• kurulması halinde vatanını seven hiçbir kürdün gitmeyeceği, mensubu olmayacağı,

    bölücüleri bir araya toplayacak,

    raid böcek yemi ile türkiye cumhuriyetinin bir anda bütün bölücülerden kurtulmasını sağlayacak zahiri devlet.

    buradan yetkililere sesleniyorum, lütfen kurun.
  • eşşşeklerin bile bildiği bir gerçeği yok saymak sikine takmamanın sonucu doğan konudur. zira kuzey ırakta ki kürt gruplarının pkk nın bir numaralı lojistik ve siyasi destekliyicisi bilmemek cahilliğin dik alasıdır. efenim pc başında oturup çakkada çakkada yazmak kolay oluyor tabii beyin fırtınası yapılıyor bok oluyor püsür oluyor git bak bakalım kuzey ırakta neler göreceksin. haa gitmediysen oturup götünden senaryo yazmıyacaksın.
    ek: gidersen dikkat et çoğu yolda pkk nın kontrol noktaları var. ben sizi destikliyorum filam dinlemezler yani. götünü keserler.
  • (#14223683)'de belirtilen yeni devlet politikasının gerekçeleri olarak şunları sayabilirim:

    · oyak'ın kürdistan bölge yönetimi ile geliştirdiği iyi ilişkiler. çimento ihracı, inşaat faaliyetleri, kdp'nin yayın organı xebat gazetesinin kağıt ihtiyaçlarının karşılanması, hatta kürdistan parlamento binasının ek yapılarının inşası, bakanlık konutlarının ve emniyet sarayı projelerinin yürütülmesi

    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=243829
    http://www.aksam.com.tr/…a=21748,3&tarih=03.01.2006

    · habur sınır kapısı'ndan geçen kamyonlardan alınan vergilerin, kürt yönetimine yıllık yaklaşık 300 milyon dolar gelir sağlaması. buna rağmen devletin herhangi bir biriminin bu sınır kapısının yerinin değiştirilmesine -biraz daha batıya kaydırılmasına- yönelik bir girişimde bulunmaması, başka bir deyişle "devletin her yıl kürt yönetimine 300 milyon dolar hibe etmesi"

    · nispeten önemsiz görünse de, türkiye cumhuriyeti dışişleri bakanlığı'nın üzerinde "kürdistan" yazan belgeye mühür basması

    http://www.hurriyet.com.tr/…gid=112&srid=3429&oid=8

    · kürt yönetimine elektrik satışı. hatta türkiye cumhuriyeti'nde halka 9.2 sentten satılan elektriğin, kürt yönetimine 4.2-6 sente satılması

    http://www.milliyet.com.tr/…7/04/11/yazar/asik.html

    bütün bunlar, türk devletinin, kuzey ırak'ta kurulacak kürt devletine artık pek de karşı olmadığının kanıtı. yoksa türk silahlı kuvvetleri'nin "kürdistan'ın kurulması savaş nedenidir" deyip, sonra oyak'la oraya tonlarca mal sokması başka şekilde açıklanamaz.

