• zamanında az gülünmedi, taşak geçilmedi bu adamla. ama herif durmadan, üstüne koya koya ilerledi. şimdi de efsane olacak. kardeşi bile oscar adayı, daha ne olsun. film de road to perdition kadar güzel olursa ne âlâ.
  • affleck kendini aşıyor. bvs çekerken sanırım bir yandan da kendi işiyle uğraşmış. şimdi de adam solo batman kasıyor. lan ne ara zaman buldun hepsine. helal.
  • izlerken insanın aklı sürekli " boardwalk empire" a gidiyor ve 50 küsur bölümlük ve 50 küsür saatlik diziyi izlerken nasıl hiç sıkılmayıp, bu 2 saatlik filmi izlerken neden oflayıp pofladığınızı anlıyorsunuz: inandırıcılıktan uzak kötü oyunculuklar.
  • zaman öldürmek amacıyla izlenebilecek vasat film. hadi senaryoyu yazan atladı diyelim oyuncular demez mi ''abi niye biz bu restoranda herkesin içinde bağıra çağıra at pazarlığı yapıyor gibi organize işleri konuşuyoruz'' diye. velhasılı üfürükten olmuş.
  • romandan uyarlanan hemen her film gibi bol bol zaman atlaması yaşayan ve sinemaya yakışmayan bir kurgusu olan filmlerden bir diğeri.

    ben affleck iyi işler çıkarıyor, kendisini takip etmek zevkli. devam et gardaşım.
  • son derece sıradan bir film. dünya kadar mafya filmi var, üzerine hiç bir şey koyamamış ben affleck. süresi de gereksiz uzun.

    koca sinemada tek başımaydım, makine bozuldu başka salona aldılar. aldıkları salonun ısıtma sorunu vardı titreyerek izledim bu da ekstrası oldu.
  • izlerken senaryoda kopukluklar olduğunu hissettiğim filmdir. çok uzun time-jumplar vardı, birden bambaşka bir sahneyle karşılaşıyorsunuz ve en az 5 dakika içinizden o arada neler olduğunu toparlamakla uğraşırken başka olaylar oluyor. ben affleck senaristlik ve yönetmenlikte daha yeni olduğu için fazla gömmemek lazım.

    sienna miller'in irlanda aksanı yapmaya çalışıp yapamaması da filmin kötü yanlarından biri. madem karakter irlandalı biri, o karakteri oynayabilecek birçok irlandaki kadın oyuncu var, onlardan birini oynatsanız ya? brendan gleeson gibi bir irlandalı efsanenin bulunduğu sahnelerde sahte cork aksanı duymak üzücüydü.
  • ben affleck'in hem yazıp, hem yönetip, hem de başrolünde oynadığı live by night içki yasağının yaşandığı 1920'lerde amerika'da bir mafya elemanının suç örgütü içinde giderek yükselişini ve sonunda en tepedeki babalarla karşı karşıya gelişini anlatıyor. ben affleck oyunculuktan yönetmenliğe geçen hollywood yıldızları arasında benim sevdiğim bir isim. 2007 yılında ilk yönetmenlik denemesi gone baby gone ile dikkatleri üzerine çeken affleck, olgun ürünler vermeye 2010 yılı yapımı the town ile devam etmiş, 2012'de ise en iyi film oscar'ını alan argo ile yönetmenlik kariyerinin en üst noktasına ulaşmıştı. coppola klasiği godfather filmlerine hayranlığı hemen hissedilen affleck belli ki bu projeye kendini çok adamış. live by night'da görüntüler, prodüksiyon tasarımları, dekorlar ve kostümlerdeki büyük özen hemen dikkati çekiyor. gerek kalabalık sahneler, gerekse aksiyon bölümleri ustalıkla çekilmiş. filmin teknik karnesi 10 numara 5 yıldız!.. ancak aynı övgüleri hikaye için söylemek mümkün değil ne yazık ki. ben affleck senaryoyu daha önce gone baby gone kitabının da yazarı olan dennis lehane'in bir romanından uyarlamış. ama roman uyarlamalarında sıkça gördüğümüz gibi, kitapta geniş geniş anlatılan birçok alt öykü filme dönüştürülürken yeterince derinlikli anlatılamamış. boardwalk empire tarzı bir mafya dizisinin tüm bir sezonunun iki saate sıkıştırıldığını düşünün, işte bu da öyle. aslında hikayede ilginç bazı motifler var, örneğin florida'daki şerif figgis ve onun bir tür tarikat lideri olan kızı loretta, kopuk kopuk ilerleyen bir senaryo içinde can suyu gibiler. ama filmdeki karakter ve olay karmaşası içerisinde kaybolup gidiyorlar.

    live by night kötü bir film değil. usta görüntü yönetmeni robert richardson dönem atmosferini başarıyla yaratmış, filmin sanat yönetimi de birinci sınıf. ama kameranın hem önündeki hem de arkasındaki yetenek birikimi dikkate alındığında, beklentilerin gerisinde kaldığı da gerçek. yine de özellikle bir zamanlar amerika tarzı gangster hikayelerini sevenler live by night'ı beğenebilirler.
  • affleck hep mafia filmi yazıp yönetip oynamak istemişimdir demişti. kötü de olsa hayalini gerçekleştirmiş olmanın sevincini yaşamıştır eminim. oyunculuğu iyi, konu da fena değil yine de iyi anlatamamış.
  • akıcı bir film. kitabını okudum eksik yerleri çok geyiğini bırakalım mı artık? koca kitap iki saat film olmaz tabi dimi? filmleri gömerken şöyle yapalım; beğenmediğimiz filmlerin kulvarında en iyi bulduğumuz filmleri yazalım, en iyisini en kötüsünü görüp aydınlanma yaşayalım, yaşatalım.
    kitaptaki herşeyi veremez tabi ki, o döneme merak uyandırıyor, bu sayede sadece filmi seyredenler sonrasında o dönemle ilgili birşeyler açıp okuyabilir, bu da birşey. evet polyanna' yı ben yedim.
hesabın var mı? giriş yap