latif

• arapca sozcuk.yumusak,hos,guzel,nazik anlamlarinadadir.
• esma-ül hüsna, yani allah’ın en güzel isimlerinden biridir.
  sonsuz lütuf ve kerem sahibi, bütün işleri en ince teferruatına kadar bilen, her şeyin derinliğine nüfuz eden, mahlûkatının ihtiyaçlarını en ufak detayına kadar bilen ve en mükemmel şekilde karşılayan, ince, sezilmez yollarla kullarına çeşitli faydalar ulaştıran demektir.
  esma-ül hüsna, yani allah’ın en güzel isimlerini mutlaka okumalıyız.
  hem rahatlatır, huzur verir, hem de bereket verir inşallah.
• allah çok güzeldir çok latiftir. her şeyin üzerini kaplayan çok ince, çok ferahlatıcı, çok rahatlatıcı, insanın aklının ve hayalinin almayacağı bir yumuşaklık ve tatlılıkta ipince bir tül gibidir. o kadar latiftir ki gözle görülmez. her şey o tülün altındadır. ego belası olmasa ve bizi sürekli kandırıp kendi içindeki leşliğe daldırmasa o tülün mahiyetini her an kavrar o'nun güzelliği ve letafeti içinde yaşardık. bu o kadar büyük bir mutluluktur ki, insana bunu mu istersin yoksa istediğin diğer her şeyin senin olmasını mı diye sorsalar insan hiç tereddüt etmeden her şeyi elinin tersiyle itip bu hâl içinde ölmeyi tercih ederdi.
  
  yâ latîf, ya allah.
• lütufkar..lütfene egosundan dolayı karşı gelemeyen..
• allah'in 99 isminden biri.
  'en ince seylerin bile calisma mantigini bilen' anlamina gelir.
  (bkz: allahin 99 ismi)
• postacı filminde erdal özyağcılar tarafından canlandırılan karakter. filmde daha ziyade latifciğim olarak geçer...
• yoğunun tersidir.
  örnek: 1 kilo demir yoğun 1 kilo pamuk ise latiftir ama ağırlıkları aynıdır.
• isim olarak konulması istendiğinde allahın adlarından biri olması sebebiyle başına abdul getirilmesi gereken sözcük.
  (bkz: abdullatif)
• güzel.
  (bkz: latife)
• yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan:
  
  "bu latif yere rüzgâr nüfuz edemez, güneyin kızgın ateşi orayı yakamazdı."- h. e. adıvar.
  
  http://tdk.gov.tr/