eziliyorsunuz aq, ne demişler herkes hak ettiğini yaşar , ilk önce adam olacaksın, bu ülkenin milli marşını yuhalamayacaksın, askerini, öğretmenini, çoluğunu çocuğunu arkadan kalleşçe gelip öldürmeyeceksin, iki dakika delikanlı olacaksın, bebek katili bir orospu çocuğunu lider bellemeyeceksin, orospu çocuğuna orospu çocuğu denir bu ülkede, zorla adamı faşist yaparsınız valla, vatanına, bayrağına, istiklal marşına sahip çıkmak faşistlikse faşistim aq.
hesabın var mı? giriş yap