• amerikan zırhlı birliklerinin ikinci dünya savaşındaki esas gücünü oluşturan orta sınıf tank. savaş boyunca tüm varyasyonlarıyla birlikte 49,324 adet (düz 50k diyelim) üretilmiş ve ingiltere, kanada, sscb, özgür fransa, polonya ordularına(kısacası tüm müttefik orduları) tedarik edilmiştir. tek sabit bir varyasyonu olmayıp ihtiyaca göre onlarca farklı tipte sherman tankı amerikan topraklarındaki farklı farklı fabrikalar tarafından üretilip cepheye gönderilmiştir.

    tüm silah sistemleri üretici ülkelerin taktik-stratejik doktrini, savaş tecrübesi, teknoloji, sanayi, lojistik kapasitelerine göre üretilir ki sherman tankı da amerikan ordusunun ikinci dünya savaşı başladığında içinde bulunduğu şartlar ve zihniyetin direk bir ürünüdür. tasarım amacına göre savaş sırasında tabiri caizse işini çok iyi yapmıştır denilebilir. açıkçası bu tankın büyük alman kedileriyle kıyaslanmasını çok saçma buluyorum. sherman 30-37 ton arası bir tanktır. büyük alman kedileri ise 48 - 65 ton arası. ağırlık, tankın taşıdığı zırh ve ateş gücüne işaret eder. yani sherman ağır alman tanklarıyla aynı sıklette değildir. diğer ülkelerdeki direk muadilleri panzer 4, t-34 ve cromwell gibi orta tip tanklardır. m4lerle teçhiz tank birliklerinin savaşta beklenenden fazla kayıp verdiği bir nebze doğrudur ancak bu direk olarak tankın kötü olmasıyla alakalı değil bir çok başka sebepten kaynaklanmaktadır ve benzer sebeplerden dolayı almanlar da binlerce tank ve paletli araç kaybetmiştir.

    konuyla ilgili olarak öncelikle ikinci dünya savaşı öncesi amerikan ordusunun ne durumda olduğunun bilinmesi gerekir. birinci dünya savaşının getirdiği yıkım ve kayıpların üzerine kısa bir süre sonra bir de büyük ekonomik buhran da binince takdir edersiniz ki amerika dahil hiç bir ülke yeni bir savaşa maddi ve zihinsel olarak hazır değildi (almanya hariç; bir tek onlar çaktırmadan yeni bir savaşın nasıl olacağına dair kafa yorup çalışıyorlardı). amerika daki hakim görüş de olası yeni bir savaşın eskisinden çok da farklı olmayacağı şeklindeydi. amerikan ordusunda az sayıda hafif tip tankla teçhiz edilmiş bir kaç tank birliği dışında zırhlı birlik yoktu. almanların 1940' ta fransaya saldırıp haftalar içinde hava gücü destekli zırhlı birliklerin seri manevralarına dayalı olan yeni yıldırım savaşı doktirini sayesinde koskoca ülkeyi tümden işgal etmesi üzerine amerikan askeri otoriteleri şak diye mevzuya uyandı. üzerine bir de pearl harbour baskını gelince savaşın artık kaçınılmaz olduğu kesinleşti. eldeki mevcut silah ve teçhizatın avrupadaki yeni savaş tipi için uygun olmadığını anlayan amerikan genelkurmayı, zırhlı birliklerin sayısını arttırmak ve yeni silah sistemlerinin geliştirilip envantere alınması için derhal harekete geçer. tank üretimi arttırılır ve yeni tasarımlar ortaya çıkar. amerika o tarihte sanayi ve ekonomik açıdan tabiri caizse uyuyan bir dev gibidir; elindeki kaynaklar, sanayi ve teknolojiyle bu işleri çabucak halledebilmektedir. ilk önce orta tip m3 tankı tasarlanır ve kısa sürede seri üretime geçerek hizmete alınır. m3 tasarımı çok kısa bir sürede savaşa sürülecek seviyeye gelmiştir. esasında daha yeni ve güçlü modeller gelene kadar geçici çözüm olarak düşünülmüştür. bu tanklar afrika cephesine gönderilir ancak çok gıcık bir tasarımları vardır; ana silahı olan 75 mm top kasanın en sağına monteli ve sabit açılı iken, tankın en tepesinde 360 derece dönebilen tarete monteli ilave bir küçük çaplı 37mmlik top ve makineli tüfek mevcuttur. bu yüzden silueti çok yüksektir (yani kolay tespit edilir ve hedef olur). zırh kalınlığı o günün şartlarına göre fena değildir. m3 gibi birden fazla ana silah olan değişik tasarımların pratikte çok fayda sağlamadığını ve maliyetli olduğunu belirtmek gerekir (benzer çok toplu tank tasarımları savaş sırasında sscb' de de yapılmış bunlardan bir halt çıkmayacağını en sonunda anlayan stalin, yahu bırakın böyle abuk subuk tasarımları, bize tek bir top lazım ama iyi bir tane olmalı diyerek olaya son noktayı koymuş ve bunun sonucunda meşhur stalin serisi ortaya çıkmıştır, ayrı bir entry konusudur). m3 tankının tasarımı sebebiyle tank vs tank çatışmalarında handikap yaratması üzerine daha konvansiyonel bir tasarım olarak bildiğimiz m4 sherman ortaya çıkar. ancak m3 tasarımı komple çöpe atılmaz. orjinal m4 tamamen m3' ün yürüyen aksamı üzerine kuruludur. m3' ün kasasının yüksekliği azaltılıp kaynaklı plaka yerine ön tarafı eğimli olan döküm çelikten imal edilir, 37 mmlik top kaldırılır ve 75mmlik top 360 derece dönebilen yeni döküm çelikten daha büyük bir tarete yerleştirilir. bu top esasında obüs topudur ve güçlü yüksek patlayıcılı mermiler atmaktadır. zırh delici mermi de atmaktadır ancak bu konuda pek iyi performanslı değildir. kasa önüne ve taretin tepesine makineli tüfek konur (shermanın taret tepesindeki ağır m2 makineli tüfeği günümüzde hala aktif olarak kullanılmaktadır), m3 tankında 7 olan mürettebat sayısı 5' e düşürülür (komutan, nişancı, yükleyici tarette, sürücü, makineli tüfek nişancısı kasada). orjinal modeldeki maksimum zırh kalınlığı 50 - 60mm civarındadır. bu derece bir zırh korumasının, tankın savaşa sürüldüğü ilk zamanlarda oldukça yeterli olduğunu belirtelim. motor olarak yıldız tipi benzinli bir motor seçilir. transmisyon ise m3' teki gibi tankın ön kısmındadır ve pivot dönüş özelliği yoktur. tankın mekanik olarak güvenilir olması belki de en önemli kriterdi. çünkü amerikalıların iki tarafında da muazzam bir lojistik sıkıntı yaratan kocaman okyanuslar vardı ve tank üretildiği fabrikalara binlerce kilometre uzaklıktaki okyanus aşırı cephelere gönderilecekti. böyle bir durumda sık sık bozulan ve yolda bırakan bir araç savaşta faydalı olmayacağı gibi lojistik sistemine aşırı yük bindirirdi. amerikanın kurmayı planladığı zırhlı birlikleri kısa sürede donatmak istemesi ilaveten başta ingilizler olmak üzere diğer müttefik ülkelere de araç desteği verileceğinden üretim sürecinin çabuk ve ucuz olması şarttı. savaş sırasındaki sherman üretimi öyle bir seviyeye gelmiştir ki amerikan zırhlı birliklerinin ihtiyacı olan miktarı aştığından fazla tanklar bazı durumlarda direk olarak piyade birliklerinin emrine verilmiştir.

    sherman tankı direk olarak amerikan genel kurmayının isteği doğrultusunda tasarlandı. ama zayıf yanları vardı. şöyle ki; o zamanlar genelkurmay başkanı olan zat esasında bir topçu subayıydı ve tanklara birinci dünya savaşından kalma düşünceler doğrultusunda bakıyordu. almanların aksine tankları bağımsız bir vurucu güç olarak değil piyadeleri destekleyecek vasıtalar olarak görüyordu. bu sebeple shermanlara kısa namlulu, kuvvetli yüksek patlayıcılı mermiler atan bir top ve ağır makineliler yerleştirilmişti. bu zatın düşüncesine göre tanklar esas olarak piyadeyi desteklemeli, direk olarak düşman tanklarıyla çatışmamalıydı. bu işi özel olarak tasarlanmış, daha iyi zırh delici mermi atan toplarla donanımlı, savaş alanında rahatça dolaşabilecek kadar manevra kabiliyeti yüksek ve hızlı olan, açık taretli araçlar yapmalıydı (örneğin m18 hellcat, m10 wolverine, m36 jackson; son iki tanesi direk sherman kasası üzerine tasarlanmıştı). ayrıca klasik çekili tanksavar topunu bir tanka karşı en etkili olan silah olarak görüyordu. ama gerçek savaştaki çatışmalar asla bu zatın hayal ettiği biçimde gerçekleşmiyordu ve sherman tanklarıyle teçhiz zırhlı birlikler, sürekli olarak düşmanın tank ve tanksavarlarına karşı savaşmak zorunda kalıyordu. doğal olarak klasik 75mmlik topun tanksavar performansı daha yüksek olan bir topla değiştirilmesi ihtiyacı ortaya çıktı. bu sorunu amerikalılar 1944 yılından itibaren shermanların bazı modellerine 76,2lik m1 topunu, ingilizler ise tareti biraz modifiye edip meşhur 17 poundluk toplarını tanka uydurarak çözmeyi başardılar. böylece amerikan versiyonu tipik sherman, almanların standard 75mm kwk 40, pak 39, stuk 40 toplarıyla donanımlı tankları ve tank savarlarıyla ateş gücü olarak denk hale geldi. bu top kaplan 1 tankının 100mmlik 90 derecelik zırh plakasını 500 metre içinde delebiliyordu. bu performans yeterli görülmekteydi çünkü batı cephesinde rusyadaki gibi uzun mesafeli tank düelloları pek gerçekleşmiyordu, çatışmalar daha kısa mesafelerde gerçekleşiyordu. ancak bu top panther ve kaplan 2 tanklarının ön zırhına karşı tamamen yetersizdi. bu tanklarla karşılaşıldığında m4' lerin çevirme manevralarıyla düşman tanklarının kanatlarına sarkıp ince olan yan zırha ateş etmesi gerekiyordu ki böyle bir hareketin gerçek çatışma esnasında çok zor olduğunu belirtelim. tanksavar kabiliyetini arttırmak için hvap (high velocity armor piercing) mermisi geliştirildi ancak bu mermiler birliklere hiç bir zaman yeteri kadar tedarik edilemedi. mesela hitlerin son kumarı olan çıkıntı savaşında bir çok tank çarpışması yaşanmış ve müttefik zırhlı birlikleri çok kayıp vermiştir. 75mmlik topu olan shermanlar hala müttefik zırhlı birliklerinin ana savaş tankıdır ve düşman tanklarına karşı etkili değillerdir. hava durumunun düzelmesiyle müttefik hava kuvvetleri hunharca almanların üzerine saldırıp gidişatı değiştirmiş ve en nihayetinde almanların yakıtlarının bitip bir çok tank, top ve aracı terk edip gerisin geriye yürüyerek geri çekilmek zorunda kalmaları üzerine savaşı müttefikler kazanmıştır ancak en sonunda amerikan komuta kademesi bu kodumunun 75lik shermanlarını bir daha avrupaya göndermeyin diye isyan etmiştir. bu savaştan sonra sherman kasası üzerine tasarlanmış olan 90 mmlik top taşıyan m36 gibi tank avcıları önem kazanmış ve uzun vadede amerikan tanklarında kullanılan standart top 90mmlik olmuştur. 76mmlik topun tanksavar performansı kabul edilebilir seviyededir ama en büyük sıkıntılarından birisi kullanılan mermilerin çok fazla ateş ve duman çıkarmasıydı. atıştan sonra çıkan duman komutanın ve nişancının görüşünü kapatabiliyordu ve ateş eden tank düşman tarafından kolayca tespit ediliyordu.

