• bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, uzak hint ülkesinde
    mis kokulu leylak ağaçları varmış. “nilaka” demişler pencaplılar bu müthiş ağaca ve insanı kendinden geçiren kokulu çiçeklerine. şimdiye kadar görülmemiş bir renkteymiş
    ağacın çiçekleri, mavi desen değil, kırmızı desen hiç değil.
    rengini ismiyle tanımlamış leylak, mor renk adeta leylakla var olmuş. pencaplılar da şaşkınlıktan ne diyecekleri bilememişler bu renge. maviye benzettikleri çiçeğe sanskritçe koyu mavi anlamına gelen “nila” dan yola çıkarak “nilaka” demeleri bundanmış.
    aynı dönemlerde, çok uzak diyarlarda, nil nehri büyülemekteymiş insanoğlunu. suları öyle berrak, öyle parlak maviymiş ki, nil mi mavi anlamına gelen “nila”ya ismini vermiş, yoksa mavi renk mi ismini nil’den almış, bilinmezmiş. ibranice “ışıldayan, parlak nehir” anlamındaki nil’in mavisi ile leylak’ın mavisinin yolları işte böyle kesişmiş.

    gel zaman, git zaman, “nilaka”, arapça’da “lilak” olmuş. arapça gece anlamına gelen “leyl”, sanki gece mavisine benzetmiş leylak’ın rengini. mecnun’un leylası ile adem’in ilk eşi lilith, ismini geceden ve leylaktan alan iki kadın ismi olmuş.
    leyla aşkıyla efsane olmuş, lilith ise erkekle eşit olduğu için ona tabii olmayı reddeden tarihin ilk feministi olarak…
    her ikisi de leylak kadar büyüleyici, gece kadar güzel, mavi kadar isyankar ve özgür, ışık saçan kadınları temsil etmiş bugüne kadar. belki de bundan dolayı mor renk kadınların ve feminizmin sembolü olmuş.

    arapça’daki lilak, fransızca’da lilas olurken, lila ismi tüm dünya dillerinde bu efsanevi rengi ve çiçeği dile getirmiş.
    lilith’in isyanı unutulmasın, kadınlar leylaklar kadar özgür olabilsinler diye…
  • bu tanımlamayı cümle içinde biri kullanıyorsa, o kişi şüphesiz ki bir kız/kadındır. bundan eminim. bir de fuşya var. o da bunun eltisi.

    . (bkz: ideal kadın/#11445835)

    ben daha bu yaşıma kadar "lila, fuşya" türü kelimeleri kullanan bir erkek görmedim. ve buradan türüme sesleniyorum: bu gibi kelimeleri kullanalım arkadaşlar. kadınların dilimiz üstündeki baskısına, dönerin pilav üstündeki baskısına benzer bu zorlamalarına boyun eğmeyelim. meydanı boş bırakmayalım. şu dünyadaki en üstün kişi kadın lugatını bilen değil midir, çiçek adlarını bilmeyen bir ademoğlu şair olabilir mi, insanlar el ele tutuşsa birlik olsa, uzansak sonsuza, fena mı olur sevgili dostlar?

    . (bkz: işte geldim gidiyorum şen olasın halep şehri).
  • sütlü mor.
  • süper renk. ılımlı, bağışcıl, düşcül renk. eflatun demek ayıptır, eflatun değildir o. kendisidir. bir insanın gözlerine en çok yakışan renk. tabii bu mümkün olmadığı için kazağının rengi, gözlerini tümleyen.
  • kutsal hindu kaynaklarinda gecen 'lila' kelimesi sadece oyun degil kutsal oyun anlamina da gelmektedir. evrenin bir kukla tiyatrosu sahnesi olarak gorulmesini temel alir ve etrafimizda gordugumuz olaylarin aslinda algilayamayacagimiz guclerin kendi aralarinda oynadiklar bir oyunun eseri oldugunu belirtir. monotheist bir bakis acisindan bu kavrama yaklastigimiz takdirde ise tanriya elimizde olmadan dissociative identity disorder teshisi koymus oluruz ki, bu da bize dunyanin ve evrenin butun bu karmasasinin anlasilmazliginin ve acimasizliginin aciklamasini, kendisinin*** bir project mayhem mukabilinden ote bir sey olmamasi soylemiyle aciklar. ayrica kuran'da var olan "tanri birdir ve tektir" kavramina ragmen her tebligin 1. cogul sahis ile yazilmis olmasina pluralia maestatis'in otesinde de bir aciklama getirebilir.
  • kuzenimin kızının adı. ilk başlarda yadırgamıştık, şimdi gayet de severek sesleniyoruz.
  • dünyadaki en güzel iki kız isminden birisi.

    diğeri için (bkz: ida)
  • mor ile beyaz renklerin belli oranda karışmasıyla elde edilen canlı bir renk.
  • vas'ın 2000 yılı in the garden of souls albümünde 9 numaralı 5.25 dakikalık enstrumantal ve oynak harika parçası.
  • lavantanın leylağın menekşenin ve hatta bazı zamanlar gök yüzünün rengi.
    romantizmi de unutmamak lazım tabii.
hesabın var mı? giriş yap