• 1937'de norbert schultze tarafından bestelenen şarkı. ikinci dünya savaşında alman askerlerine moral kaynağı olmuştur. marlene dietrich söyler

    vor der kaserne
    bei dem großen tor
    stand eine laterne
    und steht sie noch davor
    so wollen wir uns wieder seh'n
    bei der laterne wollen wir steh'n
    wie einst lili marlen'.

    unsere beide schatten
    sah'n wie einer aus
    daß wir so lieb uns hatten
    das sah gleich man daraus
    und alle leute soll'n es seh'n
    wenn wir bei der laterne steh'n
    wie einst lili marlen.

    schon rief der posten,
    sie blasen zapfenstreich
    es kann drei tage kosten
    kam'rad, ich komm so gleich
    da sagten wir auf wiedersehen
    wie gerne wollt ich mit dir geh'n
    mit dir lili marlen'.

    deine schritte kennt sie,
    deine zieren gang
    alle abend brennt sie,
    doch mich vergaß sie lang
    und sollten mir ein leids gescheh'n
    wer wird bei der laterne stehen
    mit dir lili marlen'?

    aus dem stillen raume,
    aus der erden grund
    küßt mich wie im traume
    dein verliebter mund
    wenn sich die späten nebel drehn
    werd' ich bei der laterne steh'n
    wie einst lili marlen'.
  • ...and you came home without lili marlene
    (bkz: famous blue raincoat)
  • bağımsız ve tarafsız bir çeviri olup, tamamen marlene dietrich yorumu kayda alınmıştır;

    fenerin altında
    klube kapısının yanında
    sevgilim hatırlıyorum
    nasıl beklediğini
    işte orada bana usulca fısıldamıştın
    beni sevdiğini,her zaman
    benim ışığın altındaki lili'm olacaktın
    benim lili marleen'im

    yoklama zamanı gelmişti
    bizim ayrılma vaktimizdi
    sevgilim seni okşayıp
    bağrıma bastım
    ve orada uzaktaki fener ışığının altında
    sana sıkıca sarılmıştım
    birbirimize iyi geceler öpücüğü verirken
    benim ışığın altındaki lili'm
    benim lili marleen'im

    sefer için emirler geldi
    orada bir yerlerde
    herkes klubelere hapsoldu
    bu kadarına tahammül edemezdim
    caddede beni beklediğini biliyordum
    ayak seslerini duydum
    ama buluşmaya gelemedim
    benim ışığın altındaki lili'm
    benim lili marleen'im

    konaklama yerimizde dinlenirken
    sınırların hemen gerisinde
    ayrılmış olmamıza rağmen
    dudakların benimkilere hala çok yakın
    fenerin tatlı tatlı ışıldadığı yerde beni bekliyorsun
    güzel yüzün görünüyor
    rüyalarımı süslemek üzere
    benim ışığın altındaki lili'm
    benim lili marleen'im

    biz soğukta ve çamurda yürürken
    ve çantam taşınamayacak kadar ağırlaştığında
    sana olan aşkımdan güç alıyorum
    yeniden ısınıyorum ve çantam hafifliyor
    aşkım lili marleen
    aşkım lili marleen
  • bizdeki muadili aslen "kışlanın önünde redif sesi var, açın çantasına bakın nesi var" diye alıp yürüyen yemen türküsü olandır.
  • hasan ersel'in referans gazetesindeki yazısından:

    bir akşam ankara radyosunda yine bu şarkı çalınıyordu. rahmetli küçük amcam “lale anderson söylüyor; lili marleen” dedi. o da duygulanmıştı. amcam, babam tarafında bizim ailenin subay olmayan tek ferdiydi. felsefe okumuştu. ona “bu şarkıyı nereden biliyorsunuz?” diye sordum. “1941 yılında her akşam saat 10’a beş kala belgrad radyosu'ndan dinlerdik” dedi. o ve arkadaşları çok severmiş... lili marleen’i almanlar seviyormuş, ingilizler seviyormuş, amerikalılar seviyormuş, türkiye’de de seviliyormuş... doğrusu ben de seviyordum, hala da çok severim.

    lili marleen bütün zamanların en sevilen savaş dönemi şarkısı kabul ediliyor. kuzey afrika’da siperlere gömülüp bütün gün savaşan askerler saat 10’a beş kala ateşi keserler, belgrad radyosunu dinlerlermiş. hatta bir alman askeri anılarında şöyle diyor. “lale anderson’un sesinden lili marleen radyodan duyuldu. biraz sonra karşı siperden bir ses duyduk. aksanlı bir almanca ile sesleniyordu: ‘radyo’yu biraz açsanıza’!”

    goebbels nefret etti

    lili marleen daha sonra da askerlerin sevgilisi olmaya devam etmiş, 40'tan fazla dile çevrilmiş ve söylenmiş. nazi sanatının ve propagandasının muhteşem bir başarısı gibi görünüyor değil mi? ama değil... nazi almanya’sının propaganda bakanı josef goebbels, lili marleen’i daha ilk duyduğunda bu şarkıdan nefret etmiş. şarkının almanya’da yayını yasaklanmış. gerekçe, “halkın moralini bozucu olması”. lale anderson’un da 9 ay süreyle şarkı söylemesini yasaklamış. gerçi bu kararın tek nedeni bu şarkı değil; lala anderson (1905-1972; asıl adı liese-lotte helene berta bunnenberg), rolf lieberman (1910-1999) adlı isviçreli bir besteciyle ile yakın arkadaş olması da önemli bir etken. lieberman yahudiydi. (goebbles bu yakınlığı bozmayı da becerememiş. bu iki sanatçının yakınlıkları lale anderson’un ölümüne kadar sürmüş.)

    bu yasaklamadan kendisini sadece belgrad radyosu, daha doğrusu belgrad’dan yayın yapan (attila ilhan’ın “lili marlen” adlı şiirinde ima edildiği gibi zagrep’ten değil) alman ordusunun soldatesender belgrad adlı radyosu. bu radyonun yöneticisi teğmen karl-heinz reitgen, afrika korps’da, (kuzey afrikada’ki alman birlikler) çarpışan bir arkadaşı için bu şarkıyı her akşam çalmaya başlamış. goebbels’e rağmen mi?

    evet, çünkü nazi partisi'ne yakın olmaktansa askerlerinin yaşamını paylaşmayı seçen afrika korps’un komutanı mareşal erwin rommel de bu şarkıyı çok seviyormuş. goebbles, rommel görevden uzaklaştırılır uzaklaştırılmaz lili marleen’in yayını yasaklatmayı becermiş. ama bu da uzun sürmemiş. çünkü soldatesender belgrad’ı sadece afrika korps (ve 8. büyük britanya ordusu ve 1. abd ordusu) değil, rus cephesindeki alman askerleri de dinliyormuş. onların baskısıyla yayın tekrar başlatılmış. özetle, goebbels’in bütün uğraşısı şarkının popüler olmasını engelleyememiş.

    (bkz:http://www.referansgazetesi.com/…d=48804&forarsiv=1)
  • ahmed kayanin bi sarkisinda zagrep radyosunda caldigi soylenen kadin...
  • şarkının sözlerini şiir olarak 1. dünya savaşı'nda lili ve marleen adlı iki kız arkadaşının hatırasını canlı tutmaya çalışan alman askeri hans leip yazmıştır. şarkıyı plak yapan yapan ilk kişi ise lale andersen'dir.
  • bestecisi norbert schultze bugün vefat etmiştir. toprağı bol olsun.
  • şarkı ikinci dünya savaşından önce yazılmış ve bestelenmiş olduğu gibi, güftesi itibariyle de hiçbir şekilde erkeğini "ideal alman ev kadını"nı simgelemez lili marlene. bunu da en güzel sondan bir önceki kıtadan anlarız:

    senin adımlarını tanır, o zarif yürüyüşünü
    her gece yanar o, beni unutmuştur çoktan
    ya bana bir şey olursa, o zaman
    kim duracak o lambanın altında,
    seninle birlikte lili marlene,
    seninle birlikte lili marlene?

    yani askerimiz çoktan cepheye gönderilmiş olsa da, gayet hafifmeşrep bir hanımefendi olan lili aynı lambanın altında başkalarıyla birlikte olmaktadır. amerikan versiyonunda olduğunun aksine ne "sonsuza kadar seveceğini" söylemiştir lili marlene askere, ne de bekleyeceğini. özlemin yanında kıskançlık da sezilir, ama "haksız", "ezik" bir kıskançlıktır o, sevse de sahiplenemeyen askerin acısını hissederiz.
  • ikinci dünya savaşının official soundtrack'i. tek bir insan evladı yoktur ki, bu şarkıyı dinlerken aklına lazımlık kafalı nazi askerleri gelmesin.
hesabın var mı? giriş yap