    shermanın başka bir zayıf noktası mermi zırhını delip içine girdiğinde genelde infilak etmesiydi. düşünün ki tankın içinde varyantına bağlı olarak 70 - 100 arası açıkta istiflenmiş, içi patlayıcı barut dolu top mermisi var. garibim mürettebat tabiri caizse patlamaya hazır top mermilerinin üzerinde oturuyordu. tanka isabet eden mermi zırhı delip içerde patladığında veya çarpmayla kor, kıvılcım haline gelen zırh çeliği tankın içine saçılım yaptığında sonuç boom; cephane infilak edip mürettebat daha ne olduğunu anlamadan ızgara oluyordu. gerçi bu durum ikinci dünya savaş tanklarının hepsinde vardır. bu olumsuzluk üzerine tasarımcılar ıslak cephane deposu (yada istifi) denilen, top mermilerinin tankın dibinde bir çeşit küvette suda yüzen çelik kutular içinde muhafaza edildiği sistemi geliştirdiler ve cephane infilakı sorununu bir nebze çözdüler. model ismi üzerinde "w" olan shermanlar bu tiptedirler ve isabet halinde patlama olasılıkları diğer tanklara göre daha düşüktür. m4' ün koruma seviyesi her varyantta değişiktir. ilk modeller tümüyle döküm homojen çelikten imal edilmiştir. şekil olarak oval hatlara sahip oldukları için bu tiplere şahsen yumurta kasa diyorum. ingilizler için üretilen tiplerin ön tarafı daha eğimli tasarlanmıştır ve zayıf noktaları korumak için ilave plakalar vardır. a2 tipinden itibaren shermanların kasa zırhı kaynakla birleştirilmiş haddelenmiş çelik plakalardan üretilmeye başlandı. hem 75mmlik hem de 76mmlik versiyonların tareti her zaman döküm çeliktir. haddelenmiş çeliğin döküm çeliğe göre yaklaşık %15 faha fazla koruma sağladığını söyleniyor ne kadar doğru bilmiyorum. a2 ve a3 gibi final varyantlarında ön kasa zırh plakası 47 derece eğimli 63,5 mm ye çıkmış (yatayda 90mm gibi bir koruma saplamaktadır. 76mm taretteki top mantosu kalınlığı da 90-100 mm civarına çıkmıştır. döküm çelik olan taretteki zırhın kalınlığı bazı noktalarda değişmektedir. bu seviyede bir zırh tankın ön kısmından almanların 75 mm l43 ve l48 toplarına mesafe ve merminin geliş açısına bağlı olarak bazı durumlarda koruma sağlıyordu ve hayatta kalan sherman mürettebatları düşmanı tespit edip karşı ateş açabiliyordu. savaşta düşmana karşılık verebilme imkanının ölümle kalım arasında çok ince bir çizgi oluşturduğunu belirtelim. sherman, almanların tüm 88mm lik ve 75mm kwk/pak 42 l70' ine karşı tamamen korunmasızdı diyebiliriz. ama şöyle bir durum da var; koruma zaafiyeti savaşta tüm tarafların kullandığı orta sınıf tankların kronik sıkıntısıdır, shermanlara has bir şey değildir. müttefiklerin çıkardığı bir istatistiğe göre, avrupa cephesinde imha edilen veya savaş dışı kalan tankların %75i düşman piyadelerin kullandığı boşluklu/çukur imla haklı roketler atan panzerfaust ve panzerschrekler tarafından vurulmuş. demek ki sherman için batı cephesinde esas tehdit almanların tankları, tanksavar topları değil piyade idi. bunu iyi bilen ve tecrübelenmiş amerikalılar shermanlara sahada bulabildikleri herşeyle ilave zırh yapmaya giriştiler; shermanların sağına soluna kütükler koydular, kum torbaları astılar hatta üstüne beton bile dökenler vardı. buradaki amaç zırh üzerinde ilave bir katman yaratarak tanka gelen boşluklu merminin zırh çeliğine temas etmeden patlamasını sağlayarak zırhı delmesini engellemekti. bir nevi günümüzdeki kompozit zırhlar gibi düşünün. bu tip improvize zırhların sağladığı koruma tartışmalıdır. savaş dışı kalan diğer tankların zırh parçalarını söküp kendi shermanlarına kaynaklayanlar da vardı. bu şekilde zamanla shermanın taarruz verisiyonu olan jumbo versiyonu (m4a3e2) ortaya çıktı ki, zırh olarak kaplan 1 ve pantherden daha üstün seviyededir. jumbo versiyonu fabrikadan direk 102mm ön kasa ve 177/152 mm taret zırhıyla çıkıyordu ki bu zırh almanların tüm 75 mmlik toplarına, 88mmlik flaklara karşı önden makul derecede koruma sağlıyordu(88mm kwk 43 veya pak 43 hariç). amerikalılar bu tankı almanların batı duvarı dedikleri tahkimatlarını göz önüne alarak üretmişti. bazı versiyonlarında 76mmlik top vardır ki bunlar direk tank avcısı olarak kullanılmış ve iyi performans göstermişlerdir.

    shermanın en üstün yanlarından birisi hareket kabiliyetiydi. alman ve sovyet tanklarından genel olarak daha hızlıydı. bunun sebeplerinden birisi kullanılan güçlü benzinli motorlardı. ele geçirilen shermanları inceleyen nazi almanyasının meşhur savaş üretim bakanı albert speer, shermanların daha güçlü motorlara sahip olduğunu kabul etmiştir. shermanların şanzımanı takın ön kısmında olduğundan, motor gücü tankın iç alt kısmından öne şaftla aktarılıyor ve palete öndeki cer dişlisiyle hereket veriliyordu. sürücü aracı iki farklı kolla hızlandırıp yön veriyordu, şanzımanın pivot dönüş özelliği yoktu bu yüzden daha basit yapılıydı. sherman şanzımanının çok ilginç bir özelliği vardır; saha şartlarında bile bir iki saat içinde bozulan şanzımanı çıkarıp yenisini takabiliyordunuz; şanzıman, dış korumasını kasaya sabitleyen vidalar ve perçinler sökülünce raylarından çekmece gibi çekilip çıkarılıyordu ve aynı şekilde yerine yenisi takılıyordu. bu son derece hayati bir özelliktir çünkü ikinci dünya savaşı tanklarının çoğu şanzımanından bozulmuştur. şanzıman sorunu özellikle almanların büyük kedilerinde kroniktir (tanıdık geldi değil mi :). mesela pantherin şanzımanı da tankın ön kısmındadır ancak bozulduğunda aracın cephe gerisindeki ana tamir bakım depolarına götürülmesi gerekiyor ve şanzımanın çıkarılması en iyi ihtimalle 1 gün sürüyordu. sırf bu gibi sebeplerden almanların cephedeki aktif tank sayısı tamir/bakım atölyelerinde olanlardan her zaman azdı, ürettikleri tankları cephe hatlarında tam kapasitede hiç bir zaman kullanamadılar. sherman şanzımanı tek parça döküm bir korumanın içinde bulunmaktadır ve bu sayede daha az yağ sızdırdığından kolayca bozulmuyordu. süspansiyon olarak vvss tipi (dikey volüt yaylı süspansiyon) kullanılmıştır. bu süspansiyonun avantajları dayanıklı olması, tamamen tankın dışında kaldığından rahatça tamirinin bakımının yapılabilmesi ve aracın iç hacmini daraltmamasıydı. vvss süspansiyonların palet kalınlığı 42 cmdir. bunların çöl kumları ve çamurlu arazide batmaları, ilaveten geliştirmelerle aracın ağırlığı arttığı için vvss tipi süspansiyonun yetersiz kaldığı görülmüş ve yerine 56cm palet kalınlığı olan hvss (yatay volüt yaylı süspansiyon) geliştirilmiştir. en son çıkan sherman tiplerinde hvss kullanılmıştır (örneğin fury filminde kullanılan m4a3e8 tipi). shermanın bu hareket kabiliyetini ateş gücüyle desteklemek için tüm modellerinde top dengeleyicisi mevcuttur. teoride bu dengeleyicinin hareket hakindeyken topu sabit bir mesafe ayarında tutabileceği varsayılıyordu. ancak pratikte pek öyle olmadığını biliyoruz. bunu tank mürettebatlarının dengeleyici etkin biçimde kullanabilecek kadar iyi eğitilmediğine bağlayanlar var. hatta savaş sonrasında shermanlarla ilgili görüşleri sorulan alman askerleri, gördüğümüz bütün amerikan tankları durarak ateş ediyordu demiştir. yazının en başlarında belirttiğim gibi shermanların mekanik olarak güvenilir olması şarttı. amerikalılar bunu güçlü motor, basit güvenilir bir şanzıman ve yüksek montaj kalitesiyle çözmüştür ancak ağırlığı belli bir seviyede tutabilmek için koruma ve ateş gücünden bir miktar fedakarlıkta bulunulmuştur. saldırıda veya savunmada bozulup hareketsiz kalan tank zaten savaş dışı kalmış sayılır, o noktada zırh korumasının ve ateş gücünün hiç önemi yoktur.

