• 12 aylık bir tutukluluğun ardından kendisini şöyle savunmuş:

    "poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin istanbul 12'inci ağır ceza mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması başladı.duruşmada 'ergenkon terör örgütü üyesi olmak', 'cebir ve şiddet kullanarak türkiye cumhuriyeti hükümeti ve tbmm'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan emekli binbaşı levent bektaş savunma yaptı.

    150 sayfalık savunmasını barkovizyon eşliğinde yapan levent bektaş sahte olduğunu savunduğu 'kafes eylem planı' ile koç müzesi'nde öğrencilere yönelik suikast planınının sağlıklı ve aklıselim insanlar tarafından hazırlanamayacağını söyledi.

    bu hainin sat'ta görev yapmasi beni üzüyor

    poyrazköy'de mühimmatın ele geçirildiği öne sürülen araziye sivillerin de güdüz saatlerinde nöbetçilere görünmeden çok rahat bir şekilde girebileceğini belirten levent bektaş, "hatta yabancı uyruklu vatandaşlar bile kimi zaman bu bölgede yakalanmıştır. ancak gece buraya girip mühimatı gömmek zordur. çünkü o bölgede gece de eğitim yapılmaktadır ve çok rahat yakalanabilirler. ancak bu kişinin içeri girebilmesi için sat'tan birisinden yardım alması gerekir. sat bizim yuvamızdır. orada aile gibiyizdir. üzülerek söylüyorum ki, sat'ta görevli birinin bu eyleme destek verdiğini düşünüyorum. yani bir hainin burada görev yapması beni üzüyor" dedi.

    savunmasına ilk kez hakim karşısına çıktığı için heycanlı olduğunu belirterek başlayan levent bektaş, 1991 yılında sat grup komutanlığı'na teğmen rütbesi ile girdiğini ve emekli olana kadar 17 yıl görev yaptığını söyledi.

    levent bektaş "türk adalet sisteminin bir temsilcisi olarak haksız yere 12 ay tutuklu bulunmamın vicdan azabını sizin de hissedeceğinizi düşünüyorum. eğer ülkemizde adalet varsa bize bu hukuksuzluğu yapanların, 70 yaşındaki annemin yoğun bakıma kaldırılmasına neden olanlar da buraya gelip hesap verecekler" dedi.tsk'da bir subaya yakışır şekilde görev yaptığını ifade eden levent bektaş, sat komandolarına ilişkin bilgiler de verdi.

    sat komandosunun çok iyi tahrip uzmanı, çok iyi silah uzmanı, çok iyi keşif ve istihbarat uzmanı olduğunu anlatan levent bektaş, "sat olmaya gönüllü olmak demek, bizim tabirimizle ölüme gönüllü olmak demektir" diye konuştu.

    darbe yapmakla suçlandıklarını ifade eden levent bektaş, bugüne kadar bütün darbeleri tsk'nın gerçekleştirdiğini ancak genelkurmay başkanı'nın demokrasiye saygılı olduğunu, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını bir çok kez söylediğini hatırlattı.

    ergenekon örgütüne ilişkin silivri'de istanbul 13'üncü ağır ceza mahkemesi'nce bir yargılama yapıldığını ve bu davadan henüz karar çıkmadığını sözlerine ekleyen levent bektaş, iddianamede yer alan suikast ve eylem iddiaları ile bu iddialarla ilişkilendirilen insanlarla hiç bir alakasının olmadığını söyledi.

    böyle bir plani hasta ruhlu insanlar yapar

    koç müzesi'ndeki denizlatında bomba patlatılarak öğrencilere suikast düzenlenmesi eylemine ilişkin planın ancak hasta ruhlu zihniyetler tarafından hazırlanabileceğini savunan levent bektaş, eylem planını hazırladıkları iddia edilen meslektaşlarının böyle psikopat ve hasta ruhlu insanlar olmadığını ifade etti. iddianamede bir çok konunun muğlak bırakıldığını belirten levent bektaş şunları söyledi:

