• 9. sınıftayken okuldan kaçıp atatürk parkına gitmiştik içinde nikah salonu bulunuyordu.
    bir çift vardı kaçmışlar yıldırım nikahı kıyacaklar, gelin bizi görünce rica etti kimsemiz yok nikahımız kıyılırken yanımızda olur musunuz dedi kabul ettik
    çok fazla alkışlamıştık galiba nikah memuru: "şahitlerin ve şakşakçıların huzurunda sizi karı koca ilan ediyorum" demişti.
  • üç kız sabah kaçardık genelde. pideciye gider kıymalı pide yerdik. sabahın köründe daha fırın yanmamış olurdu ama beklerdik, 10:30'a doğru çıkardı pidelerimiz, oradan çıkıp biraz parkta otururduk, sonra pastaneye giderdik, biraz da orada takılırdık. o kadar.
    babam da çarşıda halıcılık yapardı, dükkanın önünden gider gelirdik, görünce yanımıza çıkar üçümüz için de pide parası sokardı cebime, birinin babası yoktu, diğeri de çok fakirdi.
    kayseri gibi bir yerde okuldan kaçsan da ne yapabilirsin ki en fazla. ama ota boka çok gülerdik :)
  • internet kafeye gidilip cs atılır.
  • okuldan kaçıp eve uyumaya gidiyodum. şimdi de aynısını ünide yapıyorum. ders biter bitmez eve gidip uyuyorum .d
  • en çok merak edilen neyse o yapılırdı, biz sigara tüttürürdük, bazısı aşna fişne peşindeydi.
    babannemlerin evi lisenin karşısındaydı, evin arka bahçesi liselilerle dolardı , kuytuda buluşanları keserdi camdan babannem . bir gün babannemi iş üstünde yakalayıp ne yapıyorsun burada diye sorduk, hiç istifini bozmadan, dışarıdaki çocuğa "muhacir" dilleriyle dedi ki:

    - aahh be çocuuumm sen ne salaksın! bu uruspu dün başka bi uğlanla geldi buraya !
  • (bkz: fy_iceworld)
  • bir kaç arkadaş çok eğleneceğinizi sanarak başlanır güne. bütün gün o kafaden çıkıp bir diğer kafede oturulur, otobüse binip şehrin hareketli yerlerine gidilir, mağazalara bakılır, sonra yine bir takım kafelerde oturulur. aslında vakit geçmek bilmez. bu arada annenizi, babanızı tanıyan sizi ispiyonlayacak birilerine denk gelmemeye özen gösterilir. okul çıkışı saatine doğru cepte para kalmaz, karnınız açtır, tek yanınıza kar kalan, abuk subuk şeylere hunharca güldüğünüz dakikalardır. çocukluk güzel yahu!
    biz ebeveynlerimiz tarafından sürekli konumu takip edilmeyen, fakat (internetsiz-akılsız) cep telefonları olan son nesildik herhalde. şanslıymışız.
  • kışın ortasinda, sabahin köründe ve dahi kargalar bile kahvaltisini etmemişken hem bilardo salonu hem de kahvehane olan mekanin kapisinda durup açilmasini beklemek.
    nihayet bi gün adam bize dedi ki "gençler bari size bi anahtar yaptiralim çayi falan demleyekoyun"
    sonra bahar aylari geldiginde dibi sünnetlenen devamsizliklarin verdigi hüzün.
  • yıl: 1999
    yer: ankara- kızılay
    internet cafeye gidip sabah 9 dan akşam 17:00'ye kadar fifa 2000' de 1 sezon bitirmeye çalışmak ve deli gibi de tüm maçları oynamak.
hesabın var mı? giriş yap