• 2009 yılında gösterime girecek; luis bunuel ve federico garcia lorca ve salvador dali'nin gençliğini konu alan film. salvador dali'yi robert pattinson canlandırıyormuş, nasıl sevinsem bilemedim.
  • trailerında x ray dog'dan time will tell çalan film.

    http://www.apple.com/…lers/independent/littleashes/
  • izlenmesiyle beraber robert pattinson'a duyulan tüm ilginin yada isteğin sönmesini sağlayabilcek film. oyunculuğu falan güzel tabi de, ben yine de artık arkasından çığlık çığlığa bağıran, saplantılı kız sayısı azalır diye düşünüyorum.
  • filmin renklerinin insanı yorduğunu düşünüyorum. hele o ayışığı altındaki deniz sahnesi, işkence gibi. insanı film izlemekten soğutabiliyor.
  • salvador dali'ye resimleri ve görünüşüne bakıp da; "deli, egzantirik bir kişi işte" diyip geçerek o mükemmel sürrealist çizgilerin altındaki isyanı anlayamayanların mutlaka seyretmesi gereken film. aynı cinsiyetteki bir ruh eşinin varlığının yarattığı ikilem, bu çekime karşı koymanın verdiği acı, çeşit çeşit maskelerle geçirilmiş bir hayat.. insanın, robert pattinson'dan soğumak bir yana; oluşturduğu karaktere verdiği ruh ve canlılıktan dolayı onu daha da çok takdir etmekten başka bir şey gelmiyor içinden.

    --- spoiler ---
    if i'm going to be anything more than average, if anyone is going to remember me, then i need to go further, in art, in life, in everything!
    --- spoiler ---
  • yönetmenliğini paul morrison'un üstlendiği film. robert pattinson döktürüyor yine.
  • bana aşkın etten, kemikten, cinsiyetten çıkıp da ruha, kişiliğe, aşık olunanın yaşanmışlıklarına ait olduğunu gösteren filmdir kendisi. böyle düşününce (yeni farkettim evet,... bu bile bişeydir deyip kendimi avutuyorum, uyandırmayın !) havada kalan herşey yerini buluyor. birini orası burası için sevmek kolay ve tabiki içgüdüsel olanı. ama onu sevdiği, savunduğu şeyler için sevmek, karşısında olduklarına tepkilerini görüp bundan hoşlanmak, hayattaki duruşunu takdir edip onun yörüngesinden ayrılamamak sanırım çok daha insani..
    yani içgüdüsel olanın karşısında biyerlerde..

    biz içgüdüsel aşkın peşinden koşuyoruz hep. bi aşık olduk mu yüzyılın aşkını yaşadığmızı sanıyoruz. adamın ya da kadının kaşına gözüne bakıp da işte sevdiğim bu diyoruz. evet, işin içindeyken öyle gelmiyor insana, biliyorum. ama işin ortalarında ve farkındalık kısmını bi hatırlayalım hepberaber... nasıl ? beraberlik kendisini otomatiğe bağladığında kaş -göz de kalmıyor saç-baş da. bitse de gitsek modunu hiç yaşamadım sevgilimle diyen yoktur bence. çünkü adamın ruhundan, seçimlerinden, geçmişinden, geleceğinden bihaber olarak önce aşık oluyoruz. çünkü gözleri yeşil. çünkü kot çok yakışıyo kıçına. çünkü göğüsleri ellenisi, dudakları öpülesi..bütün bunlar yemek yiyip su içmek gibi olunca geriye ne kalıyo peki ? aynı içgüdülerle başka öpülesi dudaklara kayan gözler. o halde ben vazgeçtim beni sevmeyin ey kıçı-başı-kaşı-gözü güzel sevgililerim. vazgeçtim.

    demem o ki ; yaşanmışlıkların etkisiyle, insan kalabilmenin ayrıcalığı ve bahşettiği düşünebilme, seçebilme, kendini mutlu edenlerin yanında kalabilme ve sonucunda sevebilme yetisiyle aşık olabilmek aslolan, sevilen insanın cinsiyetinin getirdiği farklılıkların ötesinde adını-sanını oluşturan dünyasıyla sevebilmek..

    yine demen o olacaktır ki ; benim için acıtan, düşündüren, üstelik gerçek oluşunun verdiği o garip hisle etrafımdaki dandik dünyadan sıyıran bir aşk filmidir `little ashes`.
  • henüz izleme fırsatı bulamadım ama fotoğraflara bakılırsa fazlasıyla iştahı kabartan bir film. zaten dali, bunuel, lorca varken merak etmemek elde değil. izlersem, robert pattinson'ın oyuncu olduğuna hak verebilecekmişim gibi geliyor. diğer filmlerinin yanında bu filmin bu kadar az ilgi görmesi ise üzücü.
  • adını ve kimin çaldığını bilmediğim şu şarkının çaldığı hoş film ama seyretmeyenin bir şey kaybetmeyeceği türden hoş film.
    ama şu şarkı öyle mi? adı her neyse ve nerde çalınıyorsa!
  • bir yanda dahi lakaplı salvador dali, diğer yanda hayatı bir aşkla değişen yıllarını tek taraflı sandığı bir aşka ve aşkına mektuplar şiirler yazarak geçiren faşist franco döneminde kurşuna dizilerek öldürülen sosyalist özgürlükçü şair federico garcía lorca.

    1935 yılında ölen lorca faşist iktidarı çok eleştirmiş halk muhafızları adlı faşist orduya karşı şiirler ve konuşmalarla siyasi duruşunu ifade etmiş eşcinsel kimliğini açıklama cesaretin göstermiş bunları yaparken hiç korkmamış şairler öldürülmez ben sadece şiir yazıyorum diyerek dünyaya bakışını dile getirmiş ancak banuel de dahil olmak üzere birçok arkadaşının tüm uyarılarına rağmen aktivist kimliğinden sıyrılmamış ve sonu ispanyanın utanç tarihine bir kara leke olarak yazılmış büyük şair oyun yazarı lorca ve onun hikayesi aslında little ashes.

    filmimiz dali’nin 18, lorca’nın 24 yaşında olduğu, okul yıllarından lorca’nın öldürülmesine kadar geçen süre zarfında dali ve lorcanın ilişkilerinin detaylarına giriyor ikili arasında yıllarca gizli kalmış sırları kendi penceresinden açığa çıkartıyor. filmin aslında enteresan ve ilginç tarafı dali’nin bilindiğinin aksine lorca’ya karşı duygularının ciddi bir anlam taşıması ve bunu işlemesiydi. dali ölümüne yakın lorca’yla aralarındaki sırları bir gazeteciye açıklamış. lorca'nın kendisine büyük bir aşk beslediğini 2 kez kendisiyle cinsel ilişkiye girmeye çalıştığını ancak kendisinin bunu reddettiğini anlatmış ve lorca’nın aşkına karşılık vermediğinden söz etmiş. ancak filmi izlediğiniz ve yönetmenin bir röportajını okuduğunuz zaman aralarındaki ilişkinin dali cephesinden özellikle, bu kadar kesin ve net olmadığını daha güçlü yaşanmışlıklar ve derin hisler olduğunu anlıyorsunuz. yönetmen lorca’nın dali ye yazdığı ve hiç cevap alamadığı mektuplardan da hareketle ikilinin birbirlerine derin bir aşk beslediklerini ancak dali’nin bu ilişkiyi kendiyle ilgili sebeplerle hep reddettiğini ve yaşanmamış ve dillendirilmemiş bir aşk olarak yıllarca sır olarak kaldığından bahsetmiş. hangisi doğru bilinmez ancak dali’nin lorca için söylediği cinsel ilişki ile ilgili sözü aslında yakınlaşma bakımından aralarında ciddi anlamda filmdeki gibi bir yaşanmışlık ve sevgi olduğunu da gösteriyor bence. dali’nin lorca dan kaçtığı bir dönemde,lorca'ya hitaben karısı gala için; "o benim ruh ikizim aşıklar gibi değil bizim gibi değil" dediği hayatının çok önemli bir parçası olan eşi gala'dan filmde fazla bahsedilmemesi hikayeyi yarım bırakmış aslında ama bu cümle bile dali ve lorca’nın aralarındaki sırın açığa çıkması için yeterli sanıyorum.

    little ashes, dali’nin lorca ve kendisini anlattığı bir tablonun ismi aslında çokta anlamlı bir isim yönetmnliğini solomon and gaenor dan hatırlayacağımız paul morrison’un yaptığı javier beltrán ( lorca ) robert pattinson (dali ) ve matthew mcnulty (banuel ) oynadığı filmimiz bir dönemi anlatması ve biyografik ögeler taşıması bakımından seyredilmesi gereken bir çalışma. gerçi film robert pattinson’ın gölgesinde kalmış gibi gözükse de aslında gizli kahraman javier beltrán ı unutmamak gerek son derece güzel ve doğal bir oyunculuk sergilemiş. pattinson’ın bence daha çok fırın ekmek yemesi gerek.

    filmi izlerken banuel ve dali’nin senaryosunu birlikte yazdıkları an andalusian dog filminden kareleri ve bu filmle ilgili lorca’nın alınganlıklarına da şahitlik ediyoruz. gerçi hiçbir zaman banuel ve dali bu filmi lorca dan esinlenerek çektiklerini söylemeseler de kendi kökeni ve o dönem aralarının dali ile kötü olması sebebiyle hep kırgınmış lorca dali'ye. bu da filmden önemli ama küçük bir ayrıntı.

    sonuç olarak lorca ve dali’nin gizli kalmış ilişkilerinin detayını banuel ve lorca’nın dali sebebiyle ilişkilerinin bozulmasını banuel’in ikiliyi ayırma çabalarını ve nicelerini tarihin arka odası kıvamında izlemek isteyenlerin kaçırmamaları gereken bir çalışma.

    bir dip not:

    lorca’nın dali’ye olan tutkulu ama bir o kadar da umutsuz ve karşılıksız sandığı aşkı lorcayı başka mecralara da sürüklemiştir elbette bunu insan doğası olarak tanımlamak yanlış olmaz sanıyorum. lorca tutkulu ilişkiler yaşamış ama yumuşak karnı olan daliyi ve ona karşı olan yıkıcı zaafını unutmamıştır bu zaafını bilen arkadaşları onu her defasında daliye karşı uyaracaklardır. yıllar sonra bile lorca ki 8 yıl dali lorcanın hiçbir mektuna vevap vermemiş ve görüşmemiştir tek bir mektubuyla daliye gitmiş ancak beraber çalışma teklifini dalinin apolitik ve kendiyle uyuşmaz dünya görüşleri sebebiyle reddetmiştir. bu onların lorca öldürülmeden önceki son görüşmeleridir de aynı zamanda.
hesabın var mı? giriş yap