    "bizim tarafımızdan yazıldığı iddiala edilen ve sahte olduğunu söylediğimiz husuların hiçbirinde ne yasama ne de yürütme organı hedef alınmamıştır. sahte 'kafes eylem planı'nda ve eklerinde 26 kez akp kelimesi kullanılmıştır. bu sahte plana siyasi parti desteği sağlamak için, şu anda ki iktidar partisinin ismi özellikle koymuşlardır diye değerlendiriyorum. aynı örgüt içinde yer aldığım iddia edilen kişilerle irtibatım tamamiyle sanal olarak yaratılmış irtibattır. planları yapanlarla, ihbar mektuplarını yazanlar ve malzemeleri koyanlar aynı kişilerdir.

    sat eğitimi alan bir kişi böyle bir şey yapmaz

    beykoz'da ormanlık arazide ele geçirilen mühimmata ilişikin iddiaları da yanıtlayan levent bektaş, bu silahların kendileri ile alakası olmadığını sat eğitimi alan kişilerin böyle bir şey yapmayacağını söyledi.

    23 şubat 2009'da gönderilen ilk ihbar mektubu ile 16 nisan 2009'da gönderilen ikinci ihbar mektubu arasında toplam 1845 ihbar mektubu gönderildiğini anlatan levent bektaş olay yerinden alınan baz istasyonu kayıtlarının iddianamede ve eklerinde yer almadığını oysa bu kayıtların kendisinin orada olmadığını gösteren en önemli delil olduğunu söyledi.

    mühimmat ilk ihbar mektubundan sonra gömüldüm

    ühimatın gömülmesinin iftira komplosunun ilk ayağını olduğunu savunan levent bektaş, poyrazköy'de ele geçrildiği öne sürülen mühimmatın ise 23 şubat ile 16 nisan 2009 tarihleri arasında gömüldüğünü öne sürdü.

    levent bektaş, "iki ihbar mektubunu da anladığımız kadarı ile aynı kişi yazmıştır. bu şahıs 23 şubat'ta bu mektubu yazarken poyrazköy'deki mühimmatı bilseydi, ilk mektubunda yazardı ancak yazmamıştır. bu nedenle poyrazköy'deki mühimmatın 23 şubat ile 16 nisan arasında gömüldüğünü düşünüyoruz" dedi.

    poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin iddiaları da yanıtlayan levent bektaş, dünyanın en zor iki kursunu bitiridiğini bunlardan birinin sat özel ihtisas kursu diğerinin de abd'deki seal kursu olduğunu ifade ederek şunarı söyledi:

    "böyle bir gömme olayını, sat ihtisaslı hiç kimse bir dere kenarında, bir karış suyun içine yapmaz. özellikle gömdüğü malzemede elektrik donanımı varsa ve sonradan kullanmak istiyorsa, çöp poşetlerinin içinde yapılan gömme işlemi bu malzelemeleri sonradan kullanacak kişilerce yapılmaz.

    bu gömme işlemi suç isnadı için yapılan gömme işlemidir. (mühimmatın aradığı alanı fotoğraflarla göstererek) arama yapılan yer çok geniş bir alan. böyle bir alanda arama yapmak saatlerce değil günlerce sürer. oysa saatlerle ifade edilen bir sürede arama yapılarak mühimmatın bulunması şüphe verici bir durum. mühimmatın toğrağın 15 cm altına gömüldüğü iddia edilmiştir. toprağın 15 cm altına gömme yapılmaz. gömme yapıyorsanız bulunmasını istiyorsunuz demektir.

    "dalan'i hayatim boyunca görmedim

    poyrazköy'de mühimmatın istek vakfı'na ait arazide ele geçirildiği iddialarına ilişkin ise levent bektaş, istek vakfı yönetim kurulu başkanı bedrettin dalan'ı hayatı boyunca görmediğini kendisi ile de hiç irtibatının olmadığını söyledi.

    ele geçirilen mühimat arasında yer alan sis kutusu ve aydınlatma fişeğinin iddianamede yer alan suikastler ve eylemelerde kullanılmak maksadıyla gömüldüğünün öne sürüldüğünü belirten levent bektaş, "bu malzemeler bu eylemlerde hiç bir maksatla kullanılamaz. bu malzemelerle iddia edilen eylemlerin hiç bir alakası yoktur. bubi tuzakları da sadece arazide kullanılır. uzun yıllar sat eğitimi almış arkadaşlarımın bu malzemelerle iddia edilen suikastleri yapması imkansızdır. bu biz suikast yaparsak çok daha iyi malzemelerle yaparız anlamına gelmesin. sadece bizim vasfımızdaki insanların bu malzemelerle eylem yapması makansız" dedi.

