• luiz fernando carvalho'nun yönetmenliğini yaptığı 2001 yılı yapımı brezilya filmi. raduan nassar'ın romanından beyaz perdeye aktarılmıştır. selton mello, simone spoladore, raul cortez ve juliana carneiro da cunha başrolleri paylaşmaktadır. çeşitli film festivallerinde, 16 civarında ödül kazanmıştır.
  • "babamın sol tarafı" ismiyle dilimize çevrilen bir başyapıt, olağanüstü bir sinema sanatı örneği. yönetmenin ne yazık ki ilk ve tek filmi. 30'un üzerinde de uluslararası ödül kazanmış.

    lirik dili, hikayenin anlatım yöntemi ister istemez tarkovski sinemasına bile yakın bulmaya götürdü beni. görüntü yönetmeni çok iyi bir iş çıkartmış. oyunculuklar tek kelimeyle mükemmel. bazı sahneler doğrudan bir tiyatro oyunundan alınmış gibi hissettiriyor. süresi 2 saat 50 dakika kadar.

    kabaca konusu; andre uzun zamandır evinden, ailesinden uzak kalmıştır. abisi pedro onu geri götürmek için gelir ve flashbacklerle andre'nin neden evinden gitmek zorunda kaldığını izlemeye başlarız. o, tüm duyguları çok yoğun yaşayan, tutkulu bir gençtir. bir tarafta babanın kuralı, düzeni ve baskıcı tutumu diğer tarafta annenin sevgisiyle büyüyen andre'nin büyük bir sırrı vardır. bir aile parçalanmak üzeredir.

    burayı okuyorsanız ve sanat filmlerinden hoşlanıyorsanız; beklemeyin, bir deneyin. uzun zamandır böylesine denk gelmemiştim.
  • bir roman uyarlaması ama uyarlama değil adeta kitabı okumuş bize yönetmen. öyle bir dili var ki sinema mı izliyoruz, tiyatro mu izliyoruz yoksa kitap mı okuyoruz 3 saat boyunca anlamıyor insan.

    izole ve ataerkil bir aile içindeki duygusal bağların çocuklara olan sıradışı etkileri, aşırı hissel ve hassas bir çocukta yarattığı etkinin kontrolden çıkışı ve sonrasındaki gelişmeleri anlatan lirik bir hikaye diyebiliriz kısaca. hemen hemen her ensest temalı filmde olduğu gibi bunda da aşkın iki yüzü olan kutsal ve lanetli tarafı anlatılmış. hangisi üstün geliyor bu seyirciye bırakılmış. bir şekilde bunu yaşayan insanların dramını en acı şekilde görüyoruz film boyunca, özellikle çocuğun içinde kopan fırtınaları ve bununla başa çıkmak için verdiği mücadele oldukça çarpıcı.
    ayrıca bu aşkı yaratan etkenler olarak anne ve baba figürünün rolü de alt metinde sürekli pompalanıyor seyirciye bu da çok dikkatimi çekti.

    içinde aşk olan bir eylem ne kadar kutsaldır ya da ne kadar lanetlidir? bu savaşın şekspiryen bir dille anlatıldığı bir film bu.

    ha bana sorarsanız içinde gerçek bir aşk olan her şey savaşmaya değer. sıradışı bir film isteyenler birazcık sıkılmaya katlanıp izlesinler pişman olmazlar.
  • filmde baskının sonucunun daha kötü şeyler doğuracağını işaret ediyor. ensest ilişkiyi aşk olarak anlatan andre de, suçluluk duygusunu az buldum açıkçası.
hesabın var mı? giriş yap