    yani devletin o, yumuşak ifadeyle "ırak'ın toprak bütünlüğünden yanayız", daha sert ifade ile "kürtler k.ırak'ta devlet mevlet kuramaz. asarız, keseriz!" politikası abd'nin ırak'ı işgali ile birlikte biçim değiştirdi. devletin bu politikası eleştirilecekse, bunun 5 yıldır zıttı bir politika yürütüldüğü akılda tutulmalı.
  • ne resmi ne de gayrı resmi mantıklı bir açıklaması olmayan karşı duruştur. bu karşı duruş kürtlerin ırak kürdistanı nda 1991 den itibaren sahip olduğu de facto ve 2003 ten beri sahip olduğu de jure bölgesel yönetimin oluşmasından beri gerek resmi gerek gayrı resmi, gerek açık gerek alttan sürekli dile getirilir. ve bu benim de aklımın ermeye başladığı 2000 li yıllardan beri de duymamla kafamı meşgul eder. ama bugüne kadar mantıklı bir neden bulabilmiş değilim. sanırım dile en sık getirilen ve de günümüzdeki statükonun devamına dair tehdit olarak gösterilen orda kurulacak devletin türkiye sınırları içindeki kürtleri etkileme korkusudur. bu korku haklı olsa bile korkunun beslendiği ve durumu haklı çıkaran durum göz önüne alındığında kendi kendini çürüten bir korkudur. çünkü bu korkunun nedeni türkiye nin sınırları içerisinde yaşayan ortalama bir vatandaşa insanca yaşama hakkı sunmadığı gibi bunu kürtlere de sunamamış, bunu çok görmüş olmasıdır. yani deniyor ki ırak ın kuzey bölgesinde kurulacak bir kürt devleti türkiye sınırları içindeki mutsuz kürtlere bir cazibe merkezi olacak ve zaten pamuk ipliği ile bağlı kürtleri koparıp oraya özendirecektir. kürt devletinin kurulması halinde bu olgunun sonuç kısmı tahminen doğru olacak olsa bile, türkiyeli kürtler in bu devlete yaklaşmasının nedeni dün olduğu gibi bugün de ırak kürdistanı ndaki devletin çok cazip koşullar sunacak olmasından olmayacaktır. bunun nedeni zaten on yıllardır süregiden kimi hakların homojen bir ulus devlet yaratma ütopyası ile berheva edilmesidir. bunun için kürtler kimi zaman türklüğü özümsemeleri şartı ile saf türk, kimi zaman iflah olmaz bedevi bir topluluk olarak ele alınmış ama tüm bu süreç boyunca taşıdıkları, ya da taşımaya direndikleri kürtlük oranında dışlanmıştır. belki de êzîdiler dışında genel de sünnetli olmalarından olsa gerek bir tehcir, 6-7 eylül olayları gibi olaylar ile, kimi zaman zo diyenleri tepeledik sira lo diyenlerde umitleri ile bu kutsal vatandan çıkarılamamıştır. yani bugün kürtler hala türkiye cumhuriyet ine vatandaşlık bağı ile bağlı her "türk" topluluk arasında kendini en az türk hisseden topluluk ise bunu biraz da üstüne giydirilen kıyafet ve kıyafeti diken terzi(ler)de aramalı. bir kere üstüne diktiğin kıyafet sence dünyanın en güzel kıyafeti olsa da onun tarzı olmayabilir, iki; kıyafeti giydirecem diye, niye giymeye gönülsüz adamınüstündekileri ulu orta yırtıp üryan bıraktın.

    kısaca güvenlik sorunu nedeni ile bu devlete karşı durmanın ancak türkiye nin ve onun yönetsel omurgası militarist yapının kendi hatalarından kaynaklanıyor olabilir. hata içerden kaynaklandığına göre bunun çözümü içerdeki ve dışardaki statükonun korunmasına çalışmak olmamalı. zaten dışarda istense de istenmese de değişen status quo ya, gönülsüz de olsa ayak uydurmak olmalı[bana göre gönüllü tabii].

    diğer yandan ırak kürdistan ın türkiye nin sınırları içerisinde faal durumdaki pkk tarafından kullanılıyor olsa bile kdp ve ynk nın pkk ya karşı tutumu yıllardır belli. pkk ile gerek ynk gerekse kdp hem sıcak, hem de dolaylı çekişme içindeler. kdp ve ynk da kimi zamanlar türkiye ile beraber operasyonlarda önemli kayıplar da verdiler. yani orda kurulacak bir devlet, hatta nisbeten güçlü bir devlet pkk nın işini biraz daha zorlaştıracaktır. bu açıdan pkk nın ırak bütünlüğünü en az bu gerekçeler ile karşı çıkan 70 yıl önceki misak-ı millinin bugünden savunucusu kadar istiyordur. çünkü bu hem kendilerini kürtler in tek temsilcisi iddiasını biraz daha zayıflatan bir olgu, hem de bu güçlenme kendilerine zarar verecektir.

    bunlar dışında dile getirilen en irrite edici olan gerekçe ise bunun türkmenler in hakkının korunma iddiası ile karşı duruluyor iddiasıdır[ki ordaki türkmenler, burdaki kürtler ile karşılaştırıldığında fazlasıyla iyi haklara sahip]. türkmenler in birden bire akla gelmesi zaten yeterince bu konudaki samimiyeti ortaya koyuyorken, olayın bir de kürtler açısından kimi şeylerin netleşmesi adına bir etkisi oluyor. zira bu şekilde devlet tarafından denen "sen ne olursan ol, ne kadar makbul bir anayasal türk olursan ol söz konusu bir kürt ve türk(men) olduğunda haklı olan her zaman türk(men)dir oluyor". ki bu da kürtler in ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğuna dair başarısız bir samimiyet testi oluyor.

    kuzey ırak ta kurulacak bir devletin şu anki konjoktör devam ettikçe türkiye sınırları içindeki kürtlere, türkiye sınırları içindeki siyasi durumun biraz da zorunluluktan, biraz da belki ekonomik olarak dolaylı faydası dışında bir faydası gözükmüyor. buradaki mevcut federal yönetimin, ya da kurulacak bağımsız bir devletin kürtçe konusunda bir faydası, özellikle soranî yi kurmanci konuşan kimselere de zorla dayatmaması halinde[ki ilk başta bu yönde işaretler olmuş olsa da kurmanci de okutuluyor sanırım], olabilir.
  • eğer yaşadığımız ülkenin adı türkiye cumhuriyeti olmasaydı da misal hala devam eden bir "osmanlı devleti" olsaydı bizzat var olması için uğraşılır, var olması sürecinin bir parçası olunur, kurulduğu zaman da kendine bağlı bir devlet olarak hayata devam ettirilirdi.

    çok eleştirilecek yönü vardı osmanlıların ama kimse kusura bakmasın "dış ilişkiler" politikasında türkiye cumhuriyetini kuranlardan da 85 senedir yönetenlerden de daha öngörülü, yetenekli ve basiretlilerdi.

    şu "vatan kurtaran şabanlarımızın" zaten misak-ı milli sınırlarının bir parçası olan o toprakları -ki kürtlerlerle ortak bir ülke kurmak da parçasıdır o hedefin- askerle işgal etmek haricinde işleyebilecek zeka ve öngörüsü olsa, birazcık diplomasiden ve politikadan anlasalar, biraz "uzun vadeli çıkarlardan" çakacak incelikte zekaları olsaydı gayet de kolay oluşabilecek bir durum olurdu.

    şimdi bu bizimkiler "turk üstünlüğü" hikayelerinden kör oldukları için ataları olan osmanlıların politik esnekliğine ve pragmatizmine sahip değiller. koskoca bir imparatorluğun mirasını "ulus devlet" olmak için görmezden gelip başka bir "ulus devlet" sevdalısı milletle "sadece savaşı kontrol edenlerin" kazançlı çıktığı ve ceplerini doldurdukları bir savaşı sürdüreceklerine "ufaktan da olsa" biraz vizyon sahibi olsalardı zaten bu işleri destekler, desteklemeyi bırak ön ayak olurlardı.

    fakat bu "ne emmeye ne gömmeye gelirim" topluluğu o kadar vizyonsuz ve o kadar siyasi olarak andavallar ki tek dertleri "ellerindekini korumak". düzenli olarak başkalarının stratejik hamlelerinden şikayet ettikleri için henüz hiç bir konuda "hamle üstünlüğü" oluşturacak aşamaya gelmediler. tek yaptıkları şikayet etmek. abd ve israil'in planları diye ağlanmaktan başka bir yetenekleri yok, üstüne üstlük gayet normal olan bu planları "farkettikleri için" kendilerini akıllıdan falan sayıyorlar.

    sonra da günler, aylar ve yıllar boyu ağlayıp kendilerini "kırmızı çizgi" hayalleri ile kandırıyorlar. ellerinin altındaki 600 bin kişilik ordunun doğru düzgün bir siyasetle birleştirilmediğinde olabildiğine gereksiz ve işlevsiz olduğunun da farkında değiller. orda bugün tarihsel adımlar atılırken olayın bir parçası olmayı, bir yerden dahil olabilmeyi, hiç bir şey bulamasalar bile lozan'dan kalan haklarımızı iddia olarak ortaya koyup "bölgeye salça olmayı" bile akıl edemiyorlar.

    ha bunları akıl edebilen bir siyasi güç var türkiye'de. fakat kardeşim işte onları da dinci diye sevmiyorlar. açın bakın bu haftanın gazetelerini misal dtp ile yemek yemelerine, barzani ile görüşmelerine nasıl da kılçık yaptılar. oysa ki "bop eşbaşkanı" diye bok attıkları adamlar bu konuda kendilerinden çok daha oturmuş bir vizyona sahip. diğer alanlardaki (içki, tutuculuk, rövanşist hareketler vb.) her türlü konuda eleştirilmeyi hak ediyorlarsa da dış siyaset vizyonu açısından "osmanlı ruhuna" en çok sahip olan siyasi hareketler şu anda.

    buradaki tek inat "türk üstünlükçülerin" kürtlerin tarih sahnesine çıkmaması konusunda "inat etmeleri". bu bildiğin kör inat. yıllardır küfredip aşağıladıkları adamlarla el ele vermeyi gururlarına yediremiyorlar. birazcık yumuşayıp oralardaki kontrolü ellerine geçirme fırsatlarını "delikanlılıklarından" reddediyorlar. 10-15 sene içinde, hem de hiç savaşmadan kontrol altına alabilecekleri ve uzun vadeli "ortak stratejiler" geliştirebilecekleri bölgeyi abd'nin ve israil'in at koşturdukları bir bölge haline getirilmesine "çanak tutuyorlar". hatta o paranoya halinde korkup karşı çıktıkları abd bile türkiye'nin "ortadoğu hamiliğini" bir yöntem olarak kabul etti fakat bizim "yerli" andavallarımız uyanamadılar henüz potansiyele. korkaklıkla ancak bu kadar oluyor.

    hoş aynı dinamikler "türki cumhuriyetlere" de abilik ve hamilik derdine düşmüşlerdi, çok değil 15-20 sene önce, orda da beceriksiz olmuşlardı. o koca coğrafya'dan bize kala kala kafasında post başlıklı demirel fotoğraflarıyla boru hattı kaldı. bir diğer deyişle "sapını" verdiler bize ordaki çıkarların.

    bizim "milliyetçi-ulusalcı-kemalist gençliğimiz" bir şekilde içine girdiği "üstünlük" ve "mutlak haklılık" fasit dairelerinden çıkmadan bu işleri becermek hayal bize. sağlam bir "paradigma değişikliğine" ihtiyaç var ve onlar hariç herkes bunların farkında ama bu işi nasıl becereceğiz henüz yolu yok ortada. onlar hala türkiye nin ulusalcılardan kurtulma zorunluluğu başlığının altına gelip "çok saçma fikirler bunlar" diyerek 31 çeksinler.
  • nacizane önerim karşı olanların neden karşı olduğunu öğrenmek için bir kuzey ırak a kadar gidip gelmenizdir.

    (bkz: ben gittim ordan biliyorum)
  • bu konu hakkında "ordaki türkler ezilir" diyenlere, "türkmenleri aslında umursamıyorsunuz, onlar için zaten bir şey yapmadınız, yapılmadı" demek çok mantıklı değil. çünkü ırak'taki türklerin kaale alınmaması bireysel veyahut toplumsal bir tercih değil, türkiye'nin gelmiş geçmiş bütün hükümetlerinin yanlış dış politikalarından biridir. yani türkiye'nin genel dış politika olarak türkiye dışındaki türkler hakkında duyarsız olduğunu zaten biz söylüyoruz ve bunu yanlış buluyoruz... bu böyle olduktan sonra, biz karabudundan türkiye türkleri, somut olarak ne yapabiliriz ki ordaki türkler için?

    kısacası ordaki türkmeni ne kadar kaale alıp endişeleniyorsak, doğu türkistan'daki uygur türklerini de, dünyadaki diğer türkleri de o kadar kaale alıyoruz, endişeleniyoruz ve bizim için önemliler. türkiye dış politika olarak kaale almıyorsa almıyor, bu da bizi bağlamıyor; dolayısıyla "samimiyetsizsiniz" suçlaması çok rasyonel değil.
  • yaw işte hep etnik ayrımcılık üzerinden ayrıştırma yapıyorlar, ırağı böldüler sanki,suriyeyi böldüler şimdi kürtlere prim veriyorlar burda önemli noktalar fırat ve dicle nin kullanım hakkı, bölge tamamen durulduğunda ve medeniyet geldiğinde ve nüfus arttığında su kullanımı ya da kaynağın başlandıcı bizde olursa sıkıntı olur eskidende suriye ile sıkıntılar yaşanmıştı bu konuda, yoksa ırak olmuş suriye olmuş,kurdistan olmuş pek farketmiyor, bizde de ırakta da suriyede de yönetimde askeriyede yığınla kürt olmuştur olacaktır. ayrıca sular durulduğunda herşey sütliman olduğunda güneydoğu,doğu bölgelerinde yapılacak bir referandum bu bölgelerin kurdisatana katılmasını kolaylaştırır, belini doğrultmuş biraz güçlü bir kurdistan kesinlikle ilerde bu kartı oynar. şu anda bile kontrollü bir özerk,federe kürt devleti kurulsa ve barzani, salih muslim iki ayrı bölge olarak türkiyeye katılsa bu büyük başarı olarak sunulabilir kısa vadede ama batının kaşıması ile bir günde yasal yoldan referandum ile tüm doğuyu kaybedebiliriz böyle bir yapıda.
    kürtlerin burda şafi ve sunni olması önemli nokta.
hesabın var mı? giriş yap