    kazilari televizyondan öğrendim

    21 nisan 2009'da poyrazköy'de yapılan kazıları televizyondan öğrendiğini belirten levent bektaş, ele geçirilen patlayıcı madde ile hiçbir ilgisinin alakasının olmadığı için normal hayatına devam ettiğini anlattı.

    sat grup komutanlığı yakınında böyle bir malzeme çıktığı için şaşırdığını ve üzüldüğünü ifade eden levent bektaş, "ta ki ertesi sabah 07.30'da evim tem polislerince basılıncaya kadar... o zaman terörist oldum. suçsuz olduğuma inandığım için hiçbir yerden kaçmadım" diye konuştu.

    ikinci ergenekon davası'nın sanığı emekli subay avukat levent göktaş'a bağlı ekipte yer aldıkları ve göktaş serbest bırakılmazsa savcılara suikast düzenleyecekleri iddialarını da yanıtlayan levent bektaş, "mustafa levent göktaş'ı tanırım. görev yaptığım birlikte kursa gelmişti. orada tanıştık. kardak operasyonunda da bir araya geldik. mustafa levent göktaş özel kuvvetler komutanlığı'nda kahramanca görev yapmış, tsk'da 3 altın madalya almış kahraman bir subaydır. böyle bir kuvvet kuracaksa yıllarca birlikte görev yaptığı binlerce arkadaşı var. onlarla yapardı. hiç tanımadığı insanlarla böyle bir oluşumun içine girmesi hayatın olağan akışına aykırı" dedi.

    hiç bir amiral hiçbir albaydan emir almaz

    savunması sırasında "ergenekon ile bağım nedir? bu bir hiyerarşik bağlantımı dır?' diye soran emekli binbaşı levent bektaş şunları anlattı:

    "iddialara ilişkin kesin inandırıcı delillere ne iddianamede ne de ek klasörlerde ortaya konmamıştır. hep geleceğe dair hayaller ve planlardan bahedilmektedir. bizim içinde bulunduğumuz böyle bir yapılanma yoktur.

    tbmm'yi ve hükmeti ortadan kaldırmaya hiç bir teşebbüs yoktur. tek ortak özelliğimiz aynı kurum altında çalışmamız.

    sahte 'kafes eylem planı'nda yer alan görev bölümünün altında benim imzam olduğu öne sürülüyor. hiçbir amiral, hiçbir albaydan emir almaz. bu tsk tarihinde gerçekleşmemiş bir olaydır. hepinizin bildiği gibi tsk'da hiyerarşi var. bu iddia edildiği gibi darbe yapılsa da aynıdır. ot yolunsa da aynıdır. böyle bir planın yapılmış olması mümkün değildir.

    "kafes eylem plani kötü niyetle yapilmiş bir plandir"

    kendisinden ele geçrilen dvd'den çıktığı öne sürülen 'kafe eylem planı'nın kötü niyetle yapılmış ve dvd'ye yüklenmiş bir plan olduğunu belirten levent bektaş, dvd ve cd'ler üzerinde inceleme yapan bilirkişilerin polislerden oluştuğunu belirterek bu durumun manidar ve şüpheli olduğunu öne sürdü.

    sahte olduğunu ifade ettiği 'kafes eylem planı'ndaki eylemelere dair de konuşan levent bektaş, "bu eylemelerin niye sadece adlarda yaşayan gayri müslümlere yönelik olduğunu anlayamadım. eğer bu planda gayri müslümlerin yaşadığı yerler hedeflendiyse neden akdeniz bölgesinde, iskenderun ve mersin'de yaşayan çok sayıda gayrı müslüm dahil edilmemiştir.

    agos'la da hiçbir alakam olmadı. merhum hrant dink'in öldürülmesinden sonra agos diye bir gazeteden haberim oldu.

    bütün bunlar göz önüne alındığında böyle bir planı sağlıklı, aklıselim olan kimse yapmaz. eylem planında bomba patlatılması diye bir tabir var. bizim kullanım alanımızda böyle bir ifade yoktur. 17 yıllık sat hayatımda bomba görmedim, bomba kullanmadım. bizde kullanılan tabir 'tahrip'tir."

