left hand path

• left hand path özgürlüktür, bireyciliktir, kendine önem vermektir. aklın ve reddetmenin yoludur. en genel ve yüzeysel tanımı bu olmakla beraber daha derine inildi mi kişiye göre farklılık gösterecektir. kimi insan için tanrılığa giden yoldur, kimisi içinse kötülük yapmaya izinli olmak demektir. genelde satanizmle ilişkilendirilmekle beraber onunla eşdeğer değildir.
  
  (bkz: right hand path)
• ateistlerin bile açıklayamayacağı şarkıdır.
• ezoterik öğretilerde daha çok bedensel hazlara yada dünyevi olana bağlığı baz alan yoldur.
• piyasaya çıktığı 1990 yılından bu yana 18 yıldır gitar tonları, şarkı yapıları, riffleri araklana araklana bitmemiş isveç death metalini öyle böyle değil, hayvani bir biçimde etkilemiş, belki de yaratmış albüm.
• iyi bir majisyen büyüyü ak-kara, sağ-sol diye ayırmaz. yalnız şöyle bir hakikat var: sağ el yolundan giden okült cemiyet mensupları sol el okült cemiyet mensuplarıyla karşılaştırıldığında rahmani yoldan gidenlerin gayet başarılı, zengin, maddiyata önem vermiyorsa sanatta ya da kendi mesleklerinde çok iyi ve saygın kişiler olduğunu görüyoruz. yıllardır gözlemlediğim lhp tayfası ise kahir ekseriyeti marjinal kesimden, kendini dağıtmış, melankoli manyağı olmuş, uyuşturucu-alkol batağına düşmüş, öyle olmasa bile işleri pek rast gitmeyen kimseler. sağ el yolundan gidip de bunlar gibi kötü halde olan kimseyi görmüş değilim. lhp camiasının büyük üstatlarından kimi lanet yiyip sersefil oldu, kiminin ilişkileri evlilikleri yürümedi, kiminin maddi durumu bir türlü iflah olmaz, para gelse de ellerinde durmuyor. ama adamlar delüzyon içindeler. çok büyük maji güçleri olduğuna inanmışlar, bazen global olaylara etki edebiliyorlar ama kendi kişisel hayatları darma duman. sen leş gibi bir bekar evinde oturup uyuşturucu bağımlısı olduysan ya da hayatına giren bütün kadınlardan tekmeyi yiyip 50 yaşında dımdızlak ortada kaldıysan demon evokasyonunun kralını yapsan neye yarar, global bir olayı etkilesen kaç yazar? adam kendi darmadağın hayatını görmüyor ama güç zehirlenmesi triplerine giriyor. uyuşturucudan beter bir bela varsa sanırım budur.
  
  benim kitaplığımda lhp külliyatının en büyük kitapları var, bilumum tarikat ve cemiyet literatürlerini de takip ederim, bazı elementlerini kullanırım, çok tepem atarsa arada lanet büyüleri de yaparım ama zinhar şeytana ve kliffot demonlarına tapınmam, gezegenlerin karanlık güçleriyle yüz göz olmam. yaptığım majilerin çoğu rahmanidir. tanrıdan başkasına tapınmam, demonlara iş gördürürken onların tanrının mahlukatı olduğunu ve hizmet ettiklerini asla unutmam.
  
  lhp majisi yapacaksanız yapın ama tanrıya karşı küfre düşmeden, tanrıdan başkasına tapınmadan yapın.
• i am my own god
  master slave and i will be beyond the grave
  no one will take my soul away
  i carry my own will and make my day
  
  i am my own god
  see the truth beyond
  through endless lies thy kingdom come
  glorified wisdom illumination tool
  self deceit it's the golden rule
  
  live your life you're gonna die your own death
  there's no one above that's gonna take your breath
  
  i dip my forefinger in the watery blood
  of your impotent redeemer
  and write over his thorn torn brow
  the true prince of evil
  
  what man's created
  man can destroy
  bring to light
  that day of joy
• entombed, gelmiş geçmiş en önemli metal grubudur neredeyse tüm isveçli metal gruplarının gözünde. ne kadar isveçli metal müzisyeni varsa, left hand path onlar için en önemli ve ilham verici albümdür. entombed bu albümle isveç death metalini, norveç black metalini hatta florida death metalini de etkilemiş ve gidişatına yön vermiştir. isveç'ten çıkan klasik olmuş death metal albümleri içerisinde ilk sıralarda yer alır.
• tek tanımı vardır bu albümün, "the unholy grail of swedish death metal." morbid angel - altars of madness, deicide - legion, cannibal corpse - tomb of the mutilated ve bunlar gibi birkaç daha efsane albüme iskandinavların verdiği ilk ve hala en güçlü cevaptır bu albüm. bugün swedish death metal diye bir şey varsa, bunun en büyük sebeplerinden biri zamanında bu albümün yapılmış olmasıdır. grup elemanlarının bu albümü yaptıkları yaşta^* biz ne yapıyorduk diye düşündükçe hayatta aslında ne kadar boktan şeyleri başarmakla övündüğü gerçeğiyle yüzleşiyor insan. bu albüme denk olacak ve benzer dönemde çıkmış diğer albümler için sizleri aşağıya alalım:
  
  dismember - like an ever flowing stream
  dismember - indecent and obscene
• gelmis gecmis en iyi ve en onemli death metal albumlerinden biri olmasinin sebebi donem olarak türe acilim yapan ve kendilerine, ciktiklari cografyaya ozgu bir sound yaratilbilmis olmalarinda yatiyor. swedish metal diye bir tanim sozkonusuysa miladi bu albumdur. yayinlandigi donemde uc asagi bes yukari ayni tarihlerden cikan 2 albumle de bir donemin baslaticilari oldular, bu albumler deicide'in debut albumu "deicide" ve bir barney greenway projesi olan benediction'in subconscious terror albumleri.
  
  ote yandan death metal tarihinde;
  
  what man's created
  man can destroy
  bring to light
  that day of joy
  
  kadar dokunakli bir söz daha yoktur.
• büyüyü iyi ve kötü, aydınlık ve karanlık, sağ ve sol diye ayırmayı sevmem. yalnızca birisine sahip olan tam ve eksiksiz değil demektir.
  
  bir zamanlar, günümüz büyücülerinin dudak büktüğü yer altı dünyasının "tanrılarından" söz edilir, onlara tapılırdı. bu öğreti semavi dinlerde karşımıza "tanrı tarafından görevlendirilen cehennem melekleri" olarak çıkar. (bkz: erlik) (bkz: yeraltı dünyası) (bkz: hel)
  
  bana kalırsa üstatlaşmak isteyen kişi sağ ve sol diye bir şeyin olmadığını bilmek zorunda. idrak etmemiz mümkün mü bilmiyorum, fakat doğru adımlar izlenirse sezgisel olarak bilmek mümkün.
  
  iki ucu sonsuza giden doğrunun uçları sonsuzda birleşir mi? bu durumda lineer sandığımız doğru, aslında bir çember midir? iki el de aynı kişiye hizmet eder.
  
  en güçlü şifacı, en ölümcül zehirleri hazırlamayı bilendir. bir ağacın kökleri toprağın ne kadar derinindeyse, dalları o kadar yüksektedir.
  
  bu yazıyı okuyup da anladığın şey "bana rahatsızlık veren herkese gününü göstereyim, etrafa kötülük saçayım" olduysa büyü pratiğinden uzak durmanı öneriyorum. bakış açın değişene kadar da yalnızca teori kısmında kal.