• bu sınavla ilgili tecrübelerimi yazmak istiyorum ama ne oldu, nasıl oldu, nasıl bitti hala anlamış değilim. sonuçlar açıklandıktan sonra okul kaydının tamamlanması 1 hafta sürdü ama ne 1 hafta...

    sınava hazırlık sürecinde hiç sıkıntı yaşamadım. kızım derslerini, sınavlarını, okulunu hep kendi takip etti. ben de hiç müdahale etmedim ona. sınav oldu bitti. sonuç da fena değil. özel yabancı okulları düşündük hep. geçen seneden italyan lisesini gözüme kestirmiştim ama kızım tercih etmedi ve maceramız başladı.

    şimdi şöyle oluyor, sınav sonucu açıklandıktan sonra bu özel okullar kendi web sitesinde okula başvuru taban puanlarını belirliyorlar ve kayıt takvimini ilan ediyorlar. avusturya lisesi hariç hepsinin kayıt takvimi aynıydı. taban puanla birlikte 1. ön kayıt tarihi belirleniyor. ön kayıt günü çocuğun puanı taban puan üzerindeyse ve istediği bir okulsa okul web sitesi üzerinden ön kayıt yapılıyor. okul sayısı sınırı yok. her okulun kendi web sitesinden başvuruluyor. gün sonunda başvuran öğrenciler en yüksek puandan başlayarak sıralanıyor. okul kontenjan sayısına kadar olanlar asil listeyi, devamı yedek listeyi oluşturuyor. özellikle yüksek puan alan öğrenciler devlet okulu yazacak olsa bile sıralamalarını görebilmek için robert kolejden itibaren ön kayıt yapıyorlar. okulların asil listeleri hemen hemen aynı çocuklardan oluşuyor. bazıları en üst hedeflerine ulaşıyor, bazıları hiç hareket etmeyip devlet kayıtlarını bekliyor. bu ilk ön kayıt sonrası kimin nereye yerleşeceği meçhul. aslında dersaneler danışmanlık veriyorlar ama aman çocuğum açıkta kalmasın diye aceleci davranılıyor.

    kızımın istediği 2 okul vardı. birinde ilk ön kayıt döneminde asil listeye girdi, diğerinde ise yedeklerde baya gerideydi. bekleyip riske edemezdik ve asil listede olduğu okula ertesi gün kayıt yaptırdık. bu arada işte ön kayıttan 1 gün sonra asil listede hak kazanan ve kayıt yaptırmak isteyenler kayıt yaptırabiliyorlar. sonraki gün ise açık kontenjan kalmışsa yedeklerden yine puan sirasına göre kayıt alıyorlar. bu sene pandemi nedeniyle yedek listeleri 2 bölüm halinde çağırdılar. sırayla isim okunuyor. eğer veli çocuğun adı okunduğunda okulda ise kayıt yaptırabiliyor. o an okulda değilse kayıt hakkını kaybediyor. ilk asil listelerdeki öğrenciler hep aynı isimler olduğu için çoğu boş asil kayıt oluyor aslında. bu yüzden bu yedek kayıtlar sırasında anne bir okulda, baba bir diğer okulda, hatta vekalet verdikleri 3. kişi de başka bir okulda bekliyor olabiliyor. yani çok tuhaf, yıpratıcı, stresli bir süreç yaşanıyor.

    bir de şöyle oluyor, mesela bir okula asil listeden kayıt yaptırdı ama daha yüksek puanlı ve istediği başka okulda yedek listede. ertesi gün yedek listede olduğu okulda kayıt hakkı çıkabiliyor. velilerden biri ilk kayıt yapılan okulda bekliyor, diğeri yedekte olan okula gidiyor. yedek listede kontenjan dolmadan sıra ona gelirse bu okula kayıt yaptırılıp diğer okuldan kaydı siliniyor. mesela baba diğer okulda yeni kaydı yapıyor, anne ilk okulda bekleyip eş zamanlı kaydı çekiyor. tabii kayıt sırasında yatırılan, senelik okul ücretinin %10’luk kısmı da yanıyor. bizde de aynen böyle oldu. pazartesi ön kayıt yaptırdık, salı asil listeden bir okula kayıt yaptırdık, çarşamba günü de yedek listeden diğer okula kayıt hakkı olunca oraya kayıt yaptırıp diğerini çektik.

    böyle bir döngü var. çocuklar sürekli bir üst okula kayıyorlar, kaymaya çalışıyorlar. bir okuldan kontenjan boşalıyor, diğeri doluyor, oradan boşalıyor, bir diğerine geçiyor. sanki sonsuz bir döngü gibi...

    çok şükür bizim için erken bile bitti, ilk kayıt döneminde hallettik. dün 2. ön kayıt dönemi başladı. bugün kalan kontenjanlar doğrultusunda öğlene kadar asil listeden, öğleden sonra da yedek listeden kayıt yapılacak. haftaya da serbest kayıt dönemi varmış ama ne olduğunu çok anlamadım.

    kolaylıklar ve şans diliyorum herkese. gerçekten çok tuhaf bir süreç.
  • kızımın da içinde olduğu, bir milyondan fazla öğrencinin gireceği lise giriş sınavıdır.
    onların yaşında biz sokaklarda oynarken, koşarken eğlenirken onlar bir daha hiç geri gelmeyecek hayatlarının en güzel çağlarını odalarında, kitaplarının sayfalarında deyim yerindeyse kaybolarak geçirdiler.

    sabah erkenden kalkıp kızımın kahvaltısını hazırladım, havadan sudan laflariz hem de stresini biraz azaltırız diye düşünüyordum. laf lafı açtı, konu oralara nasıl geldi hiç anlamadım.
    ağzından şunlar döküldü.
    baba, " boşuna uğraşma çok stresliyim, kalbim sıkışıyor, üstelik çokta yoruldum dedi. bu kadar çaba gösterip önümüzde kapkaranlık bir gelecek var . iyi bir üniversite kazanmak yetmiyor, iyi bir bölüm bitirsen bile büyük ihtimalle işsiz kalacağımız ortada.
    senin zaten torpilin yok olsa da ben istemem hak etmeden. "

    küçücük çocuğun ağzından dökülen, sanki yirmibeş yaşındaki bir gencin hissedip söyleyebileceği umutsuzluk dolu cümleler, inanın beni çok üzdü. onları mahkum ettiğimiz bu umutsuz girdap o kadar etkilemiş ki, bedeni çocuk gibi görünen ama ruhları yaşlanmış, ölümü bekleyen insanlara benzemişler.

    sizden çok özür dilerim, gerçekten çok üzgünüm, umudunuzu koruyamadık, çocukluğunuzu doyasıya yaşatamadık.
    her şeye rağmen, sınava giren tüm çocuklarımıza başarılar dilerim. gönüllerinden geçen okulları kazanarak belki onlar düzeltir bu ülkeyi.
  • tarih tekerrürden ibarettir lafını kanıtlar niteliğinde bir sınav ismi. yanılmıyorsam en son 2005'te adı buydu ve adı 2006'da oks'ye kaydı.

    neyse bunlar teferruat. asıl saçmalık bu sınav sıralamasında yüzdelik dilim hariç sınav sıralaması yazılmaması. babam bana, sınava giren bir akrabamız için yüzdelik dilimini söyledi, sıralamasını sorduğumda onun yazmadığını söyledi. "yalan söylemişlerdir sana kötü olduğu için dedim" ama araştırırken gerçekten sıralama değil sadece yüzdelik dilimin yazdığını gördüm. bu durum bir saçmalıktan mı ibaret yoksa mantıklı bir açıklaması var mı onu merak etmekteyim.

    misal sınava girildi. iki arkadaş da atıyorum %1,02'lik dilime girdi. aynı okulları tercih ettiler. biri 3. tercihine yerleşirken diğeri 4. tercihine yerleşti. kimin kimden yüksek puan yaptığı anlaşılsa bile araya 5 kişi mi 45 kişi mi girdiğini kim nereden biliyor? belki birilerinin çocuğu, birilerinin torunu sokuldu araya. sıralama olmadığı için itiraz da edemiyorsun.

    sınavla bir ilgim yok ama suistimale oldukça açık bir sistem gibi geldi bana.
  • artık ekşisözlükte yazılanlar pek okunmuyor ama en azından içimi dökmek istiyorum.

    öncelikle şunu belirteyim. 47 yıllık hayatımda sayısını hatırlamadığım kadar ösym sınavına girdim. bu sınavların tamamında ilk on binde birlik dilimde yer aldım. sınav sisteminin çarpıklığını bilsem de bugüne kadar bu sistem benim yararıma işledi. ben kazanan tarafta oldum. bu sene ise iki çocuğum lgs’ye girdi. sistemin ne kadar bozuk olduğuna ilk defa bu kadar net şahit oldum. bunun da ötesinde gözlemledim ki sistem otuz beş senede çok daha geriye gitmiş.

    çok büyük sakatlıklar var ama en dehşet verici durum şu: özellikle istanbul’da korkunç bir lise eksikliği var. benim girdiğim sene sınava 214 bin kişi girmişti. (birinci olmuştum, oradan hatırlıyorum) bu sene ise sınava 1 milyon 300 bin kişi girdi. öğrenci sayısı altı-yedi kat artmış. ancak eli yüzü düzgün lise sayısında hiçbir artış yok. liseler aynı liseler. bu yüzden ölümüne bir rekabet yaşanıyor.

    iyi bir liseye girebilmek için ilk yüzde üçlük dilime girmeniz lazım. hele ilk yüzde ona giremezseniz, gidebileceğiniz doğru düzgün bir lise bile bulamıyorsunuz. bilmiyorum, durumun vahametini yeterince anlatabiliyor muyum. 1 milyon 300 bin öğrencinin ancak 100 bini iyi kötü bir lise eğitimi alabiliyor. geri kalan 1 milyon 200 bin öğrenci ya gecekondu liselere ya da imam hatip liselerine mahkum. örneğin şişli anadolu lisesi diye bir lise var. kazanabilmek için ilk yüzde sekizde olmanız lazım. yani üstün başarı gerektiriyor. kuştepe’de yer alan bu lisenin fotoğrafını çekip kiralık olarak internete koysanız, afgan mülteciler bile tutmak istemez. ortalama bir lise neye benzemeli, bir fikir edinmek isterseniz, maps’te amerika haritasının herhangi bir yerinde highschool diye aratıp genel görünüşüne bir bakın. sonra dönüp bir de bizim liselere bakın. ikisinin görünüşü arasında ne kadar fark varsa, eğitim seviyeleri arasında da o kadar fark var. burada aklınıza özel liselerin varlığı gelebilir. iyi lise kazanamazsa parayı bastırıp çocuğumu özel okulda okutabilirim diyebilirsiniz. birincisi herkeste o para yok. ikincisi, yeterli sayıda kaliteli özel lise yok. üstelik talep çok fazla olduğu için özel liseler astronomik fiyatlarda. kaliteye göre fiyatın en yüksek olduğu seviye lise seviyesi.

    konuya dönersek, ilk yüzde onluk dilime giren öğrenci üstün başarılıdır. ilk yüzde üçe girenler ise dahidir. peki geri kalan yüzde doksana ne olacak? bu çocukların da önemli bir kısmı başarılı öğrenciler. ancak vasat bir lise eğitimi görme hakları bile ellerinden alınmış. mesela yüzde on beşlik dilimdeki öğrenci de oldukça başarılı demektir. fakat sistem bu çocukları resmen harcıyor. normal ülkelerde eğitim sistemleri, bırakın başarılı çocukları harcamayı, sıralamanın en altındaki çocukları bile topluma kazandırmak üzere dizayn edilir. her çocuğun topluma ve kendine katabileceği bir şey mutlaka vardır.

    bu aşırı rekabet, kendi kendinin besleyen bir ekosistemin oluşmasına katkıda bulunmuş. dershanesiyle, özel öğretmeniyle, test kitaplarıyla ayrı bir dünya oluşmuş. biraz da bunlardan bahsetmek isterim. ancak önce sınav sorularının niteliğine bakmamız lazım.

    garabetlerden biri de şudur ki, sınavdaki sorular normal müfredatın dışında. sınav tamamen, en başarılı küçük bir grubun dışındakileri elemek üzere hazırlanmış. aşırı talep karşısında, bu elemeyi yapabilmek için, müfredatın çok ötesinde zor bir sınav hazırlanıyor. başarılı olabilmek için okul müfredatının dışında dershane-özel öğretmek-test kitabı üçgeninden faydalanmak ön şart. fakat bu yeterli değil. sorular bilgiyi değil daha çok zekayı ölçmek için hazırlanmış. şunu kesinlikle söyleyebilirim. orta seviyede bir öğrencinin çok çalışarak çok az sayıdaki nitelikli liseye girmesi mümkün değil. ancak çok zeki bir öğrencinin, az çalışarak iyi bir lise kazanma şansı var.

    burada bir de soru sayısı fetişinden bahsetmek lazım. nasıl çalışmalıyız, ne yapmalıyız sorusuna herkes aynı cevabı verecektir: en önemlisi günlük çözülen soru sayısı. çocuğunuzdan günlük olarak 100, 200, 300 soru çözmesi ve bunları not etmesi istenecek. en iyi çalışan öğrenci, günlük ortalama en çok soru çözen öğrencidir anlayışı var. bu doğru değil. eksikler neyse ona odaklanmak lazım. en önemli kaynak, geçmiş sene soruları ve meb’in yayınladığı örnek sorular. üstün yetenekli bir öğrenci sadece bunlar ile başarılı olabilir. üstün yetenekli olmayanların ise zaten pek şansı yok.

    bir diğer sorun test kitaplarının kalitesi. öncelikle test kitaplarının hemen hemen tamamı, zaten dersleri çok iyi olan öğrencilere yönelik olarak hazırlanıyor. test kitapları da en başarılı ilk yüzde ondaki öğrencilere hitap ediyor. amaç, yüzde onluk dilimdeki öğrenciyi yüzde beşlik, yüzde üçlük, yüzde birlik dilime sokmak. ortalama öğrencinin sadece test kitaplarıyla çalışıp kendisini geliştirmesi imkansız. sektör vasat öğrenciyi yok sayıyor. yüzde ellilik dilimdeki öğrenciyi yüzde onluk dilime sokmak gibi bir endişe asla yok. buna yönelik hazırlanmış kitap da yok. ama bu öğrencilere yine bir sürü kitap aldırıp boşuna masraf ettiriyorlar.

    üstelik test kitapları yanlışlarla dolu. iyi bir liseye girebilmek için doksan sorudan en fazla beş yanlış yapmak lazım. ancak en iyi test kitaplarında bile doksan soruda ortalama beş soru yanlış hazırlanmış oluyor. bu kadar düşük kaliteli kitap ile çocuk nasıl kendini geliştirebilir? test kitabı üretimi çok büyük bir sektör haline geldiğinden öğretmenler sürekli soru üretme telaşı içindeler. bu günlük soru sayısı fetişiyle birleşince, yalan yanlış binlerce test kitabı ortaya çıkıyor. (bu bir senede çok sayıda test kitabı elimden geçti. yani eksiklikleri kendi gözümle gördüm.)

    dershaneler de test kitabı sektöründen farklı değil. dershane, ortalama öğrencinin iyi bir liseye girmesinin çok çok zor olduğunu biliyor. zaten bu öğrencileri çok fazla da önemsemiyorlar. en başarılı öğrencilere yatırım yapıyorlar. amaç, şu kadar öğrencimiz çok başarılı oldu diyebilmek. aslında o öğrenciler zaten dershaneye gitmese de başarılı olabilir. en başarılı yüzde onluk öğrenciler dışındakilerin aileleri bu şekilde boşu boşuna dershanelerce sömürülüyor.

    yani para kazanmaya odaklı sistem, sadece en başarılı çocuklara yönelik olarak oluşturulmuş. bunların dışındaki çok geniş kesimin ise çaresizliğinden faydalanıyor.