    ''ergenekon'' soruşturması kapsamında poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin savunmasını yapan tutuklu sanık levent bektaş, ''geçmişte yaşanan menfur hadiselere sonradan bazı şeyler eklenerek olaylar deniz kuvvetlerinin üzerine atılıyor. bu da bizim aracılığımızla yapılıyor'' dedi.

    istanbul 12. ağır ceza mahkemesindeki duruşmada savunma yapan bektaş, ev ve iş yerinde yapılan aramada bulunan bir dvd'de olduğu öne sürülen ''kafes eylem planı'' başlıklı dokümandaki ''kopya 1-5'' ibaresinin, bu planın, 4 nüshasının daha bulunduğunu gösterdiğini öne sürdü.

    ''bu plan, bilişim sahteciliği yöntemiyle oluşturulan bir plandır'' diyen bektaş, böyle bir planın bulunmadığını, bunun asker kökenli birileri tarafından hazırlanması durumunda planı çıkartan komutanın baş harflerinin dokümanda bulunması gerektiğini kaydetti.

    bektaş, söz konusu planla ilgili dokümanda tanıdığı birilerinin ya da yargılanan kişilerin baş harflerinin bulunduğunu, ayrıca dokümandaki tarih ve saat yazımının, askerlerin kullandığından farklı olduğunu vurguladı.

    ''sahte'' diye nitelendirdiği planda, ''eylem'' kelimesinin defalarca kullanıldığını ifade eden bektaş, bu kelimenin sivil ve emniyet terminolojisinde kullanıldığına, askeri terminolojide ise ''görev'' kelimesinin tercih edildiğine dikkati çekti.

    dvd'deki belgenin iddianameyi hazırlayan savcılarca gerçek kabul edildiğini ifade eden bektaş, bu belge ve delil diye ortaya atılan diğer dokümandaki tutarsızlıkların ve saçmalıkların dikkate alınmadığını öne sürdü.

    daha önce ''irtica ile mücadele eylem planı'' adlı belgenin üretildiğini öne sürülen bektaş, bu belgenin sahte ve fotokopi olduğu için herhangi bir işlem yapılmadığını, ''kafes eylem planı'' adlı belgede de herhangi bir ıslak imza bulunmadığını kaydetti.

    ''kapsamlı ve sistematik bir linç kampanyasına tabi tutulduk'' diyen bektaş, tutuklu bulunduğu dönemde kredi kartından 14 bin tl civarında harcama yapıldığını ve bu paranın tamamıyla çeşitli firmalardan uçak ve otobüs bileti alındığını söyledi.

    bu sahtekarlığı yapanların, hiçbir zaman bilet almayacaklarına dikkat edilmesini isteyen bektaş, ''o dönem babamızı kaybettiğimiz için bu konunun üzerine gidemedik. ancak bu çok önemli. bugün ise dijital ortamda üretilen, orijinali bulunamayan bir belge gerçek gibi kabul edilerek suçlanıyoruz. bu belgede ıslak imza yok. bunun bana ait olduğunu gösteren bir imzam da belgede yok'' diye konuştu.

    hrant dink ve rahip santoro cinayetlerinin, iddianamede delil olarak ortaya konulan belgelerde ''operasyonlar'' olarak nitelendirildiğini belirten levent bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    ''bu cinayetlerde üst düzey emniyet görevlilerinin ihmallerinin ve sorumluluklarının olabileceği, müfettişlerin raporlarında ifade edildi. bu cinayetler nedeniyle hakkında soruşturma açılan bu emniyet görevlileri şimdi istanbul emniyet müdürlüğünde görev yapıyor. kafes eylem planı'nda, geçmişte yaşanmış birçok olay yer alıyor. ben bu planı hazırlamış olsam neden suç teşkil eden olaylardan bahsedeyim. bu suçları üzerimize atmak isteyen kişiler bunu yazar. sonuç olarak, geçmişte yapılan ve müsebbibi bulunamayan bütün olaylar üzerimize yıkılıyor.''

    bektaş, ermeni okullarına gönderilen tehdit mektuplarının da kendisiyle bir alakası bulunmadığını ancak iddianamede muğlak ifadelerle olayın kendileriyle ilişkilendirildiğini kaydetti.

    bu mektupların gönderildiği kasımpaşa ptt'ye hayatı boyunca hiç gitmediğini ifade eden bektaş, ev ve iş yerindeki aramalarda delil kabul edilerek el konulan dokümanda tehdit mektuplarının gönderildiği adreslerin de bulunmadığını vurguladı.

    deniz kuvvetleri komutanlığında görevli subaylar hakkında ahlaksızca ithamların da yapıldığını iddia eden bektaş, kendisinden çıktığı belirtilen bir belge ile arkadaşlarına çamur atılmasına çok üzüldüğünü söyledi.

    levent bektaş, beykoz çubuklu'da ele geçirilen mühimmatın ise boş kovanlar gibi toplama malzemelerden oluştuğunu, evinde bu şekilde mühimmat bulunduranların bunları oraya attığını iddia etti.

    ihbar mektuplarını gönderen kişi ya da kişilerin, emniyetle bağlantısının bulunduğunu dile getiren bektaş, birinci ihbar mektubunda sat'ta görev yapan kişiler hakkında bilgilerin ve iddiaların yer aldığını, ikinci ihbar mektubunda ise özel hayata girildiğini belirterek, tüm bunların özel bir istihbarat çalışması sonucu ulaşılabilecek bilgiler olduğunu vurguladı.

    ergenekon davasında yargılanan sanıkların da söylediği gibi birileri tarafından merkez oluşturulduğunu ve bu merkeze, askerlerden ve emniyetten bilgi akışı sağlandığını savunan bektaş, ilk ihbar mektubu ile ikinci mektupta, mühimmatı gömenlerin isimlerinin farklı olduğunu iddia etti.

    yıllarca birlikte görev yaptığı arkadaşlarıyla bugün örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılandığını hatırlatan sanık bektaş, aralarında suç unsuru taşıyan hiçbir bağlantının bulunmadığını belirterek, şöyle devam etti:

    ''ancak illegal bir yapılanma ile suçlanıyoruz. deniz kuvvetlerini temsilen buradayız. aramızda amiral bir büyüğümüz de var. birlikte görev arkadaşlığı dışında bir bağlantımız yok. eğer herhangi bir arkadaşımızın kişisel kusuru varsa, o arkadaşımız bunun sorumluluğuna katlanmalıdır. geçmişte yaşanan menfur hadiselere sonradan bazı şeyler eklenerek olaylar deniz kuvvetlerinin üzerine atılıyor. bu da bizim aracılığımızla yapılıyor. deniz kuvvetlerinin üzerine neden gidildiği konusunda da zaten daha önce çeşitli görüşler açıklandı.''

    bektaş, ''kafes eylem planı''nı hazırlayanların, kendileriyle, ak parti hükümetini davaya taraf haline getirmeye çalıştığını ileri sürdü.

    duruşma, levent bektaş'ın savunmasıyla devam ediyor. "
    ___
    http://www.gercekgundem.com/?p=268890
  • "benim askerlikle sorunum yok. ben dünyaya yeniden gelsem, yine asker olurdum, yine sat olurdum. ama bu ülkenin ordusunda değil" diyen birisi.
  • "davanın tutuklu sanığı emekli binbaşı levent bektaş, 21-24 nisan 2009 tarihinde poyrazköy keçilik mevkiinde bulunan mühimmat ile ilgilisinin olmadığını ve mühimmatın bulunduğu bölgeye gitmediğini iddia etmişti. bektaş’ın duruşmadaki bu açıklamasının ardından istanbul 12. ağır ceza mahkemesi, 07 mart 2011 tarihinde telekomünikasyon iletişim başkanlığı’na(tib) yazı yazarak, bektaş’a ait 0533 ......50 ile 0533 .....06no’lu sim kartların hangi bölgelerden sinyal verdiğinin tespit edilmesini istedi.

    bektaş’in cep telefonu sinyalleri

    bu talep üzerine tib, emekli binbaşı bektaş’ın sim kartları üzerinde 23 şubat 2009 ile 28 nisan 2009 tarihlerini içeren bir inceleme yaptı. mahkemeye gelen tib kayıtlarına göre bektaş’ın iki kartı da 23 şubat ile 28 nisan tarihleri arasında kazıların yapıldığı poyrazköy’den sinyal vermemiş. yaklaşık 2 aylık kayıtlara göre bektaş’ın sim kart sinyalleri ağırlıklı olarak büyükçekmece, avcılar, tuzla, beykoz, sarıyer ilçelerinden alınmış."
    http://twshot.com/3sew
  • "bektaş 5 yıllık adaletsizlik sürecini kolay atlatmalarındaki nedenin kendilerine duyulan sevgi sempati oluduğunu söyleyerek “türk halkına bizim suçlu olduğumuza inandıramadılar” dedi.
    ..
    “dünyaya bir daha gelsem yine sat olurdum”
    42 yaşında emekli olduğunu belirten levent bektaş bu kararı ailesiyle birlikte olmak adına verdiğini belirterek şöyle devam etti: “emekli olduğumda mesleki tatmini yaşayabileceğim en üst noktaya geldiğime inanıyordum. askerlikten soğuduğum ya da sat olmaktan bıktığım için emekli olmadım. yani ben dünyaya bir daha gelsem yine sat komandosu olurdum. yine eşimle evlenirdim. bunu bütün kalbimle söylüyorum. 14 yaşımda başladım ben bu mesleğe. yaşıtlarım sokakta top oynarken bizim omzumuza tüfek verdiler ‘siz bu ülkeyi koruyacaksınız’ diye. ailem hiç istemedi. ben istedim. özellikle annem ilk deniz lisesine katıldığımda 1981’de heybeliada’da bırakırken ağladı, ‘oğlum gel gitme’ diye.
    .."

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25678385.asp

    ayrıca kardeşlik videosu için;

    http://www.odatv.com/…i-ilk-nereye-gitti-2801141200
  • dün akşam yayınlanan tarafsız bölge programında ahmet hakan'ın ulusalcı mısınız sorusuna ;

    - ulusalcı mıyım ? vatanı sevmek ulusalcılık ise evet ulusalcıyım , diye ayarı veren emekli binbaşı.

    ahmet hakan herhalde bu kadar ayarı şu ana kadar yememiştir. ayar üstüne ayar ayar üstüne ayar.
  • zamanında zek için "devlet bana izin versin o tosuncuğu bir haftada getireyim" diyen yiğit adam.

    işte o tosuncuk

    bu arada o kalıp ve tiple oyunculuk kariyeri de düşünebilir. çok şık aynı zamanda. piyasadaki bütün kartondan mafya babalarını madara edecek bir görüntüsü var.
  • çok farklı bir havası var. resmen hayran oldum. umarım bir gün fırsat bulabilirim ve ali türkşen ile birlikte kurdukları atak akademi'de kendileriyle vakit geçirip bir şeyler kapabilirim. fırsatı olan, ilgilenen buyursun http://atakakademi.com/
  • diğer subay arkadaşları ile ahmet hakan'a konuk olduğu programda, ahmet hakan'ın abuk sorularına o da muhatap oldu. "neden emekli olduğunuz halde sizinle de uğraştılar" sorusu gayet olağandı, cevabı da verildi ama ben değerli komutanımızın neden binbaşı rütbesindeyken erken emekli olduğunu merak ettim. bir sağlık sorunu vs. olduğu için, bu bilindiği için sorulmadıysa eyvallah, bu tamamen tercih de olabilir, yakınımda bu gibi örnekleri de biliyorum ama böyle başarılı ve cemaatin hedefine oturtacağı derecede önemli bir subay neden erken ayrıldı ordudan anlamadım doğrusu. programda, "muvazzaf olduğum dönem yıldırma politikalarıyla karşılaştım" gibi bir söylemde de bulunmadı.
    tanım: kendisi, görüntü ve davranışlarıyla güven veren ve maalesef çirkin bir kumpasın kurbanı olmuş onlarca onurlu türk subayından biridir.
  • "...poyrazköy davasında 4 yıl 9 ay tutuklu yargılandıktan sonra hakkında beraat kararı verilen emekli binbaşı levent bektaş'a 700 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi"
    http://www.sozcu.com.tr/…a-tazminat-karari-1434152/

    ne diyim amk, masum insanların hayatını zikip bi ev parasıyla adalet sağlamaya çalışılmasına mı küfür edersin, hazineden çıkan ve çıkmaya devam edecek bu tazminatların yükünü gene masumların çekip (hoş o paralar nerelere gitmiyor ki), asıl sorumluların hiç bi sik yokmuş gibi oturdukları yerden kalkmayıp ülkeyi sikmeye devam etmesine ve pişkinliklerine mi kufredersin...
hesabın var mı? giriş yap