• sen bölgesel bir süper güç ol, senden yüzlerce yıl sonraki dünya uygarlığını etkile, dünyada egemen dini inanç senin dinin olsun ama dilin ölsün.

    tamam tıpta, bilimde falan kullanılıyor ama günlük yaşamda konuşan kalmasın.

    mantıklı ve kapsayıcı bir açıklamasını bilemediğim durumdur.
  • ölmemiş, dönüşmüştür, dolayısıyla var olmayan sebeptir diyebiliriz.

    evvela şunu bilmek lazım, dil dedin mi bir yazı dili, bir konuşma dili aklına gelecek. örneğin isa zamanında yazı dili aramcaydı. ibranice konuşsan da, aramca yazardın. muhammed zamanında yazı dili süryaniceydi, kuran'ın tarihsel önemi ilk yazılı arapça eser olmasıdır ki bulunan en eski nüshalarda süryani yazım anlayışının izleri var.

    dikkat çekmesi gereken bir şey var, bu yazı dilleri ile konuşma dilleri akraba diller. aramca, süryanice, arapça, ibranice; hepsi sami dillerdir. tabii her zaman böyle değil, örneğin türklerin soğd katipler kullandıkları devirlerde yazı dili soğdcadır, alman prensleri latince (klasik latince) konuşurlar ve almanca "deustch" halkın dili, avamın dili anlamındadır. ancak akrabalığa dikkat.

    roma yıkılınca yıkılan, yazı dilinin latincesi, yani klasik latince idi. roma'nın bazı işlevlerini devralan kilise tarafından kullanılmaya devam etti; katipler de genellikle kilise kökenli olduğundan avrupa'daki irili ufaklı devletlerin resmi dili hala latinceydi. (aynı sebepten, uygur katip kullanan moğollar-ilhanlıların etkisiyle osmanlının çağatayca fermanları, yunan katip kullanan emevilerin yunanca yazışmaları vardır.) bu yüzden sözgelimi eski kayıtlarda "wladislaw" ismine rastlamazsın, "vladislaus" diye latinceye benzeterek yazarlar, jacobo yerine iocobus, karl, charles yerine carolus gibi.

    fakat konuşulan latince devam etti. bu latince fransa'da fransızcaya, ispanya'da ispanyolcaya, romanya'da rumenceye (...) evrildi. çünkü diller evrilir. üstelik, substratum diller, yani fatihlerin yahut işgalcilerin gelişinden önce yörede konuşulan diller kelime vermenin yanında belli morfolojik dönüşümlere de neden olurlar. bu yüzden her bölgede o bölgede konuşulan diğer diller, orada yaşayanların etkileşim içinde oldukları uluslar gibi birçok parametreden etkilenerek bildiğimiz romans dilleri ortaya çıktı. yani fransızcanın tarihini, italyancanın tarihini ortaçağın başlangıcına götürürüz en fazla. 8. yüzyıldan önce fransızcadan söz edemezsin. "vulgar latin" denen halk latincesi, her dilin geçirdiği dönüşümleri geçirip, bir de roma'nın yol sistemi ortadan kalkınca, feodal bölünmelerde insan topluluklarının ticareti ve teması azalıp tecrit başlayınca, onlarca farklı dile evrilmiş.

    roma "sağ"ken, vulgar latince (köylü latincesi) ve klasik latince arasındaki fark, diyelim ki erzurum yahut artvin ağzıyla istanbul türkçesi arasındaki fark kadardı. ancak istanbul türkçesi ile dilekçe yazımının, televizyon yayınının sona erdiğini düşün. artvin ile antep'in temasının sonlandığını hayal et. o ağız, şive özellikleri yavaşça lehçeye, yeterince zaman geçer ve farklı dillerin istilaları, etkileşimleri devreye girerse dile evrilirdi. 13. yüzyılda orta asya'dan gelen bir adamın anadolu türkçesini çok daha kolay anlayabilecek olup, şimdi pek az anlaması gibi.

    ek: roma ayaktayken, vulgar latincenin bazı özellikleri klasik latinceyi etkilemeye başlamıştı bile. şimdi bakmaya üşendim ama yanılmıyorsam "c" harfinin "k" okunması bitmiş, "ç" okunmaya başlamış özellikle bizim dar-ince ünlü dediğimiz ünlülerden önce gelince.

    sözün özü, latince ölmedi, kalbimizde yaşıyor.
  • life of brian filminde, duvara slogan yazılması sahnesinde sebebi biraz olsun anlaşılan durum.

    edit: şusahne.
  • tıpla çok yüz göz oldu arasına mesafe gomadı.
  • lokütörlerinin* konuşma sırasında yer yer yanlış telaffuz, yer yer dil kaynaklı sorunlar yüzünden zırt pırt şeytan summonlaması ve sayılarının azalması.

    (bkz: latince çalışırken yanlışlıkla şeytan çağırmak) *
hesabın var mı? giriş yap