    bizim durumumuza dönersek. iki çocuğumun da ders başarılarını önemli ölçüde etkileyen sağlık sorunları oldu. sekizinci sınıfa kadar onları zorlamadık, ortalama üzerinde bir başarı beklemedik. yine de sene başında bu sene için ümidim vardı. ancak sene başında yüzlerce öğretmen, veli, öğrenci ile görüşme fırsatı bulduğumda, ne kadar vicdansız bir sistemle karşı karşıya olduğumuzu anladım. çocukları lgs’ye hiç sokmamak da bir alternatifti, ama türkiye’nin yapısal bozukluklarıyla bir şekilde karşılaşacaklardı. gerçeklerle yüzleşmekten kaçmanın bir anlamı yoktu. en önemli hedefimiz düzenli çalışma alışkanlığı kazanmak oldu. benim tek endişem, çocuklarımın ruhsal sağlığını korumak oldu. bu bir sene içerisinde pek çok öğrencinin aşırı hırpalandığına şahit oldum. yükün en büyük kısmı öğrencinin üzerinde. velinin ya da öğretmenin bilinçsiz tavrı çok yıpratıcı olabiliyor. gerçekten bu çocuklar bu zulmü haketmiyorlar.

    burada annelerin tavrı için de bir parantez açmak istiyorum. yıl boyunca yedi farklı whatsapp grubuna dahildim. pek çok öğrenciyi canlı olarak da gözlemledim. özellikle çocukları çok başarılı olan annelerde, kendilerini yarışa fazla kaptırmaları gibi bir durum söz konusu oluyor. bu, çocuklar üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. hayat sınavdan ibaret değil. iyi okul kazanmakla her şey bitmiyor. çevremde pek çok örneğini gördüm. dahi olmasına rağmen, annesinin baskısı yüzünden hayatı kararan arkadaşlarım oldu. bu çılgınlık içinde arada bir durup, ben ne yapıyorum diye düşünmek gerekiyor.

    kısa bir özet geçmek gerekirse:

    - çocuğunuz çok zeki ve başarılı değilse iyi okulları kazanma şansları pek yok. limitleri üzerinde zorlamayın.

    - çocuğunuz çok başarılı ise zaten kendisi gerekeni yapacaktır. baskı yapmak başarıyı artırmayacağı gibi, çocuklarınızla ilişkilerinizi de zedeler. değmez.

    - önemli olan çok soru çözmek değil, doğru soruları çözmek. en temel kaynaklar geçmiş yıllarda çıkmış sorular, okullarda dağıtılan çalışma kitapları ve meb’in yayımladığı örnek sorular.

    ama en önemlisi şu: iyi eğitim imkanlarının bu derece kısıtlı olduğu bir ülkenin gelişmesi mümkün değil. otuz sene sonrasının türkiye’sinin bugünden daha ileri olmayacağına ben bu sene kani oldum. kimse eğitim sorununun ne derece ciddi olduğunun farkında değil.
  • wattpad okuyucusu öğrencilerin türkçe sorularında havlu atacağı sınav.

    — bak, bu okuduğun kitabın sana hiç faydası yok...
    — hocam eğlencesine okuyorum...

    okuyun bakalım, zihniniz hiç yorulmasın, hiç zahmet çekmeyin, sözlük kullanmaya iten metinleri es geçin...
  • emek harcayan tüm çocuklara ve öğretmenlere başarılar diliyorum

    böyle garabet bir sistemi 13-14 yaşındaki çocukların hayatına sokanlarında iki yakası bir araya gelmesin
  • 13-14 yaşındaki çocukları test çözme robotuna dönüştüren gudubet sınav.

    bu sene inşallah ortaokuldaki son öğretmenlik senemdi. bir daha bu sisteme asla öğrenci falan yetiştirmem. bu sınav sistemine harcadığım üç yıldan gerçekten utanıyorum. test çöz aşağı, test çöz yukarı. 3 yıldır lgs'ye öğrenci hazırlayan bir öğretmen olarak içerden bildiriyorum ben gerçekten bunaldım ya. normalde ingilizce öğretmeni benim ünvanım ama bu lgs sağolsun ben kendime öyle diyemem, ortaokul branş öğretmenleri birer "lgs öğretmeni"dir. ingilizce, matematik, türkçe falan öğretilmez, lgs'de nasıl soru çözülür o öğretilir yıllar boyunca!!

    okulların hali rezalet... bir idare, öğrencilere beden, müzik, resim derslerini "yasaklar" mı? veliler sakın yanlış anlamayın, amaçları sizin evlatlarınızı iyi liselere yollamak değil haa! il sıralamalarını yükseltip üstlerinin gözüne girmek yada reklam yapmak diyelim sadece.
  • liseye geçecek çocuklara sorulan sorulara bak.amk 0 iqları bu soruları soracak eğitim verdiniz de mi soruyorsunuz?
  • yerel yerleştirmede bugün açıklanan sonuçlara göre 98 ortalamayla kayıt bölgesindeki 1. tercihi anadolu lisesine yerleşemeyen öğrencinin yerine 66 ortalamalı öğrencinin yerleşmesi durumu var. selam ve dua ile
  • bir öğretmen olarak bu sınavla ilgili karşılaştığım en fazla sorulan soru "hangi kitabı alalım hocam?". en iyisi bir liste yapayım dedim, soranlara telefondan atayım. piyasadaki çoğu kitabı inceledim. atladıklarım mutlaka vardır her gün bir yayın çıkıyor sonuçta. o yüzden yayınevi sahipleri falan mesaj atmasınlar bizim de yayınımız iyi diye. örnek yollasınlar bakayım :) tabi ki liste kendi branşım ile ilgili. kitapların kalitesi de branş branş farklılık gösterir. ona da dikkat etmek lazım.

    kolay ya da eski nesil dediğimiz tarzda sorular içeren yayınları tavsiye etmiyorum. yeni çıkan yayınlar eskilere göre çok daha başarılı. o yüzden bir kırtasiyeye gittiğinizde en yeni kitabı isteyip bir bakın. lgs'nin mantığı yayınevleri tarafından geç kavranıldı. iyi kitaplar aslında geçen yıldan itibaren çıkmaya başladı.

    bu sınav %6-7'lik dilime öğrenci seçme sınavı. haliyle kolay sorular ile vakit kaybetmek doğru değil. ben orta ve üstü yayınları sıralıyorum. alfabetik sıralama yapıyorum hak geçmesin. internet üzerinden hepsini alabilirsiniz zaten. link falan vermiyorum reklam olmasın. zamanla güncellenecektir. matematiği de bir arkadaşıma yaptırıyorum. öğrenci olanlar, veli olanlar favorilere eklesin.

    fen bilimleri - zor
    gama yayınları - fenomen soru bankası
    köşebilgi yayınları - ultra 8. sınıf fen bilimleri soru bankası
    nitelik yayınları - süper 8 fen bilimleri soru bankası
    yeni tarz yayınları - gümbür gümbür fen bilimleri soru bankası

    fen bilimleri - orta
    bilfen yayıncılık - probil ya da protest fen bilimleri soru bankası (protest daha kaliteli)
    çanta yayıncılık - soru avcısı fen bilimleri soru bankası
    mozaik yayıncılık - fen bilimleri soru bankası
    nartest yayıncılık - fen bilimleri soru bankası
    okyanus yayınları - master fen bilimleri soru bankası

    -------

    matematik - zor
    gama yayınları - fenomen soru bankası
    köşebilgi yayınları - ultra 8. sınıf matematik soru bankası
    nartest yayıncılık - nar tanesi matematik altın sorular
    mozaik yayıncılık - matematik soru bankası
    okyanus yayınları - master matematik soru bankası

    matematik - orta
    nartest yayıncılık - süper zeka matematik soru bankası
    nitelik yayınları - süper 8 matematik soru bankası

    edit: matematik eklendi. arkadaşım benden bağımsız hazırladı. görüldüğü üzere aynı yayınlar. yani aslında piyasadaki iyi kitaplar belli.
hesabın var mı? giriş yap