live and let die
-
american hustle'in en iyi sahnelerinden birinde jennifer lawrence bir yandan toz alirken bir yandan da bu sarkiyi soyler. baska da guzel sahnesi yok filmin ama o ayri konu.
jennifer lawrence- live and let die -
007 james bond serisinden roger moore'un başrolünü üstlendiği bir film. james bond severler genelde beğenmezler ama tüm seriyi izlemiş birisi olarak oldukça keyifli bulduğum filmdir. sanıyorum çok beğenilmemesindeki faktörler şunlar:
--- spoiler ---
1- bir bond filmi klasiği olan spor arabalar yok.
2- film biraz uzun.
3- bondu bond yapan aksesuarlar son derece az.
4- bazı sahneler çok uzun tutulmuş (özellikle nehirdeki kovalamaca)
--- spoiler --- -
--- spoiler ---
türkçesiyle "yaşamak için öldür", 1973 birleşik krallık yapımı aksiyon-macera-gerilim filmi ve bond serisinin 8. yapımı. ian fleming'in 1954 tarihli ve ikinci bond romanından uyarlanan filmin yapımcıları harry saltzman ve albert r. broccoli, senaristi tom mankiewicz ve yönetmeni guy hamilton'dır. filmin başrollerinde ilk kez james bond rolünü üstlenen amerikalı ünlü aktör roger moore, yappeth kotto, jane seymour, clifton james, bernard lee, geoffrey holder, julius harris ve lois maxwell gibi oyuncular oynamışlardır. usta aktör sean connery, diamonds are forever (1971) filminden sonra bu filmde son bir kez james bond rolünü üstlenmesi için yapılan 5,5 milyon dolarlık astronomik teklifi reddetmiştir. bunun üzerine, yapımcılar, clint eastwood başta olmak üzere birçok alternatif isme yönelmişler ve neticede roger moore'da karar kılmışlardır. bu film çekilirken 45 yaşında olan moore, bu rolü ilk üstlendiğinde en yaşlı olan oyuncu unvanını kazanmasına karşın, bilhassa bu film ve sonraki iki filmde oldukça genç durmakta ve rolüne yakışmaktadır. 1962-1969 döneminde the saint dizisindeki rolüyle ünlenen amerikalı karizmatik aktör roger moore, bu filmde james bond karakterine daha sevimli bir hava katmayı başarmış ve sean connery'nin yerini doldurmak gibi çok zor bir işi hakkıyla başarmıştır. yapımcılar da, moore'lu bond'u connery'li bond'dan ayrıştırmak için senaryoya bazı eklemeler yapmışlardır. örneğin, bu filmde, bond, vodka martini yerine bourbon whiskey içmeyi tercih etmektedir. moore, amerikalı olmasına rağmen bu rolü çok sevmiş ve bu filmi -the spy who loved me (1977) filminin ardından- kendisinin rol aldığı en iyi ikinci bond filmi olarak değerlendirmiştir. ancak çekimler sırasında, moore, oldukça zorluk günler geçirmiştir. bunun nedeni, filmin çekimleri sırasında böbrek taşı düşürmesi ve jamaika sahnelerinin çekimleri esnasında -jane seymour'la beraber- dizanteri hastalığına yakalanmasıdır. mr. big ve dr. kananga rollerini canlandıran afrikalı amerikalı aktör yappeth kotto ise, 33 yaşında en genç bond villain'ı olmuştur. ek olarak, filmin başında bond'la aşk yaşayan italyan ajan miss caruso karakterini canlandıran madeline smith, sevişme sahneleri sırasında roger moore'un o dönemdeki kıskanç karısı luisa mattioli'nin sette bulunmasından rahatsız duyduğunu açıklamıştır. bir diğer ilginç bilgi ise, roger moore ile miss moneypenny'i canlandıran lois maxwell'in gerçek hayatta sınıf arkadaşları olmalarıdır. 121 dakikalık film, 7 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilmiş ve 161,8 milyon dolar iyi bir gişe hasılatı elde etmiştir. filme damgasını vuran ve bence filmin en başarılı öğesi olan -filmle aynı adı taşıyan- tema şarkısı ise, paul mccartney-linda mccartney çifti tarafından yazılmıştır. film için özel olarak bestelenen eser, yapımcı harry saltzman'ın tercihi nedeniyle az kalsın bu versiyonuyla filmde yer almayacaktır. zira saltman, -shirley bassey'nin önceki bond filmlerindeki büyük başarısı ve caz müziğin o dönemdeki popülaritesi nedeniyle- şarkının afrikalı amerikalı ve caz gırtlağı olan bir kadın sanatçı tarafından seslendirilmesini tercih etmektedir. hatta bu nedenle, filmde, şarkının brenda arnau versiyonu da yer almaktadır. ancak açılış müziği olarak daha sonra paul mccartney yorumuna yer verilmiş ve arnau yorumu başka bir sahnede kullanılmıştır. şarkı, mccartney versiyonuyla, 1974 yılında en iyi film müziği dalında oscar ödülü adaylığı da kazanmıştır. şarkı, aslında oldies-jazz tarzlarındaki bond filmlerinin klasik şarkılarından oldukça farklıdır ve temelde bir rock parçasıdır. buna karşın, oldukça beğenilmiş ve filme de büyük hava katmıştır. şarkının ünlü rock grubu guns n' roses tarafından yapılan coverı da şahanedir. filmde ayrıca milton batiste düzenlemesiyle just a closer walk with thee ve new second line gibi şarkılar da yer alır. filmin çekimleri ise, runaway bay, st. ann, cornwall, falmouth lagoon, falmouth, hanover, spring valley (jamaika), louisiana, harlem-new york (abd), londra, buckinghamshire (birleşik krallık) ve bahamalar gibi birçok farklı yerde yapılmıştır. film yapım ekibinde dublör koordinatörü olarak geçen ross kananga, aslında timsahlı sahnelerin çekildiği parkın sahibidir. kananga, filmdeki tehlikeli timsah sahnelerinde roger moore'un dublörlüğünü de bizzat kendisi yapmış ve bu çekimler sırasında ciddi bir ölüm tehlikesi de atlatmıştır. film ekibi kananga'nın cömertliği ve cesaretinden etkilenerek, filmdeki bir karaktere onun soyadını vermişlerdir. ilginç bir detay, bu filmde desmond llewelyn tarafından canlandırılan q karakterinin hiç yer almamasıdır. bunun nedeni, llewelyn'in o dönemde follyfoot (1971) televizyon şovunun çekimleriyle meşgul olmasıdır. buna karşın, llewelyn'in en sevdiği bond gadget'ı olan manyetik saat, bu filmde birçok sahnede farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. filmin önemli bir ilki de bulunmaktadır; james bond'la ilişkiye giren ilk siyahi karakter olan rosie carver (gloria hendry canlandırıyor) bu filmde yer almaktadır. ırkçılık eleştirilerine karşın, ilerleyen filmlerde de bond'un birçok siyahi sevgilisi olacaktır. jane seymour'un oynadığı solitaire karakteri ise, filmde sadece bu adla bilinmektedir. oysa romanda, kendisinin gerçek adı simone latrelle'dir ve solitaire sadece lakabıdır. solitaire, james bond karakterini bir iskambil oyununda yenebilen tek karakter olarak da hatırlanabilir. solitaire, ayrıca james bond'un gelişini önceden görmekte ve oldukça ilginç bir şekilde (a man comes. he travels quickly. he has purpose. he comes over water. he travels with others. he will oppose. he brings violence and destruction.) tasvir etmektedir. ancak romana göre solitaire karakteri siyahi, rosie carver karakteri ise beyazdır. ayrıca solitaire sayesinde, bu film, doğaüstü güçlere gönderme yapılan ilk ve tek bond filmi ve aynı zamanda romanı olma özelliğini de taşımaktadır. bir diğer ilk, olayların ilk kez hayali bir yerde -karayipler'deki san monique adası- geçmesidir (bu durum, daha sonra licence to kill-1989 filminde de tekrarlanacaktır). san monique, açık bir şekilde jamaika'ya bir göndermedir. zira romanların yazarı ian fleming, uzun yıllar boyunca burada ikamet etmiş ve birçok bond romanını burada yazmıştır. lakin serinin ilk yapımı olan dr. no (1962) filminde de jamaika kullanıldığı için, bu filmde hayali bir yer yaratılması tercih edilmiştir. ancak bu hayali yere dair sahneler yine jamaika'da çekilmiştir. jamaika, ayrıca the man with the golden gun romanı ve for your eyes only ile octopussy kısa hikâyelerinin de geçtiği yerdir. bir diğer ilginç bilgi, roger moore dönemi bond filmleri arasında cia ajanı felix leiter karakterinin yer aldığı tek filmin bu olmasıdır. leiter karakterini canlandıran david hedison, ayrıca licence to kill (1989) filminde de aynı rolü üstlenerek, bu rolü iki kere oynayan ilk oyuncu olmuştur. ilk kez bu filmde yer alan ve clifton james'in canlandırdığı şerif j.w. pepper karakteri ise, serinin sonraki ve 9. filmi the man with the golden gun (1974) yapımında da yer alacaktır. bir diğer ilk ise, sir roger moore'un girişteki silahla ateş etme sahnesini şapka takmadan oynayan ilk bond olmasıdır. filmde, dr. no (1962) filminde yer alan quarrel karakteriyle aynı ismi taşıyan ve ona benzeyen bir karakterin yer alması da enteresandır; zira ilk filmde, quarrel, senaryoya göre ölmektedir. filmden akılda kalan birçok sahnede mevcuttur. öncelikle, kuşkusuz, oldukça uzun süre sürat botuyla kovalama sahneleri etkileyicidir. bu sahneler için tam 26 bot yapılmış ve bunların 17'si çekimler sırasında parçalanmıştır. filme damgasını vuran new orleans'a özgü caz cenazesi (jazz funeral) sahneleri de bence muhteşemdir. bond'un timsahların üzerine basarak kaçmayı başardığı sahne ise, günümüzde sinema klasikleri arasına girmeyi başarmış müthiş yaratıcı bir sekanstır. yılan yakma sahnesi de yine akıllarda yer etmiştir. ama en sondaki şişme sahnesi hakikaten de çok acemice ve kötü olmuş ve filme yakışmamıştır. son olarak, filmin imdb.com puanı 6,8/10.
konusu
new york’ta uluslarası bir uyuşturucu kaçakçılığı olayını araştıran bazı ingiliz ajanları esrarengiz şekilde öldürülür. bütün cinayetler, harlemli bir suç lordu olan mr. big ve bir diplomat olan katanga’yla (yaphet kotto) bağlantılı gözükmektedir. olayı araştırması için james bond (roger moore) new york’a gönderilir. daha şehre geldiği anda mr. big’in adamları tarafından öldürülmeye çalışılan bond, bu saldırıdan kurtulur ve kendisini öldürtmek isteyen mr. big’i araştırırken milyarlarca dolarlık dev bir uyuşturucu operasyonunun merkezinde olduğunu anlar.
oyuncular
roger moore - james bond
yappeth kotto - kananga / mr. big
jane seymour - solitare
clifton james - şerif j.w.pepper
julius harris - tee hee
geoffrey holder - baron samedi
bernard lee - m
lois maxwell - bayan moneypenny
imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt0070328/
wikipedia - https://en.wikipedia.org/…i/live_and_let_die_(film)
vikipedi - https://tr.wikipedia.org/…k_İçin_öldür_(film,_1973)
trailer - https://www.youtube.com/watch?v=ktzsm9-xwqo
--- spoiler --- -
bir paul mccartney parcasi. 73 tarihli ayni adli bond filmi icin yapilmistir (roger moore'un bondlugu). oscar'a bile aday olmustur.
-
james bond serisinin en kötü filmlerinden biridir. film hakkındaki en önemli olay paul mc cartney'nin karısı linda mc cartney ile beraber yazdığı bu şarkıdır.
ayrıca filmde villain karanga'yı; ilk bond filmi olan dr. no'da quarrel'ı oynayan john kitzmiller'ın oğlu yaphet kotto oynamaktadır. -
gnr versiyonunun klibinde grup üyelerinin çocukluk fotoğrafları görülür bir bir..izzy stradlin'in fotoğrafı ise üzerinde "missing" yazılı olarak bi süt şişesi üzerindedir...where is izzy
-
guns n roses coverı muhteşem olan şarkı.hızlandığı yerlerde zıplama isteği uyandırır.
-
paul mccartney in artik tum turnelerinde mutlaka performe ettigi, gnr vrsionundan daha da sert ve isik oyunlariyla suslenmesiyle bir vazgecilmez olan mccartney klasigi...
-
uçuk, aşmış, kesinlikle tarz sınırlamaları içinde değerlendirilemeyecek wings parçası. tüm zamanların en başarılı bestecisinin en nadide eserlerinden biri.
(bkz: paul mccartney) -
bbc tarafindan yapilan bir ankette gelmis gecmis en iyi james bond tema muzigi secilmis.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap