• avrupa'nın en refah ama aynı zamanda en vergi cenneti ülkeleri olan nordik/iskandinav ülkelerinde bile %20-28 aralığındayken (http://en.wikipedia.org/…_of_countries_by_tax_rates), türkiye'de uzun bir süre %33 olmasına baya şaşırdım.

    danimarka: %25 (2014'te %24 | 2015'te %23 | 2016'da %22)
    finlandiya: %24,5
    hollanda: %20-%25
    isveç: %22
    izlanda: %20
    norveç: %28

    yukarıdaki ülkeler ile ilgili ortak olan nokta, hepsinin gelir dağılımını çok adaletli bir şekilde yapması ve 2008 yılında başlayan ve hala devam eden krizin avrupa ayağından en az etkilenen ülkelerden olmalarıdır. krizde, "öldü, bitti, yokoldu, koskoca ülkeyi ebay'de satışa çıkardılar eheheh" denilen izlanda bile, şu an %4-5 civarında işsizlik oranına sahip (http://en.wikipedia.org/…tries_by_unemployment_rate).

    peki bu adamlar, nasıl oluyor da şirketlerden bu kadar az vergi alıp, refahın topluma en eşit şekilde yayıldığı ülkelerden olabiliyorlar? cevabı, bireysel vergilerde gizli. bu ülkelerde, kişisel geliriniz arttıkça, verdiğiniz vergi hayvani bir biçimde artıyor. yani bu ülkelerde zengin olmak zor, çok zengin olmak çok daha zor. bunu türkiye için şöyle düşünebiliriz:

    devlet, koç holdingden aldığı vergiyi azaltıyor ama koç ailesinin bireysel gelirlerinden hayvani bir vergi alıyor. yani devlet şirketlerin vergi yükünü hafifletiyor ama, aradaki para rahmi koç'un, mustafa koç'un cebine gitmeye yöneldiği anda, bir bakıma onu tekrar vergilendirerek kendi kasasına sokuyor. bu bağlamda, rahmi koç için bireysel zenginliğini arttırma yoluna gitmektense (zengin oldukça, vergi daha da artacak ve daha zengin olmak daha da zorlaşacak), parayı şirketlerine yatırım olarak döndürmek daha mantıklı bir hal alıyor. ve bu da istihdama yardımcı oluyor.

    akp'nin kurumlar vergisini %20'ye düşürmesi doğru bir hamleymiş. bunu hemen zenginlere yapılan bir yardım olarak düşünmeyin. şimdi şirketlerin üzerindeki vergi yükünü azaltmayıp arttırsalar, şirketler de aradaki farkı kapatmak için bu sefer sattığı mala, hizmete zam yapacak. giren yine bize girecek. yapılması gereken şirketlerden değil, bireysel olarak çok para kazananlardan daha fazla vergi almak.

    özet: şirketlerin ve az kazanan insanların vergi yükünü azalt, zengine vur kırbacı.
  • 2010 yılında ilk yüze giren doksan şirketin toplam ödediğinin, toplam asgari ücretlilerin ödedikleri gelir vergisinden daha az gerçekleştiği vergi türü.
  • firma sahibi gider gosteremedigi bir isi yapiyorsa gote giren vergidir.
  • sanıldığı gibi dernek ve vakıflar kurumlar vergisi ödemezler dernek ve vakıflara ait işletmeler bu vergiyi öder.
  • yalnızca tüzel kişilerden değil, iş ortaklıkları gibi tüzel kişiliği olmayanlardan da alınan vergi. kurumlar vergisinin amacı, kurum kazancını vergilendirmektir.
    kamu iktisadi müesseseleri
    sermaye şirketleri
    dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri
    kooperatifler
    iş ortaklıkları , kurumlar vergisi mükellefleri olarak sayılabilir.

    matrahı, gelirin giderden çıkarılmasıyla bulunan olumlu fark üzerine kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ile bulunur.
    kurumlar vergisi matrahını az göstererek vergiden kaçınmak isteyen bazı kurumların yaptığı hareketlere karşı, maliye bazı tedbirler almaktadır.
    örneğin,
    örtülü kazanç diğer adıyla transfer fiyatlandırması:
    bir holdinge bağlı kardeş kuruluşlar arasında yapılan alışveriş işlemlerinde, görünen ticari işlem piyasadaki rayice göre çok yüksek şekilde fiyatlandırılmakta böylece gider yükseltilip matrah yani vergi miktarı azaltılmaktadır. görünürdeki bu alışveriş işlemi arkadaki vergi kaçırma işlemini örtmeye çalışır. bunu peçelemeolarak adlandırmaktayız.
    maliye ise bu yüksek fiyatlandırma ile normal fiyat arasındaki farkı tespit edip kanunen kabul edilmeyen gider olarak matraha ekler.

    kurumlar ise bu duruma karşı yine rekleks geliştirip, madem sen aradaki farkı tespit ediyorsun, ben de aynı fiyat üzerinden alışverişimi gerçekleştiririm, yolunu seçer. bu da örtülü sermaye kavramını doğurur.
    örtülü sermaye:
    kardeş kurumlar arasında yapılan alışverişlerde yüksek fiyatlama maliye tarafından farkedilip tedbir alınınca bu sefer kurumlar, normal fiyat üzerinden fakat alışveriş hacmini arttırıcı şekilde ilişki kurarlar. yani normal fiyatı 5 tl olan eşyayı 50 tl'ye satarken yakalandığı için, bunun yerine 5 tl'den binlerce alışveriş gerçekleştirir. belki de hiç ihtiyacı olmamasına rağmen kardeş kuruma yüksek miktarda borçlanır. bu borç sayesinde matrahını azaltmayı dener.
    bu durum karşısında maliye bir tedbir daha alır.

    birbiriyle ilişkili kurumlar için, borç / özsermaye büyükeşit 3 formülünü geliştirir.
    borçların özsermayenin 3 katından fazla olması halinde aradaki farkı matraha ekler.
  • 2017 yılı için toplam 52 milyar tl tahakkuk ederek yine sırf alkol ve tütünden alınan toplam 55 milyar tl'nin altında kalmıştır.
    buna da vergi sistemi deniyor bu ülkede.
  • sermaye ve kooperatif sirketler ile iktisadi kamu kuruluşlar, dernek tesis ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurum kazançları üzerinden alınan vergi.
  • nisan ayında verilir.
  • memlekette gün itibarı ile %30'dan %20'ye çekilerek, 10 puanlık indirime gireceği açıklanmış dolaysız vergi. ücretlilerin neredeyse dünya rekoru kabul edilebilecek %44'e varan vergi yüküne böylece oransal bir bindirme yapılmış ve birileri bu uygulamanın kayıt dışını zapta rapta alacağını düşünür gibi yaparak vatana millete ve elbette borsaya (yabancılara) müjdeyi vermiştir. az buçuk bildiğimiz matematikle; aziz nesin haklı çıkartılmaya çalışıyor sonucuna varabiliriz. türk milletinin üst kimliği %5 diliminde kalanları dışındaki vatandaş aptal. ya da aptal yerine konulmaya çalışılıyor. ağırlıklı ortalama hesaplayabilenlerimize; alkış...
  • kanunu değiştirilmiş vergi türü.
    kanun numarası : 5520
    resmi gazete yayın tarihi: 21.06.2006
    yürülük tarihi: genel olarak 01.01.2006 dan itibaren.

    vergi oranını da % 30 dan % 20 ye indirmiştir.
hesabın var mı? giriş yap