• yorumları okuyup kör oluyordum ama yazayım. "kim döver" "kim alır" gibi şeylerle olacak bir versus değil bu. iki farklı felsefenin birer meyvası. ayrıca bu soğuk savaş'ın bir karşılaştırmasıdır. günümüzde böyle iki kutup artık yok. iki tüfeğin de zilyon adet alternatifi bulunuyor.

    ar-15/ m-16 tiplerinin dizaynda ulaşmayı en çok amaçladığı şey "hafif saldırı tüfeği" olabilmektir. eugene stoner'a gidin sorun hala aynı şeyi söyler. 1949-63 arası amerika hala ikinci dünya savaşının m1 garand'ına şarjör eklenmiş bir piyade tüfeği varyasyonu olan m14 ile gezinmektedir. bu da 7.62x51mm 20 mermi alan ahşap dipçikli kundaklı dev gibi ağır bir tüfektir. eugene stoner'ın asker hafif tüfek taşısın, bu tüfek daha ufak kalibre mermi kullansın (5.56x45mm) ama kapasitesi yüksek olsun (30 mermi) ve kullanılan tüm parçalar alüminyumdan sentetik alaşımlara plastiklere kadar hafifliğe atıf yapsın mentalitesi silahın her yerinde görülür.

    silahın üretim toleransları kullanılacağı yere göre değişebilir. alt mekanizma dökme çelikten olabileceği gibi titanyumdan da aynı performansla üretilebilir. dipçiğinde bakalit yerine ceviz kullanın yine işler bir performans verir. (m14 metalleri mesela değişemiyor). m16'nın bugün varyeteye olan hakimiyeti yüzünden üretim çok geniş alanlara yayılabiliyor. ana üretici firma olan colt yılda 335 bin silah üretebilecek kapasiteye sahip olsa da atıyorum uzaylılar dünyayı işgal etse ve amerika kendi kıtasında tüm küçük atölyeleri m16 üretme direktifi verse o sayı 3 milyonu falan bulabiliyor. tam bir ürettim hattı silahıdır. birim başına 647 dolara üretilir ve şu an dünyada 8 milyon tanesi dolaşımda bulunuyor.

    iyi yönleri : hafif, modüler, düz hat dipçik yay sistemi yüzünden geri tepme çok az. isabet kaleşnikofa göre belki 3 kat daha iyi.

    kötü yönleri : gaz hala ama hala namlunun ucundan mekanizmaya gerisin geriye tüple iletiliyor. short stroke piston yapacakları yerde daha az tanenli barut üretelim de kirlenmesin diye uğraşıyorlar. amerikanın dizayn hatasını kabul etme gibi bir vasfı pek yok. bu direct impingement denen sistem yüzünden temizliği falan biraz meşakkatli. parça sayısı çok.

    ak-47 için burada uzun uzun yazmıştım. ama ak-47/akm/aks için konuşacaksak burada dizayn felsefesinde hafiflik değil, basitlik esastır. rus ordu anlayışının temelinde zaten basitlik yatar. bunda da 1940'larda steplerden, dağlardan tundralardan topladıkları adamlara mekanik objeler (makineli tabancalar gibi) verip almanlara karşı atarken ekipmanın basitliğinin başarıya büyük bir etkisi olduğunu farketmeleridir. rus alt kademe ekipmanı her zaman karmaşıktan basite doğru gider. (ppsh-41 pps-43 olur, dp27 sg43 olur, ak47 akm olur). işte spastik adam bile kullansın, silah bozulmasın takılmasın, 30 mermiyi sıkıntısız olarak atsın. 2 milyon askerimiz var isabet o kadar da mühim değil, mermi bol illa biri isabet ettirir kafasındadırlar.

    bu mantaliteyle fakir bir ülkeyseniz ak47 size uygundur. afrika ülkeleri iç savaşlarında bu yüzden birbirlerini öldürürken 650 dolarlık m16'lar yerine kalaşnikof tercih etmektedir. milyonlarca kişilik ordu besliyorsanız da bu size uygundur, çin ordusu 1956'dan 2000 lere kadar tip 56 kalaşnikofları boşuna kullanmadı. tek namlu üretimiyle 44 yıl hizmet veren ve her gün taşınan bir silahtır bu. ama almanya gibi bir ülkeyseniz, profesyonel ordunuzda herkes elit özellikler taşıyorsa uğraşmazsınız kalaşnikofla. işte o vakit ak serileri kapasite ve potansiyelinizi sınırlar. gider aslan gibi g36 üretir kullanırsınız.

    ak47 bir saatte 95 adetten olmak üzere baş üreticisi izmaş tarafından yılda 835 bin birim kadar üretilebilir. üretiminin m16'dan kolay olması yüzünden tek fabrika amerikan muadilinin 2 buçuk katı kadar bir output yaratabiliyor. tanesi de en modern ak-103/102 serisi için 150 dolara çıkar. 1949 model ak47'ler ise sıcak savaş ortamlarında 5 dolara kadar inebilir. afrika örneklerinde canlı tavukla mısırla falan da değiş tokuş edildiği görülmüştür. dünyada 100 milyon kadar kalaşnikof türevi olduğu düşünülüyor.

    iyi yönleri : basitlik. genel güvenilirlik. ucuzluk, bakım kolaylığı, operasyon maliyetleri

    kötü yönleri : isabet oranı, modülerlik sorunları

    kazanan :

    yok. hangi ülkede olduğunuza ihtiyaçlarınızın bütçenizin ne olduğuna göre ikisi de birer alternatif. kalaşnikof kullanıyorsanız askerinizde bir üst limit var onun üstüne çıkamıyorlar. m16 kullanıyorsanız her halükarda daha maliyetli ancak isabetli ordu besliyorsunuz. ufak ülkeyseniz astarı yüzünden pahalıya gelebiliyor. profesyonel orduysanız daha efektif olabiliyorlar. tüm dünya m16'nın 13 katı fazla kalaşnikof kullanıyorsa bunda silahın "daha iyi" olmasından ziyade daha ulaşılabilir, ucuz vs olmasının da payı var. ama m16'ya verecek para varsa da özellikle gidip m16/m4 almak için kuyruğa girmezsiniz, dediğim gibi çok daha yüksek performans verecek kısa piston sistemli piyade tüfekleri var. g36, hk416, hk417 ve hatta bizim mpt76 tüfeğimizin de aynı paralara bir dolu artı özelliği var.
  • vietnam savaşında abd askerlerinin m16 larını bırakıp ak47 ile devam etmelerinin sebebi mühimmat sıkıntısı değil de toz ve kum nedeniyle m16 larda sık sık mekanizma kilitlenmesi yaşarken, ak47 lerin ise bırakın tozu toprağı, çamurun suyun içinden çıkarılsa bile mekanızmasında hiçbir sorun yaşanmayıp ateş etmeye devam etmesidir.

    ak47 yi tasarlayan mihail kalaşnikov'a kalibresinin niye 7,65 olduğu sorulunca, mermi çekirdeğinin düşman askerini öldürmek yerine yaralamak için olduğunu söylemiştir. bu şekilde karşı taraftan bir asker yaralandığında arkadaşları ona yardım etmek zorunda kalacaklarını böylelikle bir kişi vurulunca en az 2 askerin çatışmadan düşeceğini yada yaralanan askerin çıkardığı feryadın yakın çevresindeki askerlerin moralini bozacağını açıklamıştır.

    edit: @riot21 ve @mutercimbey uyarısıyla ak47 kalibresi 7,65 mm değil de 7,62 mm

    edit 2: vietnm savaşında abd’li askerlerin kullanmış olduğu silah günümüzde son halini almış olan m16 değildi. çok yeni bir tasarım olan m16a1’i kullanmaya çalışıyordu abd askerleri ve bu nedenle bedelini binlerce amerikan genci canıyla ödedi. silah çok sık tutukluk yapıyordu. muharebe anında tutukluğun giderilmesi çok zordu.

    mekanizma kolay tasarlanmamıştı. birçok amerikan askeri mekanizmayı tam anlamadığı için silahın bakımını yapamıyor, temizliğini yapamıyor buda birçok parçanın ölmesine, silahın işe yaramamasına sebep oluyordu. keza silahın bakım teçhizatı eksik üretildiği için birçok asker m14 teçhizatıyla bakım yapmaya çalışıyor buda problemlere sebep oluyordu. ancak 1970 yılında m16'lar kendi bakım kitleriyle üretilmeye başlandı.

    bu bakımı daha zor hale getiren de m193 fişeğinde dupont ımr barutunun kullanılmasıydı. 7,62'lik silahlarda problem çıkarmayan bu barut gaz alığının yapısı nedeniyle daha küçük kalibreli bu silahta sıkça tıkanmalara ve problemlere neden oluyordu. fişeğin küresel barutla geliştirilmesi probleme bir nebze olsun çözüm üretse de özellikle temizlik kitinden yoksun bulunan 4 yılda birçok can kaybına sebep oldu.

    silahın 20 mermi alan şarjörü yetersiz kalıyordu. bunun için 30 mermilik (şu anda da kullanılan) şarjörler geliştirildi.

    ayrıca yalnızca vietnam değil diğer coğrafyalardan da olumsuz raporlar geliyordu. örneğin silah çöl şartlarında oldukça kısa menzilli, etkisiz ve problemliydi. mısırda yapılan bright star tatbikatına katılan birlikler, mısır ordusunda kullanılan ak-47 kalaşnikofları çok daha etkili bir silah olarak nitelendirmişlerdi. hatta çöl harekatlarında depolarda bekletilen 7,62'lik m14 silahlarını kullanmanın daha doğru olacağını düşünüyorlardı.
  • m16 attığını vurur, ak47 vurduğunu devirir.
  • ak47’nin mozambik bayrağında silüeti vardır. m16 ise birçok bayrağın değişmesine sebep olmuştur.
  • yukarıda anlatılan hikaye 7.62mm çapında ak47 için söylenmiş bir şey olamaz. tam tersi hedefi öldürmeden; yaralayıp iki üç kişiyi aynı anda çatışmadan men etmek m16 gibi 5.56’lık tüfeklerin hikayesidir. çünkü 7.62 öldürür, 5.56 süründürür.

    ak47 basitliği sayesinde cayır cayır çalışırken çok fazla savrulur ama m16 bir miktar daha nazik olmasına rağmen, stabil kalma konusunda her türlü saplar.

    ceğsego’ya devam yani gençler. çok fazla dolanmayın buralarda.

    edididididit: görüyorum ki bazı konulara açıklık getirmek gerekiyor. çünkü insanlar nefessiz geri zekalı olunca bazı şeyleri tek tek anlatmak şart.

    birincisi avatar ve half life dışında bitirdiğim herhangi bir oyun yok. bilgisayarda playstation’da oynadığım oyunlar ya araba yarışı ya futbol falandır ki toplasan 50 saat belki oynamamışımdır bile 30 yıllık hayatımda. en son ciddiye alarak oyun oynadığımda half-life oynamıştım ki o zaman da 18 yaşında falandım. bunun dışında pubg, fortnite, cs:go gibi oyunları arkadaşımın oynayışını izlemek haricinden beş dakikalık bir aktivitem bile yok.

    ikincisi adam yaralama amaçlı silah yapmak kadar aptalca bir fikir yoktur herhalde. bahsettiğim şey anlatılanların hikaye olduğu ve söz konusu hikayenin 5.56’lık tüfekler için anlatıldığı. yani mp5 olsun, hk33, m16, ak47 olsun bu silahları tasarlarken düşmanı öldürmesin yaralasınlar da şöyle böyle olsun diyerek yapmış olamaz. olmamalı lan bi kere.

    üçüncüsü de neden g3 yazıp duruyorsunuz amk? mg3 de yazalım, steyr de yazalım, hatta mavzeri falan da yazalım isterseniz.
  • bakıyorum da herkes pochinki'ye atlamış.
  • ak47 rakı, m16 viski.
  • bu konuda bir tecrübem yok ama pkk ile çatışmaların en yoğun olduğu doksanlı yıllarda bir özel harekat polisi “karanlıkta bazen ortalık o kadar karışıyor ki kimin dost kimin düşman olduğunu sadece silah seslerinden anlıyoruz.” deyip hayıflanarak eklemişti “o yüzden (silah seslerinden düşman olduğu sanılıp dost ateşine maruz kalmamak için) keleş kullanamıyoruz.”

    e bu bir şeyler ifade ediyor olmalı.
  • yanılıyor olabilirm, ancak bildiğim kadarıyla vietnam savaşı'nda amerikan askerlerinin ellerindeki m16'ları bırakıp ele geçirdikleri ak-47'leri kullanmalarının sebebi beklenenden uzun süren operasyonlardan dolayı askerlerin m16 cephanelerinin azalması, ve sürekli çatışmalardan dolayı ak-47 cephanesine daha kolay ulaşabilmeleridir.
  • kardeşim bilmiyosanız yazmayın. ak47 de pekala kilitlenebilir, arıza verebilir. her silah muhabbette birinin "maga yeaa keleşi çamura soguyon bozulmuyo amq xdxd" geyiği burda da elli kere tekrarlanmış. ak47'nin avantajı hem çok daha ilkel bir yapısı olduğu için hem çok daha az sıklıkla arıza verme ihtimali olması hem de çok daha kolay ve hızlı şekilde temizlenebilmesidir. m16'da bir sürü ıncık cıncık olduğu için bakımı daha uzun sürer ve daha çok arıza verebilir, bakımını yapması daha zordur, komple söktükten sonra birleştirmeye başlandığında "bu nerden çıkmıştı mnaki" dedirtebilir . m16'nın avantajı ise orta menzilde daha iyi isabet oranı olması ve daha hafif olmasıdır. ak47'nin militanlar, gerillalar vs tarafından tercih edilmesinin sebebi ise dediğim gibi kolay kullanım ve bakım, bunun yanında çok çok daha ucuz olmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap