• bir aşk hikayesi.

    homofobik bünyelerin izlemesini ayrıca öneririm bu filmi. karakterlerin neredeyse tamamı (hatta neredeyse değil, direk tamamı) eşcinsel erkekler olan bu film, "cinsel tercihe takılmayalım gençler, insan ilişkileri böyle şeylerdir" mesajını çok güzel veriyor - anlayana tabii.

    spoiler içerebilir, tikkat.

    karakterler arası ilişkilere bakınız efendim. eşcinselliğini travesti olarak yaşamakta olan esas oğlan, bir sürü insanın "sapık" deyip geçeceği insan, bir sürü insanın "ötekileştirdiği", kendisinden uzak tutacağı, ne bileyim, bir kenara itmekte beis görmediği insan, çatır çatır söyledi "on yaşındaki çocuğa aşık olunmaz, tacizde bulunulur" diye. itirazı olan?

    bu mudur sapıklık, yoksa evli barklı adam olup yine de oğlu yaşındaki gençlere sarkan pederin yaptığı mı? şimdi kalkıp da "e tamam da biz pedere normal demedik ki" demesin kimse, toplumda kimin nasıl tepki gördüğü açık. bir insan pederse kutsaldır, travestiyse sadece ibnedir. hadi ordan.

    eşcinsellik hallerini çok güzel anlatan bir filmdi. gerçi hiç eşcinsel olmadığımı düşünürsek; biraz abuk bir cümle kurdum. evet. ben onları bilemem, ama anlamak isterim. bu film bir şeyler ifade etti bana, işte o yüzden çok sevdim zaten.

    süper bir film bu. çünkü insanların kötüye kullanılmasının, üzülmesinin, harcanmasının, ziyan edilmesinin, aşk acısı çekmesinin... cinsiyeti-cinsel tercihi yok. verdiği his var. ve o his her insanda aynı.
  • la mala educacion, almodovar in live flesh ile birlikte farkli bir cizgide ilerleyen zamane sinemasinin son duragi. gunumuz almodovari nin, hikayelerini anlatirken sectigi sinema dili hepten kaymak gibi, isciligi de buram buram ex almodovar. gerci ben son donem filmleri arasinda sanirim en cok hable con ella yi sevdim. bu filmine gelince... aslinda cikis noktasi olan ruhban okulu bolumleri en zevk aldigim bolumlerdi. moon river esligindeki planlar hele... aslinda dehset trajik bir oyku anlatiliyor. "sonunda basardim" cumlesine bile son noktayi koyamacak kadar kadersiz ignacio nun hikayesi. cocukluk askindan - tek askindan - kopartilan ignacio nun hikayesi. her sey kirlenmis, aski disinda. o hala tertemiz. son nefesine kadar. gel gor ki almodovar film noir fanatigi oldugu icin ve besbelli bir film noir yapmak istedigi icin bu hikaye sadece bir cikis noktasi oluyor. her sey guzel, yerli yerinde ama film noir soguklugunda. bu nedenle, bahsi gecen trajik hikaye, karakterlerin agzindan anlatildigi her seferde biraz daha kayboluyor. bir de hikayeyi kahramanin kendisinden dinlemek istiyor insan. ne olursa olsun neden bu hale gelmeyi sectigini bilmek istiyor. almodovar in yakin tarihli diger filmleri gibi bu filmi de birkac filmlik malzemeyi bunyesinde barindiriyor. angel in unlu bir aktor olma pahasina didinip durmasi basli basina bir all about eve, enrique ve angel in hikayesi ayri bir film, ruhban okulu ayri bir film, ignacio ayri bir film. herkesin filmi kendine... yine de almodovar izlemek ne guzel. daha jenerikte ozlemisim diyor insan adamin sinemasini.
  • insanlar filmi anlatirken her ne kadar ask, tutku ve homoseksüelite kelimerini kullansalar da, bana göre filmdeki tek tutku juan'in (angel) oyunculuga olan tutkusudur. bunun disinda gayler arasindaki seksüelitenin tutku, ask ve sevgi yerine daha cok cikar, sehvet ve sapikliga/sapkinliga dayandigi konusunda bir intiba uyanmaktadir. filmde -benim görüsüme göre- iki insan arasindaki askin, sevginin en ufak bir kirintisina bile rastlanmamaktadir. iki cocuk arasindaki ask mi? sakin basit bir puberte meraki olmasin?
  • film içinde film. örneğin, uzun bir süre tacizci papaz olarak izlediğimiz oyuncunun, filmin sonuna doğru tacizci papaz karakterini film içinde canlandırdığını öğreniyoruz. gerçek papaz ise fiziksel özellikleri kendisini canlındırandan son derece başka bir oyuncu.mükemmel bir kurgu. almodavar'ın dahi olduğunu tekrar teslim ettim.
  • pedro almodovar basyapiti.. otobiyografik ögeler içermesine ragmen, tam bir otobiyografi degil, almodovar'in 10 sene erteleyip de "daha fazla bekleyemezdim, saplanti olmadan bu filmi çekmeliydim" dedigi bir film noir..
    60'li yillarin obskurantizminde enrique ve ignacio diye iki çocugun inanilmaz aski.
    nefis bir film hersey sembol, hersey tutku..
    bas rol oynayan aktörlerin ikisi de mükemmel ama tam puan yine de gael garcia bernal'a gidiyor. filmde toplam 3 karakteri basariyla temsil etmesi bir yana güzelliginden film izlenmiyor...
    insan filmi izlerken muhtesem olan müzige mi dikkat etsin, imajlarin çarpiciligina mi baksin, intrigue' e mi konsantre olsun sasiyor...
  • gael garcía bernal'in aslında çok güzel bir kadın olabileceğini gördüğün film.
  • 18 yaş sınırlı dvdsine mozaik sansür uygulanmış film. bunu uygulayan insanlara şunu sormak gerekiyor: 1. sen benim para verip aldığım/alacağım filmi kısıtlama hakkını nereden buluyorsun? 2. madem yaş sınırı uyarını yapmışsın, küçüklerin izlemesini engelledin, bu durumda bir sınırlama koymaman gerekiyor. sen benim abim/ablam mısın da hala bana yasak uyguluyorsun?
    sansüre uğruyor diye televizyonda film seyretmiyordum, artık bu alana da adım attılar ya, artık hepten çekinir oldum. bunu hak ettiğimize inanmıyorum.

    edit: bu sansür olayı türk firmasından kaynaklanmıyormuş. ispanya'dan gelen versiyon böyleymiş. o yüzden en azından buradakilerin günahını almayalım.
  • almodovar'ında havuz temizleyen adam olarak ufak bir rol aldığı fim
  • almodovar'in filmi icin yorumlarindan biri:

    "‘la mala educacion’ tam anlamıyla bir ‘film noir’. okulda, ogrencilerin yatakhanesi siyah, rahiplerin cuppeleri siyah, karakterlerin kaderi siyah."

    ve fakat, film rengarenk. oysa salonu terkederken tek bir renk bile aklinizda kalmiyor.
    zihinde geriye kalan yegane sey, siyah zamanlar.
  • la mala educacion'u çoğu kaynakta gördüğümüzün aksine kötü eğitim diye çevirmek yanlış olabilir. ispanyollar educacion sözcüğünü daha çok aile terbiyesi anlamında kullanıyorlar. eğitimse türkçe'de anlam kayması yaşayarak öğretim sözcüğüne denk gelecek şekilde kullanılıyor (ingilizce education). bu iki kavramın birbiri yerine kullanılması kafa karışıklığına yol açar. bu nedenle almodovar'ın bu güzel yapıtını kötü terbiye diye çevirmek daha uygun olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap