*

  • bazen gözlügün cami, bazen de gözlügün ta kendisi anlamina gelen sözcük. lünet, fransizca'dan gelmis*, türkçe'ye girmiş, yerlesmis ve bir daha çikmamistir. eskiden çok kullanilirken, sonra bir anda kullanimi durmus, herkes lünet yerine, gözlük demeye baslamistir. yine de bir ahmet rasim romani okumaya kalkarsaniz, orada bol bol lünet takan adamlar yahut lünetini kaybeden çaresiz amcalar göreceksiniz, sakin sasirmayin.
  • geleneksel mimarlıkta pencere, kapı gibi duvar boşluklarının üstündeki hilal ya da yarımay biçiminde, genellikle içi kabartmalarla bezeli yüzey. osmanlı-türk mimarlığındaki kenar aynası ya da tablasının benzeridir.
    (bkz: kemer)
hesabın var mı? giriş yap