• masal. hem oyle bi tane de degil, yanlis saymiyosam onbir tane ask masali birden. haliyle bi kismi mutlu, bi kismi degil; aldatan var, aldatilan, reddedilen, arkadasimin askisin olan var. konu bildik yani. karakterlere gelince, bu kadar cogu bi arada oldugundan, cok bir derinlik beklemek, tahlil yapmak olasi degil. herkes beyazin, veya pembenin diyelim, bir tonu, iki tane de hafifce gri var. ama iste yine de olaganustu sevimlilikte bi film. bi kotu tarafi kimseyi istediginiz kadar goremiyosunuz-- gerci hugh grantin dans sahnesi two weeks noticein tamamina esdegerdir kanimca. ayrica bi de thomas sangster diye bir velet var ki filmde, hugh grant de colin firth de halt etmis yaninda. kendisi jerry maguiredaki tisslayarak konusan gozluklu veletten (bkz: jonathan lipnicki) beri hollywoodun gordugu en yakisikli ufaklik (hugh grantin de kuzeniymis zaten.)

    love actually'ye giderseniz, ilan-i ask etmenin 50 yolunu tatli tatli siritarak, yer yer de tepine tepine gulerek seyredicek, istemediginiz kadar da tanidik insan goruceksiniz. ama tayyiple (veya tansu cillerle?) kendinizi birlikte dusunmeyin, o zaman masalsi buyu falan kalmiyo..
  • "erkekler temizlikcileriyle, sekreterleriyle evlenir" temali. epeyce erkek filmi. bakmak zorunda oldugu, akil hastanesinde yatan bir karde$i olan i$ guc sahibi egitimli kadin da elbette yalnizliga mahkumdur. keza, orta ya$li, iki cocuk buyutmu$ akilli fikirli kadin da aldatilmaya mahkumdur. oteki kadin da pek tabii patronuna kendini "zorla" sunan $eytan boyunuzu takip kirmizi giyen bir femme fatale olacaktir, kadin ofisin ortasinda bacaklarini filan acacaktir adama, adam kurbandir elbette.
  • bu arada muhtemelen sinema tarihinin en guzel ilan-i asklarindan bi tanesi ve ona verilmis en guzel tepkilerden bi tanesi bu filmdeydi.

    --- spoiler ---
    (keira knightley'ye yapilandan bahsediyorum)
    --- spoiler ---
  • filmi izlerken, "neden boyle asklar yasayamiyorum" diye uzulebilir yahut "dunyada boyle seyler de olabilir hakikaten" diyerek umutlanabilirsiniz. ikincisini tercih edin. "hugh grant gibi bir ingiliz basbakani olmaz ki, hic gercekci olmamis" diyebilir veya "keske bizde de boyle basbakanlar olsa aslinda olmasi gereken bu" diyebilirsiniz. ikincisini tercih edin. "ask komedileri artik sikti bin tane ayni konulu film; adam kadin ayrilir sonra kavusur "diyip bu filme gitmeyebilir ya da "10 tane hikayeyi oyle guzel kugulayip ustaca bir sona baglamislar ki cok sansliyim seyredebildigim icin" diyebilirsiniz. ikncisini tercih edin.
  • bir kalorifer peteğini bile duygulandırabilecek güzellikte, ara vere vere izlenilesi film.
  • hugh grant'in ingiltere tanımı unutulur gibi değildir: "the country of shakespeare, churchill, the beatles, sean connery, harry potter. david beckham's right foot. david beckham's left foot, come to that."
  • hakkında yazılan ilk entrylerle son entryler arasındaki uçurumu analiz etmek üzere doktoraya başvurdum. sahi, niye öyle olmuş? acaba daha mı naifmişiz (naiflermiş yani onları yazanlar)?

    çok gördük, çok biliyoruz da ondan mı böyle oldu acaba?

    mis gibi de sümüklü filan ağlamalı film işte... kadro efsane, konular ilginç. "her şey insanlar için" alt metni çok hoş. aldatılmak var, buna vesile olmak var, ümitsiz bırakılmak var, avcunu yalamak var, batırmak, çuvallamak, dengeyi bulamamak... ne ararsan...

    klişelerden nasibini alıyor ama o kadar da olsun be sebastian!

    benim gözümden yaşlar geldi, aşağıya doğru kıvrıldıııı ve burnumdan inen sularla birleşti...baya iğrenç bi tablo oldum. sonra düşündüm ki biri beni bu halimle bile sevebilir. ayrıca sevmenin öylesi en bi güzeldir.

    misal, dkt-sevici bir insan "yine neye hislendim sümüklüböceğim?" diyebilir. olabilir yani.

    ben de burnumu çekip " aşk çok güzel bi şey. sen hiç ölme tağam mı? sarılalım, çok sarılalım" diyebilirim.

    üf sümüğüm aktı.
  • bu filmde ingiltere başbakanının, amerikan başkanına verdiği ayarı anca bir romantik komedide ve yine anca hugh grant verebilirdi. aslanım benim.
  • şimdi richard curtis şöyle düşünmüş,
    "ulan ırak savaşında yan bastık, amerika'nın oyuncağı olduk, üstünde güneş batmayan anlı şanlı imparatorluk maymuna döndü, canım vatanımın en güzide oyuncularını toplayayım, şöyle ortaya karışık bir güzellik yapayım, hem christmas ruhuna uygun olsun, sevgi, kardeşlik barış mesajları içersin, hem de dışişleri politikasına karınca kararınca katkım olsun...

    --- spoiler ---
    mesela başbakanım canlı yayın basın toplantısında abd başkanına giydirsin, ingiltere: 1- amerika: 0,
    mesela başbakanım halktan birine vurulsun, lordlar kamarası, avam kamarası olayını şeydiyim burada.. sınıf farkı kalksın..
    mesela porno yıldızlarını masumane bir aşka konu edeyim, burada da "yaptığın iş ne olursa olsun yeter ki, için güzel olsun" mesajı şeydiyim...
    mesela bizim allahın davarı erkeklerimiz bile sırf aksanlarıyla amerikan kızlarını sıradan becersin, hatta becerilmek üzere ithal etsin, ingiltere:2-amerika:0,
    mesela sevgilisini kardeşiyle basan bir kahramanımız olsun, ailesinden görmediği dürüstlüğü, portekizlide bulsun, yaşasın halkların kardeşliği ve hatta yaşasın avrupa birliği.. yani biz öylesine ırak'a şeytmiştik, aslında biz bir bütünüz.. ingiltere:1- ab:0,
    mesela ortada bir aşık olsun herifin kime vurgun olduğu filmin ortasına kadar belli olmasın, homolara göz kırpalım, ama sonunda doğru yolu bulsunlar, thatcher: 1- homoseksüeller: 0,
    mesela dul bir adam olsun, öldükten sonra bile karısının sözünden çıkmasın, aile birliği, kutsallığı bozulmasın, claudia schiffer: 1- ingiltere: 1,
    dağılmış aileler bir şekilde bir araya gelsin, gülsünler eğlensinler.. off..
    --- spoiler ---
  • filmdeki karakterlerden birinin juliet'e (keira knightley) olan aski juliet'in dugununde cekmis oldugu video goruntuleri sonrasinda ortaya ciktiktan sonra, oradan uzaklasmasi ve muzik olarak dido'dan here with me calarken sokaklarda yurumesi defalarca seyredilesi bir ask sahnesidir.
hesabın var mı? giriş yap