• linç kültürü toplumsal cinnetin getirisidir. insanın eninde sonunda orantısızca, adaletsizce eleştirdiği şeye dönüşmesi kaçınılmazdır.

    başlık altındaki entry'lerde de görüldüğü gibi, linç kültüründen şikayetçi olanların yine linç silahıyla silahlanıp linç girişiminde bulundukları aşikardır. sesege nicki yazar konuya etraflıca yaklaşmış ve maalesef bu linç kültürünün artık toplumsal bir kültür olduğu gerçeği olduğunu ima etmiştir. bir linç jargonu sözkonusu. bilinçli bilinçsiz bir linç jargonu. bencil, empatiden yoksun, saygıdan uzak, anlamak istemeyen, araştırmaya bir jenerasyon jargonu. daha doğrusu artık belli bir kuşağa da ait olmayan, herkesin ötekiye saldırdığı, herkesin ötekiye saldırmakla varolabildiği bir kültür.

    linç kült olabilir ama ahlak'ın bilgisi olmaz. ahlak ezberlenen bir şey değildir. ahlak da kültür olmak zorunda. günümüz linç'çilerinin asıl sorunu da bu: ahlak' ezberlemiş olmaları. ezbercilik hayatı doğru yaşamanıza yetmez.

    herkese sağlıklı zamanlar.
  • gyb'nin kimliğinin ifşa olması akabinde, sözlükte çoğunluğun almaya başladığı ders. herkes ahlak timsali, bir tek gyb kötüydü.
  • turk egitim - ogretim sisteminde 80'lerden bu yana * mufredatta olan ders..aslinda bu isimde bi ders olmasa bile hepimiz bu dersi aldik.
    kimimiz yedik * , kimimiz yemedik.
  • aslında müfredatta bulunan bir ders. sadece ismi ufak bir deği$iklik ile biliniyor...

    (bkz: sıkıcı bir ders sırasinda neden uyumayalım)
  • sanal kimliğini ilticagah olarak kullanıp tam teşekküllü bir sosyopata evrilen birtakım sözlük kimseleri, idam cezası veren yargıç ciddiyetiyle hemen her gün birilerini asmakta, üstüne üstlük paragraflar boyu da ahlak dersi vermektedir. kıyıcılığın ve kutuplaştırıcılığın kıyasıya kutsandığı böylesine melun bir dönemde, 'vicdansızlık' ellerden düşürülmeyen bir kılıca evrilmiş, insaniyete dair erdem ve faziletler kıvançla berhava edilmiştir.

    onlarca yıllık emeğin ve ihtimamın mamulü müesseseler, bir bakıyorsunuz ki çapraz ateşe alınıp, "xyz isimli firmadan ürün almıyoruz" şeklinde dalgalandırılmakta tüm gün sözlükte. bir "yanlıştan" hareketle, yüzlerce insanın ekmek yediği firmalara savaş açmak, pireye kızıp yorgan yakmak değildir de nedir?

    siyasi tarafgirliğinden ötürü giyotine mahkum edilen onlarca popçu, onlarca türkücü, onlarca oyuncu, onlarca tüccar, onlarca sanatçı ekonomik sıkıntılara düçar oluyor ve bir müsvedde kağıdı gibi buruşturulup atılıyor mazinin çöplüğüne. bu çok yanlış. hiç adil değil.

    eleştiri getirmek, olağan bir haktır lakin bu yergiler, bu hicivler bir "ölüm fermanı" hükmüne erişmemelidir katiyen. tahkir etmekten, aşağılamaktan beri durulmalı, "yanlışını işaretten hareketle doğru yöne sevk" eleştirideki temel ölçüt olmalıdır.
  • • • • linç ede linç edile ne hale geldik • • •

    günümüzde sosyal medya, birçok olumlu özelliğinin yanı sıra, lince eğilimli kişilere tek parmakla istedikleri kişiyi linç edebilme imkanını da sunuyor! yorulmadan, elini kana bulamadan, kalori harcamadan...

    ilk başlarda, eksik olan demokratik ortamı tamamlayan, herkesin her konuda söz hakkı elde edebilmesini sağlayan sosyal medya, yeterli olmayan eleştiri mekanizmasına da katkı sağlarken, bir anda ipin ucu kaçtı ve eleştiri ile lincin arasındaki o ince çizgi aşılıverdi. bir yandan kendine güvensiz, mutsuz, öfkesini nereye boşaltacağını bilmeyen kişilerin gerçek hayatta kimsenin yüzüne söyleyemeyeceği şeyleri ekranın arkasına gizlenerek söylemelerine fırsat verdi, bir yandan da devletin kurumlarına güveni kalmayanların adalet aradıkları bir platforma dönüştü.

    en fazla lince uğrayanlar ise ünlüler. hayatında hiç kitap okumamış birinin bir yazarı linç etmesi, birinin, gerçek hayatta yanına bile yaklaşamayacağını düşündüğü bir sanatçıyı aşağılaması, hakaret etmesi, linç etmesi çok kolay artık. bu linçlerin etkisi bazen sanal alemi aşıyor, gerçek hayata da yansıyabiliyor. lince uğrayan müzisyense konserler iptal edilebiliyor, öğretmense işten çıkarılıyor, oyuncuysa oyunu yasaklanıyor ya da oynadığı dizideki rolüne son verilebiliyor. bazen de sosyal medya linci gerçek lince dönüşüyor. barboros şansal’ın uçaktan inerken, hem de havaalanı çalışanları tarafından linç edilmeye çalışılması gibi.

    bağımsız medyanın yok denecek kadar azalması, hukukun ve adaletin neredeyse hiç kalmaması, sesini duyurmak, kamuoyu baskısı oluşturmak isteyen kişileri ister istemez sosyal medya yönlendiriyor. bu yüzden, herkes her an linç edilebilecek ya da farkında olmadan linçe katılabilecek kıvama geldi. kişisel gelişimini tamamlayıp birey olamamış, kolaylıkla yönlendirilip sürü psikolojisi ile hareket edebilecek kişilerin yanı sıra, eğitimli, duyarlı, insana ve doğaya saygılı kişiler de bir anda kendilerini linçcilerin arasında bulabiliyor artık.

    (işbu entry, altay öktem'in ot dergisi mart sayısındaki yazısından alıntılanarak yazılmıştır. linç ile ilgili birkaç örnek de vermiş bakın. onları da aşağıya koyuyorum.)

    memleketimden linç manzaraları

    • inci sözlükten bir linç güzellemesi:
    birisi linç edilirken... ateşe körükle giderim hemen. kim olduğuna bakmam bile. maksat iyice pısırsın ve sinir krizleri geçirsin.
    (dumdistak)

    • uludağ sözlükten bir linç güzellemesi: ateist, gomünist, feminist, maço, türkçü, şeriatçı demeden herkesin tek yürek olduğu harikulade bir aktivite. hepinizle gurur duydum çocuklar. keşke sürekli linç etsek birilerini. acayip keyif alıyorum inanır mısınız?
    (tomoe the youkai)

    21.06.2016: dövülerek atatürk büstü öptürülen kürt esnafa hapis, linççilere beraat! yöresel kıyafet giydiği için terör örgütü propagandası yaptığı düşünülen kişi bir grup tarafından linç edildi. linçten sonra zorla atatürk büstü öptürüldü. linç edenlerin hepsi beraat etti. linç edilen kişi, işçilerden birine hakaret ettiği gerekçesiyle beş ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • ahlaklı bir şekilde linç etmek çok önemli bir mevzu coğrafyamızda, ahlak çerçevesinde olacak o bile.
  • (bkz: din ve ahyak)
hesabın var mı? giriş yap