life in a day
-
zamanın herkes için nasıl farklı aktığını ve farklı akmadığını ve ölümcül bir şekilde anları sevmesek de akan zamanı sevmemiz gerektiğini gösteren film olmuştur.
-
cok iyi fikir, cok iyi sonuc. seyredilmeli.
-
arka arkaya bu kadar farklı duyguyu (ve beraberinde karmaşasını) yaşatan pek az film olmuştur hayatımda.
insan denen varlığın; bencil, egoist, kibirli var oluşuna sövdüm. insan- maymun- inek.. diye sıralanan yaşama önceliği mi var lan ?! hepimiz canlıyız dedim
en sonunda bana kalan ne üzüntü, ne sevinç.. sadece kabul. çünkü hayat böyle bi şey. kendi bokumuzla kavga ediyoruz bazen. kendi acılarımızı büyütüyor; kendi sevinçlerimizi küçültüyoruz... ne büyük ihanet hayata karşı!
bu film insanı şöyle bir silkeliyor, taşını toprağını döküyor ve tam manasıyla kendine getiriyor. ceza değil, ödül değil..sadece "olan"a kavuşturuyor.
son not:
pek dinle/tanrıyla kanki değilizdir fakat bana en çok şu söz kaldı bu filmden (sanıyorum dini içeriğinden ziyade adamın düşünce biçimi ve kabulüydü beni etkileyen) :
"şu anki durum pek iyi değil ama bekliyoruz; düzelecektir elbet. tanrı bizi unutmak için yaratmadı.." -
tek bir karesinde bile türkiyeyi göremediğim güzel bir film. biz o gün ülke olarak uyuyorduk zaten. herkesin saçmada olsa bir amac ugruna heba olduğunu anlayabildim. evet.
(bkz: biz orada yoğuz) -
seyredilmesi gereken bir proje. insan izlerken harbi harbi duygulanıyor, içi hoş oluyor hatta bazı noktalarda hayatını sorgulamaya başlıyor.
-
ilk sahnedeki sarhoşun 'today the best day of my life' sözleriyle başlangıcın çok iyi yapıldığı film olmuştur. izlemeden önce, gönderilen videoların içeriklerinden ortaya mix bir hikaye çıkaracaklarını düşünmüştüm. öyle yapmamışlar. iyi de yapmışlar.
-
bir i am kloot şarkısı.
sözleri;
life in a day, fleet of foot
full of grace
love, mercy miles, freedom fortune
such a filthy child
life in a day, life in a day
stick your jokes, your hoax in a box
chew the chains, loose the locks
lease your mind and find a better rate
if freedom feels like a first mistake
life in a day, life in a day
life in a day, see you hoof
and move your feet of clay
let it go you know, or let it break
freedom feels like a first mistake
life in a day, life in a day -
1977'de kurulan simple minds'ın 1979'daki debut albümüdür. grup zamanın müzikal iklimini progressive öğelerle süsleyerek muhteşem bir albüme imza atmıştır. sanırım new wave içerisinde progressive'i gerçekten seven ve etkilenen ve ilk albümlerinde bunu yansıtan tek gruptur denebilir. grup lideri jim kerr de genesis'e ilham aldıkları gruplar arasında yer vermiştir. tabi fanlarınca pek sevilmez bu albüm çünkü deneysellik barındırır. sonrasında 1980-1982 arasındaki diğer albümleriyle new wave'in en başarılı grupları arasında yer almıştır. insanlardaki 70'lerin ortalarından itibaren ortaya çıkan deneysel olana karşı duruş gerçekten ilgi çekicidir. yani 1977'den, çok değil, iki sene evvel prog albümlerini listelerin ilk sıralarına taşıyan dinleyici kitlesinin bir anda yok olması çok ilginç. bu kadar mı sıkıldılar deneysellikten de bir anda basitliği, tekdüzeliği alkışlarla karşıladılar? gerçekten pes.
-
şu an on altıncı dakikası olmasına rağmen beni feci duygulandırdı ve koşarak buraya geldim.her gün yaptıklarımın başka ülkenin,kültürünün insanları tarafından farklı şekillerde ama temel mantık sabit kalınarak yapılması insana ilginç geliyor.mutlaka izlenmesi gerekir.bunu izlerken yaygın bir klişeye insan inanmak istiyor.dünya barışı.
edit: hem umut hem karamsarlık.ama neden türkiye yoktu? neyse eurovisionu bekleyeceğiz. -
filimin bütünündeki aslında ne kadar büyük bir şeyin parçası olduğumuzu hatırlatma çabasının, filmin son sahnesindeki genç kızın konuşmasındaki yalnızlığı ile olan tezatı için bile bu filmi seyretmeye değerdi.boktan bir sıradanlıkta giden yaşamlarımızın aslında hiç de özel olmadığının harika bir resmiydi bu.güzel bir şey olmasını beklediğimiz ve olmadığı hergün güzel bir şey olacağına olan inancımızla devam ediyoruz yaşamaya.güzel bir şey olmasını bekliyoruz,umuyoruz,inanıyoruz...bu filmde biraz dünyadaki yaşamı bize göstererek dünyanın geri kalanının da bizden bir farkı olmadğı söylüyor.belki de en güzeli filmin açılışındaki gibi sarhoş olmak.başka türlü nasıl dayanılır ki bu boktan yaşamlarımıza.
--- spoiler ---
gece yarısı olmak üzere ve süre bitmeden bu videoyu çekmem lazım.bütün gün çalıştım.cumartesi olmasına rağmen! işin en kötü tarafı; bütün günü,şaşırtıcı bir şeyler olmasını bugünü telafi edecek,harika bir şeyler olmasını bekleyerek geçirdim.tek istediğim; herkese,sıradan bir günde bile olağanüstü şeyler olabileceğini göstermekti.doğrusu, böyle şeyler her zaman olmuyor.ve bugün bütün gün boyunca hiçbir şey olmadı.insanlar, benim burada olduğumu bilsinler istiyorum.unutulmak istemiyorum.burada oturup da, ne kadar harika biri olduğumu anlatacak değilim.çünkü, öyle değilim.ben sıradan bir hayatı olan,sıradan bir kızım.
ilgi çekici hiçbir özelliğim yok.ama olmasını isterdim.ve bugün güzel bir şey güzel hiçbir şey olmamasına rağmen bu gece güzel bir şeyler olmuş gibi hissettim.
--- spoiler ---
edit:2010 temmuzunun yirmidördünde çekilen bir film için,sözlükte yirmidördüncü entryi yine bir başka ayın yirmidördünde girmenin bir anlamı olmalı mı
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap