• her fotoğrafçının hayallerini süsleyen gnd'leri ve big stopper'i üreten marka. az param olsa kıyıp alacağım.
  • benim bi amcam var. giyinmeyi sever de bilir de. gider en kalitelisini alır en fazla da 5 - 6 defa giyer o elbiseyi. yıllar evvel, amcamla aynı evde yaşayan halam dedi ki ya yeniklasör amcanın giymediği bi dünya kıyafet birikti gene onları al da dağıt istersen. baktım bi kot var cillop gibi duruyor. dedim hala bu kot yepyeni, emin misin bunu giymediğine. "yok yahu, nasıl olduysa onu 6 ay giydi amcan, eski o da, çok bile giydi."
    dedim ulen bunu ben deneyip giyeceğim. abi bi giydim cuk oturdu. acayip hoşuma gitti pantalon. kesim dedikleri, dikiş dedikleri şeyi o gün anladım. kalite denen şeyi de o kotu 8 sene giyince anladım. o zaman, "amcam giyiyorsa iyi markadır bu, ne ki acaba" deyip kotun arkasına baktığımda, "lee nedir arkadaş, çakma levis gibi marka uydurmuş adamlar" düşüncesini aklımdan geçirdiğim için affet beni lee. o zamanlar param yoktu alamıyordum şimdi param var bulamıyorum kahretsin.
  • boynerlerde bulunan bir giyim markası.
    bir parkasını 2011 2012 kışında almıştım hala zevkle giyiyorum. yağmur ve kardan sırtta rengi soldu, düğmeleri metal olduğu için çevresinde oksitlenmeye bağlı mor pembe renk oluştu, manşeteleri ip ip eskimeye başladı ama bence vintage havası oldu.* çok hor kullandım hepsine hakkı var. bir kez kuru temizleme yüzü görmedi, kaç kere yere serildi üzerine oturuldu, yağmurda altına 2 kişi sığındı iç cebinde litrelerce alkol taşındı 5-6 şehir gördü. bu 10 kiloluk montu annem veya başka bir kadın atmazsa ben ölene kadar benimle olacak.
    bir de indirimde olduğu için 75 liraya bir kareli gömleğini almıştım onun da bir 4 senesi oldu peder giyiyor şimdilerde.
  • sene 1998, kore'den iş alcaz. istanbul'a geldi koreli, mr. lee! aldık swissotel'e götürdük. akşam yemek. boğaz, balık, rakı malum. valideçeşmede oturuyorum. otele gitmeden gel evde bir şey içelim dedim. içtik. hadi dedim geç oldu otele kadar eşlik edeyim sana zaten iki adım. yarın sabah saat 7 de alırım seni, eflani'ye gitçez. mermer ocağına. bana sordu " any nightclub in ıstanbul?" yok dedim valla yok. swissotel önünde vedalaştık. yarın saat 7 de alırım seni dedim. good night.
    cep telefonum acı acı çaldı. kim lan bu saatte? saat sabahın dördü. alo dedim çekingence. sigara da çok içiyorum o zamanlar, sabaha karşı sesim hasan mutlucan gibi. "abi hayırlı geceler klup 33 den arıyoruz, capon bir arkadaş sizinle görüşmek ister" dedi nazik bir bey. "they ask me millions" diyordu lee. kapat dedim geliyorum. pavyona gitmiş adi. bi çuval para ödedik. çıktık. otele mi dedi yok dedim eflani'ye. bi kahvaltı etseydik dedi. yolda dedim menemen yeriz. eflaniye vardık. ocağa vardık. hiç uyumamış koreli, şeftali püresi gibi olmuştu. blokları seçti, her konuda anlaştık. ocakçı recep, abi arkadaş capon mu dedi. yok dedim koreli. anaa benim dayım kore gazisi demez mi? söylemez olaydı. lee bir anda canlandı. gazi'ni evine gittik. teyzem çay demledi. lee sordu" can ı have a beer?" malı sattık paramızı aldık.
  • mavi ve levis jeanlerin bacak araları ve kıç kısımları 1 yılda delinirken 3-4 yıl önce aldığım lee halen sapa sağlam. kesinlikle parasını hak eden ürünler üreten marka.
  • kore'de sik kullanilan bir soy ismi sanirim ama biraz abartmislar bence. ayni makalede 3 tane lee ismini gormek bile sasirtmiyor artik. bi bitin be kardesim ya, icimiz curuttunuz.
  • (bkz: lee ryan)
  • gençliğimizin elegant jean markalarından.

    lee cooper özal döneminde piyasaya giren legal ilk yabancı jean'cı idi.
    23 milyon mu, 23 bin mi o tür bir etiketle rafta satılırken ulan ananı sikerim diye yalanarak geçiyorduk yanından.

    sonra hızla levis, mustang ve lee girdi piyasaya.
    ben mustang'çı olmaya karar verdiğim sıra, sınıf arkadaşım ethem lee siyah bir kotla geldi bir gün sınıfa.
    ayağında da o dönem patlayan cowboy çizmeleri.
    bu ergen ibnelerin uuuu deyip hemen bir akıma aidiyet duygusunu yaşadığı olayları gayet net anladığım anlarındandır o füme lee.
    aynı renk olmasın diye gittim mavi olanından aldırdım babama.
    sonra mustang'in zifiri siyahını aldım ilk maaşımla.
    lee aristokrasiyi mustang oligarşiyi lewis 501'i loft kuyruğu temsil ediyordu.

    sonra tüm bu denklemler yıkıldı.
  • magazasi bir zamanlar adana'nin en guzel yerindeydi.
  • dünyanın en güzel gri kotlarını yapan marka. o nasıl bir renk ve kumaş. her iyi şey gibi onlar da gitti ülkeden.
hesabın var mı? giriş yap