• yillar sonra bile unutulmayan. o gun dershane'den ciktik arkadaslarla. bir teyze durdurdu beni.

    - evladim x hastanesi nerede?

    diye sordu. dalga mi geciyor diye ilk once bir yuzune baktim. keza bana adresi sordugu yer hastanenin bahcesi. oylede bir yerdeyizki. bana adresi soruyor hemen basinin arkadasinda koskoca bir tabela var. x hastenesi diye. yani gormemek imkansiz, iceri giren hemsireler, ambulans arabasi filan. neyse baktim dalga gecmiyor, ciddi bir durum var ortada.

    -teyze sen cok yanlis gelmissin. simdi burdan trafik isiklarinin oldugu yere kadar yuru, ordan saga don. caddenin sonunda kime sorsan gosterir dedim.

    -allah razi olsun evladim.

    dedi. arkadaslar koptu. beni bir huzun aldi ve ben yillardir bunun vicdan azabiyla yasadim, durdum. bazen aklima gelir, kendime kizarim. ama benim kadar sen de hatalisin zalim teyze. neden gormedin o hastaneyi neden, neden onca insan icinden geldin beni sectin. hayvanlik benimkisi iste.
  • voleybol takim kaptaninin kafasina voleybol topunu zimbalamak'da bunlardan biri. ders bos. o zamanlar voleybol takimimiz cok populer. ozellikle kaptanimiz gizem, rakiplerin korkulu ruyasi haline gelmis. kisa bir tartismadan sonra oyuna bir arkadasimla girmeye ikna ettik bunlari.

    gelisine topa iyi vurdugumdan. hemen takim arkadaslarima direktifler verdim. topu su bolgeye gonder, gerisine karisma!

    keza ilk top tam istedigim yere geldi. topa vurmamla, kaptanimiz gizem'in yere dusup, beyin sarsintisi gecirmesi bir oldu. tam kafasina nisanladim. akabinde gerizekali, cik disariiiiiiiii sesleri ortaligi inletti. boylece voleybol kariyerim baslamadan bitmis oldu.

    o an voleybol'a kustum ve bir daha hicbir yerde hicbir zaman aglamadim amman oynamadim.
  • top dikmek.
    tarifi: küçük sınıflardaki kızların boşluğuna getirilip topları ele geçirilir. örtmenim, bıraksana, hayyvann çığlıkları arasında öyle bir degaj yapılır ki top ya çatıdan seker, tekrar bahçeye düşer ya da ne kadar hayvan olduğunuza bağlı olarak çatıyı aşıp diğer tarafa düşer. kızların yüzüne bakılmadan uzaklaşılır.
  • lisedeyken her zamanki gibi köşeme geçmiş takılırken, en ön sırada oturan kızın çantasını karıştıran it arkadaşım bana kaş göz kırpmaya başlamıştı. sürekli kızın çantasını açar suyunu alır içerdi şerefsiz. neyse gene suyunu alayım derken, kızcağızın günlüğünü bulmuş it. beni de çağırınca tel tokayı kaptığım gibi gidip günlüğün kilidini açtım ve iki şerefsiz başladık okumaya.

    meğer bizim kızın memeler yeni yeni büyümeye başlamış, küçük diye utanıyormuş da sünger koyup geziyormuş. ergenlik manyaklığı ya bunu okuyunca çok eğlendik ve bütün sınıfla paylaşmak istedik. öyle bir paylaştık ki kız sınıfa geri döndüğünde, başı tahtayı silmeye yarayan bir süngerin çektiği halay ekibi kurulmuş, sünger de sünger diye halay çekiliyordu.

    garibim önce anlamadı, sonra çantasına bakıp manzarayla karşılaşınca aldığı gibi çantasını gitti. ertesi gün de okula gelmedi. sonra babası okula gelip, kızım intihar edecek diye olay çıkarınca dedik bu böyle olmaz. biz de insanız. aramızda para toplayıp çiçek aldık kıza göndericez, üstüne de herkes telefonlarını çıkarıp birer mesaj atsın diye anlaştık. hepimiz "canım özür dilerim seni çok seviyorum" temalı mesajları yazarken, o günlüğü bulan itin mesajı "geçmişe sünger çekelim." şeklindeydi. neyse yakaladım da gönderemedi it.

    it dediğime bakmayın hala hatırladıkça gülerim, severim o acımasız iti. (bkz: ergen acımasızlığı)
  • bir arkadaşımın şaka olsun diye oturduğu sırayı ön sırada ki arkadaşımızın üstüne fırlatmasıdır.
  • resim dersinde, hocanın çizmemiz için getirdiği elmayı ders arasında yiyip, çöpünü de masaya bırakmak.
  • ogretmen aglatmak. simdi dusununce cok korkunc gelse de o zamanlar icin kendi hayvanligi icinde guzelligi vardi. ayrica lisede herkes biraz ergen hayvanligindadir, olur olmaz yerde derslerde filan hayvanlik yapar, olur oyle seyler.
  • lisenin iki yılını yatılı okuduğum dönemde akşam ve sabah etüdleri de sınıflarda yapılırdı, bazen erkekler uzun ve etkili geğirme yarışı yapardı bir de ikinci kattan kopmadan tükürük sallandıranı da görmüşlüğüm var, bi de biz kendi aramızda browni yi bütün ağzımıza sokmaya felan çalışırdık (kızların hayvanlığı da anca bu kadar).
  • türk mutfağı dersinde atölyede yapılan pilavı, sınıftaki tüm erkeklerin ellerine aldıkları kaşıklarla, tencerenin içinden birer kez kaşıklamak suretiyle 10 saniye içinde bitirmesi. ne azar işitmiştik lan hocadan, hayvanlaaaar diye bağırması hala kulaklarımda..

    (bkz: turizm ve otelcilik meslek lisesi)
hesabın var mı? giriş yap