leave her to heaven

• 1945 yılında çekilmiş bir kitap uyarlaması film noir. yönetmenijohn stahl. baş rolde iki güzel hanım gene tierney, jeanne crain ile cornel wilde var. film geri dönüşle anlatılan bir hikaye. jön oyuncu ulaşım araçlarında bizim de uyguladığımız kitap okuyan kızla konuşma yönteminden faydalanıyor. ondan başka filmdeki uzun mahkeme sahnesi gerilimli ve sıkıcı. genel olarak ortalama bir film, biraz rebecca ya benziyor, hoş ismiyle alaka topluyor. konusu kıskançlık diyebiliriz. bana ayrıca nahid sirri orik in kıskanmak romanını hatırlattı.
  esere ismini veren cümle hamlet te eski kralın hayaleti tarafından söyleniyormuş.
  
  but, howsoever thou pursu’st this act,
  taint not thy mind, nor let thy soul contrive
  against thy mother aught: leave her to heaven,
  and to those thorns that in her bosom lodge,
  
  to prick and sting her. fare thee well at once!
  the glowworm shows the matin to be near,
  and ’gins to pale his uneffectual fire:
  adieu, adieu! hamlet, remember me.
• psikolojik gerilim filmi diyebiliriz diye düşünüyorum leave her to heaven için. aynı zamanda eğer yanlış hatırlamıyorsam film bir kitaptan uyarlanmış diye biliyorum.
  
  şimdi aşağıda anlatacağım film özeti gerçekten aşırı detaysız ve aşırı kaba bir taslak oldu. yüz yüze olunsa muhtemelen anlatırken 1 saat geçerdi diye düşünüyorum ama yazarken yavaş ve yorucu olduğundan çoğu detayı atladım. filmi gerçekten çok sevdim ve itiraf etmem gerekir ki ana karakterlerden biri olan ellen ile aşırı benzer birkaç özelliğimiz var. bu yüzden benim için sürükleyici bir film oldu. eminim ki, filmi izlerken insanların pek çoğu yaşanan olayların tüm sorumlusunun ellen olduğunu düşüneceklerdir. ama ben bazı konularda ona da hak vermeden edemedim. bilmiyorum bu bir psikopatlık belirtisi midir acaba? ama yaşanan her şeyde en az onun kadar kocası richard'ın da suçu olduğunu düşünüyorum.
  
  --- spoiler ---
  
  öncelikle filmin çekildiği ortamların muhteşem güzellikte olduğunu söylemek istiyorum. dekorlar, bitkiler, evlerin dizaynı ve görünüşü harikaydı.
  filmde 3 ana karakter var; ellen, richard ve ruth. ellen ve richard karı kocalar, ruth ise ellen'ın kuzeni ve aynı zamanda üvey kardeşi. filmin çok kabaca özetini yapmaya kalkarsam, olaylar ellen'ın kocası tarafından beklediği ilginin zamanla kaybolması ile kızışmaya başlıyor diyebilirim. devamında kardeşi ile kocasının yakınlıklarından rahatsız olmaya başlayıp, ikisi arasında bir şeyler olduğundan şüphelenmeye başlayan ellen, bu kıskançlık krizlerinin etkisiyle yapmaması gereken şeyler yapıyor. bunların üzerine kocasıyla arası daha da açılıyor ve richard onu terk ediyor.
  içindeki kıskançlık duygusuna iyice yenilen ellen, terk edildikten sonra kardeşine bir kumpas kurarak ardında ölümünden kardeşinin sorumlu olduğunu ve kocası ile kardeşinin arasında bir ilişki olduğunu iddia ettiği bir mektup bırakarak intihar ediyor. (bu mektubun okunduğu duruşma sahnesini izlemek çok keyifli ve heyecanlıydı gerçekten.) filmin sonlarında ellen'ın ölüm nedeninin sorgulandığı dava kısmında ise ruth ve richard birbirlerini sevdiklerini itiraf ediyorlar. ruth'un suçsuz olduğu anlaşılınca serbest kalıyor, richard ise ellen'a yardım etmekle sorumlu tutulup 2 sene hapse giriyor. hapisten çıktığında, richard hemen ruth'un yanına gidiyor. film ikisinin karşılaşıp sarılmasıyla son buluyor. devamında ikisi mutlu mesut yaşıyorlardır muhtemelen.
  
  --- spoiler ---