aynı isimde "la casa de papel (roman)" başlığı da var
  • ısrarlara daha fazla dayanamadan başladığım ve 3 günde bitirdiğim dizi. dizi biraz önce bitti ve o yüzden taze taze yorumumu yapayım;

    öncelikle dizi çok güzel arkadaşlar ama biraz zorlamayla bu kadar uzatılmış bir senaryo gibi geldi bana. daha erken bitebilirdi. ilk sezonda bitmeliydi belki.

    "bu kadar" abartılacak bir dizi miydi bilmiyorum. sisteme karşı bir yapım olduğu için bu kadar ilgimizi çekmiş olabilir. diziyi izlemeden önce tüm sosyal medyada arkadaşlarımın "la casa de papel" paylaşımlarına dayanarak söylüyorum bunu. bu kadar entrynin "oz" başlığında olmasını daha çok isterdim.

    özetle; dizi güzel, seyirciyi sıkmadan müthiş bir heyecanla kendisini izlettiriyor. konusu da harika. bir süre sonra tekrar izleyeceğimden eminim. 3. sezon gelmezse harika olur, tadında kalsın bir şey de.
  • bu aralar en popüler dizi.

    --- spoiler ---

    ilk olarak izlediğim en iyi fikirli soygun dizisi. darphaneyi soymak efsane bir fikir değil fakat yaklaşık 10 gün kapatıp takipsiz para basmak, kesinlikle efsane fikir. 5 ay plan yapmak, en ince ayrıntısına kadar düşünmek falan baya iyi.

    ancak sorun şu ki; her güzelin bir kusuru var. en başta, müfettiş kadın baya vasat. salva'nın üstünde kırmızı saçı görür görmez aydınlama yaşaması?? düşmandan beter durumda olduğu eski kocasını araması ve eski kocasının sözüne güvenmesi??? angel'in arabasına bir şey yaptılar diye tutturması??? kendini zeki sanan bir şahıs ve dizideki en vasat karakter.

    yazacak şey çok olabilir ama özellikle belirtmek istediğim kadın müfettiş kısmı hiç olmamış. sürekli saçına kalem takması sinir bozucu, kadın güzel bile değil ama herkes ona aşık, çok saçma. kısaca ben bu kadına gıcık oldum galiba.

    en karizma karakter kesinlikle berlin. adam efendiliğini hiçbir şekilde bozmuyor, helal olsun. güldürürken düşündüren bir piskopat ama sevimli. ölümü bile karizma adamın.

    hep çıkıntılık, hep bir fırlamalık, hep bir döneklik. bu şahıs arturo'dan başkası olamaz. üstüne bomba yapıştırılırkenki hali baya komik. ama adam inatla vazgeçmiyor, bunlar sahte diye ortalığı ayağa kaldırıyor. saftirik falan ama rolünün hakkını veriyor.

    nairobi tam bir anaç hatun, grubun en sıcakkanlısı. darphanedeki görevli bile sizin gibi patronum olmadı diyip kadına taptı resmen.

    gönül işlerine gelirsek tam bir kavak yelleri. kim kimi seviyor belli değil. 60 saatte aşık olanlar, 16 dakikada evlenme teklifi edenler.. her dizide- filmde olduğu gibi mantıksız çapraşık ilişkiler.

    popüler olup güzel olan nadir dizilerden olduğunu düşünüyorum. bu kadar eleştiriye rağmen son 2-3 günümün heyecanlı ve merak dolu geçmesini sağlamış bir dizi. her dizinin kusurları oluyor, eleştirmemizin sebebi dizinin senaristlerine sesimizi duyurmak ve diziyi daha güzel hale getirmek. dizinin senaristleri burayı okuyorsanız eğer "solo se ve bien con el corazón, lo esencial es invisible a los ojos`:“sadece kalbinle gerçekten görebilirsin; esas olan göze görünmez.”`*".

    --- spoiler ---

    gerilimli, heyecanlı, vakit geçirmek için izlenebilecek bir dizi. prison break tadında ancak asla yanına yaklaşamayacak seviyede. her şey bir yana micheal scofieldcığımın yerini kimse tutamıyor, profesör bile olsa. (bkz: entry nick uyumu)

    son olarak; ispanyol dizisinde giriş müziğinin ingilizce olması???
  • dizide berlin ve profesör kadar taşaklı bir adam varsa oda neredeyse tüm izleyenlerin nefret edip benim çok saygı duyduğum arturo karakteri.

    kaç kişi verebilir başına geldiğinde arturonun tepkilerini.
  • gözyaşlarıyla bitirdiğim dizi..
  • 3. sezon için istanbul'da çekilmiş bir fragmanı var. güzel dizidir, beni laura pergolizzi dinlemeye sevk etmiştir.
  • 1. sezonu 13, 2. sezonu 6 bölüm olarak izleyiciye sunulmuş olan dizi..
    hayran kaldım. hayatımda ispanyol dizi izlememiş biri olarak ayakta alkışlıyorum..
    dizinin profesör ile alakalı kısımları gerçekten harika idi. çok güzel bir dizi izledim. dizibox'a buradan saygılarımı sunarım..
    saygılar
    edit; imla
  • 3. sezonunun gereksiz olacağını düşündüğüm dizi, bir şeyi de tadında bırakın amiryu.

    --- spoiler ---
    ulan paranı basmışsın, aşkını bulmuşsun, aradan 1 yıl geçmis, herkes bir yere dağılmış bitti gitti, seyirci mutlu herkes mutlu, 3. sezonda ne olacak peşine mi düşecekler yoksa gurup bir araya toplanıp friends i mi çekeceksiniz? bokunu çıkarmamak bir erdemdir ve bu erdem sizde yok sevgili hispanik yapimcı, ya da her nereliysen, bakmaya üşendim.
    --- spoiler ---
  • bir arkadaşımın bahsetmesiyle yeni haberim olan dizi. birkaç günde izleyip bitirdim. bence gayet güzeldi ancak hafta hafta izlesem bölümler beklenti karşılamayabilirdi. üst üste 2-3 bölüm izleyince güzel oldu. bir de 3. sezon çıkacakmış, aslında herşey çözüldü güzel de bitti gerek var mıydı bilmiyorum. ama izlenir orası ayrı.

    karakterler hakkında;

    berlin'cim en çok sana üzüldüm bebeğim.
    nairobi seni de sevdim, ilk başta burnuna taksam da değişik bir çekim gücün var.
    profesör tam zamanını buldun aşık olacak milleti gönderdin içeri sen dışarda takıl adamlar arıyor yoksun
    arturo sana çok gıcık oldum o bombalar üstündeyken kalpten git istedim.
    tokyo ve rio, sizden bir şey olmaz
    denver de safım arkadaşları seninkinde sendrom var dedi kızı bıraktı sen de sendrom var diye. neyse monika da çocuğuna baba bulmuş oldu.
    finali çok iyiydi. çav bellayı duymak güzeldi.

    türk versiyonunu yaparlar mı sanmam yapsalar da siyasi engeller olur aşk meşkten öteye gidemez.
    adamlar yapıyor izliyoruz, bizimkiler yine yazlık dizilerle meşgul.
  • ilk sezonunu izledim, ikinci sezonda büyük bir gelişim göstermiyorsa net şekilde overrated bir dizidir.
  • yeni sezonda profesörün babasının gençliğini anlatacaklarını düşünüyorum. prof ve berlin'in de çocukluğunu.
hesabın var mı? giriş yap