londra

• önümüzdeki hafta, yani 23-29 mayıs tarihleri arasında bulunacağım şehir. burada yaşayanlardan, deneyimlerini paylaşmak isteyenler (özellikle ankara anlaşması & internet sektörü hakkında) olursa minnettar kalırım.
• soğuk olmasa yaşanılacak memleket. yazı da soğuk, kışı da.
• yoğun bulut tabakasının arasından bir parça mavi gökyüzünü görebilirseniz o gün hava güzeldir. şaka yapmıyorum.
• (bkz: #60724739)
• olur da bu sehirde bir gun yasarsam bu tarz bi ev almak istiyorum. para işini düşünmek istemiyorum.
  http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/…-satisa-cikti
• kendime özel, tek başıma gittiğim şehir. radiohead'in şarkısından esinlenerek şöyle bir cümle kurdum,
  
  i'm a creep, i'm a weirdo
  i belong here.
  
  tabi sonra tırıs tırıs döndüm gerçek hayata ama olsun.
  
  yukarda çok güzel yazılar var turistik yönüyle anlatan. onları yapın tabi hele de ilk defa gidiyorsanız. ben ise size yemek içmek ve otel anılarımı anlatayım.
  
  otelim çok merkeziydi. tek kişilik odam ise bilenleri için harry potter'in teyzesinin evindeki odası gibiydi, şöyle ki bavulu koyacak yer yoktu, camı açmak için odada geçecek yer olmadığından yatağın üzerinden atlamam gerekiyordu ve ceketimi asacak yer yoktu. iki kolumu açtığımda odanın duvarlarına neredeyse elim değmek üzereydi. olaya iyi yönden bakıp en azından herşey elimin altında dedim. ayrıca odadan çıkmak için acele ediyor böylece londra sokaklarına sabahın köründe kendimi atıyor ve dönmek için bir motivasyonum olmuyordu.
  
  peki ne mi yedim, efendim neler yemedim ki.
  
  ama size burada özellikle bao isimli tayvan yemeği yapan bir yerden bahsetmem lazım. bu yeni popüler mekanı araştırmalarım sonucu buldum. lexington street soho da. peşinen söylemem gerekir ki, kapıda sıra beklemeyi göze almanız lazım. sıra beklerken elinize saman kağıdı ufacık bir menü veriyorlar. içeri girmeden ne sipariş edeceğinize karar veriyorsunuz. benim gibi seçme konusunda zorlananlar için güzel ama yine benim gibi garsona yemek hakkında bilgi sormak isteyenleri kolayca sepetleyemedikleri de oluyordur.
  
  menüde çorba, kızarmış tavuk var ama spesyal bao. bunlar mini burger görünümünde ama ekmeği bembeyaz düşünün çok sevimli. klasiği en favori olanmış ama ben domuz kokusunu sevmiyorum hatta koyun da sevmem yemem. o yüzden fried chicken ve daikon (v) ısmarlayayım dedim. siparişi size verilen saman kağıdına kaç tane yiyecekseniz sayısını yazarak iletiyorsunuz. orada bir karışıklık yapmayı başarmışım bir baktım garson buyrun lamb shoulder dedi. allah dedim, koyun kokacak şimdi ama neyse bir tadına bakayım dedim. bir yedim en çok bunu beğendim. küçük olduklarından rahatlıkla 4 tane yersiniz. tanesi 4 ile 5 pound arasında değişiyor. ortam da güzel. afiyet olsun.
  
  içme konusuna gelirsek, pub ayrı bir güzel burda. pub'a gidin, için için. ohhhh mis.
• daha demin bir video izlerken "this is a piccadilly line service to heathrow terminals 1, 2, 3 and 5" cümlesini duyduğum anda resmen içim kıpırdandı ve sonra da ağır bir şey oturdu üstüne.
  
  çok özlemişim bu şehri. o kadar güzel bir yerdir ki yaşamak için. sadece 6 ay kaldım orada ama hala her saniyesini özlüyorum.
• yarın için hava durumunda tamamen güneşli ve 26 derece olarak gözüken şehir. hyde park dolup taşacak anlaşılan.
• thames nehri üzerinde kaç köprüsü olduğunu merak ettiğim şehir.
  
  ve aynı zamanda tüm o köprülerin isim ve fotoğraflarını nereden bulabilirim, bilenlerden yardım bekliyorum.
• parkta, bahcede orda burda dondurma satan sevimli minibuslerin dondurmasindan uzak durulmasi gereken sehir. yolu dusen ve etrafta elinde dondurmayla gezenleri gorupte o dondurmayi cani ceken, alipta yemezse bir tarafi sisecek olanlari uyarmak bugunku misyonum oldu. dun belki bu kez iyi cikar diye bir tane yedim. fiyati £3.5, tadi les gibi, neyse ki dondurmayi az koyuyorlar da dondurmayi yiyince kusmanin esigine gelip atlatiosun.
  
  ılla dondurma istiyom, istiyom da istiyom diye kriz gecirsen bile yapma guzel kardesim. pisman olacaksin. geriye donup bakacaksin. kufuru basacaksin. ama artik cok gec olacak. basini egip, kaderimdi diyip, usul usul yoluna bakacaksin. aklinda hep tr'de o paraya neler neler yiyebilme ihtimallerin gelecek. dusuneceksin. üzüleceksin. yapma cigerim. o dondurmacilara o turk parasindan sterline cevrilirken kusa donmus parani kaptirma. o yivisik kremamsi seyin resmine kanma. ınanma dostum. dostum dostum, eyleme canim.