1 entry daha
  • yönetmenliğini philippe lacôte'un yaptığı ve fildişi sahili‘nin de oscar adayı olmuş film.

    izleyiciyi fildişi sahilleri'nde fantastik bir deneyimin ortasına bırakan film, büyülü gerçekliğin tüm yanlarıyla göz alıcı ve nefes kesici bir hapishane gerilimi. mahkumlar tarafından yönetilen tek hapishane "la maca"ya gönderilen bir genç, oranın âdetlerine göre hikâye anlatıcısı seçilir ama görevi ağır ve tehlikelidir: kanlı ay gecesi, sabaha kadar, hiç durmadan ve sonlandırmadan diğer mahkûmlara bir hikâye anlatmak zorundadır. hikâyesi bittiğinde öldürüleceğini bildiğinden, "zama kralı" hakkında anlatmaya başladığı hikâyeyi olabildiğince uzatmaktan başka şansı yoktur. batı afrika'nın griot geleneğini yansıtan ve çağdaş bir 1001 gece masalları uyarlaması olan la nuit des rois, aynı zamanda yönetmen philippe lacôte'un 2014 yılında cannes film festivali'nde gösterilen run'ın ardından sinemaya dönüş filmi.

    geceyarısı sineması müptelaları için her yönüyle ayakları yere sağlam basan bir hikaye sunan film, zihinsel anlamda hapishanedeki bir mahkuma dönüştürüyor seyircisini. gerilimi ve merak duygularını her dakikasında diri tutan anlatımıyla kendine bağlayan film, aykırı bir hapishane yapılanmasıyla daha ilk dakikalarından hikayenin gidişatına dair de ipuçları veriyor. odak noktasının her dakikasında hapishaneyi yöneten mahkumların üstünde olduğu anlatım, tek mekan dezavantajını ise köpekbalıklarıyla dolu okyanusa atılan bir yemi andıran mahkumla dönüşümünü geçirerek kırıyor. kanlı ay gecesiyle fantastik bir anlatıma kayan film, roman'ın giydiği saten mavi gömlek, mum ışığının dibinde toplaşan kalabalığı ve anlatılan hikayeyle adeta bir masalın içine davet ediyor.

    korku filmlerinin klasikleşmiş sabaha kadar hayatta kalma olay örgüsünü daha gerçek temellere dayandıran fakat bunun yanı sıra fantastik ögelere de dokunmayı başaran film, ustaca yazılmış senaryosuyla öne çıkmayı başarıyor. hapishane ortamının gerilim ve kutuplaşmasını fildişi sahili'nin tarih içinde yaşamış olduğu iç savaş ile de bütünleştiren yönetmen, roman'ın anlattığı hikayeyle de afrika savaş kültürüne dair de bir yolculuğa çıkarıyor. bu noktada hikayenin içindeki hikayede daha ihtişamlı ve fantastik bir atmosfer sunan yönetmen, kraliçenin kızıl renkli göğüs zırhı ve boncuk kolyesinden, askerlerin kumaş zırhlarının dokulu ipliğine kadar her ayrıntıyı vermekten de kaçınmıyor. yönetmen, roman'ın hikayesini anlatırken mahkumları birer dinleyici olmanın yanı sıra koronun bir parçası ve olayların canlandırıcısı olarak da kullanarak filme dinamik bir hava katıyor. hapishanede geçen sıradan gerilim filmlerinden sıkılanların ve farklı bir deneyim yaşamak isteyenlerin mutlaka bir göz atmasını tavsiye ederim.

    filme puanım: 6,5/10
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap