• bugün benimde gezinmiş olduğum kitabevidir. gerçekten çok güzel düşünülmüş ve dizayn edilmiş çukurambar'a renk ve güzellik katılmış. insanları okumaya , ders çalışmaya ve hatta grup çalışma odaları ile farklı bir bakış açısı getirilmiş. çalıştığım iş yerine çok yakın bir yer olduğu ve sadece yeme - içme mekanlarından sıkılanlar için çok güzel bir yer.

    ayrıca kitaplarda gayet uygun. yolunuz düşerse bir gözatın derim.
  • ankara’daki bu tür mekanların en iyi yönlerinin çok iyi analiz edilerek bünyesinde toplandığı şahane mekan.
    dost kitabevinin başarılı konu ve alanlarına göre kitap sınıflandırması, arkadaş kitabevinin yiyecek&içecek bölümü, caribou’nun çalışma alanı (grup ve bireysel çalışma alanlarıyla çalışmak için çok uygun görünüyordu), online satış sitelerinin kitaplara yaptığı indirim (açılışa özel liman kartlılara %15 indirim), ve hoş bir dizayn.

    sahibi olsa bu kadar övmezdi mekanı ama kesinlikle bu alanda müthiş biçimde ihtiyaç giderecek gibi görünüyor.

    bozulmaması ve tadının kaçırılmamasını umarım.
  • umutsuzca bari avm’ye gidelim diye çıktığımız, tesadüfen kendini içinde bulduğumuz şahane mekan. bir kere avm dışındaki bir yere böyle bir mekan açtığı için sahiplerini kutluyorum. kitabevi kısmı beklenti neyse karşılıyor, cafe kısmının içeriği çok güzel (ballı az zencefilli organik süt tavsiyem). üst katta müthiş bireysel veya grup çalışma odaları var, priz wifi hdmi ekran bağlantısı vs dahil, ücretsiz. ist
    kitaplarımızı aldık, 50 tl’yi geçtiğimiz için bir de filtre kahve ikram ettiler, kafe kısmında oturup keyif yaptık.

    fiyatlar doğal olarak internetten pahalı, 50 tl üzerine %15 indirim var ne kadar sürer bilesem de. keşfeden keşfetmiş tabi. dün bir tiyatrocu arkadaşım ankarada izleyici sayısının türkiye toplamı kadar olduğunu söylenmişti, bugün kitap fuarına kalabalıktan giremedik, ankarayı seviyorum sözlük.
  • arkadaşlar ısmarlama entry kokusu var. para ya da kitap veriyorlarsa övelim biz de.
  • içerideki müzik çok kötü.
    self servis yazıyor ama öyle değil. oturun biz getirelim diye talimat veriyorlar.
    ne dediğinizi anlamıyor işletmedekiler. bir şey soruyorsunuz ama başka şey gibi algılıyorlar bunun da suçu içerideki müzikte.

    bazı kafelerde arkada ney sesi ve şadırvandan akan su vardır ya burada da arkada yaylı enstruman var. yaylı enstrumanlı müzik koyarsak entelektüel görünürüz diye düşünmüşler galiba. duvarda cemil meriç imzalı bir söz ve çizim var ancak çizim çok kötü.

    rezerve yazan masalar var her işletmede olduğu gibi.
    büyük masaları hemen birileri kapıyor ve size "şuraya alalım sizi" diye tavsiye veriyor birileri.
    yan masanızla dip dibe oturuyorsunuz. ders çalışan gençler var ama o rahatsız edici müzikte nasıl yapabildiler bilemiyorum.
    mekan sıradan bir kitapçı dükkanı. ulaşımı zor. epey yürümeniz gerekiyor.

    bazı kitaplar zarar görmüş, kapakları kırışmış. satın aldığım kitabın kapağı yıpranmamış olanını bulmak için rafta en arkadakine kadar bakmak zorunda kaldım.

    üst katta bazı yazarlar için ayrı raf yapılmış. yani bir yazarın tüm eserlerinin bulunduğu raflar var. güzel düşünülmüş.
    çalışmak için uygun mu?
    üst kat evet.
    alttaki kafede bırakın çalışmayı biriyle konuşmak bile istemiyorsunuz o müzik seçimleri yüzünden ancak dışarı çıkar ve girişte oturursanız müzik falan yok. harika.

    tatlılarını beğenmedim. içine çilek dilimi atılmış pudingi bilmem ne tatlısı diye satıyorlar. bozuldum.
    masalarda bir düzenek var. masa takvimi gibi arkaya doğru katlayabiliyorsunuz. mavi kısmı katlayınca garson geliyor. tekrar turuncuya çevirip gidiyor sonra. bu da güzel. ancak hemen görmüyorlar maviye döndüğünü. (garsonluk zor iş)

    yabancı eserler yetersiz. çok bilindik romanlar var ve yerli yazarların yabancı baskıları var ancak geçen yıl yayımlanmış bir yabancı romanı tabi bulamıyorsunuz.
    o roman ülkemizde çok satan birinin romanıysa olabiliyor ancak abd'nin çok satanıysa getirmiyorlar (bu da büyük kitapçıların hemen hepsinin ortak tutumu)

    ankara'nın bir kitapçısı daha olmasına çok sevindim ama yetkililer "o müziği değiştirin lütfen"

    vallahi mekana bakış açımı on üzerinden üç etkiliyor müzik.
    eğer dıp tıs dıp tıs müzik olsaydı ona da tepki verirdim. yahu ne insanların ciğerini sökün yaşama sevincini eritin ne de disko gibi olsun. zor bir şey değil değil mi?
    efendim, bu yapıcı eleştirimi burada bitirirken emeği geçen herkesin eline sağlık demek istiyorum. gene geleceğim yolum düştükçe.
    önceliğiniz kitapçı olmak olursa diğer her sorun rahatlıkla çözülecektir.
  • önce hafta da bir, sonra üç günde bir ve nihayetinde her gün gitmeye başladığım kitap cenneti.
  • mekan gerçekten çok güzel ve takdir edilesi, tekrar tebrik ediyorum emeği ve yatırımı yapan insan(lar)a.
    bikaç kez geldiğimde yer bulamadığım için bir gün erkenden geldim saat 10.30 gibi. 2 saat falan çalıştıktan sonra 3-4 ergen kızımız gelip biz burayı rezerve ettirmiştik diye daldı çalışma odasına. son 15 dk 2 kız beni odada tek görünce biz de çalışabilirmiyiz demişti, tabiiki buyrun demiştim. ama bu hanım kızlarımıza hep beraber çalışalım buyrun sakıncası yoksa dediysem de, yok biz sesli çalışacaaaz deyiverdiler. yani ben anlamadım telefonda rezervasyon yaptırmak mı makul, yoksa çalışma odasında sessizce 4-5 kişinin çalışmasına müsaade etmek mi lazım gelir acaba?
  • hobi olarak kitapçı/ kırtasiye gezen, kitaplarla ilgili herhangi bir etkinliği örümcekadam gibi önceden hissedebilen birisi olarak bu zamana kadar nasıl gözümden kaçırdığımı anlayamadığım ankara kitapçısı. geçen gittim gezdim, hatta baya baya eleştirel bir gözle gezdim nedense, ama şimdilik bir kusur bulamadım ama onun yerine aradığım bir kitabı buldum, onu aldım. alt katı ulke ve tür olarak kategorize etmişler ama üst katı yazar yazar ayırmışlar ki ben en cok bunu sevdim. ( ülkecek icinde bulunduğumuz durumda yoldan geçen kedinin bile siyasi durusu varken burası hakkında biraz fikir verse de pek rengini belli etmiyor gibi geldi bana. ) çalışma odaları ne kadar verimli bilemem ama restoran ve kafe kısmından doğal olarak uğul uğul bir gürültü geliyor. bu da arkadaş kitabevi'ndeki köpük kafe'nin, okuyanları düşünerek yazdığı " sessiz olduğunuz için teşekkür ederiz " nezaketini arattı biraz.

    yine de okuma oranının yerlerde olduğu bir coğrafyada çölde vaha gibi sayılacak yerlerden biri.
  • ortalamanın üst segmenti kitabevi. ankarada çalışma mekanları kısıtlı olduğundan bazen burada çalışıyorum. akademikler için ufak bir bölüm olsa ne iyi olur. kaç yaşına geldik hala ders çalışıyoruz. bari yanımızda ergenlerin kalemtraş sesini duyup, aritmetik kitaplarını, 0.5 uçlarını görmeyelim.
  • kitap bölümü gerçekten güzel olmakla birlikte biraz pahalı piyasaya göre kafe bölümünde bulunmadığım için yorum yapamayacağım ama bu tür mekanlara ihtiyaç fazla çoğalması güzel olur
hesabın var mı? giriş yap