• sorumsuz.
  • ilk bakışta sanki fransızca gibi gelen bu sözcük aslında arapça...

    başbakanın* "sorumsuz" yerine bu sözcüğü kullanmasını bazı gazeteciler, "türkçe konuşsanız daha iyi olur, anlamıyoruz söylediklerinizi..." diyerek eleştirmişler. meclis başkanı* da başbakanı koruyarak "erek* ne kadar türkçe'yse layüsel de o kadar türkçe'dir." demiş.

    çevresi insanı nasıl da belirliyor... "relax dostum, cool ol!" gibi sözlerle konuşan ve ingilizce'nin ne kadar evrensel olduğundan dem vurup bunların da artık türkçe sayılabileceğini söyleyen insanlarla başbakanın ve meclis başkanının tek farkı bulundukları çevre... ama düşünce ve tutum aynı. bütün dünyayı kendi çevrelerinden ibaret sanan bu tip insanlara da anladıkları dilde cevap vermek gerekebilir...

    "layüsel" sözcüğünü türkçe sanan insalara "fuck off!" desek anlamazlar.

    bu lakayıt** tavırlarından dolayı onlara da kendi anladıkları dilde bir şeyler söylemek gerek...

    "la havle!"
  • günümüz türkçesinde terimleşmiş karşılığı yoktur. (bkz: türkçenin yetersiz bir dil olması/@derinsular)

    anlamını üç kelimeyle "kendisinden hesap sorulamayan" şeklinde karşılamak mümkündür.

    şöyle ki, bürokraside hiçbir kişi ya da kurum başıboş olmayıp belli bir hiyerarşi içerisinde bir başkasına hesap vermek durumundadır. bir hukuk devletinde esas olan, hükümet, başbakan, cumhurbaşkanı ya da devlet başkanı dahil hiç kimsenin bu şarttan münezzeh olmamasıdır. (bkz: checks and balances)

    "layüsel" olmak ise, böyle bir kayda tabi olmayıp başınabuyruk hareket etme durumudur. bu nedenle, ekseriyetle, ya bir diktatöre ya bir oligarşiye, ya da devlet içinde yapılanmış ancak resmi hüviyete sahip olmayan gizli bir örgüte atfen kullanılır. (bkz: ergenekon terör örgütü)

    "hesap verir durumda olma" teriminin ingilizcesi için (bkz: accountability)

    ilgili bir başka siyaset bilimi kavramı için (bkz: diktatör/@derinsular)

    ana tema:
    (bkz: siyaset bilimi/@derinsular)

    diğer ilgili tema:
    (bkz: osmanlıca/@derinsular)
  • ing. inquestionable
    malesef bazı eski sözcükler türkçe sözlükten değil ingilizce sözlükten bakınca daha iyi anlaşılıyor.

    (bkz: türkçenin yetersiz bir dil olması/@derinsular)
  • halk (yaratmak) allah'ın bir fiilidir, allah'ın fiili layüseldir.
  • doğru yazılışı, lâ-yüs'el' dir. mesul olmaz, sorulmaz anlamına gelir.
  • aynı nick altında aşırı dinci entryleri olan bir yazar.
    engelle
    başlıklarını engelle
  • mesul olmayan demektir.
  • türkiye'de devletin ve bu dolayımla kendini devlet bilenlerin nihai durum ve şuuru.

    ve hatta bir patoloji olarak “muktedir” olmanın da tabi olduğu durumdur.

    erkek kadın karşısında, insan hayvan karşısında, lider üye karşısında, müdür çalışan karşısında, 4 teker 2 teker karşısında, sürücü yaya karşısında, baba ev içinde, yönetici apartman içinde, muhtar mahalle içinde bulundukları politik mikro kozmos düzeni bakımından layüseldir.

    türkiye toplumlarının beşeri ahlaksızlığı da bunun mutlak yakıtıdır.
  • reyiz'in ulaştığı mertebenin sözlük anlamıdır.
hesabın var mı? giriş yap