• paris'te şanzelize caddesinin 2 sokak güneyinde yer alan, insanların dakikalarca kuyruğa girdiği, salata şarap 2 porsiyon antrikot ve tatlıdan oluşan fix menusunun olduğu, antrikotta kullanılan sosun internette bolca tarifinin olduğu fakat gerçek tarifinin sır olduğu leziz tadı olan antrikotun yapıldığı fransız restoranı.

    yolunuz paris'e düşerse mutlaka gidin
  • paris'te gidip gormeye deger tek yer.
  • şanzelize’den sonra paris’te 2. şubeyi saint germen’de açmışlar. 18:45 de açılıyor. rezervasyon yapmıyorlar. kuyruk 18’den sonra başlıyor ve mekan kapanana kadar bitmiyor. fix menü 27,5€ . yemek tek menü, seçenek yok. salata + cafe de paris soslu antrikot+ patates kızarması. salata bi numarası yok bildiğin marulu doğramışlar ceviz ve hardal sosu var . patates ve antrikot önce yarısı servis ediliyor. kalan yarımınız mumların altında sıcak tutuluyor. bitince servis ediliyor ilave patates ile birlikte. sosu gerçekten güzel. ama etinin öyle aman aman bir numarası yok. şaraplar 75cl 15-30€ arası, tatlılar 10€ civarı. 3 kişi 75cl şarapla tatlıyla 110€ ya çıktık güncel fiyatla. genelde yaşlı teyzeler çalışıyorlar. bizimle ilgilenen kadın 19 yıldır çalışıyormuş. enteresan bir ortam, nostaljik. tavsiye edilir.
  • tavsiye edenlerin normal hayatta ne ile beslendiğini çok merak ettiğim bir overrated restaurantlarin en birincisi.
    ben öyle 1 saat beklemeyle falan sorunu olan insan değilim hatta en son viyana da (bkz: figlmüller) de baya uzun bir siraya maruz kalmistim fakat mukemmel ve duzgun fiyatli bir yemek beni tatmin etmisti. bu paris in en ünlülerinden olan antrikotcu ise tam anlamiyla hayal kırıklığı yaşatti. istedigimiz sekilde et bile pisiremeyen bir antrikotcu nasil bu kadar unlu olabilir bilmiyorum ama asil onemli konu etlerdeki tatsizlikti. resmen ulkemin danasi cok daha lezzetli onu anladim. bir tek patatesi idare ederdi. kesinlikle tavsiye etmem, hatta bu bir yatirim tavsiyesidir oraya verilecek para ile yatirim yapilabilir.
  • paris'te serbest zaman geçireceğimiz gün rehberimizin önerdiği hatta mutlaka gidin dediği restoran.
    yaklaşık bir buçuk saat kuyrukta bekledikten sonra beklenti artıyor haliyle. ancak ev yapımı patates kızartması eşliğinde özel bir sos dökülen antrikot yiyorsunuz, öncesinde her kişiye bir tabak yeşil salata geliyor ardından patates ve antrikot.
    fiks menü gibi yani.
    bizdeki ciğerciler gibi ikinci posta soslu eti de gelip tabağınıza ilave ediyorlar. tadı fena değildi ama türk kebaplarını bilen biz türkiyeliler için bilemiyorum altan. şöyle yağları lavaşın altından damlayan bi adana kebabı değişmem avrupa'nın tüm lezzetlerine. ama gel gör ki paris'in bu kadar meşhur, kapısında kuyruk olunan lezzeti için gelen hesap baya şaşırttı bizi.
    antrikot 27 euro, daha şaşırtıcı olanı ise eşim kola içti klasik coca cola 5,5 euro, ben kırmızı şarap içtim 5 euro'ya. avrupa'da en çok şaşırdığım şeylerden biri de budur. şaraplar biralar koladan, kahveden ucuz ya da aynı fiyatta. tüm menüler birim olarak bakınca çok ucuz yani türk lirasına çevirmeden.
  • görsel
    olm siz hasta mısınız ? bir antrikot için 3 saat sıra beklenir mi kedi gibi ?
    tesadüf tam karşısında yemek yerken sırayı görünce merak edip sordum . günde iki defa servis yapıyorlar ve sadece 500 tabak ile sınırlı .
    şu efsaneyi akla getiriyor ister istemez;
    görsel
    üstelik oturduğum yer aynı menüyü yapıyormus zaten :)
  • 1,5 saat civarı sıra beklemeye değecek bir olayı yok maalesef.

    antrikot sosu akılda kalıcı ama ikinci defa gidip aynı sırayı beklemek isteyecek bir menü yok.
hesabın var mı? giriş yap