*

  • latin jazz 40li yillarda evrilmis, latin kokenli vurmali calgilari hard bop ile yogurabilmis bir akimdir. bu zamana kadar pek degismemis bu tur hala ilgi cekebilmektedir.

    peki kim yapar bu muzigi derseniz, (bkz: oncu)

    pete la roca
    ray barretto
    machito

    ilk akla gelen isimlerdir.

    bu kesmediyse,
    soul jazz
    hard bop
    post bop
    cuban jazz

    simdi * tavsiyeler sunlardir

    astor piazzola
    richard galliano
    buena vista social club
    ibrahim ferrer

    * *
  • samba,salsa ritmlerinin jazz a uyarlanması, yani zencijapon.
  • (bkz: michel camilo) en büyük üstatlarından biridir.
  • tito puente, montreal jazz festivalinde verdiği konserde bu konuda şöyle der:

    "the only way we can get to an international jazz festival, i have my big band. and all my life i've been playing this kind of music that they call salsa. you all know we're not no jazz musicians. the only way i can get here is by calling it a latin jazz ensemble. but now then i got my foot in the door, now we play salsa, the way we know it. that's the only way!"

    yani yaklaşık olarak diyorki:

    "hayatım boyunca salsa dedikleri müziği çaldım. biliyosunuz biz caz müsizyenleri değiliz. böyle bir caz festivalinde çalmamın tek yolu grubuma latin caz topluluğu demek. ama ayağımı kapıdan attığım andan itibaren ise salsa çalıyoruz, kendi bildiğimiz şekilde."

    zaten genelde yapılan bir hata her türlü latin müziğine latin caz demektir. örneğin geleneksel küba müziklerinde (son montuno, cha cha) her enstrümanın doğaçlamasına çokça yer vardır. bu müziğe cazın bir türü sıfatını yapıştırmayı gerektirmez. ayrıca piano, kontbas gibi klasik caz enstrümanları kullanılması da bu yanılgıyı destekler.

    peki latin caz diye birşey yok mudur? yalan mıdır? kimse görmemiş midir? elbette vardır, ama gelenekselden daha uzaklaşmış, jazzy öğeler eklenmiş formlara denir.
  • esasen iki farklı alanda incelenmesi gereken mükemmel müzik alt-türü

    afro-cuban jazz

    aslen küba'da, otuzların ortasında* ortaya çıkarılmıştır. ancak orada neler olup bittiği de bir muammadır. nedense kırklarda abd'ye yayılan akımın aksine feci merak edip yeterli bilgi sahibi olamamaktan yakınırım. bu nedenle -ne yazık ki- latin caz benim icin şöyle başlar:

    her şey 1946'da mario bauza ve dizzy gillespie'nin (burada stan kenton'dan da bahsetmeden olmaz. dizzy'nin latin cazda bu denli başarılı olmasının nedenlerinden biri de kendisinden bu konuda çokca istekte bulunması, bir anlamda onu güneye inmeye zorlamasıdır.) cubana be ve cubana bop yapmasıyla; bir başka deyişle küba ve ispanyol tarzını be-bop'a aktararak bambaşka bir tür yaratmalarıyla oldu. dizzy be ve hard bop'ta ustalaşmak üzereydi. bu esnada bir başka efsane ray barretto ise piyanodan saksofona geçerken perküsyonist chano pozo ile anlasmıştı. iste bu üçlü*, "latin caz" denen mükemmel müzigi oluşturdu. başlarda latin swing olarak bilinse de alto saksofona iyice alışan barretto swing'den caza gecme hadisesinde başı çekiyordu. dizzy her anlamda ispanyol melodilerine aşıktı. ardından, yayılan bu akıma zamanla charlie parker, danilo perez, gonzalo rubalcaba gibi usta isimler de dahil oldu.

    bir diğeri ise brazilian jazz.

    brazilian jazz; aslında cok daha eskilere, yirmilere dayansa da yandaşı afro-cuban gibi kırklarda biraz yükselişe geçmiş,* ancak esas etkisini altmışlardan yetmişlere ilerlerken ortaya koymuştur. tenor saksçı stan getz altmışlardaki brazilian jazz önculerinden biri olup, esasıenbu müzigi popüler eden sergio mendez'i etkilemiştir. -burada cal tjader'ı anmadan olmaz- bana kalirsa, yetmişlerde brazilian latin jazz'a altın çağını yaşatan isim eumir deodato'dur. (bkz: latin flute) (bkz: super strut) gibi parçalarda "blue note"lara brezilya kıyılarından can vermiştir.

    seksenler/doksanlardan günümüze kadar eliane elias ve luciana souza da bu tarzı yüceltmektedirler
  • bu başlıkta kesinlikle atlanmaması gereken bir tarz;
    (bkz: bossa nova)
hesabın var mı? giriş yap