    ikinci dünya savaşını incelerken savaşı bir bütün olarak değil periyot periyot bakmanız gerekir. sherman tankı 1942' ye kadar yaşanılan tecrübeler neticesinde tasarlanıp ilk cepheye sürüldüğünde almanların elindeki tank tiplerinin belkide yüzde doksanından fazlasına denk veya daha iyi seviyedeydi. tek istisna aynı yıl cepheye yeni sürülen meşhur kaplan 1 tankıydı ki ingilizler afrika cephesinde kısa bir süre içinde çalışır ve sapa sağlam durumda olan bir tane kaplan 1 ele geçirmeyi becerdi (fury filminde kullanılan tiger var ya işte o). yapılan ayrıntılı incelemeler sonucunda eldeki tank ve tanksavarların bu alete karşı yetersiz olduğunu hemencecik anlamışlardı. ancak çok kritik bir öngörüde de bulundular o da almanların bu modeli asla ve asla yüksek sayılarda üretip cepheye süremeyeceğiydi ve bu öngörülerinde sonuna kadar haklı çıktılar; tiger asla bir m4 veya t34 gibi onbinlerce sayıda üretilemedi. hatta üretimi çok fazla kaynak ve iş gücü gerektirdiğinden cephedeki kayıpları karşılayamıyordu ve bu yüzden almanlar 1944 ilk baharında kaplan 1 in üretimini durdurmak zorunda kaldı. kısacası büyük ölçekte bakıldığında kaplan, amerikalıların ana savaş tankı olan sherman ' a tehdit oluşturmuyordu çünkü cepheye sürülen sayı çok çok az miktardaydı. burada müttefiklerin yanıldığı konu pantherdi; bu tank ilk ortaya çıktığı zamanlarda müttefikler bu modelin de tiger gibi az sayıda üretilip cepheye sürüleceğini varsaydı ama bunda yanıldılar. normandiya çıkarmaları olduğunda almanların bölgedeki orta tip tanklarının yarısından fazlası pantherdi. ama müttefiklerin şansına pantherin tam kapasitede kullanılmasını engelleyen mekanik sorunları vardı ve savaş sonuna doğru üretilen patherlerin çelik kelitesi çok düşüktü; mesela tankın biraz yan çaprazına isabet eden yüksek patlayıcı mermilerin zırhı delmeden patlama güçüyle kırdığı ve içerdeki mürettebatı öldürdüğünün bir çok kanıtı vardır (google da zırhı çatlayıp kırılan bir çok panther görseli var.) popüler kültürde lanse edilen, shermanların her adım başında karşılaştığı ve tarumar olduğu tiger tanklarıyla olan çatışmalar esasında çok nadirdir. mesela batı cephesindeki amerikalılar savaş boyunca sadece 10-14 civarı sherman - tiger düellosu rapor etmiştir ki bu bile şüphelidir çünkü bazı çatışmalar sırasında görülüp rapor edilen düşman tankları pekala tiger değil de panzer 4 bile olabilir. esasında rus cephesi almanların tüm zırhlı birliklerini girdap gibi yutmaktaydı ve almanlar batı ve güney cephelerine sadece doğu cephesinden ayırabildikleri tankları gönderiyordu. dolayısıyla batı cephesindeki büyük kedilerin sayısı çok azdı. almanların pz4, stug ve diğer paletli araçları shermana karşı tehdit olduğu gibi sherman da bu tip tanklara karşı tehditti. özellikle almanların en çok ürettiği aletli araç olan stuglar taretsiz oldukları için batı cephesinin doğası gereği çok etkili olamıyordu. yukarıda bahsettiğim gibi sherman tankları için esas sorun, piyadenin kullandığı silahlar ve tabii ki iyi kamufle edilen tanksavar toplarıydı.

    steven zaloga gibi üstatlar tank çarpışmalarının sonucunu esas belirleyenin zırh ve ateş gücünden ziyade düşmanı önce tespit edip ilk mermiyi atmak olduğunu yazmıştır. bu açıdan sherman, savaşın en iyi tanklarındandır; 5 mürettebatın da çevreyi 360 derece görmelerini sağlayan periskobik görüşü vardı. kapalı, penceresi olmayan bir aracın içinden savaşan mürettebat için bu son derece kritik bir özelliktir. taret dönüş hızı çok yüksekti, yani düşmanı erkenden tespit edip tak diye tareti çevirerek ateş edebiliyordu. ilaveten komutan kendi baktığı yöne doğru tareti otomatik olarak çevirip nişancıyı daha kolay yönlendirebiliyordu. karşılaştırma yapacak olursak pantherde 360 derece görüşe sahip olan tek kişi komutandı. hedefi tespit ettiği anda nişancıya hedefin yönünü tarif etmesi gerekiyordu. hedef o anda nişancının görüş alanındaysa sıkıntı yok ama tareti çevirip hedefi araması gerekiyorsa sıkıntı çıkıyordu. pantherin (ve genel olarak tüm alman tanklarının) taret dönüş hızı çok yavaştır. müttefikler hedef tespit zaafiyetini birçok panther tankında gözlemlemişti. pantherlerin taret dönüş hızının çevirme manevrası yapan shermanları takip etmeye yetmediği bile rapor edilmiştir. düşmanı önceden tespit edip ateş etmenin avantajını gösteren en güzel örnek tek bir çatışmada 20den fazla müttefik tankını yok etmeyi başaran michael wittmandır. o çatışmada müttefik kuvvetleri ideal tank alanı diye tabir edilen dümdüz açık bir alandan saldırıya geçmişler, o alanda pusuya yatıp düşmanı gözetleyen wittman, kaplan tankının uzun menzildeki ateş gücü üstünlüğünü kullanarak cephanesi bitene kadar müttefik tanklarına resmen domuza sıkar gibi sıkıp ortalığı tarumar etmiştir. ancak aynı wittman bir kaç gün sonra tankı ve birliğiyle intikal sırasındayken pusuda bekleyen ingilizlere ait bir sherman firefly tarafından önceden tespit edilmiş daha ne olduğunu anlayamadan tankıyla birlikte havaya uçmuştur. yine fransada yaşanan arracourt savaşında iki yüzden fazla tank ve zırhlı araçla saldırıya geçen almanlar savunmada bekleyen ve iyi istihbarat alan sherman tankları olan amerikalılar tarafından darma duman edilmişti. burada 32 amerikan tankına karşı almanlar 200den fazla tank ve kundağı motorlu top kaybetmiştir. bu savaşta sherman tankının iyi görüş özelliği, hareket kabiliyeti, dengeleyici, ve yüksek taret dönüş hızı gibi soft özellikleri çok faydalı olmuştur.

    shermanların pasifik cephesindeki kullanımına pek değinmiyorum. zira birinci dünya savaşından kalma bir zihniyete sahip, zayıf teçhizatlı japon kara birlikleri için sherman modelinin pasifik cephesi için ekstradan geliştirilmesine pek ihtiyaç duyulmadı. ancak alev fırlatan ve 105mmlik obüs taşıyan versiyonlar pasifik adalarındaki jungle ortamlarında çok yararlı oldu. japonların elinde shermana direk tehdit oluşturabilecek bir tank yoktu. hatta tankları o kadar ince zırhlıydı ki amerikalılar, japon tanklarına karşı zırh delici mermi kullanmayıp direk yüksek patlayıcılı mermiler atıyordu. adalarda önceden hazırlanmış istihkamlarda bekleyen japonların saldırı konumundaki sherman tanklarına karşı en etkili silahı topçu barajıydı. bir de bambu sopaların ucuna veya kendi vücutlarına bağlayıp banzai saldırılarında kullandıkları tanksavar mayınları.

    toparlamak gerekirse m4 sherman tankı, aynı sovyetlerin t34ü gibi savaşı kazandıran bir tasarımdır. amerikan ordusunun içinde bulunduğu şartlar gereği yüksek sayıda üretim ve mekanik güvenilirlik prensibiyle tasarlanmış ve bu açıdan bakılınca başarılı olmuş bir araçtır. özelikle güçlü motor ve dayanıklı yürüyen aksam sayesinde savaş alanında kolay bozulmayan, üzerine eklenebilecek tüm geliştirmeleri rahatlıkla taşıyabilecek şekilde son derece esnek tasarlanmıştır. bu konuda savaştaki en üstün tank modeliydi bile denilebilir. ikinci dünya savaşı tarihini popüler kültür vasıtaları ve bilgisayar oyunlarıyla öğrenen cahil cühela ve alman fanboylarının etkisiyle kötü, teneke ayarında bir tank olarak bilinir. bunda "sherman death traps" gibi üstün körü yazılmış ve doğruluğu şaibeli eserlerin de etkisi vardır. bu sığırlar sürekli "bor tono taygır onlorco sharmanı yok odoboloyordo oğor olmonlor doho fozlo taygır orotsoydu sovoşo kozonordoo" gibilerinden boş boş konuşurlar. tabi tabi o iş o kadar kolaydı. tüm olay müttefik tanklarının dandik oluşu ve çok sayıda ağır tipte tank üretimiyle bitseydi almanlar salak mıydı ki bunu anlayamadılar da gidip sanayi üretimlerini bir sürü farklı araç tipi üretmek için böldüler? bu açıdan bakınca alman tank birliklerinin genelini oluşturan panzer 4, panzer 3 tankları ve stug gibi varyasyonları da tenekeydi o zaman, bunu ne yapıcaz? aynı cahilller panzer olarak tabi edilen araçları yüzde yüz almanların icadı olan süper üstün olan farklı bir savaş aracı zannediyor. en büyük alman icadı panzerdir diyenler bile var. halbuki tüm olay almanların bizim tank dediğimiz şeye kendi dillerinde panzer demesidir. böylelerini akpli dayı misali yav he he öyledir deyip ciddiye almayın. ikinci dünya savaşıyla ilgili böyle argümanların tek kelimeyle zırva olduğunun bilinmesi gerekir.

    edit: yazım, imla ve bir kısım ifade hataları düzeltildi.
  • sherman tankı tasarlanırken ortada ne tiger nede panther tankı vardı. o zamanlar sam amcanın aktif olarak bulunduğu tek cephe olan afrika cephesinde almanlar iki tip tank kullanmaktaydı:
    a) 50mm kwk 39 anti tank silahıyla donatılmış panzer iii ler.
    b) 75mm kwk 37 anti piyade silahıyla donatılmış panzer iv ler.

    her iki tankın zırhının en kalın bölgesi 50mm'yi geçmiyordu.

    almanlar afrika cephesinde anti tank silahı olarak çoğunlukla 37mm veya 50mm pak 38 kullanmaktaydı ve sherman'ın ön zırh kalınlığı bu iki silahı durdurmak için yeterliydi.

    yani kendisi tasarlandığı yıl için oldukça başarılı bir tank olarak kabul edilebilir. ayrıca sherman'ın m3 75mm silahı almanların kullandığı bu iki tankın (pz.iii ve pz.iv) ön zırhını delebilecek yeterli güce sahipti.

    peki sonra ne oldu da m4 sherman mükemmel bir tanktan ortalama altı bir tanka dönüştü ?

    bu sorunun birden çok cevabı var aslında. almanların strateji değiştirip daha ağır, zırhlı ve ana silahı güçlü tanklar üretmeye başlaması, amerikalıların üretim bandına yeni bir tank ekleyip dolaylı yoldan üretim verimini azaltmak ve lojistik problemlerle uğraşmak istememesi, amerikan ordusu üst komutanlığının sherman tankının yeni nesil alman tanklarını yok etmek gibi bir amacının olmadığını ve piyade destek gibi farklı bir amaca hizmet ettiğini düşünmesi şu anda aklıma gelen sebeplerden bazıları.

    son olarak şunu belirtmek istiyorum ki sherman tankları her ne kadar tasarlandığı devrin tanklarına rakip olabilecek şekilde tasarlanmış olsalar da asıl amaçları piyadelere destek olmak ve hız gerektiren operasyonlarda kullanılmaktı. bu tanklar genellikle düşman tanklarına karşı son çare olarak kullanıldılar.

    bölüm 2 (bkz: #94332406) ve şu ana kadar sözlükte yazdığım ve yazmakta olduğum yazıları içeren blog adresime buradan ulaşabilirsiniz.
  • m4 hakkında daha önceki entry'imde (bkz: #91461040) yüzeysel olarak bahsetmiştim, bu entry'de ise biraz daha derine ineceğim.

    ii

    tank versus tank savaşları muharebe sırasında çok sık gerçekleşmediğinden amerikan doktroininde pek yeri yoktu. m4 sherman da tasarlanırken bu düşünceden yola çıkılarak tasarlanmış olup ayırca oldukça eski bir dilema olan mühendisin kaçınılmaz üçgeni kullanılmıştır. (çeviri:iyi,hızlı,ucuz:iki tane seç.) amerikan ordusu bu dilemadaki hızlı ve ucuz ikilisini seçerek yola başlamıştır. başlamıştır ama binbir problemle başlamıştır...

    ordinance (silahlanma bakanlığına denk geliyor sanırım) 75mm çapında bir topu barındıracak taret halkasının* silahın geri tepmesine dayanabilmesi için ne kadar geniş olması gerektiği hakkında hiçbir fikri olmadığı gibi tank taretine sığabilecek kadar kompakt, geri tepmeyi minimuma indirecek bir cihazı da mevcut değildi. amerikan silah endüstrisi ise mevcut üretimi hızlandırmak için çelik döküm taret üretimine başlamıştı ama kendilerinin m4'ün tareti gibi büyük bir parçayı çelik döküm yöntemiyle nasıl yapılacağı konusunda bir bilgileri yoktu.

    m4 tankının yarattığı problemler sadece üsttekilerle sınırlı değildi tabii. amerikan askeri endüstrisi tank zırhı üretmek konusunda oldukça yeniydi ve 1941 yılına kadar amerikan tankları perçinleme yöntemiyle üretiliyordu. (*riveted armor plate.) bunun en büyük dezavantajı tank isabet aldığında perçin vidalarının yerinden fırlayıp mermi gibi tankın içinde oradan oraya sekerek mürettebatı yaralama hatta öldürme olasılığıydı.

    ayrıca amerikan endüstrisi o yıllarda kaynaklamayı (*welding.) yaygın bir şekilde kullansa da zırh tabakasını kaynaklamak başlı başına bir problemdi çünkü sert çelik zırh yüksek miktarda karbon içerdiğinden, aldığı bir isabette merminin yarattığı şok etkisi yüzünden kaynak yapılan yerden çatlatabiliyordu.

    yukarıda bahsettiğim endüstriyel ve tasarım problemleri zaman ile çözülebilecek şeyler olsalar da katastrofik 1940 yazında bunları çözebilmek için yeterince zaman yoktu. ve çözülene kadar (1942) hem amerikan endüstrisini hem de silahlanma bakanlığını oldukça yıprattılar.

    ileriki entrylerde battle need olarak bilinen, kokuşmuş amerikan bürokrasisinin güzel bir örneğine bakacak , ordudaki hafif tank ve orta tank karmaşasından kurtulmaya çalışıp 76mm topun m4 ile (geç) buluşmasına ve m4'ün onlarca irili ufaklı avantaj ve dezavantajlara bakacağız. şimdilik bu kadar, okuduğunuz için teşekkürler.

    ayrıca, şu ana kadar sözlükte yazdığım ve yazmakta olduğum yazıları içeren blog adresime buradan ulaşabilirsiniz.
  • amerikan ikinci dünya savaşı tankı.

    ww2 tanklarının en modüleri de diyebiliriz. süpriz yumurta gibin. yamulmuyorsam en çok varyanta sahip tanklardan biridir kendileri, mayın temizleme araçlarından tutun mobil köprülere ve havan toplarına kadar. ilk varyantlar tank vs. tank savaşlarına girmek amaçlı değil de piyade desteği ve yol açmak amaçlı tasarlanmıştır daha çok. tabi trajik bir şekilde tank savaşlarına da girdiler. psikiyatri literatüründe hala tigerphobia diye bir terim varsa sebebi shermanlar ve kağıt zırhlarıdır. tabii sonradan çıkan varyantlar her ne kadar tigerlara üstünlük sağlamasa da kafa tutabilmiştir, alman çeliğine ne kadar kafa tutulabilirse.

    diğer ülkelerdeki muadilleri pz. 4, t-34 ve zorlarsak crusader alınabilir. tiger ile kıyaslamak, orta tank sınıfından bir tankın adını savaş görmüş en ağır tanklardan biriyle aynı cümlede kullanmak komiktir. tiger'ın kıyaslanması gereken tanklar belki rus kv ve is serileri ve ingiliz churchilldir, o da ittire kaktıra. bir de belki yine ittire kaktıra doğru dürüst savaş görmemiş fransız arl 44.

    sherman'a dönersek. bu bahsettiğim muadil tanklara göre başarısı tartışılır; hem rusların kalitesiz ama pratik çözümlerine ve düz sayı avantajına, hem de almanların çok kaliteli ama kağıt dışına çıkınca az biraz saçmalayan dizaynlarına eşit derecede uzaktır. ingilizlerin tank sınıflandırmaları ise biraz saçma o zamanlar o yüzden crusaderin bahsini açmak istemiyorum.

    özetlersek sherman iyidir. ne kadar abuk bir dizayn olsa da ikinci dünya savaşına damgasını vurmuştur.
  • savaş tarihinin en büyük mühendislik facialarından biri olarak belgesele konu olan amerikan tankı. teknolojik olarak kendilerinden daha üstün olan alman panzerlerine karşı en büyük avantajı çok sayıda üretilebilmeleri olmuştur. öyleki alman toplarının önden delip arkadan çıktığı gibi absürd çok vaka kaydedilmiştir.

    https://www.youtube.com/watch?v=geeqpup5vty
  • savaşı kazanan tanktır. alman veya sovyet rakiplerine göre daha iyidir veya kötüdür demenin savaşta pek bir anlamı yoktur çünkü savaş alanında ordunun ihtiyacı olan düşman ordusuna karşı ateş üstünlüğü elde etmek ve ilerleyen piyadeye yol açmaktı basit ve çirkin dizaynı m4'lerin kısa sürede ordu tarafından istenilen ateş gücünü verdi. kaliteli ve üstün özellikli alman tankları bu tankları kolayca avlıyabiliyordu hatta bazı alman tank aslarının günde 30 düşman tankını yok etmesi ile elde ettikleri başarılar o kadar şaşırtıcıydı ki günümüzde bile anlatılır. pek tabii ki bu aslında yüksek bir başarı değil o anki svaş alanı taktiğide olabilirdi çünkü amerikalılar özellikle çıkartma yoluyla girdikleri avrupa topraklarına ağır silahlarını çıkartmakta sorun yaşıyorlardı çıkartsalar bile tiger 2 gibi savaş makinasına cevap verebilecekte zırhlı, silahlı ve hızlı bir tankları yoktu bu bağlamda amerikalılar alman tanklarını avlayabilmek için kendi hava üstünlüklerini kullandılar. her akıllı komutanın uygulayacağı bu stratjide alman tanklarını kendi piyade usnurlarından uzak tutmak için p-51 mustanglere yakın kara saldırı yeteneği verdiler. üstelik o zamanki tüm tanklardan daha hızlı ve daha yüksek ateş gücüne sahipti.
  • 10 tanesi bir tane tiger etmez.
  • içiyle, dışıyla, ne yapıp yapamayacağıyla ilgili fikir edinebileceğiniz 2014 yapımı bir filmi olan tanktır.
  • https://en.wikipedia.org/wiki/m4_sherman
    motoru ford uretimidir calismasi suradan gorulebilir.
    https://www.youtube.com/watch?v=w2ghtjftnpo
    32 valf 500hp 18l v8. ustunde hayvani boyutta iki adet karburator bulunur. model:stromberg na-y5-g
    motor:
    http://i.imgur.com/ozm5p.jpg
  • ( önceki bölümlere ve diğer yazılarıma buradan veya #94333586 numaralı entry den ulaşabilirsiniz.)

    iii

    amerikan kara kuvvetleri veya kısaca agf’nin herhangi bir silahın seri üretime geçip geçmeyeceğine karar karar verirken kullandığı savaş gerekliliği (*battle need) ve savaş değeri (*battle worthiness) adında iki ana kriteri mevcut idi. bir silahın savaş değerini silahın dayanıklı ve efektif olması belirlerken savaş gerekliliği ise ne kadar gerekli veya acil olduğu ile belirlemekteydi. savaş değeri ciddi bir önem arz etmekteydi zira silahlar ana kıtadan minimum 3 bin mil uzakta kullanılacaklardı. birinci dünya savaşında kullanılan çoğu araç gibi sürekli bozulan veya birkaç yüz mil gittikten sonra kullanılmaz hale gelen bir silahı 3 bin mil uzağa kargolamanın hiçbir anlamı yoktu.

    sherman tankının seri üretime geçmesini engelliyen ve savaş gerekliliği özelliğinin temelinde yatan bir diğer faktör ise amerika (ve çoğu ülkedeki) “çılgın bilim adamı” salgınını önlemek idi. biraz daha açmak gerekirse 1941-42 arası hemen hemen her mühendis aptalca tasarlanmış, güya savaşı kazandıracak olan araç tasarımlarıyla kara kuvvetlerine gelmekteydi. bu tasarımların bazıları gerçekten iyi olsada büyk çoğunluğu amatörce ve gereksizdi.

    savaş gerekliliği zamanının ciddi ve çözümü olmayan bir sorunuydu. modern silahların üretmesi yıllar almasa da aylar alıyordu böyle olunca da savaş sırasında karşı taraf yeni bir tank veya silah geliştirdiğinde bu silaha yeni bir silahla anında karşılık verilmesi imkansız oluyordu.

    savaş gerekliliği düşüncesinin altında yatan şey temel sorun düşman yeni bir şeyle gelene kadar herhangi bir eyleme geçilmemesiydi. bu sorun tüfek ve benzeri anti piyade silahları kolay kolay eskimediğinden onlara çok büyük bir sorun teşkil etmemekteydi ama seri üretimde olan tankın tasarımını tamamen değiştirmeden daha iyi bir silah veya teçhizat ile donatmak, silah veya teçhizat hazırda mevcut olsa bile onu taşıyacak tareti tasarlamak ve silahın mühimmatını dünyanın diğer ucuna göndermek aylar sürdüğünden zırhlı araçlar için bu büyük bir sorun teşkil etmekteydi.

    ayrıca üstteki problemin üstüne bir de silahlanma bakanlığı alman tank üretimine dair istihbarat raporlarını iyi analiz edememesi sherman tankının 1944-45 yıllarında alman zırhlılarına karşı genel olarak sıkıntı çekmesinin temel sebeplerinden birisi olmuştur.

    edit: birkaç yerde ufak düzenlemeler yapıldı.
hesabın var mı? giriş yap